Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/690 E. 2023/651 K. 01.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/690 Esas
KARAR NO: 2023/651
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/12/2022
NUMARASI: 2022/641 Esas, 2022/1093 Karar
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan(İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 01/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; borçluların gerçek kişi tacirler olup tekstil alanında ve aynı adreste faaliyet gösterdiklerini, borçluların Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2019/193 Esas, 2019/645 Karar sayılı kararı ile iflasına karar verilen … AŞ, …AŞ, …Ltd. Şti ve …AŞ şirketlerinin borçlarına müteselsil kefaletleri nedeniyle ticari faaliyetlerinin sona ermesi ve malvarlığının tamamen kaybedilmesi tehlikesi altında olduklarını, konkordato projeleri ile borçlarının tamamın 2023 yılı Temmuz ayından başlamak üzere 3 yıl içinde ödeyeceklerini belirterek borçlu gerçek kişiler lehine geçici mühlet ve kesin mühlet verilmesini, akabinde konkordato projelerinin tasdikini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; borçlular hakkında İstanbul BAM 45. HD’nin 2022/1264 Esas, 2022/1051 Karar sayılı kararı ile iflas kararı verildiğinden, konkordato sürecinin devam etme imkanının bulunmadığı, borçluların kaydi ve rayiç değer bilançolarına göre borca batık oldukları, ciro ve karlılıkları yetersiz olup kefalet borçlarını mevcut faaliyetleri ile ödemelerinin mümkün olmadığı, borçlular adına kayıtlı taşınmazlarında kefalet borçlarını ödemeye yetmeyeceği, sonuç olarak borçluların konkordato projelerinin başarıya ulaşamayacağı gerekçesiyle konusuz kalan konkordato talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf nedenleri olarak; İstanbul BAM 45. HD’nin 2022/1264 Esas, 2022/1051 Karar sayılı kararı ile borçlular hakkında iflas kararı verilmişse de söz konusu karara karşı temyiz yoluna başvurduklarından kararın kesinleşmediğini, kesin bir iflas kararı mevcut değil iken davanın konusuz kaldığına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, iflas kararının akıbetinin beklenmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici mühlet ve akabinde kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikine ilişkindir.Konkordato talepleri ile ilgili 2004 sayılı İİK’nın 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada iflasa tabi olan borçlu için, İİK’nın 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, borçlular gerçek kişi tacir olup, dava, gerçek kişi tacirlerin ticari işletmelerinin ticaret siciline kayıtlı adresleri asliye ticaret mahkemesinde açılmıştır. Ayrıca 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde borçlular vekaletnamesinde konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır.Dosya kapsamından, mahkemece İİK’nın 286 maddesinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak sunulduğu belirtilerek borçlular lehine 07/07/2022 tarihinden geçerli olmak üzere 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği ve geçici komiser atandığı, 07/10/2022 tarihli ara karar ile geçiçi mühletin 07/10/2022 tarihinden itibaren iki ay daha uzatıldığı görülmektedir.Mahkemece 01/12/2022 tarihinde borçlular hakkında başka dosyadan iflas kararı verildiği gerekçesiyle konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, davacılar vekili, iflas kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerektiğini ileri sürerek hükmü istinaf etmiştir.1-İİK’nın 288/1 fıkrası uyarınca geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur. İİK’nın 288/1. fıkrası uyarınca geçici mühlet süresinde de uygulanması gereken İİK’nın 292/1.a ve b. bendleri uyarınca borçlunun malvarlığının korunması için iflasın açılması gerekiyorsa veya konkordatonun başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa, mahkemece komiserin yazılı raporu üzerine mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar verilir.Somut davada, borçlular hakkında başka bir dosyadan iflas kararı verildiği gerekçesiyle hem konkordato talebi, hem de iflas hususunda davanın konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Oysa İİK’nın 292. maddesi sadece iflas kararı verilebilmesi hükmünü düzenlememektedir. Anılan maddeye göre öncelikle borçlunun konkordato talebi hakkında karar verilmesi gerekir. Borçlular hakkında başka bir dosyadan iflas kararı verilmesi, borçluların konkordato talebinin de konusuz kaldığı sonucunu doğurmaz.Öte yandan mahkemece borçluların konkordato projelerinin başarıya ulaşamayacağı ve borca batık oldukları kabul edilmesine rağmen, konkordato talebinin konusuz kaldığı gerekçesiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.Kısa karar ile gerekçeli kararın çelişkili olması halinde yasaya uygun biçimde, gerekçeyi içeren bir hüküm olduğundan söz edilemez. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası ve kısa karar arasında çelişki yaratılması; Anayasa ile teminat altına alınan adil yargılanma hakkı ilkesine ve kararların gerekçeli olması gerektiğine dair Anayasa ve yasa hükümlerine açıkça aykırıdır” (Yargıtay 3. HD’nin 2022/871 Esas, 2022/4222 Karar sayılı kararı). Somut olayda, mahkemece, borçluların konkordato projelerinin başarıya ulaşamayacağı ve borca batık oldukları kabul edilmekle birlikte konkordato talebinin konusuz kalması nedeniyle talep hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi nedeniyle, kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası ve kısa karar arasında çelişki yaratılmıştır. Bu nedenle mahkemece konkordato talebi hakkında, gerekçe ile hüküm arasındaki çelişki giderilecek şekilde, dosya içeriğine ve vicdani kanaate göre yeniden bir karar verilmesi gerektiğinden kararın kaldırılması gerekmiştir.2-Ayrıca BK’nın 513/1 fıkrası uyarınca vekalet verenin iflası ile vekalet sözleşmesi sona ermekle birlikte, aynı maddenin ikinci fıkrasında yer alan “vekâletin sona ermesi vekâlet verenin menfaatlerini tehlikeye düşürüyorsa, vekâlet veren veya mirasçısı ya da temsilcisi, işleri kendi başına görebilecek duruma gelinceye kadar, vekil veya mirasçısı ya da temsilcisi, vekâleti ifaya devam etmekle yükümlüdür.” hükmü gözetilerek borçlular vekilinin istinaf başvurusunun incelenmesinde usule aykırılık görülmemiştir.Ancak konkordato talep eden gerçek kişileri temsil eden vekilin, gerçek kişilerin iflası ile vekaleti sona erdiği gözetilerek, müflislerin iflas tasfiyesinin adi ya da basit tasfiye usulünde olup olmadığı gözetilerek davanın iflas idaresi ya da iflas dairesi yada yetkilendirdiği vekil vasıtasıyla görülüp sonuçlandırılması da gerekmektedir.3-İflas hükmü hakkında yapılan incelemede ise; Mahkemece, borçluların başka bir dosyadan iflasına karar verildiği gerekçesiyle, İİK’nın 292. maddesinde şartları belirtilen iflas ile ilgili de konusuz kalan davada karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Yargıtay 19. HD’nin 07/06/2007 tarih ve 3230/5889 sayılı kararında belirtildiği üzere bir tacir hakkında iki kez iflas kararı verilemezse de, bunun için ilk iflas kararının kesinleşmiş bulunması gerekir. Somut olayda davacıların iflasına dair İstanbul BAM 45. HD’nin 2022/1264 Esas, 2022/1051 Karar sayılı kararının kesinleşip kesinleşmediği dosya içeriğinden anlaşılamamaktadır. Bu durumda mahkemece iflas kararının kesinleşip kesinleşmediği araştırılmadan, İİK’nın 292. maddesinde düzenlenen iflas ile ilgili de, konusuz kaldığı gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru değildir. Mahkemece iflas kararının kesinleşmesi halinde karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi, iflas kararının bozulması halinde iflas davasına devam ederek nihai kararını vermelidir.Bununla birlikte konkordato mühlet sürelerinin kesin olarak belirlenmiş olduğu gözetildiğinde, davacıların konkordato talebi yönünden de ilk iflas kararının kesinleşmesine veya ortadan kaldırılmasına kadar dosyanın bekletilmesi, kanun koyucunun konkordato kurumu düzenlemesindeki amacı ile bağdaşmayacaktır. HMK’nın 167. maddesi uyarınca mahkeme, yargılamanın iyi bir şekilde yürütülmesini sağlamak için birlikte açılmış davaların ayrılmasına her aşamada kendiliğinden karar verebilir. Buna göre mahkemece, somut olayın özelliğine göre, İİK’nın 292. maddesinde belirtilen iflas kararı ile ilgili dosyanın tefrik edilip edilmeyeceğinin düşünülmesi, gerekirse borçlular hakkında verilmiş iflas kararının kesinleşmesinin beklenmesi gerekir.Açıklanan nedenler ile davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 355 maddesi gereğince esası incelenmeden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin hususlar incelenmeksizin KABULÜNE,2-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/641 Esas, 2022/1093 Karar ve 01/12/2022 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 ve 355.maddeleri gereğince KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince ayrı ayrı alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacılar tarafından ayrı ayrı peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 5-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin, mahkemece yeniden kurulacak hükümde DEĞERLENDİRİLMESİNE, 6-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1a-6.bendi ve 355.maddeler gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/06/2023