Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/683 E. 2023/690 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/683 Esas
KARAR NO: 2023/690
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/01/2023
NUMARASI: 2022/386 Esas, 2023/39 Karar
DAVA: KOOPERATİF ÜYELİĞİNİN TESBİTİ
KARAR TARİHİ: 15/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, 2009 yılına kadar aidat borçlarını da düzenli olarak ödediğini, ancak bu tarihten sonra kooperatif başkanının sözlü hakaretleri sonrası hukuksuz ve sebepsiz olarak kooperatif üyeliğinden uzaklaştırıldığını, kura çekiminde adına isabet eden ve bu tarihe kadar kiraya vererek mülkiyetinden faydalandığı … Mahalle … sokak. … K:… D:… daki taşınmazın tapusunu alamadığını, 2005-2006-2007-2008-2009-2010- 2011-2012 yılı genel kurulunun yapıldığı 10.02.2013 tarihindeki Olağan Genel Kurul Toplantısına çağrılmadığını, yine 2014 ile 2015 yıllarına ait 26.06.2016 tarihli Olağan Genel Kurul Toplantısına da çağrılmadığını, davalı Kooperatifin 10.02.2013 tarihli Genel Kurulunun Ticaret sicil gazetesindeki ilanında müvekkil hakkında “Kooperatifimizdeki … Blok D:… da önceden üye olarak kayıtlı olup yükümlülüklerini yerine getirmediği için kendisi istifa eden ve Yönetim kurulumuzca istifası kabul gören” üyemiz diyerek müvekkilini istifa etmiş gibi gösterildiğini, istifanın sözkonusu olmadığını, davalıya çekilen ihtarın tebliğ edilemediğini, bunun üzerine Çevre ve Şehircilik İstanbul İl Müdürlüğünden ilgili hisse ve müvekkilinin üyelik durumuna ilişkin bilgi istendiğini, Müdürlüğün cevabi yazısında, müvekkilinin 2006 yılından sonra genel Kurul Toplantısına çağrılmadığı, son 2004 yılı olağan genel kurul toplantısı hazirun listesinde isminin yer aldığı, bundan sonraki genel kurul hazirun listesinde adının geçmediği, müvekkili hakkında ortaklıktan çıkarılmaya yönelik herhangi bir karara rastlanılmadığının bildirildiğini belirterek müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunun tespitine, söz konusu taşınmazın daha önce üçüncü kişi ya da kişilere devri yapılmış ise müvekkilimin üyeliğine uygun bir taşınmazın müvekkile tahsisine, şayet böyle bir taşınmaz da yok ise fazlaya dair talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 10.000 TL daire karşılığı maddi tazminatın davalı koooperatiften alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının kooperatifte 21.12.1989 tarihine kadar 13 no.lu üye olarak yer aldığını, Yalova …Noterliği’nin 21.12.1989 tarihli … no.lu istifanamesi ile üyelik ve ortaklıktan ayrıldığını, istifanın Kooperatif Yönetim Kurulunun 16.04.1990 tarihli kararı ile kabul edildiğini, davacının Kooperatif üyeliği esnasında hiçbir aidat ve ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğini, ancak aradan geçen uzun yıllarda davacının, Kooperatife ilk üye olduğu tarihten itibaren muacceliyet kesbetmiş olan tüm borçlarını işlemiş faizleri ile birlikte ödeyeceğini taahhüt etmek suretiyle, İstanbul …Noterliği’nin 01.07.2002 tarihinde gerçekleştirmiş olduğu Kur’a Çekilişi’ne iştirak etmek istediğini, davacının Kooperatifin diğer üyeleri ile uzun yıllar öncesine dayanan insani ilişkileri ve tüm borçlarını ödeme taahhüdü gözetilmek suretiyle Kur’a Çekilişi’nde adının yer aldığını, ancak, davacının borçlarını ödemediği için hiçbir şekilde yeniden üye olarak alınmadığını, Kur’a neticesinde, davacıya … Blok D:…’nın isabet ettiğini, davacıya borçlarını ödemesi için mehil verildiğini, borcun ödenmediğini, davacıya, Sakarya … Noterliği’nin 11.04.2006 tarihli … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile 1989 yılında istifa ettiği, ancak, üyelik ve borçluluğu hakkındaki son durumu görüşmek için ödeme makbuzları ile birlikte 1 ay içinde Kooperatife müracaat etmesi gerektiğinin bildirildiğini, davacının, bu bildirime de riayet etmediğini, hiçbir ödemede bulunmadığını, davacının haksız bir kısım ithamlarla Kooperatif Yönetimi hakkında Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İstanbul Sanayi ve Ticaret İl Müdürlüğü’ne şikayetlerde bulunduğunu, davacının daha önce istifa etmesi nedeni ile davacı hakkında kooperatifçe yeni bir karar alınmadığını, davacı taleplerinin tümünün zamanaşımına uğradığını, kooperatife hiçbir ödemede bulunmamasına rağmen hak talep etmekte olan davacı tarafın, üyelik tespiti yönündeki talebinin kabul edilmesi ihtimalinde dahi, müvekkili Kooperatifin 1989 itibaren tüm alacaklarının ve bugüne kadar diğer üyelerden de aylık olarak yıllardır tahsil edilmiş olan aidat, şerefiye ve diğer mali mükellefiyetlerin, işlemiş olan tüm faizleri ile birlikte uzman bilirkişi heyeti tarafından hesaplandıktan sonra davacı tarafından mahkeme veznesine depo edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 11/09/2018 TARİH VE 2017/599 ESAS 2018/658 KARAR SAYILI KARARI İLE; Davacının 1989 yılında istifa edinceye kadar davalı kooperatifin üyesi olduğu, istifasının kooperatif yönetim kurulunca kabul edildiği ancak sonrasında davalı kooperatifin yapılan üç genel kuruluna da katıldığı, izleyen bir kaç yıla ait genel kurul hazerun cetvellerinde de adının yer aldığı, 2002 yılında yapılan kura çekilişinde davacı adına daire tahsis edildiği, davalının 2006 yılında kooperatif üyeliği ve borçların görüşülmesi amacıyla davacıya ihtarname gönderdiği, bu haliyle kooperatif üyeliğinden istifa eden davacının zımnen tekrar kooperatife üye olduğunun davalı tarafça da kabul edildiği, ancak 2006 yılında davalı tarafça gönderilen ihtarnameye davacının sessiz kaldığı ve kooperatifle herhangi bir bağlantı kurmadığı, aidat borçlarını takip etmediği, kendisine tahsis edilen dairenin kullanımını 2009 yılı itibariyle bıraktığı ve bu tarihten yaklaşık 8 yıl sonra davalı kooperatife ihtarname göndererek üyelik aidat borcu bulunup bulunmadığını sorma yoluna gittiği, davacının kendisinin üyeliğinin sona erdiğini zımnen kabul ettiği, üyelik haklarından zımnen vazgeçtiği, dolayısıyla bu davayı açmasının TMK 2. maddesi uyarınca iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gerekçesi ile davanın reddine dair karar verilmiştir.Karar davacı tarafından istinaf edilmiştir.
DAİREMİZİN 28/04/2022 TARİH VE 2019/450 ESAS 2022/556 KARAR SAYILI KARARI İLE; Somut olayda; davacının kooperatif ortağı iken 21/12/1989 tarihinde Yalova … Noterliğinin … Y. no.lu ihtarnamesi ile üyelikten istifa ettiği, istifanın 16/04/1990 tarihli yönetim kurulu kararı ile kabul edildiği, daha sonda davalı vekilinin de, cevap dilekçesinde belirttiği “..davacının kooperatifin diğer üyeleri ile uzun yıllar öncesine dayanan insani ilişkileri ve tüm borçlarını ödeme taahhüdü gözetilmek suretiyle..” 01/07/2002 tarihinde yapılan kura çekilişine davet edildiği, kur’a çekilişinde davacıya …Blok, … Kat, … nolu dairenin isabet ettiği, dairenin davacıya teslim edildiği, dairenin tamamlanarak davacı tarafından kiraya verildiği, davacının 26/06/2005 tarihli genel kurula çağrıldığı, 14/03/1987-26/06/2005 tarihlerini kapsayan genel kurullarda aidatlarla ilgili karar alındığı, davalı kooperatifin 2015 yılı yevmiye defterine göre davalı kooperatifin davacıya 10,00 TL borçlu durumda bulunduğu ve bu borcun 31/12/2016 kapanış kayıtlarında da devam ettiği, 26/06/2005 tarihinde yapılan genel kuruldan sonraki yıllara ilişkin davalı kooperatifin genel kurulunun 10/02/2013 tarihinde yapıldığı, 31/05/2006 tarihinde yapılan ve sonrasına yapılan genel kurullarda aidat kararı bulunmadığı, 02/07/2017 tarihli genel kurulda 1 yıllık aidat ödeme kararı alındığı, davanın 26/05/2017 tarihinde açıldığı, aidat kararı bulunmayan dönem itibari ile davacının, davalı kooperatife davalı defterlerine göre borcunun bulunmadığı, davalı tarafın, istifanın kabulünden sonraki davranışlarının, davacının üyeliğinin zımnen kabul anlamını taşıdığı, kooperatif inşaatlarının devam ettiği, aidat kararı bulunmayan dönemde davacının, kooperatifle ilişki kurmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından davranışının TMK’nun 2. maddesi kapsamında değerlendirilmesinin hatalı olduğu, davacının kooperatif üyesi olduğunun kabulü ile sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken hatalı değerlendirme ile davanın reddine karar verilmesi isabetli olmadığından bahisle davacının istinaf talebinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 24/01/2023 TARİH VE 2022/386 ESAS 2023/39 KARAR SAYILI KARARI İLE; Dairemiz kararında belirtilen gerekçeler ile davacının, davalı kooperatif üyesi olduğunun kabulüne ve davacının adına daire tahsisi talebi yönünden davalı kooperatif tarafından ferdileşmeye geçilmediği, daha önce davacıya tahsis edilen dairenin bir başkasına tahsis edilmediği anlaşılmakla daha önce davacı adına tahsis edilen Kartal İlçesi, … Mahalle, … Sokak, No:… (eski …), … Blok, Kat:…, Daire … nolu bağımsız bölümün davacı adına tahsisine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacının, kooperatif üyeliği esnasında hiçbir aidat ve ödeme yükümlülüğünü yerine getirmediğinden ve davacıya iade edilebilecek herhangi bir alacak da olmadığından noterlik marifetiyle gönderdiği istifası neticesinde kooperatif ile tüm hukuki ilişkisinin kesildiğini, davacıya daire teslimi yapılmamış olup davacının yalnızca 01.07.2002 tarihli kur’a çekilişine katıldığını, dairenin tüm zilyetliği ve kullanımının kooperatife ait olduğunu, anılan tarihten dava tarihine kadar da 15 yıl süreyle kooperatifle hiçbir irtibatının bulunmadığını, davacının istifasının kooperatif yönetim kurulunun 16.04.1990 tarihli kararı ile kabulüne ve varsa alacaklarının iadesine karar verilmesine rağmen davacının, istifasından 27 yıldan fazla bir süre sonra işbu davayı açtığını, davacının kur’a çekilişine katıldığı tarih olan 01.07.2002’den dava tarihine kadar geçen sürenin ise 15 yıl olduğunu, aradan geçen süreler gözetildiğinde işbu davadaki taleplerin TMK’nun 2. maddesi uyarınca dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, davacının, kooperatife hiçbir zaman 1 lira dahi aidat ödemediği gibi, dava tarihine kadar 15 yılı aşkın süredir hiçbir ilişki dahi kurmadığını, alınan ek bilirkişi raporunda 31.05.2006 tarihinden itibaren aidat hesaplaması yapılmış ve 10.02.2013 tarihine kadar başkaca genel kurul toplantısı yapılmadığı belirtilmiş ise de, anılan tarih aralığında 02.07.2017 tarihli genel kurula kadar üyelerden aidatlar alınmaya devam edildiğini ve 2005 yılında olduğu gibi aylık 150,00 TL üzerinden tüm üyelerden aidatlar toplanmaya devam edildiğini, aksi yönde bir kurul kararı olmadığından ve genel kurul kararı ile bir artış da öngörülmediğinden, bir önceki kurulda belirlenen aylık 150,00 TL aidatın 02.07.2017 tarihine kadar aynen devam ettiğini, aradaki 12 yıllık sürenin aidat hesaplaması dışında bırakılmış olmasının hatalı olduğunu, yapılan aidat hesaplamalarında ara ödeme yönündeki genel kurul kararlarının da dikkate alınmasının zorunlu olduğunu, ara ödeme kararlarına göre de aidatların hesaplanması ve her bir aidat dönemi için yıllık yasal faiz işletilmesi gerektiğini, yerel Mahkeme tarafından istinaf kararı sonrasında gerçekleştirilen yargılamada hiçbir delilin yeniden incelenmediğini, yalnızca ferdileşme yapılıp yapılmadığı tetkiki ile yetinildiğini, bu yönüyle de yetersiz inceleme sebebiyle hükmün kaldırılması gerektiğinin açık olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davacı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davalının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, davacının, davalı kooperatife üyeliğinin tespiti, kendisine konut tahsisi, mümkün olmadığı takdirde konut yerine bedelinin tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece uyuşmazlık konularında bilirkişi raporu alınmıştır.27.02.2017 tarihli bilirkişi raporunda; davacının kooperatif ortağı iken 21/12/1989 tarihinde Yalova … Noterliğinin … Y. no.lu ihtarnamesi ile üyelikten istifa ettiği, istifanın 16/04/1990 tarihli yönetim kurulu kararı ile kabul edildiği, davacının daha sonra kooperatifin yapmış olduğu 26/06/2005 tarihli genel kurula çağrıldığı, 01/07/2002 tarihinde yapılan kura çekiminde kendisine isabet eden dairenin davacıya teslim edildiği, davacının istifasından sonra tekrar ve yeniden kooperatif ortaklığına kabul edildiği, davalı kooperatifin davacının borçlu olduğu hususunda bir belge sunmadığı, kooperatif tarafından ibraz edilen ticari defterlerin açılış tasdiklerinin TTK hükümleri uyarınca süreleri içerisinde yaptırıldığı, 2002-2003-2004-2005-2006-2007-2008-2009-2010-2011-2012- 2013 -2014 ticari defterlerinin kayıt altına alınmamış boş olarak ibraz edildiği, 2006 yılı ticari defterlerinin ibraz edilmediği, 2015-2006 yıllarına ait defteri kebir ve envanter defterlerinin kayıt altına alınmamış boş olarak ibraz edildiği, Körfez Asliye Hukuk Mahkemesinin 1999/864 E.1999/717 K. sayılı 30/12/1999 tarihli kararı gereğince kooperatife ait işyerinin 17/08/1999 tarihinde meydana gelen depremde çöktüğü, çökme sebebi ile işyerinde bulunan eşyalar ile birlikte muhasebe kayıt ve defterlerinin zayi olduğunun tesbitine karar verildiği, davalı kooperatifin 2015 yılı yevmiye defterine göre davalı kooperatifin, davacıya 10 TL borçlu durumda bulunduğu ve bu borcun 31/12/2016 kapanış kayıtlarında da devam ettiği, kura çekiminin 01/07/2002 tarihinde İstanbul … Noterliği huzurunda yapıldığı ve davacıya kura zabtında 15’nci sırada … Blok … no.lu dairenin isabet ettiği, bu dairenin davacı tarafından kullanıldığı ve halen başka bir kooperatif ortağına da tahsis edilmediği, arsa tapusunun kooperatif adına kayıtlı olduğu, kat irtifakı tesis edilmediğinden, bağımsız bölümlere ait müstakil tapu bulunmadığı, kura zaptında … Blok, … Kat, … nolu dairenin davacı …’e tahsis edildiği, geçen süre içerisinde bu dairenin davacı tarafından tasarruf edilerek kiraya verildiği, kooperatif tarafından kat irtifakı tesis edilerek ferdileşmeye geçilmesi durumunda söz konusu dairenin davacıya tahsis edilmesinin mümkün olduğu, bir kısım blokların inşaatının halen devam ettiği belirtilmiştir. 27.06.2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; 14/03/1987- 26/06/2005 tarihlerini kapsayan genel kurullarda aidatlarla ilgili karar alındığını, 26/06/2005 tarihinde yapılan genel kuruldan sonraki yıllara ilişkin davalı kooperatifin genel kurulunun 10/02/2013 tarihinde yapıldığı, 31/05/2006 tarihinde ve sonrasına yapılan genel kurullarda aidat kararı bulunmadığı, 02/07/2017 tarihli genel kurulda 1 yıllık aidat ödeme kararı alındığı, yapılan hesaplamalara göre, normal bir kooperatif üyesinin 26/05/2017 tarihine kadar ödemesi gereken aidat toplam tutarının 14.233,00 TL olduğu, bağımsız bölümün dava tarihi 26.05.2017 itibariyle hesap ve tespit güncel rayiç değerine davalı vekili tarafından yapılan itirazın yerinde olmadığı ifade edilmiştir.Somut olayda, davacının kooperatif ortağı iken 21/12/1989 tarihinde Yalova … Noterliğinin … yevmiye no.lu ihtarnamesi ile üyelikten istifa ettiği ve istifanın da davalı kooperatifin 16/04/1990 tarihli yönetim kurulu kararı ile kabul edildiği anlaşılsa da istifanın kabulünden sonraki davalı kooperatifin davranışları, davacının üyeliğinin zımnen kabul edildiği anlamı taşımaktadır. Şöyle ki, davalı vekilinin cevap dilekçesinde “..davacının, kooperatifin diğer üyeleri ile uzun yıllar öncesine dayanan insani ilişkileri ve tüm borçlarını ödeme taahhüdü gözetilmek suretiyle…” şeklinde ifade ettiği üzere 01/07/2002 tarihinde yapılan kura çekilişine davacının da davet edildiği, kur’a çekilişinde davacıya … Blok, … Kat, … nolu dairenin isabet ettiği, dairenin davacıya teslim edildiği, dairenin tamamlanarak davacı tarafından kiraya verildiği, davacının 26/06/2005 tarihli genel kurula çağrıldığı, 14/03/1987-26/06/2005 tarihlerini kapsayan genel kurullarda aidatlarla ilgili karar alındığı, 2015 yılı yevmiye defterine göre davalı kooperatifin davacıya 10,00 TL borçlu durumda bulunduğu ve bu borcun 31/12/2016 kapanış kayıtlarında da devam ettiği, 26/06/2005 tarihinde yapılan genel kuruldan sonraki yıllara ilişkin davalı kooperatifin genel kurulunun 10/02/2013 tarihinde yapıldığı, 31/05/2006 tarihinde ve sonrasında yapılan genel kurullarda aidat kararı bulunmadığı, 02/07/2017 tarihli genel kurulda 1 yıllık aidat ödeme kararı alındığı, davanın 26/05/2017 tarihinde açıldığı, aidat kararı bulunmayan dönem itibari ile davalı defterlerine göre davacının, davalı kooperatife borcunun bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca kooperatif inşaatlarının devam ettiği ve aidat kararı bulunmayan dönemde davacının, kooperatifle ilişki kurmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından davacının davranışının ve açtığı davasının TMK’nun 2. maddesi kapsamında dürüstlük kuralına aykırı düştüğünden de söz edilemeyeceği dikkate alındığında davalı kooperatifin, davacının istifasının kabulünden sonraki davranışları, davacının üyeliğinin zımnen kabul edildiğini göstermektedir. Bu nedenle davalının istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. O halde davacının kooperatif üyesi olduğunun kabulünden sonra tahsis ve tazminat taleplerinin yerinde olup olmadığının değerlendirilmesi gerekir. Dairemizin kaldırma kararından sonra Mahkemece davalı kooperatifte ferdileşmeye geçilip geçilmediği ve davacı tarafça kendisine tahsis edildiği beyan edilen … Blok … Kat … nolu dairenin hali hazırda davalı kooperatif tasarrufunda olup olmadığı hususları araştırılmış olup buna göre davalı kooperatifin ferdileşmeye geçmediği ve söz konusu taşınmazın da davacıdan sonra başkası adına tahsis edilmediği anlaşıldığından Mahkemece tesis edilen karar isabetli olmuştur.Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/386 Esas, 2023/39 Karar ve 24/01/2023 tarihli kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nun 353/1b.1 maddesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davalı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.15/06/2023