Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/65 E. 2023/125 K. 02.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/65 Esas
KARAR NO: 2023/125
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 16/11/2022
NUMARASI: 2022/968 Esas
TALEP: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan
(İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 02/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
TALEP Borçlu şirket vekili; müvekkili şirket hakkında 07/11/2022 tarihinde geçici mühlet kararı verildiğini, geçici mühlet kararına rağmen alacaklı SGK’nın 11/11/2022 tarihinde müvekkili hastanenin hakedişlerinde, prim borcu ve sair çezalar nedeniyle kesinti yaparak toplam 1.738.421,37 TL’yi kendi alacağına mahsup ettiğini, sözkonusu mahsup işleminin geçici mühlet kararına ve verilen tedbirlere aykırı olduğu gibi alacaklılar arasında eşitsizlik de yaratacağını belirterek SGK tarafından hangi nedene dayanılırsa dayanılsın kesinti yapılmamasını ve yapılmış ise (1.738.421,37 TLdahil olmak üzere) iadesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; SGK’nın kamu alacağının konkordatoya tabi olmadığı, borçluya nazaran üçüncü kişi konumunda olanların maddi hukuktan doğan talep ve defi haklarını etkileyen tedbir kararı verilemeyeceği, talebin konkordatonun amacına uygun olmadığı gerekçesiyle talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde konkordato talep eden alacaklı ile borçlu şirket vekilleri tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir. Konkordato talep eden alacaklı vekili istinaf nedenleri olarak; SGK’nın alacağını borçlu şirketin alacaklarından mahsup etmesinin alacaklılar arasında eşitsizlik yaratacağı belirterek kararın kaldırılarak borçlu şirketin tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Borçlu şirket vekili istinaf nedenleri olarak; İİK’nın 294. maddesi uyarınca geçici mühlet verilen borçlu hakkında kamu alacağı için de takip yapılamayacağını yapılmış takiplerin ise duracağını, bu nedenle alacaklı SGK’nın takip yapamayacağı gibi takas mahsup işlemi de yapamayacağını, SGK’nın müvekkili şirketin hakedişlerinde kesinti yapmasının projeyi olumsuz etkileyeceğini ve alacaklılar arasında eşitsizlik yaratacağını, emsal istinaf kararında da sağlık kurulu olan hastanenin hak edişleri üzerinde SGK’nın takas yapmasının tedbiren önlenmesi gerektiğine karar verildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve tedbir talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Talep, geçici mühlet ve kesin mühlet verilmesi, akabinde konkordatonun tasdiki isteğine ilişkindir. Borçlu şirket vekili, alacaklı SGK’nın mühletten önce doğmuş kamu alacakları için müvekkili şirketin hak edişlerinde yaptığı kesintinin önlenmesi ve yapılan kesintilerin de iadesini talep etmiş, mahkemece talep reddedilmiş, karar konkordato talep eden alacaklı ile borçlu şirket vekili tarafından ayrı ayrı istinaf edilmiştir. Uyuşmazlık; alacaklı SGK’nın kamu alacağını, geçici mühlet verilen borçlu şirketin hakedişinden mahsup edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır. İcra İflas Kanunun 308/c-3. Maddesinde “206.maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkrası hükmü uygulanmaz.” düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye ve 308/c maddesine göre konkordatonun tasdik kararı ile birlikte bağlayıcı hale geleceği, bağlayıcı hale gelen konkordatonun konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için bağlayıcı olacağı ancak 6183 sayılı kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin uygulanmayacağı açıkça belirtilmiştir. Dolayısıyla Sosyal Güvenlik Kurumu bakımından tasdik kararı verilse dahi, Sosyal Güvenlik Kurumu alacaklarının tasdik edilen proje kapsamına dahil edilmesine imkan yoktur. Diğer bir ifade ile Sosyal Güvenlik Kurumu projeye dahil olmadan konkordato talebinden önce veya sonra doğup doğmadığna bakılmaksızın alacaklarının tamamını konkordato talep edenden projeye dahilolmadan tahsil edebilecektir. Kamu alacağı olan Sosyal Güvenlik Kurumu alacağının tasdik edilen projeye dahil olmayacağına göre, Sosyal Güvenlik Kurumunun konkordato talep eden şirketten olan alacaklarını, konkordato talep eden şirketin hak edişlerinden tahsil etmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. Bu durum eşitlik ilkesine de aykırılık teşkil etmez. Zira 3.kişi konumunda olan Sosyal Güvenlik Kurumunun konkordato talep eden şirkete olan borçlarının tedbir yoluyla da ödenmesine karar verilemez. Yani tedbir yoluyla inşai bir hüküm kurulamaz. Tedbir talebinin kabulü halinde Sosyal Güvenlik Kurumuna, korkordato talep eden şirkete borcu varsa bu borcun ödenmesinin hüküm altına alınması sonucunu doğuracaktır. Bu kapsamda Sosyal Güvenlik Kurumunun alacağının, borçlu şirketin hak edişlerinden tahsil etmesinde hukuka aykırılık bulunmamaktadır. İlk derece mahkemesince bu doğrultuda verdiği karar usul ve yasaya uygundur. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi ara kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, konkordato talep eden alacaklı ile borçlu şirket vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/968 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 16/11/2022 tarihli ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan konkordato talep eden alacaklı ile borçlu şirket vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan konkordato talep eden alacaklı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın talep eden alacaklıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan borçlu şirket tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın borçlu şirketten tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 ve 362/1-f maddeleri gereğince kesin olmak üzere hakim …’ın karşı oyu ile oyçokluğuyla karar verildi.02/02/2023
MUHALEFET ŞERHİ Sayın çoğunluk ile uyuşmazlık, mühletten önce doğmuş kamu alacağının, borçlu şirketin hakedişinden mahsup edilip edilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. Geçici mühlet başlığını taşıyan 287/1. Fıkrada, mahkemenin konkordato talebi üzerine 286. maddede belirtilen belgelerin eksiksiz olarak mevcut olduğunu tespit ettiğinde derhal geçici mühlet kararı vereceği ve 297’ nci maddenin ikinci fıkrasındaki haller de dahil olmak üzere borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı düzenlenmiştir. Konkordato talebi üzerine, kanunda öngörülmeyen ancak mahkemece verilebilecek ihtiyati tedbirlerin amacı, konkordato talep eden borçlunun malvarlığını veya işletmenin bütünlüğünün korunması ve konkordatonun amacına ulaşmasının sağlanmasıdır.İİK’nın 294/1 fıkrası uyarınca mühlet içinde borçlu aleyhine 6183 Sayılı Yasaya göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz, evvelce başlamış takipler durur. Konkordato talep eden borçlunun, konkordato işlemlerini gerçektireceği bu süreç içinde, icra ve iflas takiplerine muhatap kılınması ve bir kısım tedbirlerin alınmaması mal varlığının tümüyle elinden çıkmasına yol açabilir. Oysa konkordatoda temel ilke borçlunun malvarlığının başında bulunması ve işletmesini yeniden sağlam bir yapıya kavuşturmasıdır.Diğer taraftan, İİK’nın 294/4 fıkrası yollaması ile İİK’nın 200. ve 201.nci maddeleri uyarınca konkordato mühleti içerisinde takasın gerçekleşebilmesi için her iki alacağın da, mühlet kararının ilanından önce doğması gerekir. Ayrıca sözkonusu düzenlemede kamu ve konkordatoya tabi alacak ayrımı yapılmayarak takasın İİK’nın 200 ve 201 maddelerine tabi olduğu belirtilmiştir. Bu hükümler gereğince alacağı geçici mühletten önce doğan alacaklı, geçici mühlet kararından sonra borçluya borçlanmışsa takasa cevaz verilmemiştir. Diğer taraftan mühlet içinde kamu alacağının tahsili için de takip yapılamaz ve evvelce yapılmış takipler durur. Mühlet içinde kamu alacağının takiple tahsili mümkün olmamasına rağmen, kamu alacağının borçlu şirketin hakedişinden tahsil edilebileceğini kabul etmek çelişkili olur.Buna göre somut olayda, alacaklı SGK’nın mühletten önce doğmuş kamu alacaklarını, mühlet içerisinde tahhakkuk eden borçlu şirketin hakedişlerinden kesinti yapması doğru değildir. Buna göre borçlu şirketin geçici mühletin ilan tarihi ve sonrasında tahakkuk eden hakedişlerinde, alacaklı SGK’nın kesinti yapmasının önlenmesi, yapılmış kesintinin konkordato projesi çerçevesinde ve konkordato komiseri denetiminde kullanımının sağlanması için ihtiyati tedbir kararı verilmesi gerekirken talebin reddine karar verilmesinin doğru olmadığı görüşünde olduğumdan, karara muhalif kaldığımı bildiririm.