Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/631 E. 2023/689 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/631 Esas
KARAR NO: 2023/689
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 12/04/2023
NUMARASI: 2023/225 Esas, 2023/317 Karar
DAVA: İFLAS (İflasın Kapanması (İİK 254))
KARAR TARİHİ: 15/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İflas masasını temsilen iflas müdürü dava dilekçesinde özetle; İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğünün … sicil numarasında kayıtlı, … Mah. … Cad. No:… K/… Kağıthane/İstanbul adresinde mukim … Anonim Şirketinin İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/792 Esas sayılı kararı ile 08.03.2018 günü saat 15:41 itibariyle iflasına karar verildiğini, iflas tasfiye işlemlerinin … İflas dosyası üzerinden yürütüldüğünü, iflas kararının 02.05.2018 tarihinde kesinleştiğini, basit tasfiye ile sıra cetveli ve ek sıra cetveli ilanlarının yapıldığını, müflisin taraf olduğu dosyalara ilişkin gerekli yazışmaların yapıldığını, İİK’nun 143 ve 251 maddeleri kapsamında iflasta borç ödemeden aciz vesikasının tanzim edilerek taraflara tebliğe çıkartıldığını, bir kısım davalar kesinleşmemiş ise de bunun bekletici mesele yapılmasının diğer alacaklıların ve masanın menfaatine aykırı olduğunu, zira kesinleşmeyen davalar yönünden makul sürenin geçtiğini, iflas masasında dağıtıma konu tutar bulunmaması nedeniyle bu davaların kesinleşmesi ve iflas masasına sunulması halinde İİK’nun 253. maddesi kapsamında aciz vesikası tanziminin mümkün olduğunu, bu nedenle sonuçlanmamış olan davaların kesinleşmemesinin sorumluluğunun iflas masasına yükletilemeyeceğini, bir kusur varsa bu kusurun davacı alacaklıya ait olduğunu, bu davaların müflisin aktifini etkilemediğini, bu nedenlerle kesinleşmeyen davalar yönünden bekletici mesele yapılmadığını belirterek masada tasfiyeyi gerektirecek başka bir işlemde kalmadığından müflis şirket hakkında verilen iflas kararının İİK’nun 254. maddesi kapsamında kapatılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince, İİK m.251 hükmü uyarınca iflas idaresinin paraları dağıtırken alacağını alamamış olan her alacaklıya ödenmemiş miktar için aciz vesikası vermesi, vesikada müflisin alacağı kabul veya reddettiğinin yazılması ve bu çerçevede İİK m.143 hükmü uyarınca borç ödemeden aciz vesikasının düzenlenmesi gerektiği, ancak UYAP üzerinden yapılan sorgulamada … Ticaret Limited Şirketi tarafından müflis aleyhine ikame edilen itirazın iptali talepli davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1135 Esas sayılı dosyasında verilen kararın kesinleşmediği, yine … Anonim Şirketi tarafından müflis aleyhine ikame edilen itirazın iptali talepli olarak açıldıktan sonra iflas sebebiyle kayıt kabule dönüşen davada İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/862 Esas sayılı dosyasında, alacağın iflas masasına kaydına yönelik verilen kararın kesinleşmediği, alacaklıya aciz vesikası verilmediği, bu nedenle İİK 254. maddesi uyarınca iflasın kapatılması koşullarının oluşmadığı belirtilerek iflasın kapatılması isteminin reddine dair karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: İflas masasını temsilen iflas müdürü istinaf dilekçesinde; İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1135 Esas 2019/1297 Karar ve yine aynı Mahkemenin 2016/862 Esas 2019/1246 Karar sayılı ilamlarının kesinleşmediğinin doğru olduğunu, her ne kadar konun koyucu müflisin taraf olduğu davaların kesinleşmesi yönünde irade ortaya koymuş ise de, davacı tarafından 2019 yılında sonuçlanan bir davanın kesinleştirilmemiş olmasının zımmen tesis edilen hükmün kabulü anlamını taşıdığını, iflas tasfiyesinin 2018 yılında iflasın açılmasıyla birlikte İİK’nun iflasa dair hükümlerinin uygulandığını, iflas dosyasında dağıtıma konu herhangi bir masa mevcudunun bulunmadığını, kararların kesinleştirilmesinin İİK’nun 254 maddesinin uygulanmasına etkili olamayacağını, her iki alacaklı yönünden İİK’nun 251 maddesi kapsamında aciz vesikası tanzim edilmemiş ise de, her iki alacaklının da iflas masasına başvurarak kendisi yönünden aciz vesikası tanzimini talep edebileceğini, bu hususun iflasın kapatılmasına aykırılık teşkil etmeyeceğini, her iki alacaklının bu kapsamda hukuki haklarının devam ettiğini, her iki davacının iş bu davaya müdahale dilekçesi de vermediğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Talep, iflasın kapanması istemine ilişkindir. İflasın kapanması müessesesinin düzenlendiği İİK’nun “nihai rapor ve kapanma kararı” başlıklı 254. maddesi “Paralar dağıtıldıktan sonra idare, iflasa hükmeden mahkemeye son bir rapor verir. Mahkeme iflasın idaresinde hata ve noksan görürse icra mahkemesine bundan haber verir. Mahkeme, tasfiyenin bittiğini anladıktan sonra kapanma kararı verir.” hükmünü içermektedir. İflasın kapanmasına karar verilmesi, iflas idaresi tarafından ticaret mahkemesinden istenir. İflas idaresi, bu talebini, ticaret mahkemesine vereceği bir son rapor ile yapar (m.254,1). İflas idaresinin, ticaret mahkemesinden iflasın kapanmasına karar verilmesini isteyebilmesi için, iflas tasfiyesini bitirmiş olması gerekir. Yani, masaya ait bütün mal ve haklar satılmış (paraya çevrilmiş), elde edilen paralar alacaklılara kesin olarak dağıtılmış ve alacağını tamamen alamamış olan alacaklılara aciz belgelerinin verilmiş olması gerekir. İflas tasfiyesinin bitmiş sayılabilmesi ve iflasın kapanmasının işlenebilmesi için iflas masasının taraf olduğu bütün davaların (ve özellikle sıra cetveline itiraz davalarının) sonuçlanmış ve kararların kesinleşmiş olması gerekir (Prof. Dr. BAKİ KURU, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, 2. Baskı, Ankara 2013, s.1374). Somut olayda, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/1135 Esas 2019/1297 Karar ve yine aynı Mahkemenin 2016/862 Esas 2019/1246 Karar sayılı ilamlarının kesinleşmediği konusunda ihtilaf bulunmayıp uyuşmazlık, bu hususun iflasın kapanmasına karar verilmesine engel teşkil edip etmeyeceği noktasında toplanmaktadır. İflas idaresinin ticaret mahkemesinden iflasın kapanmasına karar verilmesini isteyebilmesi için iflasın tasfiyesini bitirmiş olması gerekir. Oysa her iki dava dosyası bakımından kesinleşmiş mahkeme ilamı sunulmadığından bu alacaklılar yönünden aciz vesikası tanzim edilemediği iflas müdürlüğünün 30/03/2023 tarihli raporundan anlaşılmaktadır. Buna göre iflasın kapanmasına karar verilmesi için iflas masasının taraf olduğu bütün davaların sonuçlanmış ve kararların kesinleşmiş olması gerektiğinden somut olayda söz konusu kararlar kesinleşmediğinden iflas tasfiyesinin bittiğinden söz edilemez. Bu nedenle koşulların oluşmadığından bahisle talebin reddine yönelik Mahkemece tesis edilen karar isabetlidir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/225 Esas, 2023/317 Karar ve 12/04/2023 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1 bendi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nun 164/2 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.15/06/2023