Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/598 E. 2023/633 K. 25.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/598 Esas
KARAR NO: 2023/633
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 21/03/2023
NUMARASI: 2022/656 Esas,
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Acentelik Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 25/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 10.05.2022 tarihinde indirimli fiyat sözleşmesi imzalandığını, müvekkilin, … Hotel’den sözleşmenin 6. maddesi uyarınca 38.000 Euro alacaklı olduğunu, bu alacak hakkına ek olarak müvekkili tarafından davalıya 12.000 Euro ödeme yapıldığını, bu sözleşmeye istinaden müvekkilinin, davalıya göndermiş olduğu birçok rezervasyon talebinin, müvekkilinden ekstra ödeme talep edilmeden onaylandığını, ancak bir süre sonra, müvekkilinin sözleşme uyarınca ödeme vadeleri gelmeden, müvekkilinin rezervasyonlarının ödeme yapılmadığı gerekçesiyle kabul edilmemeye başlandığını, davalı şirket yetkililerinin, şifahi olarak, sözleşmedeki imzaların kendilerine ait olmadığını beyan ederek sözleşmeyi reddettiğini, davalı şirket yetkililerinin rezervasyonları onaylamamaları, şifahi olarak sözleşmenin varlığını reddetmeleri ve müvekkili şirket tarafından davalıya ödenen bedelleri iade etmemeleri üzerine, Üsküdar … Noterliğinin 21.06.2022 tarih ve … yevmiye numaralı ihtarnamesiyle sözleşmenin müvekkili tarafından feshedildiğini, davalının sözleşmeyi kusurlu bir şekilde ihlal etmesi sonucunda, müvekkili bünyesinde maddi zararlar gerçekleştiğini belirterek davalı şirketin İstanbul … İcra Dairesinin … Esas sayılı dosyasındaki ödeme emrine yapmış olduğu itirazının kaldırılmasına, müvekkili şirketin, davalı şirkete yapmış olduğu ödemeler ve taraflar arasındaki sözleşme uyarınca, davalı şirket nezdinde tutulmakta olan bakiye 33.930 Euro’nun; bakiye alacak karşılığında rezervasyon haklarının kullandırılmamasından dolayı kâr kaybı olarak 7.500 Euro’nun; fiili zarar olan 1.000 Euro’nun; müşteri portföyü ve iş ortakları nezdinde yaşamış olduğu itibar kaybı sebebiyle 5.000 Euro’nun takip tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte tahsili ile aynı zamanda davalının mal kaçırma çabası içerisinde olması sebebiyle borcu karşılamaya yeter miktarda malı üzerine ihtiyati haciz konulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının beyan ve iddiası üzere takip ve dava dayanağı olarak gösterilen 10.05.2022 tarihli belge sadece prensipte varılan bir ön protokol olup gereklerine bilakis alacaklı görünen davacı tarafça uyulmamış olunduğu gibi davalı borçlu görünen müvekkili şirketin imza yetkilisi tarafından da onay verilmiş, imzalanmış bir sözleşme olmadığını, davacı alacaklı görünen tarafından davalı-borçlu görünen şirkete iddia edildiği üzere 33.930 Euro gibi bir ödemede yapılmadığını, mevzunun evveliyatının 2019 yılında dava dışı 3. şahıs şirketler … Tic. Ltd. Şti. (acente) ile … Dış Tic. San. Ltd. Şti. (Hotel) arasında gerçekleşmiş konaklama hizmeti kaynaklı iş ilişiğine dayandığını, davacı alacaklı görünen şirket tarafından davalı borçlu görünen şirkete yapılmış talep konusu herhangi bir ödeme ve buna dair herhangi bir ödeme kayıt ve belgesi söz konusu olmadığını, davanın tarafları arasında 33.930,00 Euro’luk herhangi bir ticari ilişkinin de söz konusu olmadığını, dayanak gösterilen 10.05.2022 tarihli belgede de bu yönde herhangi bir rakam telaffuzu olmadığı gibi davacı alacaklı görünenin bu meblağa ne şekilde ulaştığı ve talep ettiğinin de dosya münderecatı itibariyle belli olmadığını, davalı şirketin içinin boşaltıldığına dair davacı tarafın beyan ve iddiaları son derece soyut ve gerçek dışı olup bu iddialara dair dosyada herhangi bir somut delilin de bulunmadığını, ne müvekkili şirketin ne de dava dışı … şirketinin iddia edildiği üzere bir eylem içerisinde olma şüphesinin bile bulunmadığını, sırf davacı alacaklı görünenin soyut beyan ve iddiaları üzerinden müvekkili şirket aleyhinde ihtiyati haciz kararı verilmesinde herhangi bir hukuki isabet bulunmadığını belirterek öncelikle ve ivedilikle ihtiyati haciz kararına itirazları doğrultusunda inceleme ve değerlendirme yapılarak duruşma açılarak işbu kararın kaldırılmasına, yapılacak yargılama sonrası haksız ve hukuki himayeden yoksun davanın reddine, haksız ve kötüniyetli takip nedeniyle davacı aleyhine takip ve dava konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesi 11/10/2022 tarihli ara kararı ile, ihtiyati haciz isteminin kısmen kabul kısmen reddi ile, sözleşmede belirlenen ve davalı uhdesinde kabul edilen bedelden 33.930,00 EURO (613.332,25 TL) (1 € = 18.0764 TL) yönünden %15 teminat karşılığı İİK’nun 257. maddesinin 1. fıkrasına uygun bulunan alacak rehinle temin edilmemiş ve diğer tarafla üçüncü şahısların muhtemel zarar ve ziyanlarına kafi teminatta alınmış bulunduğundan adı geçen davalı/borçlunun menkul ve g.menkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının borca yeter miktarının tahsilde tekerrür olmamak üzere İİK’nun da muayyen tahditler dairesinde ihtiyaten haczine, kalan alacak istemleri yönünden alacağın olup olmadığının ancak yapılacak yargılama sonucunda belli olacağından, bu kapsamda henüz muaccel olmuş bir borç bulunmadığından buna ilişkin ihtiyati haciz isteminin reddine karar verildiği görülmüştür. Davalı vekilinin ihtiyati haciz kararına itirazı üzerine ilk derece Mahkemesince duruşma açılarak ihtiyati hacze itirazın İİK 265. maddesinde sayılan hallerden olmaması sebebiyle reddine karar verilmiştir. Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
DAİREMİZİN 02/03/2023 TARİH VE 2023/149 ESAS 2023/251 KARAR SAYILI İLAMI İLE: Mahkemece ihtiyati haciz kararı verilen miktara ne şekilde ulaşıldığının dava ve talep tarihi itibariyle belli olmadığı, davalı şirketin içinin boşaltıldığına yönelik davacı tarafça dayanılan sebeplerin soyut nitelikteki beyanlardan ibaret olduğu, kaldı ki sözleşme ilişkisinin de taraflar arasında ihtilaflı olduğu, sonuç olarak dosya kapsamı ve mevcut delil durumu itibariyle davacının, alacağı ve ihtiyati haciz sebepleri hakkında Mahkemeye kanaat getirecek deliller gösterdiğinden bahsedilemeyeceği, yani henüz yaklaşık ispat koşulunun sağlanamadığı gerekçesiyle ihtiyati hacze yönelik yapılan itirazın kabulü ile Mahkemece tesis edilen ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacı vekilinin 14/03/2023 tarihli dilekçesi ile yeniden ihtiyati haciz talebinde bulunduğu görülmüştür.
İLK DERECE MAHKEMESİ 21/03/2023 TARİHLİ ARA KARARI İLE: İhtiyati haciz talebinin kabulüne yönelik tesis edilen kararın İstinaf Mahkemesince kesin olarak kaldırıldığı, ihtiyati haciz kararı verilen an ile yeniden ihtiyati haciz talep edilen an arasında delillerde herhangi bir farklılık bulunmadığından bahisle ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İstinaf ilamının gerekçesinin hukuka ve yasaya aykırı olduğunu, Mahkemece ihtiyati haczine karar verilen 33.930,00 EURO’nun taraflar arasında akdedilen sözleşme gereğince bakiye miktara ilişkin olduğunu, davalının mal kaçırma kastıyla hareket ettiği sabit olsa da aksi kanaat halinde dahi davaya konu alacağın muaccel olduğunu, bu durumda mal kaçırma şartının aranmayacağını, alacağın miktarı ve sebeplerine ilişkin delillerde sunulmuş iken İstinaf kararının bu yöndeki değerlendirmesinin de gerçeğe aykırı olduğunu, sözleşme ilişkisinin varlığının dosya kapsamı ile sabit olduğunu, İstinaf mahkemesince hukuka ve yasaya aykırı olarak ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verildiğini, davalı şirket ile aynı binada kurulmuş olan … Dış Tic. San. Ltd. Şti. isimli bir şirketinin daha bulunduğunu, her iki şirketin de … Hotel’in işletmeciliğini yaptığını, davalı şirketin içinin boşaltılarak bu şirket üzerinden faaliyetlerine devam etmeyi düşündüğüne dair emare ve duyumlar bulunduğunu, bu nedenle müvekkilinin, alacağına kavuşamama riskinin bulunduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istinaf ederek ihtiyati haciz taleplerinin kabul edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup dava kapsamında ayrıca ihtiyati haciz talep edilmiştir. Davacı tarafından davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında toplamda 47.430,00 Euro alacağın tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlatıldığı, davalı borçlu şirketin takibe ve borca karşı yasal süresinde borcu bulunmadığını belirterek itiraz ettiği anlaşılmıştır.İcra ve iflas hukukundaki ihtiyati haciz müessesi, medeni usul hukukundaki ihtiyati tedbir ve idare hukukundaki yürütmenin durdurulması müesseseleri gibi hukuki koruma önlemidir. Geçici hukuki koruma önlemleri toplumsal barışın sağlanması açısından da önem taşımaktadır. Geçici hukuki himaye tedbirlerinin düzenleme nedeni, bireylere etkin hukuki himaye sağlanmasıdır. Bu da Hukuk Devleti ilkesinin bir gereğidir (AY m.2). Geçici hukuki koruma önlemleri, henüz hüküm verilmeden bireylerin acil hukuki korunma ihtiyaçlarının karşılanmasıdır.2004 Sayılı İİK’nun 257 ve devamında ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İhtiyati haciz şartlarına 257. maddede, 258. maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258. maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. Bir alacak için ihtiyati haciz isteyen kişinin o alacağın alacaklı sıfatına sahip olması gerekir. Yani ancak alacağın alacaklısı ihtiyati haciz isteyebilir. Bu durum hakimin maddi hukuku araştırması gerektiği sonucunu beraberinde getirmektedir. Hakim, ibraz edilen delilerden ihtiyati haciz isteyen kişinin alacaklı sıfatına sahip olduğuna kanaat getirirse ihtiyati hacze ilişkin şart gerçekleşmiş demektir (İİK m.258/1). Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. İbraz edilen ispat vasıtası, iddia edilen hakkın varlığını ispatlamaya elverişli olmalıdır. Diğer yandan, alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamaktadır. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. Bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. Talep edilen alacağın ise vadesinin gelmiş olması gerekir (İİK m.257/1). Alacağın muaccel olduğu an, ya tarafların anlaşması veya bir ihbar yada kanun hükmü veya hukuki ilişkinin mahiyeti ile belirlenir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrüt olur. Diğer yandan alacağın rehinle temin edilmemiş olması gerekir. Vadesi gelmemiş alacaklarda ihtiyati haciz kararı verilmesinin şartları İİK 257/2. fıkrada sınırlı şekilde sayılmıştır.2004 sayılı İİK’nun “İhtiyati haciz kararına itiraz ve temyiz” başlıklı 265. maddesi “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyatî haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi hâlde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” hükmünü içermektedir. Somut olayda, Dairemizin 02/03/2023 tarih ve 2023/149 esas 2023/251 karar sayılı ilamında belirtilen gerekçelere istinaden Mahkemece tesis edilen ihtiyati haciz kararının, itiraz üzerine kaldırılmasının hemen akabinde davacı tarafından tekrar ihtiyati haciz talebinde bulunulmuş olup Mahkemece delil durumunda herhangi bir farklılık olmadığından bahisle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı, taraflar arasındaki sözleşmeyi haklı sebeple feshettiğinden bahisle bakiye alacak, kar kaybı, fiili zarar ve itibar kaybına dayalı olarak icra takibi başlatmış olup takibe itiraz üzerine de işbu davayı açmıştır. Buna göre Dairemizin 02/03/2023 tarih ve 2023/149 esas 2023/251 karar sayılı ilamında belirtilen gerekçeler dışında, sözleşmenin haklı sebeple feshedildiği vakıasına dayanan davacının, haklı sebeple fesih iddiası bakımından mevcut delil durumu ve dosya kapsamına göre yaklaşık ispata dair kanaat getirecek delillerin de bulunmadığı, Dairemizin kaldırma kararından yeniden ihtiyati haciz talep edilen ana kadar delil durumunda bir farklılık olmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin reddine yönelik Mahkemece tesis edilen ara karar isabetli olup davacı tarafın istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Ayrıca Dairemizin önceki kararı kesin nitelikte olduğundan karara yönelik ileri sürülen istinaf sebepleri de değerlendirilmemiştir.Açıklanan sebeplerle ilk derece mahkemesince tesis edilen ara kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/656 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 21/03/2023 tarihli ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 ve 362/1-f maddeleri gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.25/05/2023