Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/557 E. 2023/688 K. 15.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/557 Esas
KARAR NO: 2023/688
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 26/01/2023
NUMARASI: 2021/445 Esas, 2023/73 Karar
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 15/06/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; … Ticaret Ltd. Şti.’nin tekstil ürünleri imalatı vb. konularında faaliyet gösterdiğini, 2018 yılında kurulduğunu, sermayesinin 1.000.000,00 TL olduğunu ve tamamının ödendiğini, şirket hisselerinin tamamının …’a ait olduğunu, başta pandemi olmak üzere çeşitli nedenlerle ekonomik dalgalanmalar yaşandığından bahisle şirketin nakit dengesinin bozulduğunu ve borçlarını vadesinde ödeyememe tehlikesinin bulunduğunu, şirketin aktiflerinin, pasiflerinden fazla olduğunu, net dönem karının yıllar geçtikçe arttığını, konkordato kapsamındaki adi borç tutarının 156.084.268 TL olduğunu, şirketin konkordatoya tabi olmayan vergi ve Sosyal Güvenlik Kurumu borcunun bulunmadığını, müvekkili şirkete konkordato mühleti verilmesi ve konkordatonun tasdiki halinde borçlarından tenzilat yapılmadan konkordato kapsamındaki borçlarının tamamını vade konkordatosu talep ederek konkordatonun tasdikinin kesinleşmesinden itibaren 2 yılda 3’er aylık eşit taksitler halinde faizsiz ödemeyi teklif ettiğini, konkordatonun kabul edilmemesi halinde şirketin gelir durumunun tamamen bozulacağını, çalışanların işsiz kalacağını, şirkete hizmet veren atölye ve çalışanlarının mağdur olacağını, şirketin borçlarının daha da artarak ödeme kabiliyetini tamamen kaybedeceğini, çalışanların, ücretleri ile özlük haklarını tahsil edemeyeceğini, tedarikçilerin alacaklarını tahsil edemeyeceğini ve şirketin faaliyetine devam etmemesi halinde muhtemel kârlardan mahrum kalacağını, şirketin sahip olduğu ruhsat ve belgelerinin fiilen bir geçerliliğinin kalmayacağını, şirketin borçlarına istinaden 3. şahıslara ait verilen ipotek ve rehinlerin satılması sonucu 3. şahısların mağduriyet yaşayacağını, sadece bir kısım alacaklıların alacağına kavuşması sebebiyle alacaklılar arasındaki dengenin bozulacağını, uygulanacak konkordato projesi çerçevesinde mevcut borçların tamamının konkordato teklifine uygun olarak bir plan ve disiplin içerisinde tamamen ödeneceğini, ayrıca mühlet öncesi işlemiş faizlerin de aynen ödeneceğini, diğer yandan müvekkili şirketin ödeme güçlüğüne düşmesi ve borçlarını ödeyemez duruma gelecek olması riski nedeni ile müvekkili …’ın da cebri icra tehdidi ile karşı karşıya kalacağını, konkordato başvurusunda bulunan müvekkili şirketin talebinin kabul görmesi halinde, alacaklı durumunda olan finans kurumlarının müşterek borçlu-müteselsil kefil aleyhine takip işlemlerine başlayacak olması sebebiyle müvekkili … için de konkordato talebinde bulunma zorunluluğunun hasıl olduğunu belirterek 2004 sayılı İİK’nın 287. maddesinde belirtilen 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmesine, gerekli görülmesi durumunda sürenin 2 ay daha uzatılmasına, akabinde 289. madde gereği 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesine, 287/2 maddesi gereği geçici komiser tayinine, 297/2 maddesi doğrultusunda malvarlıklarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına, tüm takip işlemlerinin ihtiyati tedbir yolu ile durdurulmasına, geçici mühlet içinde yapılacak inceleme sonucu bir yıllık kesin mühlet verilmesine, İcra İflas Kanununda belirlenen kesin süre içinde yapılacak yargılama sonucu konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; sunulan gerekçeli komiser heyeti raporu ile konkordatonun, alacaklılar açısından iflastan daha avantajlı olduğunun belirlendiği ve bunun aksinin herhangi bir alacaklı tarafından iddia edilmediği gibi buna ilişkin herhangi bir delil de dosyaya sunulmadığından konkordatonun alacaklılar açısından iflâsa nazaran daha avantajlı olduğu, teklif edilen oranın borçlunun malvarlığı ile orantılı olduğu anlaşıldığından İİK’nın 305. maddesinin birinci fıkrasının (a) ve (b) bentlerindeki koşulların borçlu şirket yönünden gerçekleştiği, konkordatonun tasdiki bakımından, projenin hem alacaklıların, hem de alacakların yarısını aşan bir çoğunluk tarafından kabul edildiği, aynı şekilde projenin hem alacaklıların dörtte birini, hem de alacakların üçte ikisini aşan bir çoğunlukla kabul edildiği, buna göre İİK’nın 305. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendindeki koşulun borçlu şirket yönünden gerçekleştiği, konkordatonun tasdik edilebilmesi için gerekli olan bir diğer koşulun ise, borçlunun bazı alacaklıların alacaklarını güvence altına almak için teminat göstermek zorunda olduğu, İİK’nın 305. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendi uyarınca, 206 nci maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklılar bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması gerektiği, konkordato komiser heyetinin gerekçeli raporuna göre, borçlu şirketin anılan borçları tam olarak ve zamanında ödediği, bu nedenle teminat koşuluna gerek bulunmadığı bildirildiğinden İİK’nın 305. maddesinin birinci fıkrasının (d) bendindeki koşulun borçlu şirket yönünden gerçekleştiği, konkordatonun tasdik edilmesi için gerekli olan şartlardan sonuncusunun ise, konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması olduğu, borçlu tarafından, mahkemece belirlenen yargılama gideri ile harç tasdik kararından önce mahkeme veznesine depo edildiğinden İİK’nın 305. maddesinin birinci fıkrasının (e) bendindeki koşulun da borçlu şirket yönünden gerçekleştiği gerekçesiyle borçlu şirket tarafından sunulan konkordato projesi ve revize projenin uygulanabilir olduğu, komiser heyetinin gerekçeli raporu, bilirkişi raporu ve dosya içerisindeki bilgi ve belgelerden konkordatonun başarıya ulaşacağı anlaşıldığından, İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil numarasında kayıtlı borçlu … SANAYİ VE TİCARET LİMİTED ŞİRKETİNİN konkordato talebinin kabulü ile, konkordatonun İİK’nın 306. maddesi uyarınca tasdikine, borçlu şirket tarafından konkordatoya tabi borçların, konkordatonun tasdiki tarihinden sonra 1 yıl ödemesiz olmak üzere 2 yılda 3 aylık dönemler halinde 31/03/2024, 30/06/2024, 30/09/2024, 31/12/2024, 31/03/2025, 30/06/2025, 30/09/2025, 31/12/2025 vadelerinde olmak üzere toplamda 8 taksitte borçlu tarafından sunulan ödeme takvimi uyarınca ödenmesine, konkordato komiser heyeti tarafından verilen 30/12/2022 tarihli gerekçeli raporun ekinde sunulan ödeme takvimin kararın eki olduğunun bildirilmesine; borçlu …’ın konkordato talebinin reddi ile bu kişi hakkında verilen kesin mühletin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, müdahiller … Tic. A.Ş., … A.O., … T.A.Ş., … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. ve … Tic. Ltd. Şti. vekilleri tarafından istinaf edilmiştir. Müdahil … Tic. A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirketin, borçlu şirketten faturalar ve cari hesaptan kaynaklanan 34.600,00 Euro alacağının komiserliğe bildirilmesine rağmen borçlu şirket yetkilisi tarafından borç tutarının 361.538,86 TL olduğunun kabul edildiğini, faturalardan kaynaklanan navlun bedellerine ait alacaklarının Euro cinsinden belirlendiğini, 6098 sayılı TBK’nun 99. maddesi uyarınca müvekkilinin Euro cinsinden olan alacağını fiili ödeme günündeki rayiç üzerinden isteme hakkı bulunduğundan alacak miktarı, geçici mühlet tarihinde geçerli Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığı olarak bildirilmemiş olup müvekkili şirketin alacağının 34.600,00 Euro olarak kaydedilmesi ve fiili ödeme günündeki geçerli Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığı olarak ödenmesi gerektiğini, müvekkilinin alacağının, fiili ödeme günündeki geçerli Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığı olarak kaydedilmesi gerekirken fiili ödeme gününden önceki bir tarihe ilişkin olarak belirlenen kur üzerinden alacak kaydı yapılarak konkordato talebinin kabulüne karar verilmesinin müvekkilinin zarara uğramasına sebebiyet verdiğini, borçlu şirket yönünden İİK’nun 305. maddesindeki tasdik şartlarının oluşmadığını, konkordato projesinin kabulü için yeterli çoğunluğa ulaşılamadığını, kabul ve ret oyları için yeterli inceleme yapılmadığını ve konkordato projesinin İİK’nun 302. maddesinde öngörülen çoğunlukla kabul edilmesine yönelik tasdik şartının sağlanmadığını, konkordato projesinin yetersiz olduğunu, bu hususta gerekli inceleme ve araştırma yapılmadığını, dosya kapsamında alınan raporlar ve konkordato projesinin gerçek durumu yansıtmadığını, borçlu şirketin kötü niyetli alarak konkordato talebinde bulunduğunu ve borçlarını ödeyebilecek ekonomik imkanlara sahip olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve tasdik talebinin reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … A.O. vekili istinaf dilekçesinde; İİK’nun 305. maddesinde konkordato projesinin tasdiki için gerekli şartların detaylı olarak belirtildiğini, bu şartların borçlu şirket tarafından tamamen yerine getirilmediğini, konkordato projesi hakkında oluşturulan nihai raporda tasdik koşullarının oluştuğunun somut olarak ortaya konmadığı, bu sebeple borçlu şirketten alacakları bulunan müdahiller açısından telafisi mümkün olmayacak zararların doğacağını, bunun yanı sıra davaya müdahil olmalarına rağmen 30/12/2022 tarihli konkordato komiser heyeti gerekçeli raporunda alacaklılar bölümünde müvekkili şirketin unvanının yer almadığını, bununla birlikte borçlu şirketin, müvekkili şirkete yaptığı ödemelerde 90 günü aşan aksaklıklar yaşandığını, raporda davacı tarafın gelecek yıllarda elde edeceği kar miktarı yer almasına karşın bu kar miktarının detaylarına ve hesaplama yöntemine dair bir bilgi gösterilmediğini belirterek kararın kaldırılmasını ve tasdik talebinin reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … T.A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili banka tarafından borçlu şirkete genel kredi sözleşmeleri gereğince ticari krediler kullandırıldığını, müvekkilinin toplamda 1.200.474,74 TL nakdi ve 133.500,00 TL gayri nakdi alacağının bulunduğunu, konkordato komiserliğine bildirilmesine ragmen alacaklarının nisaba, rapora ve ödeme planına eksik kaydedildiğini, müvekkilinin alacağı eksik hesaplandığından konkordato tasdik nisabının hatalı hesaplandığını, müvekkilinin alacağının oylamaya etki edecek miktarda olduğunu, yerel Mahkemenin 16/12/2022 tarihli kararında müvekkili bankanın alacağının 1.171.277,28 TL kabul edildiğini, bu karar taraflarınca kabul edilmemekle birlikte 02/01/2023 tarihli konkordato komiseri nihai raporunda belirtilen ödeme planında müvekkili bankaya ödenecek tutarın 1.037.777,28 TL olduğunun bildirildiğini, müvekkili banka alacağının ne kadarının nisaba dahil edildiği konusunda çelişkiler bulunduğunu, konkordato nihai projesine alacakları yönünden ret oyu verildiğini, konkordatonun tasdiki için İİK’nun 305. maddesinde belirtilen tüm koşulların aynı anda gerçekleşmesi zorunlu olup somut olayda tasdik koşullarının tümünün gerçekleşmediğini, müvekkilinin alacağının nisaba dahil edilmemiş olmasının hukuka ve usule aykırı olduğunu, davacının konkordato projelerinin başarıya ulaşamayacağının ve borçlarını ödemeyeceğinin ortada olduğunu, konkordato talebine dayanak alınan raporların eksik ve yetersiz olduğunu, şirketin mali tablolarında gösterdiği borç verilerinin doğru olmadığını, buna göre konkordato projeleri inandırıcılıktan uzak ve gerçekleştirilme kabiliyeti bulunmamakta olup kötü niyetli olduğunu, konkordato projesinin alacaklıları zarara sokmak kastından ari olması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve tasdik talebinin reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili banka tarafından borçlu şirkete genel kredi sözleşmeleri gereğince nakdi kredi kullandırıldığını, şirket yetkilisi …’ın ise bu sözleşmeleri müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığını, borcun ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının 03/06/2021 tarihli ihtarname keşide edilerek kat edildiğini ve 1.003.247,18 TL’nin ödenmesinin ihtar edildiğini, alacak kaydı yapılarak komiserliğe sunulduğunu, ancak müvekkili bankanın 815.279,62 TL nakdi kredi, 183.840,00 TL gayrinakdi kredi olmak üzere toplam anapara alacağı 999.119.62 TL olmasına rağmen alacak kayıt dilekçesinin sunulduğu tarih itibarıyla 3. kişiden yapılan tahsilatlar borca mahsup edildiğinden toplam alacak tutarının 753.131,53 TL olduğunun beyan edildiğini, borçlu şirket yetkilisinin ise 459.661,92 TL’lik miktarı kabul etmesi üzerine alacağın çekişmeli hale gelmesi nedeniyle itiraz edilmesi üzerine 17.10.2022 tarihinde verilen ara karar ile, müvekkili bankanın alacağının konkordato nisabına 299.775,62 TL olarak dahil edildiğini, tekrardan itiraz üzerine alınan rapor ile, alacağın bu sefer 434.356,15 TL olarak konkordato nisabına dahil edildiğini, raporda konkordato nisabına dahil edilen tutarın hatalı olduğunu, söz konusu 14.12.2022 tarihli ek bilirkişi raporunda belirtilen gayri nakdi kredi alacağı 98.870,00 TL olarak ifade edilmiş ise de, geçici mühlet tarihi itibarıyla 183.840, TL gayri nakdi kredi alacaklarının bulunduğunu, gayri nakdi riskin eksik olarak hesaplanması sebebiyle konkordato nisabında ve ödeme planında müvekkili banka alacağının eksik olarak yer aldığını, müvekkili bankanın alacak miktarı, nisaba dahil edilen meblağdan daha fazla olmasına rağmen alacak kaydı dilekçelerinde bildirmiş oldukları meblağ dikkate alınmadan alacağın niteliği ve miktarının yanlış tespit edildiğini, her ne kadar 14.12.2022 tarihli bilirkişi raporu ile hatalı olarak belirlense de nisaba dahil edilen tutar 434.356,15 TL olmasına rağmen bu tutardan gayri nakdi risk bedeli 98.870,00 TL’nin çıkarılarak karar eki olduğu belirtilen ödeme planına 335.486,15 TLolarak yazıldığını, konkordato komiser heyeti tarafından 183 alacaklıdan 121’inin hepsinin kabul oyu geçerli sayılarak, oranın hesaplanmasının eksik ve hatalı olduğunu, zira kabul oylarının geçerliliğinin düzgün incelenmediğini ve raporda bu hususun netleştirilmediğini, işbu tutar üzerinden dahi oyu geçersiz olan alacaklıların alacak miktarını düşüldüğünde konkordato nisabının sağlanamadığını ve tasdik koşullarının oluşmadığını, konkordato projesinin uygulanabilir ve gerçekçi olmadığını, borçlu şirketin, içinde mali durumunu yansıtmayan ve gelecekteki öngörüler bakımından gerçeğe uymayan vaatlerde bulunduğunu, aynı zamanda borçlu şirketin, konkordato öncesinde müvekkili bankaya olan borçlarıyla ilgili bir yapılandırma veya ödeme planına bağlama talebi veya işleminin söz konusu olmadığını, İİK’nun 305. maddesinin “b” bendi gereğince, bilirkişi raporunda konkordatoda teklif edilen oranın, borçlunun kaynakları ile orantılı olup olmadığı, teminat koşulu ve diğer tasdik şartlarına ilişkin bir tespitte bulunulmadığını, oysa konkordato projesine ilişkin tasdik kararı verilebilmesi için teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması şartının arandığını, nitekim iflas halinde alacaklıların elde edebileceği muhtemel tutarlar hesaplanırken ticari alacaklar, stoklar ve maddi duran varlıkların en iyi ihtimalle rayiç değerin %50’si üzerinden iflas masasına intikal edeceği ve şirketin 31.10.2022 tarihi itibarıyla müşterilerden 90.000.000,00 TL alacağı bulunduğu ancak şirketin bunları tahsil edemediği, özellikle yurt dışı alacak tahsilleri için ise hukuki sürecin çok kısa sürmeyeceğinden bahisle sadece 30.000.000,00 TL alacak borçlu şirkete kaynak olarak sayılmış olup 60.000.000,00 TL alacağın ise adeta yok sayılması sebebiyle teklif edilen tutarın açıkça orantısızlık barındırdığını, bilirkişinin salt belgeler üzerinde inceleme yapmış olması sebebiyle bu raporlara dayanılarak hüküm kurulmasının mümkün olmadığını, bilirkişi raporlarının taraflarına tebliğ edilmediğini, taraflı olarak borçlu beyanları doğrultusunda hatalı bir değerlendirme yapılarak hazırlandığını, taraflarına itiraz etme hakkı tanınmadan hüküm vermeye elverişli olmayan tek bir rapor üzerinden karar verildiğini, bilirkişi raporu ve dolayısıyla işbu rapor doğrultusunda kurulan hükmün de hatalı ve hukuka aykırı olup müvekkili bankanın zararına yol açtığını belirterek kararın kaldırılmasını ve tasdik talebinin reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.Müdahil … Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; konkordato komiserliğine 16.687.815,57 TL alacakları olduğunun bildirildiğini, borçlu tarafından 6.269.460,00 TL’nin kabul edildiğini, itiraz üzerine alınan rapora binaen 14.12.2021 tarihli ara karar ile, müvekkili bankanın alacağının konkordato nisabında 10.752.158,33 TL üzerinden dikkate alınmasına karar verildiğini, müvekkili banka adına alacaklılar toplantısına iştirak edilerek konkordato projesine red oyu kullanıldığını, borçlunun, müvekkili bankanın alacağına itirazının bir gerekçeye dayanmadığını, eksik inceleme sonucu eksik alacak miktarı üzerinden konkordato projesinin adi alacaklar bakımından tasdikine karar verildiğini, konkordato projesinde öngörülen ödeme vadesinin oldukça uzun olduğunu ve hayatın olağan akışına uygun düşmediğini, projenin, borçlu şirketi korumak adına alacaklıların büyük ölçüde mağduriyet yaşamasına neden olacak nitelikte olduğunu, İİK’nun 286. maddesinde borçlunun konkordato talebine eklemesi gereken belgelerin sayıldığını, bu madde uyarınca sunulan malî tabloların tarihinin, başvuru tarihinden en fazla kırk beş gün önce olabileceğinin; İİK’nun 287. maddesinde ise geçici mühlet kararının ancak İİK’nun 286. maddesinde sayılan belgelerin eksiksiz olması durumunda verilebileceğinin belirtildiğini, huzurdaki davada ise borçlu şirket bakımından belirtilen şartların gerçekleşmemesi ve sunulan konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün gözükmemesi nedeniyle konkordato talebinin reddi gerektiğini, mevcut enflasyon ortamında belirtilen seviyede ciro artışı öngörülmesinin, birim bazlı satışların azalacağı kanaati oluşturarak hedeflenen karlılık oranlarının aşağı yönlü baskılanacağının düşünüldüğünü, son dönem mali verilerde bilançodaki dip kar ile gelir tablosundaki kar rakamlarının tutmadığını, proforma gelir tablosunda 2023 yılı SMM 80.750.000 TL tahmin öngörüsü bulunmasına rağmen, aynı dönem nakit akış projeksiyonunda 74.750.000 TL nakit çıkış hesaplandığını, kalan fark için sonraki yıllar borç ödeme nakit çıkışında yer verilmediğini, projede, fark için açıklama bulunmadığını, borçlu şirketin 105 milyon TL ticari alacak bulunan rayiç değer bilançosu ile borca batık olmadığı tespit edilmesine rağmen, konu alacakların büyük kısmına nakit akış projeksiyonunda yer verilmediğini, yurt dışı alacakların sıkıntılı olduğu hususuna projede yer verilmesine karşın, rayiç değer bilançosunda kayıtlı değer üzerinden aynen hesaplanarak borca batık olmadığı tespitinin yapıldığını, yine konu alacakların borçlunun mukim olduğu ülkede dava veya icra takibine konu edilip edilmediği, teminat durumu hususlarının netleştirilmesi alacakların aktif varlığının sağlıklı tespit edilmesinde önem arz ettiğini, geçici mühlet süresi içinde stok düzletmesi yaparak 37.370.889,54 TL tutarında stokun kayda alındığı ancak rayiç değer bilançosunda 8.5 milyon TL değer kaybı/fiktif stok tespiti yapıldığı görülmekte olup kısa vadede bu değişimin açıklamasına yer verilmediğini, borçlu şirketin haksız ve kötü niyetli olarak konkordato talep ettiğinin açıkça ortada olduğunu, sonuç olarak cirosu düşen, likiditesi makul seviyenin altında olan, iş hacminin üzerinde kredi kullanımı bulunan, faaliyetlerinden dönem sonlarında fon sağlayamayan bu nedenle anapara ile katlanmak zorunda olduğu finansman giderlerini dahi karşılayacak karlılıktan yoksun olan davacı şirketin mevcut iş hacmi ile yüksek seviyede oluşan borçlarını ödemesinin mümkün olmadığını, yerel Mahkeme tarafından itiraza uğrayan alacaklar yönünden depo kararı verilmemiş olmasının da usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve tasdik talebinin reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Müdahil … Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf dilekçesinde; davacının, müvekkilinin alacağının tamamına konkordato ilanından hemen bir gün önce düzenlediği hukuken geçersiz bir iade faturasına dayanarak itiraz ettiğini ve nihai raporda da dayanaktan yoksun ve geçersiz kayıtlara itibar edilerek müvekkilinin ödeme planına dahil edilmediğini, müvekkili şirketin konkordato talebinde bulunan şirketin tedarikçisi olup, mal temini karşılığı anılan şirketin keşidecisi ve cirantası olduğu toplam 12 adet 775.000,00 USD ve 1 adet 50.000,00 EURO bedelli çekler sebebiyle alacaklı olduğunu, iade faturaları süresi içerisinde düzenlenmediği gibi geriye dönük düzenlenmiş olması sebebiyle de tamamen usulsüz olduğunu, İİK’nun 302. maddesi kapsamında konkordato tasdik koşullarının oluşmadığını, müvekkili şirketçe bildirilen ve borçlu şirketin tamamına itirazı üzerine çekişmeli hale gelen ve ödeme planına dahil edilmeyen müvekkili şirkete ait alacak yönünden İİK m. 308/b kapsamında pay ayrılmasına, ayrılan payın bankaya yatırılmasına karar verilmesi taleplerine ilişkin hiçbir değerlendirme yapılmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve tasdik talebinin reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Talep, konkordatonun tasdikine ilişkindir. Konkordato talepleri ile ilgili 2004 sayılı İİK’nın 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş olup yasada iflasa tabi olan borçlu için, İİK’nın 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, borçlu şirketin muamele merkezi asliye ticaret mahkemesinde açıldığı ve 6100 sayılı HMK’nun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacı vekilinin vekaletnamesinde konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Öncelikle müdahil vekillerinin istinaf başvurularının İİK’nun 308/a maddesi kapsamında usul ve yasaya uygun olup olmadığının ve bunun sonucuna göre istinaf yasa yoluna başvuru haklarının bulunup bulunmadığının değerlendirilmesi ile sonucuna göre işin esasının incelenmesi gerekir. İİK’nun 306/son fıkrası, tasdik kararının mahkemece 288. madde uyarınca ilan edilip ilgili yerlere bildirileceği; anılan Kanunun 308/a bendi ise, konkordatoya itiraz eden diğer alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde kanun yoluna başvurabilecekleri hükmünü içermektedir. Dosya kapsamından, tasdik kararının Basın İlan Kurumu’nun resmi ilan portalında 02/02/2023 tarihinde, Ticaret Sicil Gazetesinde ise 09/02/2023 tarihinde ilan edildiği, müdahil … Tic. Ltd. Şti. vekilinin son ilandan itibaren on günlük istinaf süresi geçtikten sonra 24/02/2023 tarihinde karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduğundan istinaf başvurusunun yasal süresinde olmadığı anlaşılmakla usulden reddine karar verilmesi gerekir. Konkordato hakkında verilen karara karşı İİK’nun 308/a maddesi uyarınca itiraz edenler kanun yoluna başvurabilirler. Somut olayda, müdahil … T.A.Ş. tarafından konkordato projesine karşı kullanılan ret oyu, İİK’nun 302/7 maddesi uyarınca, alacaklılar toplantısının yapılmasından itibaren 7 günlük iltihak süresi içerisinde değildir. Müdahil … Bankası A.Ş. ise, ne konkordato projesinin müzakerelerine katılarak ne de toplantının yapılmasından itibaren 7 günlük iltihak süresi içerisinde beyanda bulunarak oy kullanmadığı anlaşılmaktadır. Buna göre, müdahiller … T.A.Ş. ve … Bankası A.Ş.’nin İİK’nun 308/a maddesi uyarınca mahkemece verilen tasdik kararını istinaf hakları bulunmadığından istinaf taleplerinin usulden reddi gerekir. İİK’nun 308/c-1 maddesinde, konkordatonun, tasdik kararıyla bağlayıcı hâle geleceği; maddenin 2. fıkrasında, bağlayıcı hâle gelen konkordatonun ise, konkordato talebinden önce veya komiserin izni olmaksızın mühlet içinde doğan bütün alacaklar için mecburi olduğu; maddenin 3. fıkrasında ise, 206 ncı maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacaklar, rehinli alacaklıların rehnin kıymetini karşılayan miktardaki alacakları ve 6183 sayılı Kanun kapsamındaki amme alacakları hakkında bu maddenin ikinci fıkrası hükmünün uygulanmayacağı düzenlenmiştir. Müdahil … A.O.’ya, rehinli alacaklı olması sebebiyle tasdik kararının eki olan ödeme takviminde yer verilmediği gibi alacağı ile ilgili bir karar da tesis edilmemiştir. Bu durumda adı geçen müdahilin alacağı, konkordato hükmünün dışında kaldığı ve konkordatodan etkilenmediği, bu nedenle itirazlarının dikkate alınması gerekmediği gibi bu alacaklıların toplantıya çağrılmasına da gerek yoktur. Diğer bir ifade ile konkordatonun tasdikine ilişkin olarak istinaf yoluna başvurmakta hukuki yararı bulunmadığından müdahil … A.O.’nun istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesi gerekir. Müdahiller … Tic. A.Ş. ve … Bankası A.Ş. alacaklılar toplantısına katılarak toplantıda ret oyu kullanmış olduklarından ve İİK’nun 308/a bendi uyarınca, son ilandan itibaren on günlük istinaf süresi içinde karara karşı istinaf kanun yoluna başvurduklarından usul ve yasaya uygun olduğu anlaşılan istinaf başvurularının esastan incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir. Konkordato talebinde bulunulması üzerine Mahkeme 25/05/2021 tarihli tensip tutanağı ile, makul güvence raporunun mevzuat hükümlerine uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğinin tespiti ve bu tespit ile birlikte konkordato talebine eklenecek belgelerin tamam olup olmadığı ve borçluların alacaklıların kesin sayısının belirlenmesi için bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi 27/05/2021 tarihli raporda özetle; borçlu şirket … adına düzenlenen 20/05/2021 tarihli makul güvence veren denetim raporunun bulunduğunu, söz konusu rapor ile konkordato ön projesinde yer alan 31/03/2021 tarihli kaydi ve rayiç değerlere göre düzenlenmiş bilançoların (finansal durum tabloları) pek çok hesabının ve buna bağlı olarak bilanço büyüklüklerinin uyumsuz olduğunu, ön projede yer alan 31/03/2021 tarihli kaydi değerlere göre düzenlenen bilançounun aktif toplamı 175.696.493,00 TL iken makul güvence veren denetim raporunda 173.257.826,00 TL olduğunu, aynı şekilde ön projede yer alan 31/03/2021 tarihli rayiç değerlere göre düzenlenmiş bilançonun aktif toplamının 169.149.720,00 TL iken makul güvence veren denetim raporunda 179.267.950,00 TL olduğunu, bu kapsamda ön projede yer alan 31/03/2021 tarihli kaydi ve rayiç değerlere göre düzenlenmiş bilançoların pek çok hesabının ve buna bağlı olarak da öz kaynak tutarlarının uyumsuz olduğunu, şirketin ön projesinde yer alan 31/03/2021 tarihli bilançolar ile makul güvence veren denetim raporunda yer alan 31/03/2021 tarihli bilançoların uyumlu olması gerektiğini, söz konusu rapora ilişkin bağımsız denetim sözleşmesi bulunmadığını, bu haliyle borçlu şirket …’nın belgelerinin tamam olmadığını, eksiklik bulunduğunu, borçlu şirket adına kayıtlı gayrimenkul bulunmadığını, şirket adına bir kısım taşıtların (11 adet) bulunduğunu, borçlular vekilinin konkordato talep etme yetkisinin bulunduğunu bildirmiştir. Aynı bilirkişi 28/05/2021 tarihli ek raporunda özetle; davacılar tarafından 26/05/2021 ve 27/05/2021 tarihlerinde mahkemeye sunulan belgeler sonrasında dosyada konkordato talebine eklenecek belgelerin tamam olduğunu ve bir eksiklik bulunmadığını bildirmiştir. Konkordato geçici komiserleri tarafından sunulan 23/08/2021 tarihli raporda özetle; borçlu şirketin tekstil sektöründe faaliyet gösterdiği ve her türlü konfeksiyon ürününün tüm malzemelerini kendisi tedarik ederek gerek kendi bünyesinde gerek dışarıda fason olarak imal ettirerek ağırlıklı olarak yurt dışına ihraç ettiği, şirketin mevcut makine tesisat ve demirbaşları ile çalışma düzenini koruduğu, Haziran/2021 tarihi itibariyle şirkette 204 kişinin istihdam edildiği, şirketin geçici mühlet tarihinden sonraki 2 aylık dönemde 11.418.798,60 TL net satış, buna mukabil 2 aylık dönemde 450.231,40 TL dönem sonu kârı elde ettiği, 2021 yılı 7 aylık dönemde ise toplam net satışların 122.610.160,95 TL, dönem sonu kârının ise 13.036.605,65 TL olduğu, teknik bilirkişilerden alınan raporlar neticesinde, şirketin 31.07.2020 tarihli rayiç özkaynaklarının (+) 21.351.047,95 TL olarak hesaplandığı, diğer bir anlatımla, şirketin rayiç değerlere göre de borca batık olmadığı, mühlet tarihinden sonra tedarikçilere olan borçlarda 7.447.311,26 TL artış yaşandığı, kaydi bilançolarda kamu borçlarında artış gözükmekte ise de, bu borçların devletten olan KDV iade alacağından mahsup edildiği, gözüken artışın mahsup işlemlerinin tamamlanmamasından kaynaklandığı, her ne kadar şirketin gerek satış gerekse kârlıklık rakamları oldukça yüksek olsada, şirketin konkordato talep etmesine sebep olan gerek stokların nakde dönüştürülememesi, gerekse yapılan satışların tahsilatlarının gerçekleştirilememesi sebebiyle şirketin nakit darboğazının devam ettiği, esasen şirketin nakit daboğazından çıkması ve konkordatosunun başarıya ulaşmasının temel kriterinin alacak tahsilleri ve stokların nakde dönüştürülmesi olduğu, 2 aylık dönemde azda olsa müşterilerden olan alacak rakamlarında olumlu yönde azalma meydana geldiği, ön raporda belirtildiği gibi konkordato ön projesinde görülen eksiklik ve çelişkilerin giderilmesi için şirketin revize proje hazırlama aşamasında olduğunun beyan edildiği, rapor tarihi itibariyle mahkemeye ve taraflarına sunulan bir revize proje olmadığı, gerek şirketin faaliyetlerinin bir müddet daha izlenmesi gerekse sunulacak revize proje kapsamında konkordatonunu başarıya ulaşma ihtimali olup olmadığının değerlendirilebilmesi için geçici mühletin 2 ay daha uzatılmasına karar verilebileceği bildirilmiştir.Konkordato geçici komiserleri tarafından sunulan 22/10/2021 tarihli raporda özetle; borçlu şirketin tekstil sektöründe faaliyet gösterdiği ve her türlü konfeksiyon ürününün tüm malzemelerini kendisi tedarik ederek gerek kendi bünyesinde gerek dışarıda fason olarak imal ettirerek ağırlıklı olarak yurt dışına ihraç ettiği, şirketin mevcut makine tesisat ve demirbaşları ile çalışma düzenini koruduğu, Eylül/2021 tarihi itibariyle şirkette 199 kişinin istihdam edildiği, geçici mühlet tarihinden sonraki 4 aylık dönemde 33.507.443,79 TL net satışa karşılık 1.245.222,07 TL dönem kârı raporlandığı, 30/09/2021 tarihi itibariyle kaydi değerli özkaynaklarının 62.575.674,57 TL olduğu, mühlet içerisinde şirket ortağı tarafından 2.022.487,00 TL’si nakden sermaye artırımı yapıldığı, yine şirket ortağının şirketten olan 4.127.513,00 TL alacağının sermayeye ilave ediliği, borçlu şirketin 30/09/2021 tarihi itibariyle rayiç değerli özkaynakların (+) 36.481.476,13 TL olduğu, diğer bir anlatımla şirketin rayiç değerlere göre de borca batık olmadığı, şirketin toplam 114.878.674,81 TL borcunun bulunduğu, olası bir iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına kavuşma oranının %64 olduğu, borçlu şirketin ise konkordato teklifiyle alacaklılara, alacaklarının tamamını Temmuz/2023’ten başlamak üzere 30 aylık vadede aylık eşit taksitler halinde faizsiz ödemeyi teklif ettiği, şirketin revize projede yer verdiği satış hedeflerinin ulaşılabilir olduğunun değerlendirildiği, ancak geçmiş yıllar ile mukayese edildiğinde dönem sonlarında hedeflenen kârlılıkların çok yüksek kaldığı ve ulaşılabilmesinin mümkün gözükmediği, şirketin hedeflediği kârlıklıklara ulaşması mümkün gözükmesede revize projede öngördüğü şekilde müşterilerden olan alacakların tahsil edilmesi durumunda -ki yaklaşık 100 milyon TL müşterilerden olan alacak rakamı vardır- nakit darboğazının aşılarak mali durumunda iyileşme olabileceği ve sunulan revize projenin başarıya ulaşabileceği, şirketin sağladığı istihdam, ekonomiye olan olumlu katkıları, sunulan revize projenin hayata geçirilmesinin mümkün gözükmesi, gerek mühlet öncesi gerekse mühlet sonrası herhangi bir personel ve kamu borcu olmaması, gerektiğinde kesin mühlet aşamasında projede tekrar değişiklikler yapılabilmesi hususları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, borçlu şirketin konkordatoyu başarıya ulaştırabileceğine kanaat getirildiği, borçlu şirketin 266 alacaklısı ve 114.878.674,81 TL borcu olduğundan 30/01/2019 tarihli Resmi Gazete’nin 30671 sayısında yayınlanan Konkordato Komiserliği ve Alacaklılar Kuruluna Dair Yönetmelik’in 22. maddesine göre alacaklılar kurulu oluşturulmasının zorunlu olduğu bildirilmiştir. Konkordato geçici komiserleri tarafından sunulan 30/12/2022 tarihli raporda özetle; borçlu şirketin mühlet içerisinde toplam 132.011.744,84 TL net satış gerçekleştirdiği, buna mukabil (+) 9.221.132,91 TL dönem sonu karı elde ettiği, şirketin mühlet sürecinde 2021 yılı için hedeflediği satış rakamlarına %102,32 oranında ulaşırken hedeflenen karlılıklara %61,87 oranında ulaştığı, 2022 yılının 10 aylık dönemi için hedeflediği satış rakamlarına ise %87,86 oranında ulaşırken hedeflenen karlılık rakamlarına %65,31 oranında ulaştığı, şirketin 31/10/2022 tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden özkaynaklarının (+) 38.194.672,30 TL olarak hesaplandığı, diğer bir anlatımla rayiç değerlere göre varlıkların borçlardan 38.194.672,30 TL daha fazla olduğu, borçlu şirketin mevcut kaynaklarının, ödemelerin tamamlanacağı 3 yıllık süreçte oluşturabileceği kaynakları ve borçlu şirket tarafından sunulan nihai projeye alacaklılarca verilen destek dikkate alındığında, borçlu şirketin konkordatoyu başarıya ulaştırabileceğinin kabul edilebileceği, konkordato nisabına esas alacaklı sayısının 182 ve alacak tutarının 80.156.250,53 TL; konkordatoyu kabul eden alacaklı sayısının 121 ve alacak tutarının 47.734.102,24 TL olduğu, buna göre borçlu şirketin konkordato teklifinin alacaklı çoğunluğu bakımından %66,48, alacak çoğunluğu bakımından ise %59,55 oranıyla kabul edildiği, bu durumda borçlu şirketin İİK m. 302 hükmünde belirtildiği üzere konkordato projesinin kabulü için öngörülen alacaklıların ve alacakların yarısı koşulunu sağladığı, olası bir iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına muhtemel kavuşma oranının %57,39 olarak hesaplandığı, borçlu şirketin ise konkordato nihai projesinde alacaklılara, alacaklarının tamamını faizsiz bir şekilde 31/03/2024 tarihinden başlamak üzere 3’er aylık dönemlerde eşit taksitler halinde 8 taksit olmak üzere 2025 yılı sonuna kadar ödemeyi teklif ettiği, ülkemizdeki iflas tasfiyelerindeki durum dikkate alındığında, borçlu şirket gibi mali yapısı büyük bir şirketin iflas tasfiyesinin en az 5 yıl süreceğinin düşünüldüğü, somut olayda konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğunun kabul edilebileceği, borçlu şirketin mevcut kaynakları ve 3 yıllık sürede elde edebileceği -heyetimizce makul görülen- kaynaklar dikkate alındığında teklif edilen tutarın kaynaklarla orantılı olduğu, konkordatoya tabi borçlarını, konkordato nihai projesinde öngördüğünden farklı olarak alacaklıların daha lehine olacak şekilde (faiziyle, daha kısa vadede veyahut her bir taksitte daha fazla) ödemesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla şirketin kaynaklarının sunulan teklifle orantılı olduğunun söylenebileceği, şirketin ticari defterlerinde 206. maddenin birinci sırası kapsamında kalan 56.309,65 TL teminata bağlanması gereken borç bulunduğu, mühlet içerisinde komiser heyetinin açık veya örtülü onayıyla doğmuş olup da teminata bağlanması gereken 2.070.050,24 TL tutarında borç bulunduğu, konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için 154.138,58 TL konkordato tasdik harcı yatırılması gerektiği, konkordato tasdik harcının yatırılması durumunda konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için tüm şartların gerçekleşmiş olacağı, konkordato tasdik harcının yatırılması durumunda borçlu şirketin kabul edilen projesine göre “konkordatoya tabi borçların, konkordatonun tasdiki tarihinden sonra 1 yıl ödemesiz devam eden 2 yılda, 3 aylık dönemler halinde 31/03/2024, 30/06/2024, 30/09/2024, 31/12/2024, 31/03/2025, 30/06/2025, 30/09/2025, 31/12/2025 vadelerinde olmak üzere toplam 8 taksitte ödenmesi” şeklindeki konkordato teklifinin tasdikine karar verilebileceği, borçlu şirketin konkordato teklifine uygun olarak hazırlanan detaylı ödeme planının raporun 24 nolu ekinde bulunduğu, rehinli alacaklılar yönünden anlaşma sağlanamadığından yatırılması gereken bir harç olmadığı bildirilmiştir. Konkordato geçici komiserleri tarafından sunulan 25/01/2023 tarihli raporda özetle; Mahkemece tesis edilen bu ara kararlar uyarınca borçlu tarafından yerine getirilmesi gereken işlemlerin; konkordatonun tasdiki ve İİK m.308/h uyarınca karar tesis edilebilmesi için gerekli 154.138,58 TL harcın yatırılması, 5.000,00 TL tutarındaki yargılama giderinin depo edilmesi, mühlet içinde komiserin onayıyla doğan 2.070.050,24 TL bakımından teminat gösterilmesi ve İİK’nın 206. maddesinin 1. sırası kapsamında kalan toplam 56.309,65 TL bakımından teminat gösterilmesi olduğu, konkordatonun tasdiki ve İİK m.308/h uyarınca karar tesis edilebilmesi için toplam 154.138,58 TL harcın ve 5.000,00 TL yargılama giderinin borçlu şirket tarafından Mahkeme veznesine 18.01.2023 tarihinde yatırıldığı, borçlu şirketin, geçen süreçte bu borçların bir kısmını ödediği, bir kısmından İİK 305 m. “d” bendi uyarınca “Teminat gösterilmesinden feragat” yazısı aldığı, geriye kalan kısım yönünden nakit teminat göstermeyi tercih ettiği, buna göre nakit olarak depo edilmesi gereken tutar yönünden yapılan hesaplama uyarınca İİK’nun 206. maddesinin 1. sırası kapsamındaki alacaklar yönünden depo edilmesi gereken bir tutarın bulunmadığı, mühlet içerisinde komiserin izniyle doğan borçlar yönünden depo edilmesi gereken tutarın ise 147.232,69 TL olduğu ve borçlu şirketin bu tutarın üzerinde bir rakam olan 150.000,00 TL’yi, … A.Ş. Hadımköyyolu Bıg Busıness Şubesinde bulunan … IBAN no’lu hesaba yatırdığı, Mahkemenin 24.01.2023 tarihli müzekkeresine istinaden hesaba ihtiyati tedbir/bloke konulduğu ve gelinen nokta itibariyle konkordatonun tasdiki ve İİK m.308/h uyarınca karar tesis edilebilmesi için gerekli tüm şartların sağlandığı bildirilmiştir. Dosya kapsamından, mahkemece İİK’nın 286. maddesinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak sunulduğu belirtilerek borçlu şirket lehine 31/05/2021 tarihinden geçerli olmak üzere 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği ve geçici komiser atandığı, 27/08/2021 tarihli duruşmada verilen ara karar ile, geçici mühletin 31/08/2021 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere iki ay daha uzatıldığı, 27/10/2021 tarihli duruşmada verilen ara karar ile, borçlu şirket hakkında 31/10/2021 tarihinden itibaren bir yıl süre ile kesin mühlet verildiği, 17/10/2022 tarihli ara karar ile, borçlu şirket hakkında 1 yıl süreli kesin mühlet kararının sürenin dolduğu 31/10/2022 tarihinden itibaren 3 ay süre ile uzatıldığı, İİK’nın 297, 299, 300, 301 ve 302. maddeleri kapsamında borçlu şirketin mevcudunun kıymeti takdir edilip, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra 16/12/2022 tarihinde alacaklılar toplantısının yapıldığı, iltihak süresinin bitiminden sonra komiser heyetinin İİK’nın 302/son fıkrası kapsamında konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair raporunu mahkemeye sunduğu, akabinde konkordatonun tasdiki ve İİK m.308/h uyarınca karar tesis edilebilmesi için gerekli şartların sağlanıp sağlanmadığına dair rapor alındıktan sonra 26/01/2023 tarihli duruşmada da borçlu şirket hakkında istinafa konu tasdik kararının verildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, konkordato tasdik şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmıştır. “Konkordatonun tasdiki şartları” başlığını taşıyan İİK’nun 305. maddesi aşağıda belirtildiği şekilde düzenlenmiştir. “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır: a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması.b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder). c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması. d) 206 ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır). e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” Alacak kaydının bazı istisnalar (bu istisnalar, imtiyazlı alacaklar ile yabancı para üzerinden tesis edilmiş gayrimenkul rehni ile temin edilmiş alacaklardır, Hakan Pekcantez, Yabancı Para Alacaklarının Tahsili 3.Bası, Ankara 1998, s.252) haricinde Türk lirası olarak yapılmalıdır. Bu kurala göre başvuru tarihindeki kur üzerinden döviz cinsindeki alacak miktarının Türk Lirasına çevrilerek başvurunun yapılması gerekecektir. Ancak, Türk Lirasına çeviri tarihi hakkında ciddi tartışmalar yaşanmaktadır. Bazı yazarlar alacağı dövize bağlanmış olan alacaklara konkordatoda ayrıcalık tanınması gerektiren yasal bir dayanak bulunmadığını, konkordatoya tabi alacaklar arasında eşitlik ilkesi gereğince TBK m.99’un konkordatoda uygulanmasının mümkün olmadığını, yabancı para alacağının konkordato kayıt tarihindeki Türk Lirası karşılığının esas alınması gerektiğini kabul etmektedir. Diğer bazı yazarlar ise konkordatonun tasdiki tarihinin çeviri zamanı olarak esas alınması gerektiği görüşündedir. Bir diğer görüş ise yabancı para alacağının konkordato mühletinin verildiği tarihteki döviz kuru üzerinden Türk Lirasına çeviri yapılarak konkordatoya yazdırılması gerektiği kanaatindedir. Özellikle, konkordatonun kabulü için gerekli çoğunluğun tespiti yabancı para alacaklarının biran önce Türk Lirasına çevrilmesine, yani alacakların miktarının tespitinde eşit para biriminin kabulünü gerektirmektedir. Bu çerçevede ve kayıt tarihlerindeki farklılıklardan doğacak eşitsizliği önlemek için yabancı para alacaklarının tüm alacaklılar için ortak bir tarihte Türk Lirasına çevrilmesi uygun olacaktır. Şu halde, yabancı para alacaklısı alacağını komisere yabancı para olarak kaydettirecek ama komiser on beş günlük kayıt süresinin bitiminde bütün yabancı para alacaklarını o tarihteki kur üzerinden Türk Lirasına çevirecektir. Bu takdirde konkordato tasdik edilirse yabancı para alacaklısı alacağını artık tasdik edilen konkordato çerçevesinde ancak Türk Lirası olarak talep edebilecek ve çeviri nedeniyle maruz kaldığı zarar için munzam zarar davası açamayacaktır. (Yeni Konkordato Hukuku, Editör: Prof.Dr.Selçuk Öztek, 2. Baskı, s.468,469,470). Buna göre, müdahil … Tic. A.Ş., alacağının 34.600,00 Euro olarak kaydedilip fiili ödeme günündeki geçerli Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden Türk Lirası karşılığı olarak ödenmesi gerektiğini ileri sürmüş ise de, alacak kaydının Türk Lirası üzerinden yapılması doğru olmuştur. Öte yandan müdahilin yabancı para alacağı geçici mühlet tarihlerindeki geçerli TC Merkez Bankası efektif satış kuru üzerinden TL’ye çevrilmiş ise de, istinaf nedeni gözönüne alındığında konkordatoda eşitlik ilkesi kapsamında istinaf eden müdahilin yabancı para alacağı ile ilgili istinaf nedenlerinin yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. Kaldı ki, konkordato yargılaması sırasında, istinafa gelenin alacağının alacak listesine yazıldığı, istinafa gelenin, bu yazım şekli ve içeriğine İİK’nun 302/5 maddesi uyarınca ilk derece mahkemesinde bir itirazının bulunmadığı, dolayısıyla projede belirlenen ödeme planının kesinleştiği de anlaşılmıştır. Mahkemenin 14/12/2022 tarihli ara kararı ile, müdahil … Bankası A.Ş.’nin alacağının konkordato nisabında 434.356,15 TL (98.870,00 TL’si gayrinakdi alacak) üzerinden dikkate alınmasına karar verilmiş olup adı geçen müdahil, gayrinakdi alacağın eksik hesaplandığı gibi gayrinakdi risk bedeline ödeme planında yer verilmediğini ileri sürmüştür. Borçlu hakkında kesin mühlet verilmesinden sonra komiser tarafından İİK’nun 288. maddesi uyarınca yapılacak ilanla alacaklılar alacaklarını bildirmeye davet olunur. (İİK.m.289). İİK’nun 300. maddesi gereği komiser, iddia olunan alacaklar hakkında borçluyu açıklamada bulunmaya davet eder. İİK’nun 302/6. maddesi gereği çekişmeli alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemece karar verilir.Çekişmeli alacağın nisaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına dair yapılan inceleme, alacağın esasına ilişkin ayrıntılı bir inceleme olmayıp yalnızca söz konusu alacaklılara oy hakkı tanınıp tanınmayacağına yöneliktir. Alacağın mevcudiyeti ve miktarı hakkındaki karar, söz konusu alacağı esastan inceleyecek mahkemeye ait olacaktır. Bildirilen alacağın bir kısmının borçlu tarafından itiraza uğrayarak kabul edilmemesi ve itiraza uğrayan kısmın nisaba dahil edilmemesi, alacaklının bu miktarda alacağı bulunmadığına dair maddi anlamda kesin hüküm oluşturmayacaktır. Bu açıdan alacağın eksik hesaplandığına yönelik istinaf sebepleri yerinde değildir. Ayrıca gayrinakdi alacakların doğumu kredi riskinin gerçekleşmesine bağlı olduğundan banka alacağına dönüşüp dönüşmeyeceği meçhul olan bir alacaktır. Bu nedenle Mahkemece, bu alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına karar verilebilecek ise de bu alacaklar ödeme planında dikkate alınmamaktadır. Bu açıdan da adı geçen müdahilin istinaf sebepleri yerinde değildir. Bu paragrafta yapılan açıklamalar uyarınca ileri sürülen istinaf başvurusunun reddi gerekir.Son olarak ise somut davada, borçlu şirketin konkordato teklifinin İİK’nun 302. maddesinde belirtilen nisapla kabul edildiği, konkordato teklifinin borçlunun kaynaklarıyla orantılı olduğunun tespit edildiği, belirtilen sürede teminat ile ilgili işlemlerin tesis edildiği, teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olduğu, harç ile yargılama giderlerinin yatırıldığı ve İİK’nun 305. maddesinde düzenlenen tasdik şartlarının oluştuğu, bu nedenle mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla tasdik şartlarının oluşmadığına yönelik müdahillerin istinaf başvurularının da reddi gerekmiştir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla müdahil vekillerinin istinaf başvurularının reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/445 Esas, 2023/73 Karar ve 26/01/2023 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1 bendi gereğince müdahiller … Tic. A.Ş. ve … Bankası A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı ESASTAN REDDİNE; müdahil … Tic. Ltd. Şti. vekilinin süresinde yapılmayan istinaf başvurusunun HMK’nın 352/1.c bendi gereğince USULDEN REDDİNE; müdahil … A.O. vekilinin istinaf başvurusunun hukuki yarar yokluğu nedeniyle REDDİNE; müdahiller … T.A.Ş. ve … Bankası A.Ş.’nin, İİK’nun 308/a maddesi uyarınca mahkemece verilen tasdik kararını istinaf hakları bulunmadığından istinaf başvurularının ayrı ayrı USULDEN REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harçları, müdahiller … Tic. A.Ş., … A.O., … T.A.Ş., … Bankası A.Ş., … Bankası A.Ş. ve … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından peşin olarak ayrı ayrı yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Müdahiller tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nun 164/2 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.15/06/2023