Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/492 E. 2023/412 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/492 Esas
KARAR NO: 2023/412
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 28/02/2019
NUMARASI: 2016/347 Esas, 2019/259 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili nezdinde yangın sigorta poliçesi ile sigortalı işyerinde 29/06/2012 tarihinde üst katında bulunan … Salonundan sızan sular nedeniyle hasar oluştuğunu, mobilya, halı ve yatak gibi emtialar ile dekorasyondaki hasar nedeniyle sigortalıya 19/09/2012 tarihinde 26.816,09 TL ödendiğini, davalı …’in sigortacısından 9.000,00 TL tahsil ettiklerini, kalan 17.816,00 TL’nin tahsili için düğün salonunu fiilen işleten … ve … aleyhine takip başlattıklarını, takibe itiraz üzerine itirazın iptali için açılan ve Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/108 Esas sayılı dosyasında görülen davanın husumet nedeniyle reddedildiğini, bunun üzerine adına düğün salonu işletilen … ile bina malikleri diğer davalılar hakkında Silivri … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında takip başlattıklarını, davalıların takibe haksız itiraz ettiklerini, bina maliki davalılar alacağın zamanaşımına uğrağını ileri sürmüşlerse de, olay tarihinde yürürlükte olan BK’nın 60. maddesi gereğince hasar sorumlusunu öğrendikleri tarihten bir yıl içinde, ayrıca olaydan itibaren on yıl içinde takip başlattıklarını, davalı bina maliklerinin yapı maliki olarak hasardan kusursuz sorumlu olduklarını, müvekkili şirketin sigortalıya ödeme tarihinden itibaren faiz talep edebileceğini, sonuç olarak davalıların takibe itirazlarının haksız olduğunu belirterek davalıların takibe itirazının iptali ile takibin devamına, ayrıca icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı … vekili cevabında; aynı olay nedeniyle açılan ve husumetten reddedilen davanın temyiz incelemesinde olduğunu, aynı nedene dayalı açılmış işbu davanın derdestlikten reddi gerektiğini, hasarın şofben arızası yanında binanın ek kısmında gerekli izolasyonun yapılmamasından kaynaklandığını, olayda yeterli izolasyonu yapmayan bina sahibinin kusurlu olduğunu, hasarlı gösterilen laminat parkenin kullanılmaya devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Davalılar …, … ve … vekili cevabında; müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, hasarın gerçekleştiği ve sigortalıya ödeme yapıldığı tarih 2012 yılı olup 2016 yılında açılan davada bir yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, davacının daha önce açtığı Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/108 Esas sayılı davası nedeniyle, aynı olaya dayalı olarak açılan işbu davanın derdestlik nedeniyle reddi gerektiğini, sigortalı işyerinde hasara neden olan su sızmasının binanın yapısından kaynaklı bir sorundan değil, kiracının kullanımında olan termosifon hortumunun patlamasından kaynaklandığını, söz konusu termosifonu Düğün Salonu işleticisi kiracının taktığını ve kendisinin kullandığını, hasarın 9.000,00 TL’sinin davalı …’in sigortacısı tarafından ödenmesinin de kusurun kiracıdan kaynaklandığını gösterdiğini, davalı …’in sigortacısının yaptığı zarar tespiti ile davacı sigortacının yaptığı zarar tespiti arasında fahiş fark olduğunu, müvekkillerinin olaydan haberi olmamaları nedeniyle ödeme tarihinden faiz istenemeyeceğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davalıların hasardan müşterek ve müteselsil sorumlu oldukları, yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda zarar ve tamirat masrafı toplamının 29.299,00 TL olduğu, ancak takibe konu alacağın ve dava değerinin 23.113,00 TL olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile davalının takibe itirazının iptaline, takibin devamına, davalının alacağın % 20’si tutarında icra tazminatına mahkum edilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı … vekili, davalılar … ve … vekili ile müteveffa davalı … mirasçısı … vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı … vekili istinaf nedenleri olarak; itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/108 Esas sayılı dosyasının sonucu beklenmeden karar verildiğini, müvekkili ile bina sahiplerinin kusur oranlarının ayrı ayrı tespiti ile kusur oranında tahsil kararı verilmesi gerekirken, hasar bedelinin davalılardan müteselsilen tahsiline karar verildiğini, müvekkilinin sigorta şirketi tarafından hasar bedeli 9.000,00 TL olarak tespit edilmesine rağmen, davacı sigorta şirketinin hasar bedelini 26.816,00 TL olarak tespit etmesi nedeniyle, hasar bedelleri arasında fahiş fark olduğunu, ancak bu çelişki giderilmeden karar verildiğini, alacak likit olmamasına rağmen icra tazminatına hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalılar … ve … vekili istinaf nedenleri olarak; aynı olay nedeniyle görülen Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/108 Esas sayılı dosyası nedeniyle eldeki davanın derdest olduğunu, davacı sigorta şirketinin bina malikini Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/108 Esas sayılı dosyasında 20/05/2014 tarihinde öğrenmesine rağmen bina maliki müvekkiller hakkında bir yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 08/01/2016 tarihinde takip başlattığını, hasarın diğer davalı kiracı …’in kullanımında olan şofbenin hortumundan kaynaklandığını, şofbenin kiracı tarafından takıldığını ve kiracının kullanımında olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir. Müteveffa davalı … mirasçısı … vekili istinaf nedenleri olarak; murisin mirasçılarının tamamı davaya dahil edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan hüküm kurulduğunu, mirasçı müvekkiline yapılan tebligatın da usule aykırı olduğunu, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/108 Esas sayılı dosyasının kesinleşmesinin beklenmediğini, tapu sicili aleni olup, hiçbir kimsenin tapu kaydını bilmediğini ileri süremeyeceğini, olayın 29/06/2012 tarihinde gerçekleşmesi ve tapu sicilinin aleni olması nedeniyle davacının 29/06/2012 tarihinde bina maliklerini öğrendiğinin kabul edilmesi gerektiğini, ancak bu tarihten bir yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 2016 yılında bina maliki muris hakkında takip başlatıldığını, hasarın kiracının kullanımından kaynaklanması nedeniyle müvekkilinin zarardan sorumlu tutulamayacağını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, dava dışı sigortalıya ödenen sigorta tazminatının hasar sorumlusu olduğu ileri sürülen bina maliki ve kiracısından tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı nezdinde yangın sigorta poliçesi ile sigortalı işyerinde, 29/06/2012 tarihinde üst katında bulunan … Salonundan sızan sular nedeniyle hasar oluştuğu, ekspertiz incelemesi sonucu sigortalıya 19/09/2012 tarihinde 26.816,09 TL ödendiği, davacının davalı düğün salonu işleticisinin sigortacısından 9.000,00 TL tahsil ettiği, kalan 17.816,00 TL asıl alacak ile 5.297,94 TL işlemiş faiz olmak üzere 23.113,94 TL’nin tahsili için düğün salonunu işleten davalı … ile bina malikleri diğer davalılar hakkında Silivri … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında takip başlatıldığı, davalıların takibe itirazı üzerine, itirazın iptali ve takibin devamı için bir yıllık hak düşürücü süre içinde eldeki davanın açıldığı görülmektedir. Mahkemece, davanın kabulü ile takibin devamına ve toplam 23.113,94 TL’nin % 20’si tutarında icra tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş, davalı düğün salonu işleticisi ile bir kısım bina maliki hükmü istinaf etmiştir. 1-Davalı … mirasçısı … vekili, davalı …’in yargılama sırasında vefat etmesine rağmen tüm mirasçıları davaya dahil edilmeden ve taraf teşkili sağlanmadan karar verildiğini belirtmişse de, müteveffa davalının mirasçılarına tebligat yapılarak taraf teşkili sağlandığından, bu yöndeki istinaf başvuru yerinde değildir. Ancak karar başlığında mirasçıların tamamına yer verilmemesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata niteliğindedir. 2-Davacı sigorta şirketi, aynı alacağın rücuen tahsili için düğün salonunu fiilen işlettiğini beyan ettiği dava dışı … ve … aleyhine takip başlatmış, takibe itiraz üzerine Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/108 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açmıştır. Davalılar, Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/108 Esas sayılı dosyası nedeniyle eldeki davanın derdest olduğunu savunmuşlarsa da, 2015/108 Esas sayılı dosyasının davalıları, eldeki dosyanın davalılarından farklı olduğundan, davalıların derdestlik itirazı yerinde değildir. Öte yandan Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/108 Esas sayılı dosyasında … ve … aleyhine açılan davada, … Salonu işleticisinin … olduğu gerekçesiyle davanın husumetten reddine karar verilmiştir. Anılan dosyanın sonucunun, bu davanın sonucunu etkileyeceği açık olmakla beraber, Yargıtay 17. HD’nin 2016/3437 Esas, 2019/5681 Karar ve 08/05/2019 tarihli kararı ile hükmün onandığı ve kararın kesinleştiği anlaşıldığından, artık 2015/108 Esas sayılı dosyanın beklenmesine de gerek bulunmamaktadır. 3-Davalı bina malikleri davanın zamanaşımına uğradığını savunmuştur. Olay tarihinde yürürükte olan bina ve yapı malikinin sorumluluğunda zamanaşımını düzenleyen 818 Sayılı BK’nın 60 maddesi; “Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz.” hükmünü düzenlemektedir. Buna göre zararın ve failin öğrenilmesinden itibaren bir yıl ve herhalde fiilden itibaren 10 yıl geçmekle alacak zamanaşamına uğrayacaktır. Somut davada, sigortalı işyerinde hasar 29/06/2012 tarihinde oluşmuş, alınan eksper raporunda hasarın … Düğün Salonuna ait kombiden kaynaklandığına değinilerek düğün salonu işleticisine rücu edilebileceği belirtilmiştir. Bakırköy 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/108 Esas sayılı dosyasında da, zararda bina malikinin sorumluluğuna dair herhangi bir rapor veya bilgi ya da belge bulunmamaktadır. Zamanaşımının başlangıç tarihi olarak, davacının binanın malikinin kim olduğunu öğrendiği tarihin önemi yoktur. Zamanaşımının başlangıç tarihi olarak, davacının hasara neden olayın failinin, bina maliki olduğunu öğrendiği tarih dikkate alınmalıdır. Ancak failin bina maliki olduğunu dair, eksper raporu ile 2015/108 Esas sayılı dosyada herhangi bir bilgi ve belge bulunmadığına göre, davacının beyanına göre zararın ve failinin bina maliki olduğunun 06/11/2015 tarihinde öğrenildiğinin kabulü gerekir. Davacının bu tarihten itibaren bir yıllık süre içinde takip başlatması nedeniyle mahkemece zamanaşımı itirazının reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. 4-Davalı bina malikleri hasardan davalı kiracı Düğün Salonu işleticisinin sorumlu olduğunu, davalı düğün salonu işleticisi ise kusur oranları tespit edilerek kusuru oranında alacağa hükmedilmesi gerektiğini belirterek hükmü istinaf etmişlerdir. Yapılan keşif ve bilirkişi incelemesine göre, düğün salonunun mutfağında bulunan şofbenden akan suyun zeminde birikmesi ve boşluk hattının izolasyonun yetersiz olması nedeniyle alt katta bulunan sigortalı daireye sızması nedeniyle hasar oluşmuştur. Buna göre davalı düğün salonu işleticisinin bakım ve sorumluluğunda olan şofbenden su sızması ancak binanın yapımındaki eskiklikten kaynaklı olarak, izolasyon eksikliği nedeniyle biriken suların alt kata sirayet etmesi nedeniyle hasar oluştuğundan, davalı bina maliklerinin olaydan düğün salonu işleticinin sorumlu olduğu yönündeki istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir.Ayrıca 818 BK’nın 50. maddesi uyarınca, birden çok kimseler birlikte bir zarar ika ettikleri takdirde zarardan müteselsilen mesul olacakları gözetildiğinde, davalı düğün salonu işleticisinin kusur oranında alacağa hükmedilmesi gerektiği yönündeki istinaf başvurusunun da reddi gerekmiştir.5-Davalı düğün salonu işleticisi …, icra tazminatı şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle hükmü istinaf etmiştir. İK’nun 67/2 maddesi gereğince inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşul olup, borçlunun itirazının kötü niyetle olması gerekmez. Bundan başka alacağın likit ve belli olması da gerekir. Somut davada, zararın miktarı bilirkişi incelemesi ile belli olacağına göre, alacak likit ve belli değildir. Bu nedenle icra tazminatının reddi gerekirken, kabul edilmesi doğru olmadığı gibi, kabule göre de asıl alacak üzerinden icra tazminatına hükmedilmesi gerekirken, işlemiş faiz dahil edilerek toplam alacak üzerinden icra tazminatına hükmedilmesi de doğru değildir.Açıklanan nedenlerle davalı bina maliklerinin istinaf başvurusunun reddine, davalı düğün salonu işleticisinin istinaf başvurusunun 5. madde de belirtilen nedenler ile kabulü ile yeniden yargılama yapılmasına gerek olmadığından, kararın kaldırılmasına ve davanın kabulü ile davalı … yönünden icra tazminatı talebinin reddine, istinaf yoluna başvuran diğer davalıların ilk derece mahkemesi kararında hükmedilen icra tazminatına yönelik istinaf başvurusu bulunmadığından, davacı lehine kazanılmış hak oluştuğu gözetilerek icra tazminatının davalı bina maliklerinden tahsiline dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan gerekçelerle; 1-Davalı bina maliklerinin istinaf başvurusunun 353/1-b.1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davalı düğün salonu işleticisi …’in istinaf başvurusunun 5.madde de belirtilen nedenler ile KABULU İLE, HMK’nun 353/1b-2 maddesi uyarınca Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/347 Esas, 2019/259 Karar ve 28/02/2019 tarihli kararının KALDIRILMASINA ve YENİDEN HÜKÜM TESİSİNE, a)Davanın KABULÜ İLE, Davalıların Silivri … İcra Dairesinin … sayılı dosyasına vaki itirazlarının itirazın iptaline ve takibin DEVAMINA, b)Davalı … yönünden icra tazminatı talebinin reddine, diğer davalıların 23.113,94 TL alacağın %20’si tutarında icra inkar tazminatına mahkum EDİLMESİNE, c)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 1.578,91 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 279,16 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.299,75 TL harcın davalılardan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,d)Davacı tarafından sarf edilen 1.210,50 TL posta masrafı ve bilirkişi ücreti, 221,80TL keşif harcı, 13,50TL başvuru harcı, 279,16TL peşin harç ve 100,00 TL ATVG araç ücreti olmak üzere toplam 1.824,96TL’nin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE, e)Davalılar tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendileri üzerinde BIRAKILMASINA, f)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak davacıya VERİLMESİNE, İstinaf Giderleri Yönünden; 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 438,40 TL harçtan mahsubu ile bakiye 258,50 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili davalıya İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 395,00 TL harçtan mahsubu ile bakiye 215,10 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili davalıya İADESİNE, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harcın davalı mirasçı … tarafından peşin olarak yatırılan 394,72 TL harçtan mahsubu ile bakiye 214,82 TL harcın karar kesinleştiğinde ve talep halinde ilgili mirasçıya İADESİNE, 6-Davalı … tarafından yapılan 559,70 TL istinaf başvuru ve karar harcının davacıdan alınarak ilgili davalıya VERİLMESİNE, 7-Davacı tarafından karşılanan 159,70 TL istinaf yargılama giderlerinin davalı bina maliklerinden tahsili ile davacıya VERİLMESİNE, 8-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 9-Karar kesinleştiğinde HMK’nun 333. maddesi gereğince kullanılmayan gider avansının taraflara İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-2 bendi ve aynı Kanunun 362/1.a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.06/04/2023