Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/4 E. 2023/151 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/4 Esas
KARAR NO: 2023/151
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 09/06/2022
NUMARASI: 2021/382 Esas, 2022/516 Karar
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesi ile; müflis şirketin iflasından önce 21/04/2018 tarihli olağanüstü genel kurul kararı gereği, şirkete tasfiye memuru olarak atandığını, kendisine aylık net 2.000,00 TL ödenmesine karar verildiğini, tasfiye memuru ücretinin bir kısmı ödenmişse de, 72.000,00 TL alacağının ödenmediğini, iflas idaresinin alacağın iflas masasına kaydı talebini, alacağın yargılamayı gerektirdiği gerekçesiyle reddettiğini, tasfiyeden doğan alacağının masa borcu olduğunu ve sıra cetveline girmeksizin öncelikle ödenmesi gerektiğini belirterek alacağın masa borcu olduğundan öncelikle ödenmesini, aksi takdirde alacağın sıra cetvelinin 1. sırasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacının alacağın kaydı dilekçesinde pul eklendiğine dair bir ibare olmadığı, iflas dairesinin ilk yazısında da davacının tebligat için masraf vermediğinin belirtildiği, iflas idaresinin sonraki yazısında davacının pul bıraktığı belirtilmişse de, davacının duruşmada tebigat giderini bankaya yatırdığını beyan ettiği gibi, sonradan dilekçeye pul eklenmesinin her zaman mümkün olduğu, buna göre davacının tebliğ gideri için avans yatırmadığı ve davanın sıra cetvelinin ilanından itibaren 15 günlük hak düşürücü sürede açılmadığı gerekçesiyle özel dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar vermiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar, yasal süre içerisinde davacı tarafından istinaf edilmiştir.Davacı istinaf nedenleri olarak; iflas idaresi kararlarının ilgililere tebliği için verilecek avansın nakit olmasına gerek bulunmadığını, uygulamada posta gideri olarak, posta giderini karşılayacak pulun verilmesinin yeterli olduğunu, kendisinin de iflas idaresi kararının tebliği için pul bıraktığını, bu nedenle dava açma süresinin tebliğden başlaması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, alacağın iflas masasına kayıt ve kabulüne ilişkindir.Davacı, iflasından önce müflis şirkete tasfiye memuru olarak atandığını ancak ücretinin bir kısmının ödenmediğini, ödenmeyen tasfiye memuru ücretinin masa alacağı olduğunu belirterek masa alacağının ödenmesini, aksi halde alacağının masaya kaydına karar verilmesini talep etmiştir. Masa alacakları, iflasın açılmasından iflasın tasfiyesinin sonuçlanmasına kadar iflas masasının (masa adına iflas idaresi veya iflas dairesinin) yaptığı borçlar olarak kabul edilmektedir. Somut olayda iddia konusu alacak, müflis şirketin iflasından önce yapılan tasfiye memurluğu ücretine ilişkindir. Sözkonusu alacak, müflisin iflasının açılmasından sonra yaptığı borç olmadığından, masa alacağı değildir. Bu nedenle davanın sıra cetveline itiraz davası olarak, iflasına karar verilen asliye ticaret mahkemesinde görülmesinde usule aykırılık bulunmamaktadır.Ancak mahkemece, davacının iflas idaresi kararının kendisine tebliği için avans yatırmadığı, ilandan itibaren 15 günlük hak düşürücü süre içinde davanın açılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, davacı hükmü istinaf etmiştir.İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki asliye ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223. maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan, en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabule elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, iflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. M). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar.İflas Dairesinin müteakip yazılarından; davacının tebliğ gideri için avans yatırdığı ancak çıkartılan tebligatın iade edildiği, bila tebliğ iade edilen tebligatın davacıya 21/05/2021 tarihinde elden tebliği edildiği, sıra cetvelinin 23/09/2020 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde, 20/09/2020 tarihinde … Gazetesinde ilan edildiği belirtilmiştir. İflas idaresinin 03/03/2022 tarihli yazısında davacının kararın kendisine tebliği için pul verdiğinin belirtilmesi karşısında, mahkemenin anılan resmi yazının aksine davacının masraf yatırmadığını kabul etmesi doğru değildir. Diğer taraftan davacı, 2015 tarihli alacağın masaya kaydı dilekçesinde, adres kayıt sistemine kayıtlı adresini bildirmiştir. Ancak sonradan davacının adres kayıt sistemine kayıtlı adresinin değiştiği ve davacının bildirdiği adrese çıkartılan tebligatın iade edildiği, sonrasında sıra cetveli ve derece kararının iflas müdürlüğünce elden davacıya tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Davacı kayıt talebinde iflas idaresi kararının kendisine tebliği için elverişli adres bildirmiş olup sonrasında adresinin değişmesi nedeniyle önceki adresine çıkartılan tebligatın iade edilmesi, tebligata elverişli adres bildirilmediği şeklinde kabul edilemez. Bu nedenle hak düşürücü sürenin davacıya elden yapılan tebliğden itibaren başlatılması gerekir. Sıra cetveli ve derece kararı davacıya 21/05/2020 tarihinde elden tebliğ edildiğine ve dava 15 günlük süre içinde 03/05/2020 tarihinde açıldığına göre mahkemece işin esası incelenerek karar verilmesi gerekirken, hak düşürücü sürede açılmayan davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenler ile davacının istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince esası incelenmeden ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE,2-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/382 Esas, 2022/516 Karar ve 09/06/2022 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE,4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,5-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a.6 fıkrası gereğince kesin olmak üzere Üye Hakim …’ın karşı oyuyla oyçokluğu ile karar verildi.09/02/2023
İİK’nın 223/3 fıkrası uyarınca iflas masasına alacaklı olarak müracaat eden alacaklıların, tebligatı kabule elverişli adres göstermek ve tebliğ giderini avans vermek suretiyle, iflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğini isteyebilecekleri öngörülmüştür. Anılan gerekliliği yerine getirmeyen alacaklılar için dava açma süresi ilandan itibaren başlar. Somut olayda, davacı tebligat masrafı yatırmakla birlikte, tebliğe elverişli adres göstermediği ve masaya başvuruda bildirilen adrese çıkartılan tebligatın iade edildiği anlaşıldığından, 15 günlük dava açma süresi sıra cetvelinin ilan tarihinden itibaren başlar. Nitekim benzer bir olaya ilişkin Yargıtay 23. HD’nin 2013/583 Esas, 2013/1067 Karar sayılı kararı da bu doğrultadır. Sıra cetvelinin en son 23/09/2020 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde ilan edildiği, davanın ise tarihinde açıldığı gözetildiğinde, mahkemece ilandan itibaren hak düşürücü süre içinde açılmadığından, HMK’nın 114/2 ve 115/2 maddeleri gereğince asıl ve birleşen davanın ayrı ayrı özel dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmesi sonucu itibarıyla doğrudur. Bu nedenle sayın çoğunluğun görüşüne muhalifim.