Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/384 E. 2023/757 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/384 Esas
KARAR NO: 2023/757
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/12/2022
NUMARASI: 2020/306 Esas, 2022/846 Karar
DAVA: KONKORDATO
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; konaklama alanında hizmet veren müvekkili şirketin İstanbul Boğazında bulunan … Yalısını, … markası ile otel olarak işlettiğini, şirketin 87.800.000,00 TL sermayesinin tamamının ödendiğini, ekonomik dalgalanmalar, kurların ve faiz oranlarının yükselmesi, hammade girdilerinin dövizle olan maliyetlerinin artması gibi nedenlerle şirketin finansal yapısının bozulduğunu, müvekkili şirketin özellikle grup firmaları lehine verilen kefalet ve ayni teminatların yarattığı riskler nedeniyle likidite sıkıntısı çektiğini, konkordato tekliflerinin vade konkordatosu olup ilk 1,5 yıl ödemesiz, sonraki 3 yılda eşit taksitlerle borçların ödeneceğini belirterek konkordatonun tasdiki ile müvekkili lehine geçici mühlet ve sonrasında 1 yıllık kesin mühlet verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; borçlu şirketin konkordato talebinin reddine, şirketin borca batık olup olmadığı yönünde tahkikatın tamamlanamadığı gerekçesiyle iflas yönünden dosyanın tefrikine karar verilmiş, tefrik ile 2020/306 Esas sayısını alan eldeki dosyada, borçlu şirketin borca batık olmadığı, bu nedenle iflas şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle davacı hakkında iflas kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde alacaklılar … ve … bankası vekili tarafından istinaf edilmiştir. Alacaklı … vekili istinaf nedenleri olarak; … lehine tesis edilen ipotek dışında borçlu şirketin dava dışı şirketler lehine üstlendiği kefalet borçları ile ayni teminatların da pasifinde gösterilmesi gerektiğini, müvekkili banka lehine ipotek tesis edilen taşınmazların içerisindeki makina ve techizatlar ile birlikte değerinin fahiş belirlendiğini, belirlenen miktarın icra müdürlüğünde alınan kıymet takdiri raporundaki değerinin iki katı olduğunu, tespit edilen değerin de müvekkilinin alacağını karşılamaktan uzak olup, sadece bu durumun dahi borçlu şirketin borca batık olduğunu gösterdiğini, varlıkların güncel değeri alınırken borçların güncel borç miktarının dikkate alınmadığını, iflas hususunda dosya tefrik edilmeden önce alınan raporda borçlu şirketin borca batık olduğunun tespit edildiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davacının iflasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.Alacaklı … Bankası vekili istinaf nedenleri olarak; borçlu şirketin dava dışı şirketler lehine üstlendiği kefalet borçları ile ayni teminatların da pasifinde gösterilmesi gerektiğini, borçluya ait taşınmazların içerisindeki makina ve techizatlar ile birlikte değerinin fahiş belirlendiğini, belirlenen miktarın icra müdürlüğünde alınan kıymet takdiri raporundaki değerin iki katı olduğunu, varlıkların güncel değeri alınırken borçların güncel borç miktarının dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davacının iflasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici mühlet ve akabinde kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı şirket hakkında 01/11/2019 tarihininde geçerli olmak üzere üç ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, sonrasında 01/02/2019 tarihinden başlamak üzere geçici mühletin iki ay daha uzatıldığı, 7226 sayılı Yasa uyarınca mühlet süresinin durması dikkate alınarak 26/06/2020 tarihli duruşmada borçlu şirketin kesin mühlet talebinin reddine karar verilerek geçici mühletin kaldırıldığı, iflas yönünden dosyanın tefrik edildiği anlaşılmaktadır. İlk derece mahkemesi borçlu şirketin konkordato talebi yönünden, teklifin başarıya ulaşmayacağı, şirketin komiser talimatlarına aykırı hareket ettiği gerekçesiyle kesin mühlet kaldırılarak, borçlu şirketin konkordato talebinin reddine, iflas hususunda borçlu şirketin borca batık olup olmadığı yönünde tahkikatın tamamlanamadığı gerekçesiyle dosyanın tefrikine karar verilmiş, hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 21/01/2021 tarih ve 2020/2258 Esas, 2021/77 Karar sayılı kararı ile davacı şirketin istinaf başvurusu esastan reddedilmiştir. Mahkemece iflas hususunda tefrik edilen eldeki dosyada, davacı şirketin borca batık olmadığı gerekçesiyle iflas kararı verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, müdahiller … ve … Bankası hükmü istinaf etmiştir. İlk derece mahkemesinde alınan 15/11/2021 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; borçlu şirketin asıl borçlu …’nin kredi borcu için taşınmazları üzerinde alacaklı … lehine ipotek tesis ettiği, bu taşınmazların icra yoluyla satılması nedeniyle taşınmazların borçlu şirketin aktifinde gösterilmediği, ayrıca ipotek yükünün de borçlu şirketin pasiflerinden düşülmesi gerektiği, … lehine tesis edilen ipotek dışında borçlu şirketin dava dışı şirketler lehine üstlendiği kefalet borçları ile ayni teminatların güvenilir olarak tahmin edilememesi nedeniyle bilançoda dikkate alınmayacağı, borçlu şirketin grup şirketleri ile birlikte konsolide veya birleşik finansal tablo düzenlemesine gerek bulunmadığı, şirketin 30/06/2021 tarihli rayiç değer bilançosuna göre özvarlığının +51.014.361,28 TL olduğu ve borca batık olmadığı belirtilmiştir. İlk derece mahkemesinde ayrı bir heyetten alınan 09/09/2022 tarihli raporda; ihalenin feshine karar verilmesi ve taşınmazın davacı adına kayıtlı olması nedeniyle önceki raporda aktifler arasında gösterilmeyen …’a ipotekli taşınmazların aktifler arasında gösterilmesi ve takyidatların pasife eklenmesi gerektiği, borçlu şirketin kefalet borçları geçerliliğini koruduğundan, şirketin pasifinde yer alması gerektiği, buna göre 31/03/2022 tarihi itibarıyla şirketin rayiç değerlere göre özvarlığının + 218.245.817,39 TL olduğu ve borca batık olmadığı belirtilmiştir. Bilirkişiler 23/11/2022 tarihli ek raporlarında da, kök rapordaki görüşlerini tekrarlamıştır. Buna göre iki ayrı heyetten alınan raporlara göre de sonuç itibarıyla davacı şirket borca batık değildir. İkinci heyetten alının 09/09/2022 tarihli rapor ve 23/11/2022 tarihli ek raporda, borçlu şirketin 31/03/2022 tarihi itibarıyla şirketin rayiç değerlere göre borca batık olmadığı tespit edilmiştir. Sözkonusu rapor, şirketin taşınmazlarının rayiç değerlerinin tespitine dair kısmı da dahil, bilimsel, ayrıntılı ve teknik veriler içerdiğinden hükme esas alınmasında isabetsizlik bulunmamaktadır. Ancak alacaklılar; ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile yapılan takip dosyasında alınan 15/06/2022 tarihli raporda, şirkete ait taşınmazların ve makine ve techizatlar ile birlikte değerinin 879.131.058,00 TL olarak belirlenmiş iken, eldeki dosyada alınan 09/09/2022 tarihli raporda aynı malların değerinin 1.691.105.702,00 TL olarak hesaplandığını, bu nedenle borçlu şirkete ait taşınmazlarının değerinin fahiş belirlendiğini ve borçlu şirketin borca batık olduğunu ileri sürmüşlerdir. İcra dosyasında alınan 15/06/2022 tarihli raporda davacı şirketin taşınmazları arasında bulunan otel vasıflı taşınmazın değeri 750.000.000,00 TL olarak belirlenmiş iken, eldeki dosyada alınan 09/09/2022 tarihli raporda sözkonusu taşınmazın değeri 1.508.413.720,00 TL olarak belirlenmiştir. Ancak icra dosyasında alınan 09/10/2018 tarihli raporda otel vasıflı taşınmazın değeri 695.000.000,00 TL olarak belirlendiği gibi, yine eldeki dosyanın tefrikinden evvel alınan 17/02/2020 tarihli raporda da sözkonusu taşınmazın değeri 500.000.000,00 TL’ye yakın bir bedel olarak tespit edilmiştir. Bu son raporlarda taşınmazların 2018 ve 2020 tarihleri için değeri tespit edilmiştir. Son yıllarda taşınmazların değerindeki artış oranı gözetildiğinde, 09/09/2022 tarihli raporda yer alan, davacıya ait otel ve diğer taşınmazların değerinin tespitinde isabetsizlik görülmemiştir.Açıklanan nedenler ile ve özellikle müdahillerin istinaf başvurusunun davacı şirketin borca batık olduğu iddiasına dayanmasına ve müdahillerin istinaf nedenine, ayrıca iflas kararı verilmediğinden İİK’nın 292/son fıkrasının uygulanmasına gerek görülmemesine göre, ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, müdahillerin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/306 Esas, 2022/846 Karar ve 15/12/2022 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan alacaklılar … A.Ş ve … Bankası A.Ş vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan alacaklı … A.Ş tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın … A.Ş’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan alacaklı … Bankası A.Ş tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın … Bankası A.Ş’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Alacaklılar … A.Ş ve … Bankası A.Ş tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf yargılama aşamasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İİK’nun 293.maddesi yollaması ile İİK’nın 164.maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.13/07/2023