Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/375 E. 2023/409 K. 06.04.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/375 Esas
KARAR NO: 2023/409
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15/09/2021
NUMARASI: 2016/250 Esas, 2021/597 Karar
DAVA: İFLAS (İflasın Ertelenmesi)
KARAR TARİHİ: 06/04/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketlerin grup şirketleri olduğunu, deri ve deri ürünleri işleme ve ihracatı alanında imalatçı olarak faaliyet gösterdiklerini, deri fiyatlarının düşmesi, piyasalarda meydana gelen daralma ve bu olumsuzluklarla birlikte şirketlerin bazı alacaklarını tahsil edememesi sonucu şirket öz varlığının büyük kısmını yitirildiğini ve şirketlerin borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesi ile borca batıklıktan çıkılacağını belirterek müvekkili şirketlerin iflasının bir yıl süre ile ertelenmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesi; davacı şirketler için verilen ilk tedbir kararının üzerinden beş yıllık sürenin dolduğu; davacı …Ltd. Şti’nin 31.03.2021 tarihinde halen (-) 2.299.824,85 TL borca batık olduğu, şirketin alıcılar hesabındaki 29 milyon TL’nin 2016 yılından gelen durağan bir alacak olduğu, yine şirketin çekli borçlarının ve banka kredi borçlarının neredeyse tamamının dövizli borç olmasına rağmen, şirketin bu borçlara kur değerlemesi yapmadığı, dolayısıyla … şirketinin borca batıklığının hesaplananın çok üzerinde olduğu; davacı … A.Ş.’nin rayiç özvarlığının 31.03.2021 tarihinde (-) 467.086,59 TL olup şirketin halen borca batık olduğu, şirketin 2017 yılından itibaren faaliyetlerine son verdiği, Verilen Sipariş Avansları hesabında kayıtlı 2.778.552,43 TL’nin 2017 yılından bu yana durağan bir alacak olduğu, bu alacak tutarının tahsil kabiliyetinin bulunmadığı, bu durumda şirketin borca batıklık miktarının artacağı, dolayısıyla … Ticaret A.Ş.’nin borca batıklığının hesaplananın çok üzerinde olduğu; dosyaya sunulan iyileştirme plânına göre davacıların borca batıklıktan kurtulmasının mümkün olmadığının tespit edildiği, borca batıklık miktarı nazara alındığında iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olarak kabul edilemeyeceği gerekçesiyle iflas erteleme talebinin reddine ve davacıların iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkili şirketlerin süreç içerisinde faaliyetlerinin devam ettiğini, keşif yapılmaksızın bilançoda yer alan maddi varlıkların değer düşürülmesi yoluyla rapor alındığını, davacı …AŞ’nin hiçbir aktifinin değerlendirilmediğini, hatalı rayiç değerlere dayanan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğunu, müvekkili şirketlerin borca batık olmadığını, bu nedenle iflas kararı verilemeyeceğini belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava; İİK nun 179 ve devamı maddeleri ile 6102 sayılı TTK nun 376. ve 377. maddelerinde düzenlenen iflasın ertelenmesi istemine ilişkindir. İflas ertelemesinin amacı doktrinde farklı görüşlerle açıklanmıştır. Bu görüşlerden biri, erteleme kararının sermaye şirketi ve kooperatifin yararına olduğu, bir diğer görüş, burada ilk planda alacaklıların çıkarının korunduğu, diğer bir görüş ise, hem alacaklıların hem şirketin korunduğudur. Yargıtay uygulamalarında, erteleme kararının hem borca batık şirketin hem de alacaklıların yararına olduğu kabul edilmektedir. İflas erteleme talebinde bulunan şirket hakkında iflas erteleme kararı verilebilmesi için öncelikle o şirketin borca batık durumda olması, sunulacak ciddi ve inandırıcı bir iyileştirme projesi kapsamında şirketin mali durumunu düzeltebileceğine dair somut veriler ileri sürmesi ve fevkalade mühletten yararlanmamış olması gerekir (6102 sayılı TTK’nın m. 377, İİK’nın m.179 vd.). Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK nun 179/a maddesinde, mahkemenin, iflasın ertelenmesi isteminde bulunulması üzerine, envanter düzenlenmesi ve yönetim kurulunun yerine geçmesi ya da yönetim kurulu kararlarını onaması için derhal kayyım atayacağı, ayrıca şirketin ve kooperatifin malvarlığının korunması için gerekli diğer önlemleri alacağı, aynı Yasanın 179/b maddesinde ise, kayyımın her üç ayda bir şirketin projeye uygun olarak iyileştirme gösterip göstermediğini mahkemeye rapor edeceği düzenlenmiştir. Yasanın 181. maddesi gereğince, davada uygulanacak olan, 160. maddesinde, iflas isteyen alacaklının ilk alacaklar toplantısına kadar olan bütün masraflardan sorumlu olduğu, 166. maddede ise kararın ilanı düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde ise, iflas isteme, davaya vekalette özel yetki verilmesi gerektiren haller arasında sayılmıştır. Somut olayın yasal düzenlemeler açısından değerlendirilmesi sonucunda, davacılar vekilinin vekeletnamesinde, iflas erteleme davası açma yetkisinin bulunduğu, mahkemece, tensip ara kararı ile ilanların yapılmasına, bilirkişi incelemesine ve ayrı ayrı rapor alınmasına karar verildiği, ilanların yaptırıldığı, iflas avansının mahkeme veznesine yatırıldığı, davanın, davacı şirketlerin muamele merkezinin bulunduğu mutlak yetkili mahkeme de açıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, davacıların iflas erteleme talebinin reddine ve davacıların borca batık olması nedeniyle iflaslarına karar verilmiş, davacılar vekili hükmü istinaf etmiştir. Davacılar vekili, keşif yapılmaksızın bilançoda yer alan maddi varlıkların değer düşürülmesi yoluyla rapor alındığını, davacı …AŞ’nin hiçbir aktifinin değerlendirilmediğini, hatalı rayiç değerlere dayanan bilirkişi raporuna dayanılarak hüküm kurulduğunu, müvekkili şirketlerin borca batık olmadığını belirterek hükmü istinaf etmiştir. Borca batıklık, 6102 Sayılı TTK’nun 377. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nun 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemelidir. Bunun için borçlu şirket tarafından mahkemeye ibraz edilen bilanço ile mali durumun iyileştirilebilmesi amacıyla şirket tarafından bildirilen proje üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rayiç değerler ve yapılan araştırma ve inceleme sonucu elde edilen gerçekçi verilere göre bilirkişilerce yeniden oluşturulacak şirket bilançosu (borca batıklık bilançosu) da dikkate alınıp bir sonuca gidilmelidir. Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır. Somut olayda ilk derece mahkemesinde alınan 21/06/2021 tarihli raporda; davacı … Ticaret Ltd. Şti.’nin rayiç özvarlığının 19.02.2016 tarihinde (-) 5.988.515,87 TL olduğu, yani davacı şirketin borca batık durumda bulunduğu, 31.03.2021 tarihinde halen (-) 2.299.824,85 TL borca batık olduğu, alıcılar hesabında yer alan 29 milyon TL’nin 2016 yılından gelen durağan bir alacak olduğu, yine şirketin çekli borçlarının ve banka kredi borçlarının neredeyse tamamının dövizli borç olmasına rağmen şirketin bu borçlara kur değerlendirmesi yapmadığı, dolayısıyla … Ltd. Şti.’nin borca batıklığının hesaplananın çok üzerinde olduğu, şirketin revize edilen iyileştirme projesindeki satış ve kârlılık hedeflerine ulaşamadığı gibi ulaşmasının da mümkün gözükmediği, davacı borçlu şirketin yapısal iyileşmesinin artık mümkün olmadığı, sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, şirketin devam eden faaliyet zararıyla faaliyetine devam etmesi halinde borca batıklığını artıracağı, şirketin bu durumda faaliyetine devam etmemesi gerektiği; Davacı … A.Ş.’nin rayiç özvarlığının 19.02.2016 tarihinde (-) 893.580,82 TL olduğu, yani davacı şirketin borca batık durumda bulunduğu, 31.03.2021 tarihinde halen (-) 467.086,59 TL borca batık olduğu, şirketin 2017 yılından itibaren faaliyetlerine son verdiği, Verilen Sipariş Avansları hesabında kayıtlı 2.778.552,43 TL’nin 2017 yılından bu yana durağan bir alacak olduğu, bu alacak tutarının tahsil kabiliyetinin bulunmadığı, bu durumda şirketin borca batıklık miktarının artacağı, dolayısıyla … Ticaret A.Ş.’nin borca batıklığının hesaplananın çok üzerinde olduğu, şirketin revize edilen iyileştirme projesindeki satış ve kârlılık hedeflerine ulaşamadığı gibi ulaşmasının da mümkün gözükmediği, şirketin yapısal iyileşmesinin artık mümkün olmadığı, sunulan iyileştirme projesinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, şirketin devam eden faaliyet zararıyla faaliyetine devam etmesi halinde borca batıklığını artıracağı belirtilmiştir. Davacılar vekili, keşif yapılmaksızın bilançoda yer alan maddi varlıkların değer düşürülmesi yoluyla rapor alındığını, davacı …AŞ’nin hiçbir aktifinin değerlendirilmediğini ileri sürmüşse de, mahkemece talimat yoluyla alınan raporda bilirkişilerce yerinde inceleme yapılarak davacı şirketlerin malvarlığının rayiç değerlerinin tespiti yapıldığı gibi, davacı …AŞ’nin stokları, makine ve demirbaşları ile diğer taşınmaz ve taşınır malvarlığının rayiç değerlemesi de yapıldığından, davacıların bu yöndeki istinaf nedeni dosya kapsamına uygun değildir. Kaldı ki davacı vekili 27/01/2021 tarihli duruşmada teknik rapora karşı itirazlarının bulunmadığını da belirtmiştir. Dosya kapsamı ve alınan bilirkişi raporlarına göre; davacı şirketler için verilen ilk tedbir kararının üzerinden beş yıllık sürenin dolduğu, davacı şirketlerin yapısal iyileşmesinin mümkün bulunmadığı, sunulan iyileştirme projelerinin ciddi ve inandırıcı olmadığı, davacıların borca batıklıktan çıkamadığı, durağan seyreden ve tahsil kabiliyeti bulunmayan alacakların aktiflerden düşülmesi gerektiği ve bu halde davacı şirketlerin borca batıklık halinin daha da artacağı gözetildiğinde, mahkemece davacı şirketlerin iflas erteleme taleplerinin reddi ile iflaslarına karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığından, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/250 Esas, 2021/597 Karar ve 15/09/2021 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1 bendi gereğince davacılar vekilinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar harcı davacı … A.Ş tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı …Ltd.Şti tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 120,60 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.06/04/2023