Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/356 E. 2023/379 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/356 Esas
KARAR NO: 2023/379
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 13/12/2022
NUMARASI: 2022/856 Esas
TALEP: İHTİYATİ HACİZ
KARAR TARİHİ: 30/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirket nezdinde 07.11.2021- 07.11.2022 tarih ve … sayılı Ticari ve Sınai Ristler Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalı … Tic. A.Ş.’nin Ereğli/Konya adresinde kurulu fabrikasının poliçede belirtilen risklere karşı sigortalandığını, 01/04/2020 tarihinde işletmenin ana üretim binasının hemen bitiğinde yer alan kazan dairesinin birinde bulunan buhar kazanın infilak ettiğini, bu sebeple hem sigortalısının hem de komşu … Gıda San. Tic. Ltd. Şti.’nin zarar gördüğünü, bunun sonucunda sigortalı ve komşu iş yerinde meydana gelen toplam 9.015.813,00 TL zararın poliçe kapsamında müvekkilince tazmin edildiğini, davalının, buhar kazanının imalatçısı olduğunu, taraflarınca aldırılan hem Teknik Uzman Görüşü hem de ekspertiz raporunda davalının kusurlu olduğunun belirtildiğini, aynı zamanda davalının kusursuz tehlike sorumluluğunun bulunduğunu, dosyada mevcut olan deliller uyarınca müvekkili şirketin alacaklı olduğunun yaklaşık ispat kuralı gereği ortaya konulduğunu belirterek şimdilik rücuan alacakları olan 9.015.813,00 TL bakımından alacaklarına yeter miktarda davalı borçlu şirketin menkul ve gayrimenkul malları ile üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarının ihtiyaten haczi ile fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 9.015.813,00 TL ‘nin temerrüt tarihi olan 14/10/2022 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; söz konusu buhar kazanının davacının sigortalısı dava dışı şirketin sipariş teyit mektubuna ve TSE standartlarına uygun şekilde imal edildiğini, kazan basıncını kontrol eden emniyet vanalarının sipariş kapsamında olmadığını ve dava dışı sigortalı şirket tarafından ayrıca temin edilerek kazan üzerine monte edildiğini, aynı sipariş teyit mektubunda belirtilen diğer tüm armatürlerin de dava dışı sigortalı şirket tarafından sisteme monte edildiğini, taraflarca imza altına alınan kazan dairesi işletmesinde dikkat edilecek hususlara ilişkin tutanak ile kazanın dava dışı sigortalı şirkete teslim edildiğini, söz konusu kazanın 23.01.2009 tarihinde imalatı tamamlanarak 27.01.2009 tarihinde Hidrostatik Test Raporu ile test edildiğini ve kazanda hiçbir açık yada gizli ayıp bulunmadığını, kazanın 2009 yılından, patlamanın gerçekleştiği 2022 yılına kadar geçen 13 yıl boyunca sorunsuz çalıştığını, bu süreçte dava dışı sigortalı şirketin herhangi bir bakım, onarım, tamirat vs. talebinde bulunmadığını, kazanın her yıl periyodik olarak yapılması gereken kontrollerinin yapılıp yapılmadığına ilişkin belgelerin sunulması gerektiğini, Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığının 2022/2226 Soruşturma numaralı dosyasında rapor ibraz edilmemekle birlikte İş Güvenliği Uzmanı tarafında yapılan tespitlerde, kazanın patlamasında dava dışı sigortalı şirketin kusurları ve eksikleri olduğunun bildirildiğini, ilgili soruşturma dosyasında dava dışı sigortalı şirketin kazan yakma belgesine sahip kişiyi görevlendirmediğinin tespit edildiğini, kazanın patlamasının dava dışı sigortalı şirketin kusuru neticesinde meydana geldiğini ve müvekkilinin bir sorumluluğunun bulunmadığını, hiçbir teknik veriyi içermeyen uzman görüşü ve eksper raporlarının kabulünün mümkün olmadığını, soruşturma dosyasında takipsizlik kararı verildiğini, müvekkili şirkete herhangi bir ayıp ihbarı yapılmadığını, davanın zamanışımı ve hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; İİK’nun 257. maddesinde belirtilen koşulların ve yaklaşık ispat koşulunun gerçekleşmemesi nedeniyle ihtiyati haciz talebinin reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; Mahkemenin yaklaşık ispat koşulunun sağlanmamış olduğu yönündeki tespitinin kanuna, uygulama ve yerleşik yargı kararlarına aykırılık teşkil ettiğini, somut olayda, müvekkili şirketin yangın/infilak olayı ile ilgili olay yeri tespit ve ekspertiz raporları ve banka ödeme dekontları ve ödemeye ilişkin sigortalıdan alınan ibraname/temlikname ile sigortalının haklarına halef olduğu ve sigortalısının üçüncü şahıslardan alacağını temlik almış olduğu, alacağının muaccel olduğu ve davalı borçlunun temerrüde düştüğünü belirterek kararın kaldırılmasını ve talepleri gibi karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, Ticari ve Sınai Riskler Paket Sigorta Poliçesi kapsamında dava dışı sigortalıya ödenen sigorta tazminatının oluşan hasardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalıdan tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece, ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, davacı taraf karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur.Uyuşmazlık, İİK’nun 257. maddesinde düzenlenen, ihtiyati haciz şartlarının mevcut olup olmadığı noktasında toplanmıştır. İcra ve İflas Kanunun 258. maddesinin 2. cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında İhtiyati haciz sebepleri ( m.257) hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” Denilmektedir. Kanun senetlerden değil, delillerden bahsetmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için bir kimsenin aleyhine delil olmak üzere vücuda getirdiği bir belgenin varlığı şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilirken dikkat edilmesi gereken hususun alacağın yazılı delille ispatı değil, alacağın varlığı konusunda hakime kanaat verecek delillerin sunulmasıdır. Hakim, taraflar arasındaki ilişkiye, alacağı doğuran sebebin şekline ve niteliğine göre ibraz edilen delilleri değerlendirerek alacağın varlığı hakkında bir kanaata vardığı takdirde İİK‘daki diğer şartlar mevcutsa ihtiyati haciz talebini kabul edecektir. Alacağın varlığına kanaat getirilmesi yaklaşık ispattır. Bununla birlikte hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir.Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi İhtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmesi“ şeklinde bir koşul kanunda öngörülmemiştir. Somut olayda, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı … Tic. AŞ arasında 07/11/2021-07/11/2022 tarihleri arasında geçerli Ticari ve Sınai Riskler Paket Sigorta Poliçesi düzenlendiği, 01/04/2022 tarihinde buhar kazanının patlaması ile rizikonun meydana geldiği, davacı tarafça olay ile ilgili teknik uzman görüşü ve eksper raporu alındığı, eksper raporunda, kazanın muhtemel nedenleri olarak kazana giren suyun uygun şartlandırılmaması, yakıt sisteminde bir arıza, kazanın susuz kalması ve imalat hatası olabileceği değerlendirilmiş olup sonuçta hasarın, imalat hatası kaynaklı olduğunun tespit edildiği, uzman görüşü raporunun ise bazı sayfalarının eksik olarak sunulduğunun anlaşıldığı, davalının ise cevap dilekçesinde, olaya ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında takipsizlik kararı verildiğini ve dosya kapsamında dava dışı sigortalı şirketin kusurları ve eksikleri olduğunun tespit edildiğini belirttiği hususları hep birlikte değerlendirildiğinde bu aşamada ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispat koşulu ve İİK’nun 257. maddesinde öngörülen koşullar oluşmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararı isabetlidir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesinin, ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/856 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 13/12/2022 tarihli ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 ve 362/1-f maddeleri gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.30/03/2023