Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/352 E. 2023/381 K. 30.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/352 Esas
KARAR NO: 2023/381
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 26/12/2022
NUMARASI: 2021/672 Esas, 2022/1281 Karar
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Haksız Eylemden Kaynaklanan Zarar Nedeniyle)
KARAR TARİHİ: 30/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili nezdinde … Paket Sigorta Poliçesi ile sigortalanan işyerinde, 18/12/2016 tarihinde, 3. kattan gelen su akıntısı nedeniyle hasar oluştuğunu, hasar sonucu sigortalıya 9.595,26 TL ödendiğini, sigortalıya ödenen sigorta tazminatının zarar sorumlusu davalıdan tahsili amacıyla Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip başlattıklarını, davalı şirketin takibe haksız itiraz ettiğini, zorunlu arabulucuk sürecinde de arlaşmaya varılamadığını belirterek davalının takibe itirazının iptali ile takibin devamına, % 20’den az olmamak kaydı ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında özetle; rizikonunun gerçekleştiği 18/12/2016 tarihinde iki yıllık zamaşamı süresinin başladığını, davacının 06/03/2017 tarihinde takip başlatması ile zamanaşımının kesildiğini ve yeni süresinin işlemeye başladığını, ancak icra dosyasında 15/10/2017 tarihinden 28/04/2021 tarihine kadar hiçbir işlem yapılmaması nedeniyle alacağın zamanaşımına uğradığını; dava dilekçesinde hasarın neden kaynaklanlı olduğunun açıklanmadığını, hasar tarihinde sigortalı işyerinin kapalı olduğunu ve işyerinde ürün bulunmadığını, demirbaşta hasar varsa bunlar müvekkiline ait olduğundan sigortalının zararının bulunmadığını, istenen zarar miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddi ile kötüniyet tazminatının davacıdan tahsili talep edilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; sigortalı işyerinde hasara neden olan su baskınının 18/12/2016 tarihinde meydana geldiği, sigortalıya ödenen sigorta tazminatının rücuen tahsili için 06/03/2017 tarihinde davalı aleyhine icra takibi başlatıldığı, davalının yetki itirazı nedeniyle takibin durduğu ve davacının 16/10/2017 tarihinde dosyanın yetkili icra müdürlüğüne gönderilmesi için talepte bulunduğu, 28/04/2021 tarihinde davacı tarafın talebi üzerine takip dosyasının yeniden işleme konulduğu ve davalıya ödeme emri gönderildiği, davalının sorumluluğu haksız fiil hükümlerine dayandığından 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğu, takip başlatılması ile zamanaşımının kesildiği ancak icra dosyasının yetkili icra dairesine gönderme talebinden sonra 2021 yılına kadar icra dosyasından herhangi bir işlem yapılmadığı ve 2 yıllık sürenin dolduğu gerekçesiyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar, yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; davalı aleyhine 06/03/2017 tarihinde takip başlatılması ile zamanaşımı süresinin kesildiğini ve yeni bir sürenin işlemeye başladığını, davalının icra dairesinin yetkisine itirazı üzerine yetki itirazını kabul ettiklerini, 25/10/2017 tarihinde yetkili icra dairesinde icra takibinin devam ettiğini, ancak borçlunun yanlış gösterilmesi üzerine 14/04/2021 tarihli dilekçeleri ile borçlunun düzeltilmesini talep ettiklerini, akabinde davalıya ödeme emri gönderildiğini ve davalının 11/05/2021 tarihinde takibe itirazı üzerine takibin durduğunu, icra takibi ile zamanaşımı kesildiğinden alacağın zamanaşımına uğramadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE GEREKÇE Dava, sigorta hasar bedelinin rucüen tahsili amacı ile başlatılan icra takibine karşı itirazın iptali davasıdır. Dosya kapsamından, davacı sigorta şirketi ile dava dışı sigortalı arasında, “ … Paket Sigorta Poliçesi “ düzenlendiği, 18/12/2016 tarihinde sigortalı iş yerinde su taşkını sonucunda hasar oluştuğu, davacı sigorta şirketinin eksper raporuna göre hasar bedelini sigortalıya ödendikten sonra, iş bu davaya konu olan icra takibinin başlatıldığı anlaşılmıştır. Mahkemece, iki yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili hükmü istinaf etmiştir. İstinaf konusu edilen uyuşmazlık, sigortalının rücu alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır. Sigortacı, sigorta ettirenin haklarına halef olacağı için ve hukuken onun yerine geçtiğinden zamanaşımı esas borç ilişkisine göre belirlenmeli, aynı doğrultuda zamanaşımı süresinin başlaması da sigortacının ödemesi ile değil, esas borç ilişkisine göre tespit edilmelidir. Dava dilekçesinde davalının bina maliki olarak hasardan sorumlu tutulduğu görülmektedir. Yapı malikinin sorumluluğunda zamanaşımını düzenleyen TBK’nın 72. maddesi; “Tazminat istemi, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yılın ve her hâlde fiilin işlendiği tarihten başlayarak on yılın geçmesiyle zamanaşımına uğrar.” hükmünü düzenlemektedir. Bu hükmü göre sigortalının zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi başlayacaktır. Zamanaşımını kesen sebepler ise TBK 154-157 maddeleri arasında düzenlenmiştir. TBK’nın 154/2 maddesine göre takip talebi ile zamanaşımı kesilir. TBK’nın 156/1 maddesi gereğince zamanaşımının kesilmesi ile yeni bir süre işlemeye başlar. Aynı yasanın 157/2 maddesi gereğince de zamanaşımı icra takibi ile kesilmiş ise zamanaşımı takibe yönelik her muameleden itibaren yeniden işlemeye başlar. Somut olayda sigortalı işyerinde hasara neden olan su taşkını 18/12/2016 tarihinde gerçekleşmiş ve davacı sigorta şirketi hasar sorumlusu olduğunu ileri süren davalı aleyhine 06/03/2017 tarihinde takip başlatması ile takip tarihinde yeni bir zamanaşımı süresi işlemeye başlamıştır. TBK’nın 157/2 maddesi gereği takibe yönelik her muameleden sonra da zamanaşımı süresinin yeniden başladığının kabulü gerekir. Sözkonusu takipte davalının yetkiye itirazı üzerine, dosya 17/03/2017 tarihinde yetkili icra dairesi gönderilmiştir. 25/10/2017 tarihinde yetkili icra müdürlüğü tarafından ödeme emri düzenlenmiş (ödeme emri tebliğe çıkarılmamıştır), ancak bu tarihten, davacı alacaklının; -borçlunun yanlış gösterildiğine ve borçlunun düzeltilmesi istemine dair-14/04/2021 tarihli dilekçesine kadar hem icra organlarını işlem yapmaya yönelten taraf icra işlemi hem de icra takip işlemi yapılmamıştır. Buna göre icra müdürlüğünce ödeme emrinin düzenlendiği 25/10/2017 tarihinde zamanaşımının kesildiği ve yeni bir sürenin işlemeye başladığı, ancak bu tarihten itibaren iki yıllık zamanaşımı süresini kesen herhangi bir icra işlemi yapılmadığı ve alacağın zamanaşımına uğradığı anlaşıldığından mahkemece davanın zamanaşımı süresinde açılmadığı gerekçesiyle reddine karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/672 Esas, 2022/1281 Karar ve 26/12/2022 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcın davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1-b.1 bendi ile aynı kanunun 362/1-a Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.30/03/2023