Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/305 E. 2023/756 K. 13.07.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/305 Esas
KARAR NO: 2023/756
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 23/12/2021
NUMARASI: 2021/739 Esas, 2021/845 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 13/07/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalıların davacı müflis bankanın yöneticileri ve genel müdürü olduğunu, mudilerden ve kamu özel bankalardan toplanan paraların bankanın hakim ortağı olan … bünyesinde grup şirketlerinin finansmanında kullandığını, bu holding bünyesinde olmayan bir kısım paravan şirketlere de kredi kullandırıldığını, yeterli teminata bağlanmadan kredi borçlarının ödenmediğini ve bankanın zarara uğradığını, … adına havale gelmiş gibi gerçek dışı kayıtlar düzenlendiğini, davalıların sadakat ve özen borcuna aykırı hareket ederek, kanun ve sözleşmede kendilerine yüklenen görevleri kasten veya ihmal ile yerine getirmeyerek bankayı ve onun alacaklılarını zarara uğrattığını, bu ve buna benzer işlemler sonucunda 3182 Sayılı Bankalar Yasası’nın 68. maddesi yollaması ile 12. maddesi uyarınca müflis bankanın faaliyetinin durdurulup, mevduat toplama izninin kaldırılmasına karar verildiğini, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1994/1402 Esas, 1996/96 Karar sayılı kararı ile de 02/02/1996 tarihinde bankanın iflasına karar verildiğini belirterek 231.128.979,62 USD’nin, 9.559.691,72 DEM’in ve 9.117.532.129.114 TL’nin 18/12/2000 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 16.659.018,60 USD’nin 18/12/2000 tarihinden itibaren işleyecek temerrüt faizi ile birlikte davalılar … ve …’tan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı … ve davalı … vekili ile davalı … vekili ayrı ayrı sundukları cevap dilekçelerinde; iflas eden bankanın uğradığı zarar nedeniyle İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2000/215 Esas sayılı dosyasında şahsi iflaslarının istendiğini, önceden açılan bu dava nedeniyle eldeki davanın derdest bir dava olduğunu, 818 Sayılı BK’nın 126. maddesi uyarınca alacağın beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu ve zamanaşımının alacağın muaccel olduğu tarihten itibaren başlayacağını, ifası derhal talep edilen kredi borcunda, kredinin verildiği tarihten, davanın açıldığı tarihe kadar beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, müvekkilinin şahsi sorumluluğundan ve bankaya zarar verdiğinden söz edilemeyeceğini, istenen temerrüt faizinin fahiş olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davalıların davaya konu usulsüz işlemler ile davacı müflis bankanın zararına neden oldukları gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne,253.611.522,03-USD yükümlülük miktarından talep ile bağlı kalınarak; a) Davalı Müflis …’in, 58.174.654,86-USD’den, b) Davalı Müflis …’nun, 58.174.654,86-USD’den, c) Davalı Müflis …’ın, 58.174.654,86-USD’den, Ayrı ayrı sorumlu olmak kaydı ile bu davalı müflislerin iflas masalarına tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile KAYIT VE KABULÜNE, 3.647.604,65-DEM(1.864.990,64-Euro) yükümlülük miktarından; a) Davalı müflis …’in (911.901,16-DEM) 466.747,66-Euro’dan, b) Davalı müflis …’nun (911.901,16-DEM) 466.747,66-Euro’dan, c) Davalı müflis …’ın (911.901,16-DEM) 466.747,66-Euro’dan, Sorumlu olmak kaydı ile bu miktarların bu davalı müflislerin iflas masalarına tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile KAYIT VE KABULÜNE, 4.326.302,34-₺ yükümlülük miktarından; a)Davalı Müflis …’in 902.868,75-TL’den, b)Davalı Müflis …’nun 902.868,75-TL’den, c)Davalı Müflis ….’ın 902.868,75-TL’den, Sorumlu olmak kaydı ile bu miktarların tahsilde tekerrür olmamak kaydı ile bu davalı müflislerin iflas masalarına KAYIT VE KABULLERİNE, Fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı müflis banka iflas idaresi vekili ile davalı müflisler …, … ve … iflas idaresi vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı müflis banka iflas idaresi vekili istinaf nedenleri olarak; davalıların görevlerini kasten veya ihmal ile yerine getirmeyerek bankayı ve onun alacaklılarını zarara uğratmaları sonucunda, 11/04/1994 tarihinde, bankanın bankacılık faaliyetlerinin durdurulduğunu ve mevduat toplama izininin kaldırıldığını, 02/02/1996 tarihinde de bankanın iflasına karar verilmesi nedeniyle davalılar hakkında sorumluluk davası açıldığını, sonradan davanın kayıt kabul davasına dönüştüğünü, sorumluluk tutarları yönünden bilirkişi raporları arasında fahiş fark olmasına rağmen çelişkinin giderilmediğini, banka ortak ve yöneticilerinin mevduat sahiplerinden topladıkları paraları, grup şirketlerinden fonlanmasında kullandıklarını, bu şekilde bankanın mali bünyesinin zayıflamasına, faaliyet izninin kaldırılmasına ve iflasına neden olduklarını, davalıların sorumluluğun, vekalet akdindeki vekilin özen borcunu gereği gibi yerine getirilmemesinden kaynaklandığını, kredilere ilişkin sözleşmelerde imzası bulunan ve yönetim kurulu üyesi olan davalıların bankaya verilen zararın tazmini konusunda sorumlu olduklarını, mahkemenin 6762 Sayılı TTK’nın 336. maddesi gereği, yükümlülük miktarını bölmeden, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla müştereken ve müteselsilen sorumluluğa karar vermesi gerekirken, uygulama yeri olmayan 6102 Sayılı TTK’da öngörülen farklılaştırılmış teselsül ilkesini uyguladığını belirterek reddedilen kısım yönünden talepleri doğrultusunda kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı müflisler …, … ve … iflas idaresi vekili istinaf nedenleri olarak; iki ve beş yıllık zamanaşımı süresinin dolduğunu, uzamış ceza zamanaşımının uygulanmasına imkan olmadığını, ibra edilen müflisler hakkında sorumluluk davası açılamayacağını, kayıt kabul kararının, müflislerin sorumluluğunun tespiti, faiz oranı ve sorumlu olunan oran bakımından haksız olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava; 6762 sayılı Yasa’nın 336 ve 342. maddesinde düzenlenen şirket yöneticileri ve müdürünün sorumluğuna dayalı tazminat istemine ilişkin olup, yargılama sırasında davalıların banka zararı ile sınırlı olarak şahsi iflaslarına karar verilmesi nedeniyle kayıt kabul davası niteliğine dönüşmüştür. İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2001/17 Esas, 2008/1168 Karar sayılı görevsizlik kararı ve İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/389 Esas, 2012/108 Karar sayılı karşı görevsizlik kararı nedeniyle, merci tayini için dosyanın gönderildiği Yargıtay 17. HD’nin 2013/2028 Esas, 2013/4813 Karar sayılı kararı ile uyuşmazlıkta İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğuna karar verilmiştir. İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/165 Esas, 2017/186 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2018/540 Esas, 2021/669 Karar sayılı kararı ile, yargılama sırasında iflaslarına karar verilen davalılar hakkında davanın tefrik edilerek yargılamanın kayıt kabul davası şeklinde sonuçlandırılması gerektiğine değinilerek ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmıştır.Kararın kaldırılmasından sonra mahkemece yukarıda yazılı nedenler ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, taraflar hükmü istinaf etmiştir. Dosya kapsamından; 3182 Sayılı Bankalar Yasası’nın 68. maddesi yollaması ile 12. maddesi uyarınca 11/04/1994 tarihinde davacı bankanın faaliyetinin durdurulup, mevduat toplama izninin kaldırılmasına karar verildiğini, İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 1994/1402 Esas, 1996/96 Karar sayılı kararı ile de 02/02/1996 tarihinde bankanın iflasına karar verildiği görülmektedir. Davacı müflis banka iflas idaresi; davalıların sadakat ve özen borcuna aykırı hareket ettiği ve kanun ve sözleşmede kendilerine yüklenen görevleri kasten veya ihmal ile yerine getirmeyerek bankayı ve onun alacaklılarını zarara uğrattığı gerekçesiyle tazminat talebinde bulunmuştur. Davalılar cevap dilekçesinde alacağın zamanaşımına uğradığını savunmuşlarsa da, mahkemece 6762 Sayılı TTK’nın 309 maddesinde belirtilen zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle zamanaşımı itirazı kabul edilmemiştir. Dava konusu zararlandırıcı eylemin meydana geldiği ve zararın doğduğu tarih itibariyle yürürlükte olan ve somut olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın 309. maddesinde ‘’Mesul olan kimselere karşı tazminat istemek hakkı davacının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde zararı doğuran fiilin vukuu tarihinden itibaren beş yıl geçmekle müruruzamana uğrar. Şu kadar ki; bu fiil cezayı müstelzim olup Ceza Kanununa göre müddeti daha uzun müruruzamana tabi bulunuyorsa tazminat davasına da o müruruzaman tatbik olunur.’’ hükmü düzenlenmiştir. Anılan yasal düzenleme uyarınca 2 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıcı şirketin dava açmaya yetkili organının zararı ve mesul olan kimseyi öğrendiği, 5 yıllık sürenin başlangıcı da zararı doğuran fiilin vuku bulduğu tarihtir (Yargıtay 11. HD’nin 2018/5090 Esas, 2020/6033 Karar sayılı karar). Somut olayda, bankanın yetkili organı, bankanın uğradığı zararı ve sorumluları, banka yeminli murakıplarınca düzenlenen 16/09/1994 tarihli rapor ve 10/02/1995 tarihli raporlar ile öğrenmişlerdir. Bu tarihten davanın açıldığı tarihe 18/12/2000 tarihine kadar 2 yıllık zamanaşımı süresi dolmuştur. Diğer taraftan, Yargıtay 11. HD’nin 2018/5090 Esas, 2020/6033 Karar sayılı kararında belirtildiği üzere 5 yıllık sürenin başlangıcında esas alınan zararı doğuran fiilin vuku bulduğu tarih ise kredilerin onaylandığı tarihtir. 05/06/2012 tarihli raporda belirlendiği üzere bu tarihlerden itibaren 5 yıllık zamanaşımı süresi de dolmuştur. Hernekadar 5411 Sayılı Yasa’nın 141 maddesinde, Fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresinin yirmi yıl olduğu belirtilmişse de, davaya konu alacağın müflis banka tarafından talep edilen, banka yönetici ve müdürünün sorumluluğuna dayalı tazminat davası olduğu gözetildiğinde anılan hükmün eldeki davada uygulanması mümkün görülmemiştir Kaldı ki dava tarihi 18/12/2000 tarihi itibarıyla yürürlükte olan 4389 Sayılı Bankalar Kanununda banka yöneticilerinin sorumluluğu veya fon alacaklarına özel bir zamanaşımı süresi de düzenlenmemiştir. Ayrıca davalıların hileli iflas suçundan beraatine karar verildiği ve hangi sebeple beraat kararı alınmış olursa olsun, hukuk hâkiminin bu kararla bağlı olması ve elindeki uyuşmazlığa uzamış zamanaşımı süresini değil, iki ve beş yıllık zamanaşımı süresini uygulaması gerektiği anlaşıldığından, somut olayda uzamış ceza zamanaşımının uygulanması da mümkün değildir. Açıklanan nedenler ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HM’nın 353/1.b.2 bendi gereğince yeniden esas hakkında zamanaşımı süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b.1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Davalılar vekilinin yapmış olduğu istinaf başvurusunun KABULÜ ile, İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/739 Esas, 2021/845 Karar ve 23/12/2021 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden esas hakkında HÜKÜM TESİSİNE 3-a)Davanın zamanaşımı nedeniyle REDDİNE, b)Davacı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA, c)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AÜTT gereğince davalılar kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine VERİLMESİNE, d)Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, e)Davalılar tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konu hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, İstinaf Başvurusu Yönünden; 4-Davacı fona devredilen müflis banka harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 5-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 220,70 TL istinaf başvuru harcı ile 80,70 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 301,40 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya İADESİNE, 6-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 492,00 TL istinaf başvuru harcı ile 179,90 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 671,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya İADESİNE, 7-Davalı … tarafından peşin olarak yatırılan 492,00 TL istinaf başvuru harcı ile 179,90 TL istinaf karar harcı olmak üzere toplam 671,90 TL harcın karar kesinleştiğinde ve istek halinde davalıya İADESİNE, 8-Davalı … tarafından yapılan 250,00 TL istinaf yargılama giderinin davacıdan alınarak bu davalıya İADESİNE, 9-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 10-6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra artan kısmın yatıran tarafa İADESİNE, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.13/07/2023