Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/30 E. 2023/161 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/30 Esas
KARAR NO: 2023/161
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 08/12/2022
NUMARASI: 2021/566 Esas
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasında 11/01/2021 tarihli 12 ay süreli Ajans Hizmet Sözleşmesi imzalandığını, ödeme yapılması ile yapılmaması halinde cezai şarta ile ilgili hususların sözleşmede düzenlendiğini, müvekkili tarafından verilen hizmet karşılığında 15.02.2021 tarihli 18.172,00 TL, 05.03.2021 tarihli 29.500,00 TL ve 18.03.2021 tarihli 29.500,00 TL tutarlı fatura düzenlendiğini, sözleşmenin davalı tarafça feshedilmesi üzerine işbu fatura ve cezai şart bedelleri ile işlemiş faizin tahsili amacıyla davalı aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile başlatılan takibin itiraz üzerine durduğunu belirterek icra takibine karşı yapılan itirazın iptali ile takibin devamına, %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili 08/12/2022 tarihli ihtiyati haciz talepli dilekçesinde; müvekkilinin, davalıya vermiş olduğu hizmet için gönderdiği faturanın, davalı tarafından yasal süresi içerisinde iade edilmeyerek kabul edildiğini, taraflarınca dinletilen tanıkların da dava dilekçelerindeki hususları ispat ettiğini, müvekkilinin alacağının, karşı tarafın imzasını havi sözleşme, mail çıktıları ve itiraz edilmeyen e-faturalar ile sabit olduğunu, davalı ile müvekkili arasındaki işbu ticaret sebebiyle oluşan bakiye borcun ödenmemesi sebebiyle müvekkilinin rehinle temin edilmeyen ve muaccel olan 91.975,56 TL alacağı üzerinden borçlunun mal kaçırma ve adres değiştirme ihtimali bulunduğundan borca yeter miktarda menkul, gayrimenkulleri ile 3. şahıslardaki hak ve alacaklarının haczi, menkullerin muhafazası için ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının, 11/01/2021 tarihli sözleşme uyarınca müvekkiline sosyal medya hesaplarının yönetimi dahil olmak üzere iletişim danışmanlığı ve yönetim hizmeti vermeyi üstlendiğini, ancak davacının, sözleşme ile üstlendiği yükümlülüklerini hiç yahut gereği gibi ifa etmediğini, sözleşmenin, 3. ay sonunda tek taraflı iptal etme hakkına dayalı olarak müvekkilince haklı nedenle feshedildiğini, bu nedenle alacak isteminin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, sadece fatura tanzim etmenin, müvekkilinin söz konusu hizmetleri aldığını kanıtlamadığını, cezai şart isteminin de haksız olup sözleşme ve hukuka aykırı olduğunu belirterek davanın reddine, davacının %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; Somut olayda taraflar arasında hizmet sözleşmesinin bulunduğu, davacı yanca düzenlenen faturaların e-fatura olduğu, faturaların iade olup olmadığı, taraflar arasındaki kararlaştırmaya uygun olarak düzenlenip düzenlenmediğinin belirsiz olduğu, davacının tek taraflı düzenlemiş olduğu faturalar ile dava dilekçesi içeriğinde ve ekinde ibraz edilen delillerin, alacağın varlığı ve miktarını ispatlamak bakımından yaklaşık ispat koşulunu sağlamaktan uzak olduğu, talep edenin karşı taraftan alacaklı olup olmadığının tespitinin yargılamayı gerektirdiği, sunulan belgelerden İİK 257/1. maddesindeki koşulların oluştuğunun kolaylıkla çıkarılamadığı, bu aşamada alacağın var olup olmadığı, varsa muaccel olup olmadığı ve miktarı hususlarının yargılamayı gerektirdiği gerekçelerine istinaden davacı vekilinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde, ihtiyati haciz talebine ilişkin dilekçesinde belirtilen hususları tekrar ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istinaf ederek ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı fatura alacağının tahsili amacıyla başlatılan icra takibine karşı yapılan itirazın iptali istemine ilişkin olup davacı derdest dava kapsamında ayrıca ihtiyati haciz talebinde bulunmuştur. İhtiyati haciz, İİK’nun 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. 257. madde uyarınca, ihtiyati haczin vadesi gelmiş bir para borcu için istenebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istenebilmesi için borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, yahut kaçmış olması veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gereklidir. İcra ve İflas Kanununun 258/1-2. cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur.” denilmektedir. Kanun senetlerden değil, delillerden bahsetmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için bir kimsenin aleyhine delil olmak üzere vücuda getirdiği bir belgenin varlığı şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilirken dikkat edilmesi gereken hususun alacağın yazılı delille ispatı değil, alacağın varlığı konusunda hakime kanaat verecek delillerin sunulmasıdır. Hakim, taraflar arasındaki ilişkiye, alacağı doğuran sebebin şekline ve niteliğine göre ibraz edilen delilleri değerlendirerek alacağın varlığı hakkında bir kanaata vardığı takdirde İİK’daki diğer şartlar mevcutsa ihtiyati haciz talebini kabul edecektir. Alacağın varlığına kanaat getirilmesi yaklaşık ispattır. Bununla birlikte hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Ayrıca diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. Taraflar arasında dosya kapsamında yer alan 11/01/2021 tarihli sözleşmenin akdedildiği ihtilafsızdır. Davalı, Beyoğlu … Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 25/03/2021 tarihli ihtarnamesi ile, davacının, sözleşme ile belirlenen hizmetleri tam ve gereği gibi yerine getirmediği, eksik ve ayıplı ifada bulunduğundan bahisle haklı nedenle feshettiğini bildirmiştir. Davacı ise Üsküdar … Noterliğinin … yevmiye numaralı ve 08/04/2021 tarihli cevabi ihtarnamesi ile, sözleşmesel ilişkiden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiğini, fesih gerekçesinin haksız, geçersiz ve bir kanıta dayanmadığından bahisle cevap vermiştir. Davalı, sözleşmeyi, 3. ay sonunda tek taraflı iptal etme maddesine dayalı olarak haklı nedenle feshettiğini bildirmesi üzerine davacı da, ilk 3 aylık dönem için geçerli olan alacağının tahsili için takip başlatarak akabinde itiraz üzerine işbu davayı açmıştır. Bu durumda alacağın varlığı ve miktarı taraflar arasında ihtilaflı olup dosya kapsamına göre, İİK’nun 258. maddesinde belirtildiği şekilde mahkemeye kanaat getirecek nitelikte delillerin sunulmadığı, diğer bir deyişle mevcut delillerin, ihtiyati haciz bakımından yaklaşık ispat koşulunu karşılamadığı anlaşılmaktadır. Bu nedenle ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine dair kararı isabetli olup davacının istinaf başvurusu yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul Anadolu 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/566 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 08/12/2022 tarihli ara kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1.f Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.09/02/2023