Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/259 E. 2023/322 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/259 Esas
KARAR NO: 2023/322
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 05/12/2022
NUMARASI: 2022/561 Esas
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında 1222 ve 1217 Sayılı iki adet Mobil Erişim Şebekesi Bakım Onarım Alt İşveren Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeler ile davalı yüklenicilerin, baz istasyonlarının bakım, onarım, arıza ıslahı ve revizyon işleri ile bina içi kapsama sistemlerine ilişkin montaj işlerinin yapılması ve bu işlerde kullanılacak malzemenin temin edilmesi de dahil ve fakat bunlarla sınırlı olmamak üzere her türlü Mobil Erişim Şebekesi bakım onarım işini yapmayı üstlendiğini, anılan hukuki ilişki kapsamında müvekkili şirkete ait muhtelif elektronik haberleşme ekipmanlarının müvekkili şirketin baz istasyonu bakım/onarım işlerinde kullanılmak üzere davalıya tutanakla teslim edildiğini, ancak sözleşmelerin sona ermesine rağmen davalılara teslim edilen ekipmanların iade edilmediğini, bu nedenle 13/09/2021 tarihli 4.389.809,07 TL ve 44.141,48 TL tutarlı ceza faturaları kesildiğini, davalıların faturayı iade ettiklerini, bunun üzerine ceza tutarlarının tahsili için davalılar aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında genel haciz yolu ile takip başlattıklarını, davalıların takibe haksız itiraz ettiklerini, davanın sonucunun beklenilmesi halinde alacaklarının tahsilinin riske gireceğini, davalıların içinde bulunduğu ekonomik koşullar karşısında mallarını kaçırma girişimi bulunduğunu belirterek davalıların takibe itirazlarının iptali ile takibin devamına, alacağın % 20’sinde az olmamak üzere icra tazminatına hükmedilmesine, davalıların alacak, hak ve malları üzerinde ihtiyati haciz kararı tatbikine karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalılar vekilleri ayrı ayrı cevaplarında; davacı şirket nezdinde müvekkili şirketlere ait teminat mektupları bulunduğunu, bu nedenle davacının ileri sürdüğü alacağın tahsil riskinin olmadığını, kaldı ki davacının envanter ceza bedeli altında haksız tanzim ettiği faturalara dayanak olduğu ileri sürülen envanter listelerinin gerçeği yansıtmadığını savunarak ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmesini talep etmişlerdir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, alacağın varlığı ve miktarının yargılamayı gerektirdiği, ayrıca davalıların mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlandığına ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden işlemlerdi bulunduğuna dair belge bulunmadığı gerekçesiyle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yaklaşık olarak ispat edilmesinin yeterli olduğunu, sunulan Ekipman Teslim ve Mutabakat tutanakları ile envanter listelerine göre müvekkiline iadesi gereken ekipmanların davalılara teslim edildiğini ve davalıların uhdesinde olduğunu, alacaklarının sözleşmeden kaynaklı olup yaklaşık ispat koşullarının sağlandığını, davalıların içinde bulunduğu ekonomik koşullar ve değişken ticari ve ekonomik yapı gözetildiğinde müvekkili şirketin, davalıların malvarlığını kaçırma tehlikesi karşısında bırakıldığını belirterek kararın kaldırılmasını ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, sözleşma gereği teslim edilen muhtelif elektronik haberleşme ekipmanlarının, sözleşmenin hitamında iade edilmediği gerekçesiyle düzenlenen ceza faturalarının tahsili için yapılan takibe itirazın iptali istemlerine ilişkindir. Talep ise, İİK’nun 265. maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılması ve ihtiyati haciz kararı verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece İİK 265. maddesi gereğince ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiş, davacı taraf karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, İİK 257 maddesinde düzenlenen, ihtiyati haciz şartlarının mevcut olup olmadığı noktasında toplanmıştır.İcra ve İflas Kanunun 258. maddesinin 2. cümlesinde “Alacaklı alacağı ve icabında İhtiyati haciz sebepleri ( m.257) hakkında mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecburdur.” denilmektedir. Kanun senetlerden değil, delillerden bahsetmektedir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için bir kimsenin aleyhine delil olmak üzere vücuda getirdiği bir belgenin varlığı şart değildir. İhtiyati haciz kararı verilirken dikkat edilmesi gereken hususun alacağın yazılı delille ispatı değil, alacağın varlığı konusunda hakime kanaat verecek delillerin sunulmasıdır. Hakim, taraflar arasındaki ilişkiye, alacağı doğuran sebebin şekline ve niteliğine göre ibraz edilen delilleri değerlendirerek alacağın varlığı hakkında bir kanaata vardığı takdirde İİK‘daki diğer şartlar mevcutsa ihtiyati haciz talebini kabul edecektir. Alacağın varlığına kanaat getirilmesi yaklaşık ispattır. Bununla birlikte hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının bir belgeye veya belgeler zincirine dayanması tercih edilmesi gereken bir seçenektir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için “alacağın yargılamayı gerektirmesi“ şeklinde bir koşul kanunda öngörülmemiştir. Somut olayda, davacı, hizmetin yürütülmesi için davalılara teslim edildiğini beyan ettiği muhtelif elektronik haberleşme ekipmanlarının, sözleşmenin sona ermesine rağmen iade edilmediği iddiasıyla alacak talep ettiği görülmektedir. Ancak bu aşamada belirtilen tüm ekipmanların davalılara teslim edilip edilmediği ile varsa bedeli hususunda, mahkemeye kanaat getirecek deliller sunulmamıştır. Bu nedenle ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispat koşulu ve İİK’nun 257. maddesinde öngörülen koşulların oluşmadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararı yerindedir. Açıklanan nedenlerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/561 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 05/12/2022 tarihli ara kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 ve 362/1-f maddeleri gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.16/03/2023