Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/212 E. 2023/286 K. 09.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/212 Esas
KARAR NO: 2023/286
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 20/04/2022
NUMARASI: 2022/189 Esas, 2022/370 Karar
DAVA: KONKORDATONUN FESHİ
KARAR TARİHİ: 09/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, müvekkili bankaya borçlu olan davalı şirketin talebi üzerine Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/07/2020 tarih, 2018/390 Esas ve 2020/365 Karar sayılı kararı ile konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, “… Davacı şirketin konkordatoya tabi borçlarının (İİK m.305/son hükmü de nazara alınarak) 30/12/2020 tarihinden başlamak üzere ödenmesine, ödeme takvimi 30/12/2020 tarihinden başlamak üzere ödeme miktarları bakımından dosyaya ibraz olunan ödeme takviminin kararın eki sayılmasına…” karar verildiğini, müvekkili bankanın 4.151.953,59-TL alacağının konkordato nisabına dahil edildiğini, kabul edilmeyen alacakları için taraflarınca alacak davası açıldığını, davanın derdest olduğunu, İ.İ.K. 308/e hükmü gereği konkordatonun müvekkil banka yönünden feshi gerektiğini, borçlu firmanın konkordato tasdikinden sonra (ödeme tarihleri geçmesine rağmen) bankaya herhangi bir ödeme yapmadığını, “İİK Madde 308/e-Kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklı konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi hakkında konkordatoyu feshettirebilir..” maddesi uyarınca konkordatonun müvekkili banka yönünden kısmen feshi için başvurulmasının zorunlu hale geldiğini, 30/12/2020 tarihli Konkordato ilk taksit ödemesi ve devamı ödemelerin hiçbirisinin müvekkili bankaya yapılmadığını, bu sebeple İİK.’nın 308/e hükmü uyarınca müvekkili banka yönünden konkordatonun kısmen feshedilmesi gerektiğini belirterek davalı hakkında verilen Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/390 Esas, 2020/365 Karar sayılı konkordatonun tasdikine yönelik kararın İİK.’nın 308/e hükmü gereğince müvekkili banka yönünden feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, davacının taleplerinin ve ileri sürdüğü iddiaların doğru olmadığını, her ne kadar, dava dilekçesinde hangi alacağının ödenmediği açıkça belirtilmemiş ise de proje kapsamındaki ödemelerin yapıldığını, nitekim bu husus kayyım …’nın 27.02.2022 tarihli raporunda da belirtildiğini, davacı Banka’nın 3.535.841,00 TL alacağının konkordato projesinde yer aldığını, tasdik edilen konkordato projesine göre ödeme planında, ilk ödemenin 30.12.2020 tarihinden başlayacağının hüküm altına alındığını, bu kapsamda davacı Banka’ya dava tarihine kadar 5 taksit ödemenin yapılmış olması gerektiğini, tasdik edilen projedeki toplam alacağın 3.535.841,00 TL olup bunun ilk 5 taksit için ödenmesi gereken toplam miktarın 141.433,64 (Aralık 2020-23.572,27 TL, Mart 2021-23.572,27 TL, Haziran 2021-23.572,27 TL, Eylül 2021-35.358,41 TL, Aralık 2021-35.358,41 TL) TL olduğunu, müvekkili firmanın müşteri çeklerini alacağından düşülmek şartıyla davacı bankaya teslim ettiğini, söz konusu çeklerden konkordato onaylandıktan sonra alacaklı banka tarafından 892.598,27 TL tahsilat yapıldığını, kayyım raporunda da bu durumun açık olarak belirtildiğini, ödemelerin tamamının yapıldığını, tasdik edilen konkordato projesi kapsamında davacı Banka’nın herhangi bir alacağının kalmadığını, kayyım raporunda belirtildiği ve açıklandığı üzere müvekkili şirketin konkordato projesi kapsamında davacı Banka’ya ödenmemiş bir borcu olmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ 20/04/2022 TARİH, 2022/189 ESAS VE 2022/370 KARAR SAYILI KARARI İLE; Mahkemece, davacı tarafça proje kapsamında ödeme yapılmadığı belirtilmiş ise de, davacı bankaya kredi borçlarından mahsup edilmek üzere verilen çeklerin ödendiği, davalının bu durumda muaaccel hale gelen ödenmemiş taksit borcunun bulunmadığı, çeklerin mahsup edilmesinden sonra yeniden yapılacak ödemenin mükerrer ödeme teşkil edeceği gerekçesiyle konkordatonun kısmen feshi koşullarının oluşmadığından davanın reddine karar verilmiştir. Verilen karar davacı tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, borçlu firma tarafından konkordato tasdikinden sonra (ödeme tarihleri geçmesine rağmen) bankaya herhangi bir ödeme yapılmadığını, mahkeme kararında belirtilen çeklerin müvekkiline konkordato tasdik davasından ve geçici mühlet kararından önce bankaya teslim edildiğini, bu çeklerin davalının borcundan mahsup edilmesi gerektiğini, bu sebeple davalının bu yöndeki itirazlarının hukuki bir gerekçesi olmadığından yerel mahkemece verilen ret kararının kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap olarak, müvekkil şirketin konkordato projesi kapsamında davacı Banka’ya ödenmemiş bir borcu olmadığını, aksine, konkordato projesi kapsamında ödenmesi gereken miktarın misli ile tediye edildiğini, davacının talep ve davasının açıkça haksız olduğundan korkordatonun feshini gerektirir bir durum bulunmadığını, İlk Derece Mahkemesince dosya kapsamı ve kayım raporu doğrultusunda verilen ret kararının yerinde olduğundan davacının istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir.
DAİREMİZ 22/09/2022 TARİH, 2022/998 ESAS VE 2022/1038 KARAR SAYILI İLAMI İLE; “..2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/e maddesinde “Konkordatonun kısmen feshi” düzenlenmiştir. 308/e. maddesinin 1. fıkrasında, kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklının konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi konkordatoyu feshettirebileceği, 2. fıkrada ise fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği, Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Yasal düzenleme kapsamında, davacının, fesih davası açma hakkına sahip ve konkordato projesi kapsamında ifada bulunulmayan alacaklı olduğu, davanın görevli ve yetkili olan konkordatonun tasdikine karar veren mahkemede açıldığı, kısmen fesih talep edilen konkordato tasdik kararının onanarak kesinleştiği, genel ve özel dava şartlarının mevcut olduğu kanaatine varılmıştır. Dosya kapsamında bulunan kayyım raporunda davacıya daha önceden verilen çeklerden dolayı yapılan tahsilatlar sebebiyle davalının muaccel borcunun bulunamadığı ve ödemelerin zamanında yapıldığının rapor edildiği görülmüştür. Konkordato koşullarına göre ödenmesi gereken borcun veya borç taksitlerinin vadeleri gelmeden açılan fesih davasının reddi gerekir. Ticaret mahkemesince tasdik edilen ödeme projesinde belirtilen vadelerde öngörülen taksitlerin ödenmemesi halinde fesih davası açılabilir. Projede öngörülen ödeme vadelerinin gerçekleştiği takdirde tasdik kararı kesinleşmese dahi bu sonuç değişmez (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02.03.1989 Tarihli, 1290/1256). Fesih davasında mahkeme, davanın açıldığı takdirde temerrüde düştüğünü saptadığı borçluya borcu ödemesi konusunda süre veremez (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 18.01.1977 tarihli, 12063/148). Borçlunun konkordato projesinin öngördüğü ödeme vadesinden önce yaptığı ödemenin başka bir nedenle gerçekleştirildiği saptanmadığı takdirde, konkordato borcuna mahsup edilmesi gerekir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02.03.1989 tarihli, 699/1243). Fesih davası açıldığının ilanına gerek yoktur. Zira madde 304/2’ye yollama yapmamıştır. Ayrıca fesih davası, sadece fesih davası açan kimsenin alacak hakkını ilgilendirir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 26.12.1988 tarihli, 9007/7880). Konkordato komiseri fesih davası açamayacağı gibi borçlunun da böyle bir hakkı yoktur. (Av. Sümer Altay – Av.Ali Eskiocak, 7101 Sayılı Kanun’la yapılan Düzenlemelerin Işığında, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 4. Bası, 341-351 sayfa). Konkordatonun feshi ile ilgili açıklamalar kapsamında somut dava değerlendirildiğinde, davalı şirkete atanan kayyım tarafından ibraz edilen raporda, her ne kadar icra dosyalarına yapılan ödemenin konkordato projesi kapsamında yapılan ödemeler sayılması gerektiği belirtilmiş ve mahkemece de bu doğrultuda davanın reddine karar verilmiş ise de, konkordato projesinin tasdikiyle borçlunun borcunun bir disiplin içerisinde ödenmesinin amaçlandığı, konkordato tasdik projesi kapsamında olmayan çekişmeli borçların icra yoluyla tahsilinin konkordato projesi kapsamında yapılması gereken ödemelerin yerine geçmeyeceği, zira çeklerin davalının açtığı konkordato davasından önce verildiği, bu ödemelerin tasdik edilen projede belirtilen borç için yapıldığının davacı tarafından kabul edilmediği, konkordato projesinin tasdikinden sonra davalı borçlunun 30/12/2020 tarihinde sadece bir ödeme yaptığı, diğer ödemeleri yapmadığı bu suretle konkordatonun kısmen feshi şartları oluştuğu” gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, yeniden yargılama yapılmasına gerek bulunmadığından davacının davasının kabulüne, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 01/07/2020 tarihli 2018/390 Esas, 2020/365 Karar sayılı Konkordato tasdik kararının davacı alacaklı … yönünden feshine karar verilmiştir.Dairemiz kararına karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.Davalı vekili temyiz nedenleri olarak; müvekkilinin tüm borçlarının konkordato öncesinde kullandığı kredilerden kaynaklandığını, konkordato süreci içerisinde herhangi bir borç oluşmadığını, kredilerin teminatı olarak ve kredi borcundan düşülmek üzere müşteri çeklerinin verildiğini, bu çeklerin bir kısmının tahsil edildiğini, bu ödemelerin borçtan mahsubu gerektiğini, bu durumun kayım raporu ile sabit olduğunu, diğer bir ifade ile konkordato projesi kapsamında ödenmesi gereken borcun misliyle ödendiğini, dolayısıyla Bölge Adliye Mahkemesi kararının dosya içeriğine uygun olmadığını iddia ederek Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
YARGITAY 6. HUKUK DAİRESİNİN 29/12/2022 TARİH, 2022/4851 ESAS VE 2022/6174 KARAR SAYILI İLAMI İLE; Konkordato projesine göre, davacı bankaya yapılacak ödemeler tutarının dava tarihi itibariyle 141.433,64 TL olduğu, davalı borçlunun 2020 Aralık ayı taksitini ödediği, diğer taksitlerini ödemediği, ancak bu ödeme dışında davalı borçlu şirketin kredi borçlarından mahsup edilmek üzere verdiği müşteri çeklerinin icra takibine konulduğu, kayyım raporuna göre dava tarihi itibariyle 869.026,00 TL tahsilat yapıldığı, dolayısıyla davacı banka tarafından konkordato projesi kapsamında dava tarihi itibariyle alacağına karşılık toplamda 892.598,27 TL tahsilat yapıldığı, bankaya teslim edilen çeklerin kredi borcunun teminatı olmak üzere geçici mühlet kararından önce verildiği, bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, her ne kadar ödeme planına uyulmamış ise de davacı bankanın dava tarihi itibariyle olan ve proje kapsamında alması gereken tahsilattan daha fazlasını müşteri çeklerini takibe koymak suretiyle tahsil ettiği, bu tahsilatların konkordato projesi kapsamında yapılmış ödeme sayılmamasının yasal dayanağının bulunmadığını, bu sebeple ilk derece mahkemesince davanın reddine yönelik verilen karar usul ve yasaya uygun olmasına rağmen istinaf dairesince, istinaf başvurusunun reddine karar verilmesi gerekirken aksi yönde verdiği karar usul ve yasaya aykırı olduğundan Dairemiz kararının bozulmasına karar vermiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE HUKUKİ GEREKÇE: Dava, İcra ve İflas Kanunun 308/e maddesi gereğince konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir. Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/390 Esas, 2020/365 Karar sayılı ve 201/07/2020 tarihli kararı Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2021 tarih ve 2021/5503 Esas – 2021/1776 Karar sayılı kararıyla onanarak kesinleşmiştir. Davalı şirket hakkında konkordato projesinin tasdikine kararı verildiği ve kararın onanarak kesinleştiği dosya kapsamı ile sabittir. Uyuşmazlık, konkordato projesi kapsamında süresinde ödeme yapılıp yapılmadığı ve davacıya konkordato tasdiki davasından önce verilen çeklerden dolayı yapılan tahsilatın konkordato projesi gereğince yapılan ödeme sayılıp sayılamayacağı noktalarında toplanmaktadır. Dosya kapsamına göre; davalı şirket hakkında, mahkemenin 2018/390 Esas, 2020/365 Karar sayılı ve 01/07/2020 tarihli kararı ile konkordato projesinin İİK 305. Maddesi gereğince tasdikine karar verildiği, hükümde, davacı şirketin konkordatoya tabi borçlarının 30/09/2020 tarihinden başlamak üzere 10 yılda ödenmesine, ödeme takviminin 31.12.2020 tarihinden başlamak üzere ödeme miktarları bakımından dosyaya ibraz edilen ödeme takviminin kararın eki sayılmasına karar verildiği, tasdik kararının, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 25.11.2021 tarih ve 2021/5503 Esas – 2021/1776 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği görülmüştür.Davacı banka, davalının konkordato projesi kapsamında ödemesi gereken taksitlerini ödemediğinden, kendisi yönünden konkordatonun kısmen feshine karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince muaccel hale gelen ve ödenmemiş borcun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Ret kararına karşı davacı taraf istinaf kanun yoluna başvurmuş, Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davacı yönünden konkordatonun feshine yönelik şartlar oluştuğundan konkordatonun feshine karar verilmiştir. Bu kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay ilgili Hukuk Dairesince, Dairemiz kararının bozulmasına karar vermiş, bozma kararı usul ve yasaya uygun olduğundan Dairemizce bozma kararına uyularak yargılamaya devam olunmuştur. Konkordato projesine göre; davalı şirketin davacı bankaya yapacağı ödemeler 2020 yılı Aralık ayında 23.572,27 TL, 2021 yılı Mart ayında 23.572,27 TL, Haziran ayında 23.572,27 TL, Eylül ayında 35.358,41 TL, Aralık ayında 35.358,41 TL olmak üzere dava tarihi itibariyle toplam ödenmesi gereken tutarın 141.433,64 TL olduğu, davalı borçlu şirketin bu taksitlerden 2020 yılı Aralık ayı ödemesi olan 23.572,27 TL’yi ödediği, bunun dışındaki taksitleri ödemediği dosya kapsamı ile sabittir. Ancak, davacı banka, bu ödemeler dışında, borçlu şirketten kredi borcuna mahsup edilmek üzere aldığı müşteri çeklerini icraya koymuş ve dosyada bulunan kayyım raporuna göre bu çekler aracılığıyla dava tarihi itibariyle 869.026,00 TL tahsilat yapmıştır. Dolayısıyla dava tarihi itibariyle davacı banka, konkordato projesi kapsamında alacağına karşılık toplamda 892.598,27 TL tahsilat yapmıştır. Bahsi geçen bu çekler, konkordato kapsamında bulunan kredi borçlarının teminatı amacıyla geçici mühlet kararından önce bankaya teslim edilmiş olan çeklerdir. Bu konuda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Dolayısıyla davalı şirket, konkordato projesindeki ödeme planına uymamış ise de davacı bankaya aynı alacak için teslim edilen müşteri çekleri aracılığıyla yapılan tahsilatlar ile dava tarihine kadar ki tüm alacaklar ve daha fazlası tahsil edilmiştir. Diğer bir ifade ile davalı, proje kapsamında dava tarihine kadar ki tüm borçlarını ödemiştir. Bu sebeple davacı banka yönünden konkordatonun fesih koşulları oluşmadığından davanın reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Davacının davasının REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-Davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 5-Davacı tarafça yatırılan ve kullanılmayan gider avansının hüküm kesinleştikten sonra talebi halinde davacıya iadesine,6-Davalı tarafından yapılan 86,00 TL temyiz yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
İstinaf Giderleri Yönünden;6-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL istinaf karar harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,7-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 8- Dairemizce duruşma açıldığı ve davalı kendini vekil ile temsil ettirdiğinden AAÜT’ne göre takdir olunan 5.500,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,Dair, taraf vekillerinin yüzlerine karşı, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/e maddesinin 2. fıkrası gereğince on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.09/03/2023