Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/200 E. 2023/516 K. 11.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/200 Esas
KARAR NO: 2023/516
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 14/11/2022
NUMARASI: 2021/600 Esas, 2022/944 Karar
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 11/05/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin gıda sektöründe faaliyet gösterdiğini, 12.850.000,00 TL olan sermayesinin tamamının ödendiğini, borçlu şirketin, maliyetlerin artması ile döviz kurunda ve enflasyonda yaşanan artışlardan olumsuz etkilendiğini ve borçlarını ödemesinin riskli hale geldiğini, davacı gerçek kişinin ise şirketin ortağı olup şirketin kredi borçlarına kefaleti nedeniyle icra takiplerine maruz kalma riski altında bulunduğunu, konkordato projeleri ile kesin mühletin bitiminden itibaren 36 aylık sürede ve eşit taksitlerle borçların % 72,52’sinin ödeneceğini belirterek borçlular lehine geçici mühlet ve sonrasında bir yıllık kesin mühlet verilmesini, akabinde konkordatonun tasdikini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacıların konkordato projesinin başarıya ulaşma imkanı bulunmadığı, davacı …’nın kendi adına ticari işletmesi bulunması nedeniyle tacir sıfatı taşıdığı, borçlu gerçek kişi tacirin şirket borçlarına kefalet borçları dikkate alındığında borca batık olduğu, davacı şirketin de borca batık olduğu gerekçesiyle davacıların konkordato taleplerinin reddine, verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına ve davacıların iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacılar vekili istinaf nedenleri olarak; davacı … ve davacı şirket yetkilisi dinlenmeden iflas kararı verilmesinin hukuka aykırı olduğunu, davacı …’nın borca batık olmadığını, ancak asıl borçlu müflis şirketin iflas tasfiyesi sonunda borcun tahsil edilememesi ve alacak için aciz belgesi alınması halinde davacı … hakkında iflas istenebileceğini, davacı …’nın malvarlığının rayiç değerlerinin altında hesaplandığını, icra dosyası ile sabit alacaklarının dikkate alınmadığını belirterek kararın kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, gerçek kişi tacir ve şirket hakkında konkordato mühleti verilmesi istemine ilişkindir. Konkordato talepleri ile ilgili 2004 sayılı İİK’nın 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada iflasa tabi olan borçlu için, İİK’nın 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın borçlu gerçek kişi tacir ve şirketin muamele merkezi asliye ticaret mahkemesinde açıldığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacılar vekilinin vekaletnamesinde konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamından, mahkemece davacılar lehine 10/09/2021 tarihinden itibaren üç aylık geçici mühlet verildiği, 09/12/2021 tarihli duruşmada geçici mühletin 10/12/2021 tarihinden itibaren iki ay daha uzatılmasına karar verildiği, 07/02/2022 tarihli duruşmada borçlular lehine 10/02/2022 tarihinden itibaren bir yıllık kesin süre verildiği görülmektedir. Mahkemece 14/11/2022 tarihli duruşmada davacıların konkordato talebinin reddi ile iflaslarına karar verilmiş, davacılar vekili hükmü istinaf etmiştir. İstinaf konusu uyuşmazlık; İİK’nın 292/son maddesi uyarınca konkordato talep eden şirket ve gerçek kişi tacir dinlenmeden haklarında iflas kararı verilip verilmediği, ayrıca davacı gerçek kişi tacirin borca batık olup olmadığı noktasında toplanmaktadır 1-Davacılar vekili, borçlu şirket yetkilisi ve borçlu gerçek kişi tacir dinlenmeden iflas kararı verildiğini ileri sürmüştür. İcra ve İflas Kanunu’nun 292/son maddesi uyarınca konkordato talep eden iflasa tabi borçlu hakkında kesin mühlet kararının kaldırılması ile iflâs kararının verilmesinin gerektiği durumlarda, konkordato talep eden borçluların duruşmaya davet edilerek dinlenmesi gerekmektedir. Eldeki dava da mahkemenin 11/10/2022 tarihli ara kararı ile borçlu şirket yetkilisi ve aynı zamanda gerçek kişi tacir olan …’ya duruşma gününü bildirir davetiye 22/10/2022 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen, borçlu şirket yetkilisi ve borçlu gerçek kişi duruşmaya katılmamıştır. O halde mahkemece İİK’nın 292/son maddesinde yer alan emredici hükmün yerine getirildiği anlaşıldığından, davacılar vekilinin şirket yetkilisi ve gerçek kişi tacir dinlenmeden iflas kararı verildiği yönündeki istinaf nedeni dosya kapsamına uygun değildir. 2-Davacılar vekili, gerçek kişi tacir …’nın borca batık olmadığını, bu nedenle hakkında verilen iflas kararının hukuka aykırı olduğunu belirterek hükmü istinaf etmiştir. İlk derece mahkemesinde alınan 10/10/2022 tarihli raporda; davacı gerçek kişi tacirin konkordato projesinin, davacı şirketin konkordato projesine bağlı kılındığı, davacı şirketin kayıtlarında yer alan 15.703.752,13 TL tutarındaki ticari malının mevcut olmadığı, şirketin 7 marketinden 5’ni kapattığı, bir şube hariç şube kapatmasında komiser heyetinde onay alınmadığı, 2022 yılı baz alındığında diğer yıllara ilişkin satış ve kar hedeflerini gerçekleştirme ihtimali bulunmadığı, şirketin rayiç değerlere göre borca batık olduğu, buna göre davacı şirketin konkordato projesini gerçekleştirme ihtimali bulunmadığı, davacı gerçek kişinin konkordato projesi, davacı şirketin konkordato projesinin başarısına bağlı kılındığından, davacı gerçek kişinin de konkordato talebinin başarıya ulaşamayacağı belirtilmiştir. İlk derece mahkemesinde alınan 04/11/2022 tarihli ek raporda; davacı gerçek kişi …’nın adına bulunan ticari işletme nedeniyle tacir olduğu, kefalet borcundan dolayı da iflasa tabi olduğu, davacının kişisel borcunun, kişisel varlığından 487.100,64 TL fazla olduğu belirtilmiştir. Davacı gerçek kişinin konkordato talebinin reddi kararına istinaf başvurusu bulunmayıp, iflas kararı yönünden hükmü istinaf ettiği anlaşılmaktadır. İİK’nın 292/1.c maddesi uyarınca konkordato talebinin başarıya ulaşamayacağı anlaşılıyorsa, mahkemece kesin mühletin kaldırılarak konkordato talebinin reddine ve iflasa tabi borçlunun iflasına karar verilmesi gerekir. Yargıtay 23. HD’nin 27/10/2020 tarih ve 2019/2408 Esas, 202/3297 Karar sayılı kararında, anılan madde uyarınca iflas kararı verilebilmesi için borca batıklık şartının aranmasına gerek olmadığı belirtilmiştir. Davacı gerçek kişinin, davacı şirketten bağımsız projesi bulunmayıp ve projesinin başarısı davacı şirketin projesinin başarısına bağlı kılınmıştır. Bu nedenle bağımsız ve kendine özgü tedbir içermeyen davacının konkordato projesi başarıya ulaşmayacağından, ayrıca borca batıklık şartının aranmasına da gerek olmadığından mahkemece İİK’nın 292 maddesi uyarınca davacı gerçek kişi tacirin iflasına karar verilmesi yerindedir. Kaldı ki davacı gerçek kişi, kendi adına ticari işletmesi bulunması nedeniyle tacir olup, ticari işletme şirket değildir. Buna göre sözkonusu ticari işletme, TTK’nın 195 maddesinde düzenlenen şirketler topluluğu başlıklı madde kapsamında değerlendirilemez. Anılan işletme, grup şirketi olmadığından davacı şirket lehine kefalet borçlarının, gerçek kişi tacirin pasiflerinde yer almasında isabetsizlik görülmemiştir. Diğer taraftan davacılar vekilinin ek rapora karşı herhangi bir itirazı olmayıp, ilk derece mahkemesinde ileri sürmediği, – aktiflerin değerinin düşük gösterildiği ve bazı alacaklarının dikkate alınmadığı- iddialarının HMK’nın 357 maddesi gereği istinaf aşamasında ileri sürülmesi de mümkün görülmemiştir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/600 Esas, 2022/944 Karar ve 14/11/2022 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcı davacı …tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER ALMADIĞINA, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı … tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın ilgili davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,5-Davacılar tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, İİK’nın 293/son fıkrası yollaması ile İİK’nın 164/2 maddesi uyarınca kararın tebliğinden itibaren on günlük süre içerisinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.11/05/2023