Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/195 E. 2023/311 K. 16.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/195 Esas
KARAR NO: 2023/311
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 21/09/2022
NUMARASI: 2021/755 Esas, 2022/691 Karar
DAVA: İFLAS (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 174))
KARAR TARİHİ: 16/03/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin, davalı şirkete karşı 390.000,00 TL tutarındaki 07/06/2010 tanzim, 30/07/2012 vade tarihli senedin tahsili amacıyla İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığını, ödeme emrine karşı davalının itiraz etmediği gibi herhangi bir ödeme de yapmadığını ve dosyanın kesinleştiğini, sonrasında müvekkilinin İİK’nun 43. maddesi gereği takip yolunu değiştirme hakkını kullanarak borçluya karşı iflas yolu ile takibe geçildiğini ve iflas yolu ile takibe geçilmesi ile dosyanın taraflarınca yenilendiğini ve İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile iflas emri düzenlenerek davalı şirkete tebliğ edildiğini, davalı şirketin ödeme emrine itiraz etmesi ile takibin durduğunu belirterek davalının itirazlarının kaldırılmasına ve iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; takibe ve davaya konu bonoların, zamanaşımına uğradığından kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takibe konu edilmelerinin mümkün olmadığını, 2013 yılında açılan takibin 2016 yılında takipsiz bırakıldığını ve bunun üzerinden 3 yıl geçtiğinden bonoların zaman aşımına uğradığını, bu nedenle iflas davasının dinlenmesinin mümkün olmadığını, davacı ile müvekkili şirket arasında direkt bir ticari ilişki bulunmadığını, takibe konu edilen bonoların da içerisinde olduğu borcun ödendiğini, ayrıca davacının İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/1191 Esas sayılı dosyasında dava dışı … San. ve Tic. A.Ş. ile müvekkiline karşı açtığı iflas talepli derdest davanın bulunduğunu, davacının huzurdaki davayı açmasında hukuki bir menfaatinin bulunmadığını, davanın derdestlik nedeni ile reddinin gerektiğini, mahkeme aksi kanaatte ise mezkur dosyanın bekletici mesele yapılmas gerektiğini belirterek İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında yapılan itiraz doğrultusunda zamanaşımı, derdestlik, borcun ödenmiş olması sebepleriyle davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takip konusu edilen senetlerin iflas talep tarihinde zamanaşımına uğradığı, borçlunun icra müdürlüğüne ve mahkemeye zamanaşımı def’ini yasal süresinde ileri sürdüğü, İİK’nun 171. maddesine uygun bir takip olmadığı, iflas yoluyla kambiyo takibinin yapılması sonrasında mahkemeden iflas talep edilebilmesi için takibin usulüne uygun bir takip olmasının özel dava şartı olduğu, işbu davada özel dava şartı gerçekleşmediğinden bahisle HMK’nun 114/2 maddesi uyarınca davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili süre tutum dilekçesinde; müvekkili şirketin haklı ve hukuka uygun yazılı beyanları dikkate alınarak işbu davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, istinaf başvurularının ve davalarının kabulü ile davalı şirketin iflasına karar verilmesi gerektiğini, gerekçeli istinaf başvurusuna ilişkin sürelerini kullanma hakları baki kalmak kaydı ile gerekçeli istinaf kanun yoluna başvuru dilekçelerini ibraz edeceklerini belirtmiştir. Davacı vekili süre tutum dilekçesinden sonra 02/01/2023 tarihinde sunduğu süresinde olmayan istinaf dilekçesi ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, iflas yolu ile takibe karşı yapılan itirazın kaldırılması ile borçlunun iflasının karar verilmesi istemine ilişkindir.Dosya kapsamından, davacı alacaklının 390.000 TL bedelli, 07/06/2020 tanzim tarihli, 30/07/2012 vade tarihli ve 90.000 TL bedelli, 07/06/2020 tanzim tarihli, 30/06/2012 vade tarihli bonolara dayanarak İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, davalı borçlu aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığı, takipsiz kalan dosyanın davacı alacaklı tarafından sunulan 22/10/2020 tarihli dilekçe ile yenilenmesinin talep edildiği, bunun üzerine yenileme ile dosyanın 2020/21873 Esasını aldığı, yine aynı tarihli dilekçe ile takibin, iflas yolu ile takibe çevrilmesinin talep edildiği, bunun üzerine kambiyo senetlerine özgü iflas yoluna ilişkin ödeme emrinin davalı borçluya 11/11/2020 tarihinde tebliğ edildiği, davalı borçlunun 16/11/2020 tarihinde takibe itiraz ettiği, davacı tarafından ödeme emrinin tebliğinden itibaren 1 yıllık hak düşürücü süre içinde ve davalının muamele merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde iş bu iflas davasının açıldığı anlaşılmıştır. “…6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 342/3. maddesinde “İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355. madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır.” düzenlemesine; aynı kanunun 355. maddesinde ise “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu resen gözetir.” düzenlemesine yer verilmiş ve 352/1. maddesinde de başvuru şartlarının yerine getirilmemesi ya da başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde gerekli kararın verileceği belirtilmiştir. Somut olayda, icra mahkemesince verilen kararın alacaklı vekiline 13.01.2017 tarihli duruşmada tefhim edildiği, alacaklı vekilinin İİK’nin 363. maddesi uyarınca süresi içinde, 17.01.2017 günü, HMK’nin 342/3. maddesine uygun olacak şekilde istinaf dilekçesini verdiği halde, icra mahkemesi kararının tebliğ edildiği 10.02.2017 tarihinden sonra, istinaf gerekçelerini içeren dilekçeyi yasal süre geçtikten sonra 24.02.2017 tarihinde verdiği görülmektedir. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesince yapılacak iş, HMK’nin 342/3. maddesinde belirtildiği üzere, istinaf dilekçesini reddetmeden, HMK’nin 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere istinaf isteminin incelenip sonucuna göre karar verilmesidir. İstinaf yoluyla incelenen mahkeme kararında kamu düzenine aykırılık denetimi yönünden; işin esasına dair inceleme yapılmış olacağından, HMK’nin 353/1-b-1 maddesi gereği, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekecektir. O halde, Bölge Adliye Mahkemesince, süresinde istinaf (süre tutum) dilekçesi verildiği halde, incelenen ilk derece mahkemesi kararında kamu düzenine aykırılık bulunmadığı tespit edildiğine göre, HMK’nin 353/1-b-1. maddesi gereğince, istinaf isteminin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, usulden reddine karar verilmesi isabetsizdir…” (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 2017/6010 Esas 2018/10990 Karar sayılı ilamı).6100 sayılı HMK’nun 342/2-e bendi uyarınca, istinaf dilekçesinde başvuru sebepleri ve gerekçesi gösterilir. Aynı maddenin 3 fıkrasında “İstinaf dilekçesi, başvuranın kimliği ve imzasıyla, başvurulan kararı yeteri kadar belli edecek kayıtları taşıması durumunda diğer hususlar bulunmasa bile reddolunmayıp, 355 inci madde çerçevesinde gerekli inceleme yapılır”; 355. maddesinde “İnceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır. Ancak, bölge adliye mahkemesi kamu düzenine aykırılık gördüğü takdirde bunu re’sen gözetir.” düzenlemelerine yer verilmiştir. Ayrıca HMK’nun 352/1 maddesi uyarınca, başvuru şartlarının yerine getirilmemesi ya da başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmemesi halinde gerekli kararın verileceği belirtilmiştir. Mahkemenin gerekçeli kararının tebliğine dair elektronik tebligatın 15/12/2022 tarihinde davacı vekilinin hesabına ulaştığı dikkate alındığında bu tarihten itibaren 5. günün sonunda 20/12/2022 tarihinde tebligatın yapılmış sayıldığı, bu tarihten itibaren kanun yoluna başvuru süresinin başladığı, davacı vekilinin, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren süresi içinde gerekçeli istinaf başvuru dilekçesini sunmak üzere 20/12/2022 tarihinde istinaf başvurusunda bulunduğu, oysa bu tarih itibariyle gerekçeli kararın zaten davacı vekiline tebliğ edilmiş olduğu, davacı vekili tarafından gerekçeli istinaf başvuru dilekçesinin ise, kanun yoluna başvuru süresinin başladığı 20/12/2022 tarihinden itibaren yasal 10 günlük süre içerisinde yani 30/12/2022 tarihine kadar sunulmayarak süresinden sonra 02/01/2013 tarihinde sunulduğu anlaşıldığından istinaf dilekçesine değer verilemeyeceği, davacı vekilinin 20/12/2022 tarihli süre tutum dilekçesinde ise istinaf nedenlerinin açıklanmadığı hususları nazara alındığında buna göre HMK’nun 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ile sınırlı olmak üzere inceleme yapılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekli olup somut olayda ilk derece mahkemesinin kararında kamu düzenine aykırılığın da bulunmadığı anlaşılmıştır.Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1b-1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1-İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/755 Esas, 2022/691 Karar ve 21/09/2022 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1 bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 161,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.16/03/2023