Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1389 E. 2023/1208 K. 09.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1389 Esas
KARAR NO: 2023/1208
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 06/12/2022
NUMARASI: 2020/694 Esas, 2022/816 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 09/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin özel güvenlik şirketi olduğunu, müvekkili ile davalı arasında 28.02.2015 tarihinde … Tic. AŞ Güvenlik Hizmetleri Alımı Sözleşmesi imzalandığını, sözleşmeye göre davalı …’ın, çalışanların işçilik alacaklarından 01.03.2015 tarihinden önceki dönem için %100; 01.03.2015 tarihinden sonraki dönem için %50 sorumlu olduğunu, dava dışı işçi … tarafından açılan davada Lüleburgaz İş Mahkemesinin 2016/132 Esas 2017/292 Karar sayılı kararı ile işçilik alacaklarının müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verildiğini, karar uyarınca Lüleburgaz … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında 21.867,58 TL üzerinden icra takibi başlatıldığını, haciz tehdidi altında toplamda 26.039,17 TL’nin müvekkili şirket tarafından ödenerek dosya borcunun kapatıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL’nin icra dosyasına yapılan ödeme tarihinden itibaren en yüksek ticari avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı vekili 07/04/2022 tarihli ıslah dilekçesi ile; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere, dava dilekçesinde kısmi olarak talep edilen 1.000,00 TL’nin, 21.020,21 TL daha arttırılarak toplam 22.020,21 TL’nin ödeme tarihi olan 10.10.2017 tarihinden itibaren avans faizi ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup ıslah harcını yatırdığı anlaşılmıştır.
CEVAP: Davalı … Tic. AŞ vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin Lüleburgaz Mahkemeleri olduğunu, belirsiz alacak davası açılmasına ilişkin şartların oluşmadığını, müvekkilinin, ihale makamı olduğunu ve işveren konumunda olmadığını, sözleşme uyarınca müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, sözleşme ile, her türlü işçilik alacaklarından davacının sorumlu olacağının kararlaştırıldığını belirterek davanın taraf sıfatı yokluğundan; aksi halde esastan reddine karar verilmesini savunmuştur. Davalı Tasfiye Halinde … Eğitim Hizmetleri Tic. AŞ. vekili cevap dilekçesinde; 4857 sayılı yasanın 112. ve geçici 9. maddesine göre işlem yapılarak ihtilafın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kara verilmesi gerektiğini, müvekkilinin, 6552 sayılı yasadan sonra işten çıkan işçinin kıdem tazminatından sorumlu tutulmasının kabul edilemeyeceğini, kabul anlamına gelmemek üzere müvekkilinin, kıdem tazminatından son ücret üzerinden çalışılan dönemle sınırlı olarak sorumlu olduğunu, sorumluluk halinde asıl işveren idare ile eşit sorumluluğun bulunduğunu belirterek davanın zamanaşımı ve husumetten; aksi halde esastan reddine karar verilmesini savunmuştur. Diğer davalılar tarafından cevap dilekçesi sunulmamıştır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; davanın kısmen kabulü ile; 18.001,25 TL’nin (davalı … Tic. A.Ş. bu bedelin tamamından sorumlu olmak üzere, davalı Tasfiye Halinde … Eğitim Hiz. Tic. A.Ş bu bedelin 5.941,30 TL’sinden sorumlu olmak üzere, davalı … Hiz. Ltd. Şti. bu bedelin 5.884,87 TL’sinden sorumlu olmak üzere, davalı … Hiz. Tic. Ltd. Şti. bu bedelin 6.175,08 TL’sinden sorumlu olmak üzere) ödeme tarihi olan 10.10.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya dair istemin reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı ve davalı … Tic. AŞ vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yerel Mahkeme tarafından davalı üst işveren …’ın sorumluluğuna gidilmeyerek sadece alt işverenlerin tam sorumluluğunun kabul edildiğini, sözleşmede davalı …’ın, çalışanların işçilik alacaklarından 01.03.2015 tarihinden önceki dönem için %100; 01.03.2015 tarihinden sonraki dönem için %50 sorumlu olduğu belirtilmesine karşın Mahkemece sözleşme dikkate alınmadan davalı …’ın sorumlu tutulmadığını, dava konusu olayda, müvekkili şirket ile davalı … arasında alt işveren-asıl işveren ilişkisi mevcut olduğunu ve İş Kanunundan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle müteselsilen sorumluluk bulunduğunu, davanın, ıslah edilen şekli ile kabul edilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Davalı … Tic. AŞ vekili istinaf dilekçesinde; davacının talepleri yönünden, taraf sıfatlarının bulunmadığını, müvekkilinin ihale makamı olduğunu, işveren konumunda olmadığını, asıl-alt işveren ilişkisinin şartlarının oluşmadığını, müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Mahkemenin 23/05/2023 tarihli ek kararı ile, eksik kalan istinaf karar harcının süresinde yatırılmaması sebebiyle davalı … Tic. AŞ’nin istinaf kanun yoluna başvurmaktan vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiştir. Davalı … Tic. AŞ vekili ek karara yönelik istinaf dilekçesinde; muhtıranın uyap kayıtlarında olmadığını, taraflarına tebliğ edildiği belirtilen tebligat üzerinde eksik harç miktarını belirten bir açıklama bulunmadığını, süresi içinde istinaf kanun yoluna başvurularak tüm maktu harçların yatırıldığını, tamamlayıcı işlemi olan nispi harcın 23.05.2023 tarihinde yatırıldığını, muhtıradaki eksikler nedeniyle bir haftalık kesin süre içerisinde harcın yatırılamadığını belirterek ek kararın kaldırılması ile dosyanın esastan incelenerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE HUKUKİ GEREKÇE: Dava, hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen işçilik alacağının rücuen tazmini istemine ilişkindir. -Davacının istinaf başvurusunun değerlendirilmesi; 6100 sayılı HMK’nun 341. maddesinde istinaf yoluna başvurulabilen kararlar gösterilmiştir. Buna göre maddenin 2. fıkrasında, miktar veya değeri üç bin Türk Lirasını geçmeyen malvarlığı davalarına ilişkin kararların kesin olduğu, 3. fıkrasında, alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda üç bin Türk Liralık kesinlik sınırının alacağın tamamına göre belirleneceği, 4. fıkrasında ise, alacağın tamamının dava edilmiş olması durumunda, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü üç bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın, istinaf yoluna başvuramayacağı düzenlenmiştir.02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile HMK’nun 341. maddesinin 2. fıkrası değiştirilmek suretiyle 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesin hale getirilmiş ve aynı yasanın 44. maddesi ile HMK’ya eklenen ek madde 1 ile de kesinlik sınırı olan 3.000,00 TL’nin her yıl yeniden değerleme oranında artışa tabi olduğu kabul edilmiştir. Yeniden değerleme sonucunda 2022 yılı için kesinlik sınırı 8.000,00 TL olmuştur. Kesinlik sınırı kamu düzeni ile ilgilidir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2005/3-169 E. 2005/235 K., Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 2015/34 E. 2015/22872 K. vb. ilamları). İstinaf kesinlik sınırının belirlenmesinde, dava konusu alacağın değeri yani asıl alacak dikkate alınır. Bunun dışında faiz, icra (inkar) tazminatı, vekalet ücreti ve yargılama giderleri hesaba katılmaz. HMK’nun 352. maddesinde; “Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda; incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği, kararın kesin olduğu, başvurunun süresi içinde yapılmadığı, başvuru şartlarının yerine getirilmediği, başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmediği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle karar verilir. Eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosya incelemeye alınır.” hükmü gereğince ön inceleme sonucu karar verilecek dosyalara ait şartlar belirtilmiştir. İstinaf kanun yoluna başvuru olanağı bulunmayan kesin nitelikteki kararlara ilişkin olarak HMK’nun 346/1 maddesi uyarınca mahkemesince bir karar verilebileceği gibi Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebileceği de belirtilmiştir. Bu açıklamalar ve yasal düzenlemeler karşısında, somut olayda, davacı vekili her ne kadar davalı … Tic. AŞ’nin sorumluluğuna karar verilmediğini ileri sürmüş olsa da, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilen 18.001,25 TL miktarın tamamından adı geçen davalının sorumlu tutulduğu anlaşılmıştır. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile davanın, ıslah edilen şekli ile kabul edilmesi gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Buna göre ıslah ile birlikte talep edilen toplam miktar 22.020,21 TL olup Mahkemece kabulüne karar verilen miktar 18.001,25 TL olduğundan reddedilen kısım olan 4.018,96 TL kesinlik sınırının altında kalmaktadır. Az önce belirtildiği üzere davanın, davalı … Tic. AŞ yönünden reddedilmediği ve 18.001,25 TL üzerinden kısmen kabul edildiği de dikkate alındığında istinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın, karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle istinafı kabil bir karar bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun HMK’nun 341. ve 352. maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekir.-Davalı …Tic. AŞ’nin istinaf başvurusunun değerlendirilmesi;Uyuşmazlığın esas bakımından çözümüne geçilmeden önce adı geçen davalının istinaf başvuru hakkının bulunup bulunmadığı, bu anlamda Mahkemece tesis edilen ek kararın yerinde olup olmadığı incelenmelidir.HMK’nun 344. maddesi “İstinaf dilekçesi verilirken, istinaf kanun yoluna başvuru için gerekli harçlar ve tebliğ giderleri de dâhil olmak üzere tüm giderler ödenir. Bunların hiç ödenmediği veya eksik ödenmiş olduğu sonradan anlaşılırsa, kararı veren mahkeme tarafından verilecek bir haftalık kesin süre içinde tamamlanması, aksi hâlde başvurudan vazgeçmiş sayılacağı hususu başvurana yazılı olarak bildirilir. Verilen kesin süre içinde harç ve giderler tamamlanmadığı takdirde, mahkeme başvurunun yapılmamış sayılmasına karar verir. Bu karara karşı istinaf yoluna başvurulması hâlinde, 346 ncı maddenin ikinci fıkrası hükmü kıyas yoluyla uygulanır.” hükmünü içermektedir. Mahkemece tesis edilen karar, adı geçen davalı vekilince istinaf edilmiş olup davalı tarafından başlangıçta 179,90 TL maktu olarak istinaf karar harcı yatırılmıştır. Mahkemece, istinaf nispi karar harcının (1/4) yatırılmamış olduğundan bahisle 127,52 TL eksik nispi istinaf harcının tamamlanması, aksi halde istinaf isteminden vazgeçmiş sayılacağına karar verileceği ihtarını içeren 17/04/2023 tarihli muhtıra düzenlenmiş olup muhtıranın tebliğine dair elektronik tebligatın 08/05/2023 tarihinde davalı … Tic. AŞ vekilinin hesabına ulaştığı dikkate alındığında bu tarihten itibaren 5. günün sonunda 13/05/2023 tarihinde tebligatın yapılmış sayıldığı, bu tarihten itibaren sürenin başladığı, sürenin bittiği 20/05/2023 tarihinin hafta sonuna denk gelmesi sebebiyle 22/05/2023 tarihine kadar yatırılması gereken gider avansının yasal süresinden sonra 23/05/2023 tarihinde yatırıldığı anlaşılmıştır. Muhtırada yatırılması gereken nispi karar harcının miktarı belirtilmiş olup aynı zamanda yatırılmaması halinde sonuçları da açıklanmıştır. Bu durumda HMK’nun 344. maddesi uyarınca, öngörülen yasal 1 haftalık sürede eksik kalan istinaf karar harcının yatırılmaması sebebiyle Mahkemece tesis edilen ek karar yerinde olup davalı … Tic. AŞ vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b-1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekir.Açıklanan sebeplerle, istinaf kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın, karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle istinafı kabil bir karar bulunmadığından davacının istinaf başvurusunun HMK’nun 341. ve 352. maddeleri uyarınca usulden reddine; HMK’nun 344. maddesi uyarınca, öngörülen yasal 1 haftalık sürede eksik kalan istinaf karar harcının yatırılmaması sebebiyle Mahkemece tesis edilen ek karar yerinde olup davalı … Tic. AŞ vekilinin ek karara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nun 353/1b-1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-Davacı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 ve 352/1-b bentleri gereğince miktar yönünden USULDEN REDDİNE, 2-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/694 Esas, 2022/816 Karar ve 06/12/2022 tarihli kararı ve 23/05/2023 tarihli ek kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1 bendi gereğince davalı … Ticaret Anonim Şirketi vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcından davalı … Anonim Şirketi tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın davalı … Ticaret Anonim Şirketinden tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, mahkemenin 23/05/2023 tarihli ek kararı ile istinaf başvurusu reddedilen davalı … Anonim Şirketi’nin, mahkemenin gerekçeli kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusu esnasında peşin olarak yatırmış olduğu istinaf kanun yoluna başvuru ve istinaf karar harcının hüküm kesinleştiğinde ve talep halinde davalı … Anonim Şirketi’ne İADESİNE,5-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.09/11/2023