Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1289 E. 2023/1320 K. 30.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1289 Esas
KARAR NO: 2023/1320
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ:İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ:19/06/2023
NUMARASI:2019/732 Esas, 2023/549 Karar
DAVANIN KONUSU:Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ:30/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; Müvekkili şirkete sağlık sigortası ile sigortalı olan dava dışı … 16/05/2016 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonucunda yaralanarak tedavi gördüğünü, dava dışı sigortalının 41.300,00-TL tutarındaki tedavi masraflarının müvekkili şirket nezdindeki sigorta poliçesinden karşılandığını, 6762 sayılı TTK’nın sigortacının halefiyeti düzenleyen 1472. maddesi gereğince müvekkili şirketin sigortalının halefi olduğunu, davalılardan ödenen bedelin rücusunun talep edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmadığını belirterek, dava değerinin 1.752,30 TL’lik kısmının SGK, 39.548,10 TL’lik kısmının ise diğer davalılardan avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili cevap dilekçesi ile; Usüle ilişkin olarak görev itirazında bulunduğunu, esasa ilişkin olarak da; davacı sigorta şirketi tarafından halef sıfatı ile ödendiği iddia edilen tedavi giderlerinin talep edilmesinin mümkün olmadığını, zira kazanın 6111 sayılı yasa yürürlüğe girdikten sonra meydana geldiğini, yasa kapsamında söz konusu tedavi giderleri müvekkili tarafından karşılanacaksa neden hastaneye davacı tarafından ödemeler yapıldığını, davacı bu kapsamdaki tedavi giderlerini söz konusu özel hastane tarafından müvekkili kuruma fatura edilmek suretiyle tahsili yerine sigorta şirketine özel sağlık sigortası kapsamında fatura etmesi, sigorta şirketinin ise SGK karşılaması gerektiğini ifa ettiği tedavi giderlerini kendinin ödememesi gerektiği halde bu bedelleri hem ödeyip hem de müvekkiline rücu edilmesinin kabul edilemeyeceğini, müvekkili kurumun sorumlu olacağının kabul edilmesi halinde bilirkişi tarafından yapılacak SUT kapsamında hesaplamalar oranında müvekkili kurumun sorumlu tutulması gerektiğini belirterek; davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş vekili cevap dilekçesi ile; Usül yönünden görev ve zaman aşımı itirazında bulunduğunu, esasa ilişkin olarak da; kusur durumunun tespitinin gerektiğini, tedavi gideri tazminatının poliçe kapsamında olmadığını, faizin hatalı talep edildiğini, müvekkili şirketin temerrüde düşmediğini belirterek; davanın usulden ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davaya konu belgeli tedavi giderlerinin tamamından 2918 sayılı Kanunun’un 98. maddesi kapsamında Sosyal Güvenlik Kurumu’nun sorumluluğu bulunduğu ve aynı gerekçelerle de bilirkişi heyeti raporu ile tespit edilen, “davalı … A.Ş.’ nin davalı SGK ile birlikte tedavi giderleri 310.000,00 TL limit dahilinde iş bu zarardan müşterek ve müteselsilen sorumlu olduklarından söz edilebileceği” şeklindeki tespite de iştirak edilmemesi gerektiği sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığı gerekçesi ile, davanın davalı SGK yönünden taleple de bağlı kalınarak kabulüne, diğer davalılar yönünden ise; trafik kazasından kaynaklanan ve KTK’nun 98. maddesi kapsamında kalan belgeli tedavi giderleri bakımından, trafik sigortacısı ile sorumluluğunu üstlendiği araç işleteni ve sürücüsünün sorumluluğunun son bulduğu, ayrıca herhangi bir kusur incelemesi yapılmasına gerek duyulmaksızın (Kusur incelemesi yapılmasının sonuca bir etkisi bulunmadığından), SGK dışında kalan diğer davalılar yönünden açılan davanın da pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili ve davalı SGK vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; trafik kazalarından kaynaklı tedavi giderlerinin karşılanmasında SGK’nın sorumluluğunun sınırlandırıldığını ve sigorta şirketi, sürücü ve işletenin tedavi giderlerinden sorumlu olduğunun mevzuattaki değişiklikler ile yeniden düzenlendiğini, KTK 98. Maddesine 04.04.2015 tarihli 6645 sayılı değişiklik ile ek ibare konularak “bu sağlık hizmetleri Sağlık Uygulama Tebliğindeki (“SUT”) istisnai sağlık hizmetleri kapsamına dahil edilemez” denilerek SGK’nın sorumluluğunun acil durumlara ve faturalandırılmış tedavi giderlerine özgülendiğini, kısıtlama getirilen SGK’nın sorumluluğunun üstünde kalan tedavi giderlerinden işleten ve araç sürücülerinin sorumlu tutulacağını, işletenin KTK 85/1 maddesinden kaynaklanan tehlike sorumluluğunu üstlenen trafik sigortacısı şirketin de poliçe limiti ile sorumlu olacağı belirlendiğini, 2918 Sayılı Kanun’un 98. maddesi kapsamında kalan tedavi giderleri yönünden Sosyal Güvenlik Kurumu’nun, yasa kapsamı dışında kalan giderlerden ise davalı sigorta şirketinin sorumlu tutulması gerektiği; araç işleteni ve sürücüsü olan davalı gerçek kişilerin ise, davacının kaza nedeniyle oluşan tüm zararından sorumlu olduğunun Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin 16.03.2016 tarih2013/7713 Esas ve 2016/1779 Sayılı kararı ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/3830 E. 2020/2968 K. Sayılı kararı son dönem kararı ile sabit olduğunu, Yerel Mahkeme kararının, tüm bu izah olunan mevzuat değişikliklerine, Danıştay iptal kararına ve Yargıtay’ın içtihatına aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Davalı SGK vekili istinaf dilekçesi ile; davacının trafik kazasıyla ilgili olarak sarf ettiğini ileri sürdüğü tedavi giderlerinin Sağlık Uygulama Tebliği hükümleri ve Genel Sağlık Sigortası Uygulamaları Yönetmeliği kapsamında incelenmesi gerektiğini, yine yerleşik içtihatlarla, Kurumlarının anılan mevzuat kapsamında tedavi giderleriyle ilgili olarak yapacağı ödemelerin kapsamının belirlendiğini, belgelenmeyen olası tedavi giderlerinden ve yol giderlerinden yasal düzenlemeler kapsamında Kurumlarının bir sorumluluğunun bulunmadığını, kurumlarının bir Kamu Kurumu olduğu ve ödemelerini yasaların öngördüğü şekilde mevzuat çerçevesinde yapmakta olduğunu, belgelendirilmeyen bir masrafın varsayıma dayalı şekilde olduğunun kabulü ile bu kabule göre ödeme yapmasını beklemenin yasal olarak mümkün bulunmadığını belirterek müvekkili Kurum aleyhine hükmolunan 1.752,30 TL tedavi gideri yönünden Mahkeme kararının kaldırılarak müvekkili Kurum yönünden davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; trafik kazası nedeniyle davacı sigorta şirketi tarafından dava dışı sigortalısının tedavisi için yaptığı ödemelerin davalılardan tahsili istemine yöneliktir. Dosya kapsamına göre dava dışı sigortalı … … poliçe numaralı … Sağlık Sigorta Poliçesi ile 01.01.2017-01.01.2018 tarihleri arasında sigortalı olduğu, 16.05.2016 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde sigortalının yaralandığı, sigortalının tedavisinin … Hastanesinde yapıldığı, davacı tarafından tedavinin yapıldığı hastaneye 29/06/2017 tarihinde toplam 41.300,42-TL ödeme yapıldığı anlaşılmıştır. 6102 sayılı TTK 1472.maddede (mülga 6762 sayılı TTK 1301), halefiyet düzenlenmiş ve sigortacının, sigorta tazminatını ödediğinde hukuken sigortalının yerine geçeceği, sigortalının gerçekleşen zarardan dolayı sorumlulara karşı dava hakkı varsa bu hakkın tazmin ettiği bedel kadar sigortacıya intikal edeceği belirtilmiştir.İstinafa konu uyuşmazlık, dava dışı sigortalı için ödenen tedavi giderlerinden davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun ve diğer davalıların sorumluluğu bulunup bulunmadığı noktasındadır. Trafik kazası nedeniyle sağlık hizmet sunucularınca verilen tedavi hizmet bedellerinin tamamının Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanması esasının getirilmesi amacıyla, 25.02.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6111 sayılı kanunun 59. maddesi ile 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 98. maddesi değiştirilmiş, anılan değişiklik ile, trafik kazaları sebebiyle üniversitelere bağlı hastaneler ve diğer bütün resmi ve özel sağlık kurum ve kuruluşlarının sundukları sağlık hizmet bedelleri, kazazedenin sosyal güvencesinin olup olmadığına bakılmaksızın Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacağı kararlaştırılmıştır.Somut olayda davanın, 6111 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığının anlaşılmasına göre, 6111 sayılı yasaya göre trafik kazasından kaynaklanan belgeli sağlık hizmet bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılanacaktır. Mahkemece alınan 31.05.2021 tarihli bilirkişi raporunda, davaya konu Acıbadem Kozyatağı hastanesinde yapılan tedavilerin sigortalının kazada yaralanması ile ilgili ve tıbben uygun olduğu tespitinde bulunulmuştur. Yine farklı bir bilirkişi heyetinden alınan 13.03.2023 tarihli raporda, sağlık kurumunda yapılan tetkik ve tedavilerin kazada yaralanması ile illiyeti ve tıbben uygun olduğu, yapılan tedavinin bülük kemik implant çıkarma ve çimentosuz total kalça protezi ameliyatı olduğu, sol kalça kırığının kaynamaması nedeni ile yapılan planlı ve elektif tedavi olduğu belirtilmiştir. Görüleceği üzere alınan her iki bilirkişi raporunda da, davaya konu edilen tedavi giderlerinin kazadaki yaralanma ve bunun tedavisiyle uyumlu olduğu yönünde inceleme ve değerlendirme yapılmıştır.Somut olayda davanın, 6111 sayılı yasanın yürürlüğe girmesinden sonra açıldığının anlaşılmasına göre, davalı SGK’nın, 6111 sayılı yasaya göre trafik kazasından kaynaklanan tedavi giderlerinin tamamından sorumludur. Bu nedene ilk derece Mahkemesince davanın talep ile bağlı kalınarak SGK yönünden kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. (Yargıtay 17 HD 2019/5486 E- 2020/8961 K sayılı 23/12/2020 tarihli kararı) Sigorta şirketi, motorlu aracın işletilmesinden kaynaklanan kaza nedeniyle zarar görenlerin tedavisi için ödenen giderleri zorunlu olarak teminat altına alır. Sigorta şirketinin, işleten ve sürücünün yasadan ve sözleşmeden doğan bu yükümlülüğü, 6111 sayılı Kanunla getirilen düzenleme ile sona erdirilmiş bulunmaktadır. 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde belirtilen tedavi giderleri yönünden sorumluluk dava dışı Sosyal Güvenlik Kurumuna geçmiştir.Bu durumda kaza nedeniyle yapılan acil tedavi giderleri de dahil belgeli tüm tedavi giderlerinden sorumluluğun 2918 sayılı Kanun’un 98. maddesinde 6111 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ve KTK’nun 8/b maddesindeki düzenleme gereği SGK Başkanlığı’na ait olduğu dikkate alınmak suretiyle davalı sigorta şirketleri ile davalı işleten yönünden davanın pasif husumet nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. ( Yargıtay 17 HD 2015/13554 E. 2015/14163 K 15/12/2015 tarihli)Davalı SGK vekilinin istinaf itirazları bakımından yapılan değerlendirme sonucunda; İstinaf incelemesine konu kararın verildiği tarih 19/06/2023 tarihi olup mahkemece 1.752,30-TL ‘nin 26/12/2018 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte iş bu davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir. Kararın verildiği tarih itibariyle istinaf kanun yoluna başvuru için parasal sınır 17.830,00-TL olarak belirlenmiştir. Yani bu miktarın altında olan kararlar kesin olup, istinafa konu kararın verildiği tarih itibariyle davalı SGK bakımından kesin olduğu tespit edilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 346. maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi, bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak aynı yasanın 352/1.b maddesi gereğince, istinaf mahkemesince karar verilir. Davalı vekilinin kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın davalı bakımından miktar yönünden kesin nitelikte olması nedeniyle, istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352/1.b maddesi uyarınca reddi gerekmiştir.Açıklanan nedenler ile istinaf yoluna başvurulan ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine, davalı SGK vekilinin kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın davalı bakımından miktar yönünden kesin nitelikte olması nedeniyle, istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352/1.b maddesi uyarınca reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi 2019/732 Esas 2023/549 Karar ve 19/06/2023 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Davalı SGK vekilinin kanun yolu başvurusuna konu edilen kararın davalı bakımından miktar yönünden kesin nitelikte olması nedeniyle, istinafı kabil bir karar olmadığı anlaşılmakla, davalı SGK vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 352/1.b maddesi uyarınca REDDİNE3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulanan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından YENİDEN HARÇ ALINMASINA YER OLMADIĞINA, 4-Davalı SGK harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA,5-Davacı ve davalı SGK tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1a maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi. 30/11/2023