Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1241 E. 2023/1099 K. 24.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1241 Esas
KARAR NO: 2023/1099
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 17/05/2023
NUMARASI: 2021/39 Esas, 2023/404 Kara
DAVANIN KONUSU: İtirazın İptali (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekilli dava dilekçesi ile; müvekkil şirketin Kuzey Marmara Otoyolunun işletme hakkına sahip olduğunu, davalının ise işletme hakkı müvekkile ait bulunan otoyolları kullandığını, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü’nün Hizmetleri Hakkında Kanunun gereği geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden, işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte, bu ücretin dört katı tutarında ceza, genel hükümlere göre tahsil edilir hükmünün olduğunu, davalının 04.03.2019 tarihi ile 23.07.2019 tarihleri arasında birçok kez geçiş ücreti ödemeksizin otoyollardan ihlâlli geçiş yaptığını, bedelinin ödenmeden yapılan geçiş ücretleri 15 günlük sürede de ödenmediği için davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyasıyla takip başlatıldığını, ancak davalı icra dosyasına itiraz dilekçesi sunarak; borca ve icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile takibin devamına, davalının itirazının kötü niyetli olması ve alacağın likit olması sebebiyle asgari %20 oranında icra inkâr ve kötü niyet tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; yetkili mahkemenin müvekkilinin ikametgahının bulunduğu İstanbul Anadolu Mahkemeleri olduğunu, Ülkemizdeki ücretli otoyol ve köprü geçişleri için HGS veya OGS kullanımı zorunlu olup, geçişlere ilişkin ücret bakiyeden düşüldüğünü, bariyerli geçiş uzun yıllar önce kaldırılmış, HGS veya OGS’de bakiye yoksa dahi 15 gün içerisinde yeterli dolum yapılırsa geçiş ücretine ilişkin düşüm yapıldığını, harici olarak; işletmesi özel şirketlere devredilmemiş köprü geçişlerinde, sistemsel kaynaklı olarak HGS veya OGS okunamadığında geçiş kaçak olarak gözükse dahi, araca tanımlı HGS veya OGS sorgusu geçişten sonra tespit edilmekte ve ilgili geçişe ilişkin bakiye düşümü gerçekleştiğini, yeterli tutarın hesaba yatırılmazsa ya da HGS veya OGS olmadan geçiş yapılırsa ilgiliye idari para cezası tebliğ edildiğini, ilgili tutanağa ise itiraz yolu açık olmakla birlikte, tebliğden itibaren 15 gün içerisinde ödeme yapıldığı takdirde indirim hakkının mevcut olduğunu, HGS bakiyesinde geçiş ücreti kadar bakiyenin bulunması, geçişi takip eden 15 gün içerisinde de bu geçişi karşılayacak bakiye bulunmasına rağmen ne sebeple olursa olsun davacı şirketin tahsil etmemesi halinde geçiş cezasının kullanıcılara yansıtılması korkunç bir hak kaybı yaratacağını, bu konuda sistemsel hataların, davacı tarafa yükletilebilecek hataların sorumluluğunun kullanıcılara yükletilmesini kanunun koruduğunu, müvekkilinin lojistik sektöründe faaliyet gösteren ve tehlikeli madde taşımacılığı yaptığını, davacı kurumun işletme hakkına sahip olduğu otoyolu kullanması bir tercih değil yasal düzenlemeler gereği zorunlu olduğunu, bu halde özel işletmelere tahsis edilen otoyolların ve köprülerin kullanımı zorunlu kılınmışken, bu kullanımlara ilişkin geçişleri karşılar bakiye bulunmasına rağmen bunun tahsil edilmemesinden davalı müvekkil şirketin sorumluluğunun olacağının iddiasının haksız menfaat sağlanmasının önünü açtığını, … Bankası’na entegre edilen HGS bakiyeleri otomatik ödemeye tabi olduğunu, belirlenen taban limitin altına düşmeyecek şekilde talimat oluşturulduğunu, bu durum göz önüne alındığında müvekkil şirketin kusurunun bulunmadığını, her ne kadar bakiye mevcut olmasına rağmen tahsilatın yapılamaması sebebiyle tarafımıza kusur atfedilemezse de, yine de kabul ettiğimiz miktara göre icra masraf ve vekalet ücretleri de dahil edilerek icra dosyasına ödeme yapıldığını, ancak davacı şirketin işletmesinde bulunan özel otoyolların kullanılması sebebiyle geçiş ücretlerini kabul etmekle birlikte, cezayı kabul etmediklerini ve itiraz ettiklerini belirterek haksız ve mesnetsiz talepler içeren davanın tümüyle reddine, davacının kötü niyet tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: İlk derece mahkemesince; 6001 sayılı yasanın 30. maddesi gereğince yapılan değerlendirmede, Anayasa Mahkemesi’nin ilgili kanunun 7. maddesinde belirlilik ilkesine aykırılık bulunmadığı tespiti karşısında ihtar şartının aranmayacağı yolundaki İstanbul BAM 17. HD. 02.06.2020 T. 2017/2867 E. 2020/955 K. sayılı ilamı da gözetilerek kayıtlarda düzeltme süresi olan 15 gün içerisinde ödemenin mevcut olmadığı, hgs bakiyesinde yeterli miktar para bulundurma yükümlülüğünün davalıda olduğu, HGS hesabından geçişlerin çekilememe durumunun banka ile müşteri arasındaki bir durum olduğu, davacının sunmuş olduğu dökümlerde geçiş tarihlerinde araçların resimlerinin mevcut olduğu, araçların geçişlerine ilişkin sorgulamalarında tahsilat kaydı olmadığı, IGB ve işlem numarası olarak ayrı ayrı onaylarının ve kontrollerinin yapıldığının sunulan dökümlerde mevcut olduğu, dava konusu aracın Türkiye Noterler Birliği’nin göndermiş olduğu araç tescil özet raporlarından anlaşılacağı üzere araçların sahibinin geçiş tarihlerindeki malik bilgilerine göre davalı olduğu, davacı tarafın takip tarihi itibari ile 630,23 TL geçiş ücreti, 8,70 TL faiz olmak üzere toplam 638,93 TL alacaklı olduğu ayrıntılı, irdeleyici ve hükme elverişli son mali rapordan anlaşıldığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile takibin 630,23 TL asıl alacak ve 8,70 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 638,93 TL üzerinden devamına, asıl alacak 630,23 TL ye dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak likid ve belirlenebilir olduğundan kabul edilen miktar üzerinden hesap edilen % 20 oranındaki 127,79 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar, davacı vekili ve davalı vekili katılma yolu ile yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; somut uyuşmazlıkta yerel mahkeme’nin geçiş ücretlerinin ödenip ödenmediği hususunu denetlemek ve takip etmekle davalının yükümlü olduğunu isabetli olarak tespit etmesine rağmen, kontrol yükümlülüğünü yerine getirmeyen davalı yerine, tahsilat sürecinde hiçbir sorumluluğu ve/veya yetkisi bulunmayan müvekkil şirkete kusur atfetmiş olduğunu ve kararın bu yönüyle hukuka aykırı olduğunu, davalı tarafın , dava konusu icra takibi ile talep edilen geçiş ücreti ve para cezasının tamamından sorumlu olduğunu, yerel mahkemece bilirkişi raporlarına itirazlarına ve dosyaya sunulu beyanlarına itibar edilmediğini, doğrudan alanında uzman olmadığı kendi beyanlarından dahi anlaşılan bir bilirkişinin görüşleri dikkate alınarak hüküm kurulduğunu,Davalı vekili katılma yolu ile istinaf dilekçesinde; davacı tarafın istinaf kanun yoluna başvuru dilekçesinin basiretli tacir olma yükümlülüğü çerçevesinde dikkate değer olmadığını, davacı tarafça sunulan emsal kararların geçiş ücretlerinin müvekkili tarafından ödenmiş olması sebebiyle işbu uyuşmazlık yönünden uygulanmasının mümkün olmadığını, uyuşmazlık konusu geçiş ücretlerine ilişkin yeterli bakiyenin müvekkilline ait HGS hesap bakiyesinde süreklilik arz edecek biçimde mevcut olduğunun bilirkişi 2. ek raporuyla da tespit edildiğini, davacı tarafın internet sitesi üzerinden vergi kimlik numarası ile birlikte yapılan sorgulamalarda geçişler ihlale düşmeden tespit edilemediğini, taraflarına atfedilemeyen kusur sebebiyle ve açıkça davacı şirketin sistemsel hatası yüzünden oluşan ihlalli geçiş bedellerinin taraflarına yükletilecemeyeceğini, İİK’nın 67/2. maddesi gereğince takibin haksız ve kötü niyetli biçimde başlatıldığı taraflarınca ispatlanmış olması sebebiyle kötü niyet tazminatı talebimizin kabulüne karar verilmesini, huzurdaki davada alacağın yargılamayı gerektirmesi sebebi ile likit olmadığını, icra inkar tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulü yönünde karar verilmiş olmasının hatalı olduğunu belirterek davacı tarafın istinaf başvurusunun reddine, istinafa cevap dilekçesi ile sunmuş oldukları HMK m.347 ve m.348 hükümleri uyarınca katılma yoluyla istinaf yoluna başvurusunun kötü niyet tazminatı talebimiz ve icra inkar tazminatına ilişkin itirazları ile sınırlı olarak kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, davacı şirketin otoyol geçiş ücreti ve para cezası alacağını icra takibine koyması üzerine davalı borçlu şirketin yetkiye, borca, faize ve ferilerine itirazı üzerine açılan itirazın iptali davası olup, davacı tarafından İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyasında 13.402,59 TL üzerinden davalı aleyhine icra takibi başlatılmış, davalının itirazı üzerine takibin durmasına karar verilmiştir. Davacı, dava değerini 13.402,59 TL göstererek bu miktar üzerinden harcın ikmali ile itirazın iptalini talep etmiş, yapılan yargılama sonunda mahkemenin kısmen kabulüne karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili ve davalı vekili katılma yolu ile istinaf kanun yoluna başvurmuştur.HMK’nın 341/2 maddesi gereğince miktar veya değeri 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesindir. Bu miktar, yeniden değerleme oranı ile hüküm tarihi olan 2023 yılı itibariyle 17.830,00 TL’ye ulaşmıştır.HMK’nın 346. Maddesi gereğince kesin karara yönelik istinaf başvurusu ile ilgili ilk derece mahkemesince karar verilebileceği gibi bu konuda olumlu yada olumsuz bir karar oluşturulmadan, istinaf incelemesine gönderilen dava dosyaları ile ilgili olarak aynı yasanın 352/1. Maddesi gereğince istinaf mahkemesince de karar verilmesi mümkündür.Bu yasal düzenlemeler karşısında, kanun yoluna başvuru konusu edilen kararın, karar tarihi itibariyle istinaf kanun yoluna başvuran taraflar yönünden kesin nitelikte olması nedeniyle tarafların istinaf başvurusunun usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere;1-Tarafların istinaf kanun yoluna başvuru taleplerinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341/2 ve 352/1-b bentleri gereğince miktar yönünden USULDEN REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harç davacı tarafından peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA,3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf maktu karar harcının davalıdan tahsili ile HAZİNEYE GELİR KAYDINA,4-Taraflarca yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinden yapılan ön inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 352 ve 362/1a Maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.24/10/2023