Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1188 E. 2023/1065 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1188 Esas
KARAR NO: 2023/1065
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 28/01/2020
NUMARASI: 2017/593 Esas, 2020/71 Karar
DAVANIN KONUSU: ALACAK (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili şirketin İBB’nin bağlı iştirak şirketi olduğunu, hizmet alımı sözleşmesi ile personel istihdam ettiğini, bu kapsamda çalışan dava dışı işçi …’un yaşlılık sigortasından yararlanmak için işten ayrıldığını, işçinin 14.198,19 TL kıdem tazminatının müvekkili tarafından ödendiğini, kıdem tazminatından davalı şirketlerin sorumlu olduğunu ileri sürerek 14.198,19 TL’nin ödeme tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı …Ltd. Şti vekili cevap dilekçesi ile; işin nihai sahibi davacı şirketin de sahibi olan İBB olduğundan, işçilik alacağından İBB’nin sorumlu olduğunu, belirli süreli çalışan dava dışı işçinin kıdem tazminatına hak kazanamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …Ltd.Şti vekili cevap dilekçesi ile; 6552 Sayılı Yasada yapılan düzenleme gereği kıdem tazminatından asıl işveren olan davacının sorumlu olduğunu, 6552 Sayılı Kanunda yapılan açık düzenleme gereği Borçlar Kanun’un olayda uygulanamayacağını, davayı kabul anlamına gelmemek üzere müvekkili şirketin kıdem tazminatından sadece kendi dönemi ile sorumlu olacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalılar …Ltd. Şti, …Ltd. Şti ve …Ltd. Şti vekili cevap dilekçesi ile; dava dışı işçinin yaptığı işin davacının asıl işi kapsamında kaldığını, bu nedenle asıl – alt işveren ilişkisi muvazaalı olup, işçinin asıl ve gerçek işvereninin davacı olduğunu, bu nedenle müvekkillerine husumet yöneltilemeyeceğini, 6552 Sayılı Kanunda 8. maddesi gereği kıdem tazminatından asıl işveren olan davacının sorumlu olduğunu, çalıştırılan personellerin özlük haklarının teklif fiyata dahil edilmemesi nedeniyle ihaleden elde edilen kazanç ile işçilerin kıdem tazminatlarının ödenmesinin mümkün olmadığını, müvekkilinin ancak kendi döneminden ve BK’nın 167 maddesi gereği alacağın yarısından sorumlu tutulabileceğini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …Ltd. vekili cevap dilekçesi ile; rücu talebinin zamanaşımına uğradığını, 6552 Sayılı Kanunda 8. maddesi gereği kıdem tazminatından asıl işveren olan davacının sorumlu olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla ödenen kıdem tazminatının yarısından ve kendi dönemine ilişkin kısımdan sorumlu tutulabileceklerini savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …Ltd. Şti vekili cevap dilekçesi ile; dava dışı işçinin yaptığı işin davacının asıl işi kapsamında kaldığını, bu nedenle asıl – alt işveren ilişkisi muvazaalı olup, işçinin asıl ve gerçek işvereninin davacı olduğunu, bu nedenle müvekkili şirketin kıdem tazminatında sorumluluğu bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; dosyaya sunulan ihale sözleşmeleri ve eki olan idari şartnamede, işçiye ödenecek kıdem tazminatı ödeme yükümlüsünün yüklenici şirketler olduğuna dair hüküm bulunmadığı, bu nedenle BK’nın 167. maddesinde düzenlenen müteselsil sorumluluk esaslarına göre davacının ödediği bedelin ancak yarısını talep edebileceği, davalıların ödenen kıdem tazminatından kendi dönemleri ile sınırlı olarak sorumlu oldukları, dava dışı işçinin davalı …Ltd. Şti’de çalışması bulunmadığı gerekçesiyle davalı … Ltd. Yönünden davanın reddine, diğer davalılar yönünden davanın kısmen kabulü ile; 58,28TL’nin davalı … Ltd. Şti’den, 397,61TL’nin davalı … Ltd. Şti’den, 368,39TL’nin davalı … Ltd. Şti’den,1.903,14TL’nin davalı … Ltd. Şti’den, 1.119,38TL’nin davalı … Ltd. ŞTi’den, 212,13TL’nin davalı … Ltd. Şti’den ödeme tarihi olan 08/09/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; davalı …Ltd Şti’nin de 01/01/2013-31/01/2013 tarihleri arasında dava dışı işçinin çalıştığı ilaçlama hizmetini vermesine rağmen, bu davalı yönünden davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığını, İlaçlama Hizmet Alımına İlişkin Teknik Şartname hükmü gereği çalıştırdıkları işçilerin işçilik haklarından yüklenicinin sorumlu olduğunu, personele yapılacak ödeme ile ilgili sorumluluğun açıkça yükleniciye ait olduğu kararlaştırıldığından, yarı yarıya sorumluluktan bahsedilemeyeceği, bu nedenle müvekkilinin ödediği kıdem tazminatının tamamından davalıların sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacı tarafından dava dışı işçiye ödenen kıdem tazminatının rücuen tazmini istemine ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı ile davalılar arasında ilaçlama hizmeti verilmesi hususunda hizmet alım sözleşmesi bulunduğu, ilaçlama hizmetinde çalışan dava dışı işçinin davacı işyerinde 14/04/2008 – 31/12/2013 tarihi arasında çalıştığı, davacı şirketin 09/09/2015 tarihinde dava dışı işçiye 14.198,19 TL kıdem tazminatı ödediği ve ödenen bedelin davalılardan rücuen tahsili için eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır. İlk olarak davanın açıldığı İstanbul 6. Asliye Hukuk Mahkemesince davada Asliye Ticaret Mahkemesi’nin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiş, karar istinaf edilmeden kesinleşmiştir. Görevsizlik kararı ile dosyanın gönderildiği İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince de davada iş mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. Bu kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2017/1016 Esas, 2017/923 Karar sayılı kararı ile uyuşmazlıkta Asliye Ticaret Mahkemesinin görevli olduğu gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılmıştır. İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesince, dava dışı işçinin davalı …Ltd. Şti’de çalışması bulunmadığı, diğer davalıların ise ödenen kıdem tazminatının yarısından sadece kendi dönemi ile sorumlu olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, davacı vekili hükmü istinaf etmiştir. İstinaf konusu edilen uyuşmazlık; davacının dava dışı işçiye ödediği kıdem tazminatından davalı …Ltd. Şti’nin sorumlu olup olmadığı ile davalıların ödenen kıdem tazminatından tamamen olup olmadığı hususlarında toplanmaktadır. İlk derece mahkemesinde alınan raporda; dava dışı işçinin 14/04/2008 – 31/12/2013 tarihi arasında çalıştığı, davacı şirketin 09/09/2015 tarihinde dava dışı işçiye 14.198,19 TL kıdem tazminatı ödediği, dosyaya sunulan ihale sözleşmeleri ve eki olan idari şartnamede, işçiye ödenecek kıdem tazminatı ödeme yükümlüsünün yüklenici şirketler olduğuna dair hüküm bulunmadığı, davacının ödediği bedelin yarısını talep edebileceği, davalıların işçiyi çalıştırdıkları döneme göre 58,28TL’nin davalı … Ltd. Şti’den, 397,61TL’nin davalı … Ltd. Şti’den, 368,39TL’nin davalı … Ltd. Şti’den,1.903,14TL’nin davalı … Ltd. Şti’den, 1.119,38TL’nin davalı … Ltd. ŞTi’den, 212,13TL’nin davalı … Ltd. Şti’den rücuen tahsilinin istenebileceği belirtilmiştir. 1-Davalı …Ltd. Şti yönünden verilen hükme yönelik istinaf incelemesinde; Yapılan bilirkişi incelemesi ve dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki hizmet alımı ilişkisi kapsamında, dava dışı işçinin davalı …Ltd. Şti’de çalışması tespit edilememiştir. Bu nedenle hizmet alımı kapsamında, işçinin işvereni olmayan davalı …Ltd.Şti’nin ödenen kıdem tazminatında sorumluluğu bulunmayıp, mahkemece bu davalı yönünden davanın reddedilmesi yerindedir. 2-Diğer davalılar yönünden kurulan hükme yönelik istinaf incelemesinde; Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. İşveren ile yüklenicinin İş Kanunu’na göre işçiye karşı müteselsilen sorumlu olmasına rağmen rücu ilişkisinde taraflar arasında imzalanan sözleşmenin uygulanması sözleşme hukukunun en temel ilkelerindendir. Hizmet alım ihaleleri aynı yüklenici tarafından alındığı gibi, değişik yükleniciler tarafından da alınabilmektedir. Bu halde işyeri devri suretiyle işçiler yeni yükleniciye devredildiği için hizmet akitleri kesintiye uğramadan devam etmekte ve işçilik alacakları da bu doğrultuda hesaplanmaktadır. İşçiye ödenen kıdem tazminatı iş sözleşmesinin feshedildiği tarihteki giydirilmiş ücret üzerinden hesaplanmakta olup bu kıdem tazminatının tamamından işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yükleniciler işverene karşı sorumludurlar. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 15.06.2020 tarih, 2019/1082 E. 2020/2048 K. sayılı ilamı) Kamu İhale Kanunu’na göre; hizmet alımları kapsamında istihdam edilen işçilerin yüklenici şirket bünyesinde çalıştıkları tüm işçilik alacaklarının yüklenici şirket tarafından karşılanacağı gerek ihale şartnameleri ve gerekse sözleşmeler ile sabittir. İş mevzuatına göre ise işçiye karşı İş Kanunu’ndan kaynaklanan her türlü işçilik alacaklarından üst işveren ve yüklenici (taşeron) birlikte sorumludurlar. İşçinin sözleşmesinin kıdem tazminatını gerektirecek şekilde sona ermesi halinde işçinin bu tazminata kolay erişebilmesi açısından 4857 Sayılı Kanun’un 112. maddesinde bazı değişikliklere gidilerek hizmet alanın kamu kurumu olması halinde işçiye kolaylık sağlanması amaçlanmıştır. Bu düzenlemenin işveren ile yüklenici arasında mevcut sözleşme hükümlerini ortadan kaldırmaya yönelik bir düzenleme olduğu sonucuna varmak mümkün değildir. (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 11.02.2019 tarih, 2016/4603 E. 2019/394 K. Sayılı ilamı) 6552 Sayılı Yasa ile 4857 Sayılı Kanun’un 112. maddesinde bazı değişikliklere gidilerek hizmet alanın kamu kurumu olması halinde işçiye kolaylık sağlanması amaçlanmıştır. Bu düzenlemenin işveren ile yüklenici arasında mevcut sözleşme hükümlerini ortadan kaldırmaya yönelik bir düzenleme değildir. Bu nedenle davalıların davacının ödediği kıdem tazminatından sorumlu olduğunun kabul edilmesi yerindedir. Ancak davacı şirket ödedikleri kıdem tazminatının tamamından davalı yüklenicilerin sorumlu olduğunu ileri sürmüştür. Ne var ki dosyaya sunulan ihale sözleşmeleri ve eki olan idari şartnamede, işçiye ödenecek kıdem tazminatı ödeme yükümlüsünün yüklenici şirketler olduğuna dair hüküm bulunmamaktadır. TBK’nın 167. maddesi uyarınca aksi kararlaştırılmadıkça veya borçlular arasındaki hukuki ilişkinin niteliğinden anlaşılmadıkça, borçluların her biri alacaklıya yapılan ifadan, birbirlerine karşı eşit paylarla sorumludur. Dosyaya sunulan sözleşme ve eklerinde, işçiye yapılacak ödemelerde sorumluluk ile ilgili bir hüküm yer almadığından, TBK’nın 167 maddesi uyarınca davacının ödediği kıdem tazminatının ancak yarısını ve işçiyi çalıştırdıkları dönemle orantılı olarak yüklenicilerden talep edebilmesi mümkündür. Açıklanan nedenler ile ve özellikle dosyaya sunulan sözleşme ve eklerine göre ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere, 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 maddesi gereğince davacı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 54,40 TL harcın mahsubu ile fazla alınan 215,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAD KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1.b1 ve 362.1.a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.19/10/2023