Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1187 E. 2023/1059 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1187 Esas
KARAR NO: 2023/1059
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/10/2019
NUMARASI: 2018/680 Esas, 2019/709 Karar
DAVA: RÜCUEN TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile, müvekkili şirkete … nolu yangın sigortası poliçesi kapsamında sigortalı bulunan …’a ait Fatih, … Mah. … Sokak, No:… – … Eminönü Fatih/İstanbul adresinde bulunan işyerinde 23/06/2014 tarihinde meydana gelen yangın ile işyerinde bulunan demirbaş ve emtialarının hasara uğradığını, 1 ve 2 nolu davalıların bitişik binada yer alan yangının başladığı işyerlerinin kiracısı-maliki konumunda bulunduğunu, bitişik binada yer alan işyerinde meydana gelen yangının sigortalı işyerine de sirayet etmesi sonucu hasara uğraması nedeniyle ödenen 23.509,80 TL tazminatın fazlaya ilişkin talep ve dava haklarının saklı kalması kaydıyla ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yangının çıktığı söylenen depoda elektrik tesisatının olmadığını, yangından sonra depoyu işyerine çevirdiğini abonelik başlangıç tarihinin 13/05/2015 tarihi olduğunu, tesisatı bile olmayan yer için sorumlu tutulmasının yasaya aykırı olduğunu, davacı şirketin meydana gelen zararı öderken gerçek araştırma yapmadan ödediğini, tespit edilen zarar bedellerinin gerçek bedellerin üzerinde olduğunu, bilirkişilerce tespit edilmesi gerektiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … de bulunan dükkanın Fatih Belediyesinden babası …’ın kiraladığını, bu nedenle husumet nedeniyle usulden reddine karar verilmesini, yangının orta boşlukta başladığını, kendi dükkanlarına doğru ilerlediğini, bu nedenle iddia edildiği gibi babasının işyerinin çatısından olmadığını, eğer yangının bu işyerinde başlamış olsa idi, tamamen işyerinin yanması gerekeceğini, oysa ki kağıt peçetelerin dahi yanmadığını, bilakis yangının işyerine sirayet ettiğini, sonuç olarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk derece mahkemesince, davalılardan …’ın … nolu iş yerine ilişkin kiracı veya yapı maliki sıfatı bulunmadığı bu haliyle davalı …’a açılan davada husumet yöneltilemeyeceği, diğer davalı kiracı …’ın ise meydana gelen yangın olayında atfı kabil kusurunun bulunmadığı sonuç ve vicdani kanaatine ulaşıldığından, … yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan usulden, diğer davalı … yönünden açılan davanın ise ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Mahkeme kararının davacıya 16/03/2020 tarihinde tebliğ edildiği, istinafın 01/05/2020 yasal 2 haftalık süre içerisinde yapıldığı, harçların tamamlandığı anlaşılmıştır.Davacı vekili istinaf dilekçesinde; hükme dayanak mübrez raporda, 25.09.2014 tarihli Ekspertiz Raporu’nda, yangın raporunda, zararın oluşmasına sebep olan unsurun, … ve … no.lu iş yerlerinin çatı arasındaki kablolardan kaynaklandığının açıkça ifade edildiğini, istinaf incelemesine konu yerel mahkeme kararının, hüküm tesisine elverişli bulunmayan ve eksik inceleme ile teşkil edilmiş olan bilirkişi raporuna dayandırılarak ve talepleri karşılanmaksızın tesis edilmiş olması sebebiyle usul ve yasaya aykırı olduğunu, açıklanan bu nedenlerle; yerel mahkeme kararının kaldırılması ile davanın kabulüne karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, davacı … Sigorta A.Ş nin sigortalısı …’a, Yangın sigorta poliçesi kapsamında ödediği sigorta tazminat bedelini, sigortalı iş yerinin yanında yer alan 8/E numaralı … isimli iş yerinin kiracısı olduğu iddia olunan … ile bu iş yerinin bitişiğinde yer alan ve depo olarak kullanılmakta olan … olan taşınmazın kiracısı …’a TTK m.1472 hükmü uyarınca rücu etmesinden kaynaklanan, rücuen tahsil istemine ilişkindir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu, yapı eserinin yapımındaki bozukluğa veya bakımındaki eksikliğe dayanmaktadır. Sorumluluğun doğmasında, yapılıştaki bozukluk-bakım eksikliği ayrımının bir önemi bulunmamaktadır. Zira, malikin sorumlu olması için bakım eksikliği veya yapılıştaki bozukluktan herhangi birinin varlığı yeterli görülmektedir. Her iki olasılıkta da yalnızca malikin sorumluluğu söz konusu olmaktadır. Bina veya yapı eseri malikinin sorumlu tutulabilmesi için; yapım bozukluğu veya bakım eksikliğinden zararın doğması, yapım bozukluğu veya bakım eksikliği ile zarar arasında uygun illiyet bağının bulunması yeterlidir. Bina veya yapı eseri malikinin sorumluluğu bakımından bulunması zorunlu unsur olan illiyet bağı yönünden ise, bu bağın kesilmesine yol açacak sebeplerin somut olayda gerçekleşmemiş olması gereklidir. İlliyet bağını kesen sebepler ise; mücbir sebep, zarar görenin ya da üçüncü kişinin ağır kusurudur. Zarar, aradaki illiyet bağını kesecek derecede bir mücbir sebepten, zarar görenin ya da üçüncü bir kişinin kusurundan doğmuş ise yapı malikinin sorumluluğu sözkonusu olmaz (Benzer Yönde YHGK’nun 29.11.2017 tarih, 2017/3-439 Esas ve 2017/1463 Karar sayılı ilamı). Ancak, kiracıların sorumluluğu ise zarar görene karşı haksız fiil sorumluluğuna dayanmaktadır. Böyle bir durumda, meydana gelen zarardan hangi tarafın sorumlu tutulacağı ve ispat yükünün hangi tarafın üzerinde olduğu önem arz etmekte olup, salt davalının kiracı olduğu dönemde gerçekleşen yangın hasarından da kiracının sorumlu tutulmasının doğru olmayacağı ve kusur durumunun tespit edilmesi gerektiği aşikardır. Mahkemece zarar ve sorumluluğun tesbiti açısından bilirkişi raporları alnmıştır. 12/06/2017 tarihli raporda ;” Somut olay açısından … ve … numaralı taşınmazların kiracısı olan davalıların zararın meydana gelmesinden kusurlarıyla sorumlu oldukları tespit edilmiş olmakla birlikte, kendilerine rücu edilebilmesi için TTK a. 1472’de öngörülen şartlar değerlendirildiğinde, davacı … Sigorta A.Ş. ile sigortalı … arasında akdedilen, 09.06.20)4 — 09.06.2015 tarihleri arasında geçerli olan … nolu Restaurant Paket … Sigortası Potiçesinin bulunduğu, hasara neden olan yangın rizikosunun poliçe teminatı kapsamında yer aldığı, davacı sigorta şirketi tarafından sigortalısına 16.12.2014 tarihinde 3.586,24-TL., 09.10.2014 tarihinde 6.412.88-TL, 24.11.2014 tarihinde 13.510.68 TL tazminat ödemesi yapıldığı, sigorlalının davalılardan talep ve dava hakkının bulunduğu belirlenmiştir. Ancak heyetimiz teknik bilirkişisince yapılan incelemede yangından hasar durumunu gösteren fotoğrafların bulunmadığı, sigortalı tarafından tadilatın işyerinin yangından zarar gören katlarına mahsus yapılmadığı, davacı taralından bedeli talep edilen imalatların yangından hasar gördüğüne dair dosyada herhangi bir belgenin bulunmadığı, talep edilen bedelin yangından kaynaklanmadığı tespit edildiği, hal böyle olunca, her ne kadar sigortalısına ödeme yapan davacı sigorta şirketi kanunen siportalısının yerine geçerek dava hakkı kazanmış ise de yangın hasarıyla ilgisi bulunmayan bu nedenle kadri maruf olmayan dava konusu tazminatın davalılara rücu edilemeyeceği kanaatine varılmıştır. ” şeklinde görüş bildirilmiştir. 29/07/2019 tarihli raporda; 1.Sigortalı iş yerinde, Yangın Raporu’nda bahsedilmeyen kısımlarda da (tüm binada) tadilat yapıldığı ve zemin kat,1 ve 2 katlar haricinde yapılanların (havalandırma dahil) söz konusu yangın olayı ile ilgili olmadığı, 2. Yangından hasara ilişkin iç cephe fotoğrafının bulunmaması, sunulan faturalardaki malların yangından hasar gördüğüne dair bir belgenin dosyada yer almaması ve tüm binaya uygulandığı anlaşılan boya işleminin ne kadarının hasarlı kısımlar için yapıldığının tespit edilememesi nedeniyle, dava konusu tazminatın kadri maruf olmadığı, 3.Davalılardan …’ın … no.lu iş yerine ilişkin kiracı veya yapı maliki sıfatı bulunmadığından kusur değerlendirmesinin yapılamayacağı; 4.Olay tarihinde depo olduğu ifade edilen diğer davalı …’ın … no.lu iş yerine elektrik aboneliğinin yangından çok sonra başlatılmış olmasının anılan yerde daha önce elektrik tesisatı bulunmadığını göstermediği, ancak davalının, varlığına ihtiyaç duymadığı elektriği kullanmaya başlamadan aylar önce, elektrik tesisatı yaptırmasının ya da projesi olmadan yapılmış tesisatı ve açıktan geçirilen kabloları Elektrik İç Tesisleri Yönetmeliği’ne uygun hale getirmesinin beklenmesinin hayatın olağan akışına aykırı olup, yapılışına ilişkin herhangi bir belgeye dosyada yer verilmeyen tesisatın kiracı konumundaki davalı tarafından mı, dava dışı kusursuz sorumlu yapı maliki tarafından mı yaptırıldığının tespit edilemediği ve böyle bir tespit yapılmadan davalıya kusur atfedilemeyeceği; 5.Kusur yüklenemeyen davalılara kadri maruf olmayan tazminat için davacı sigorla şirketi tarafından rücu edilemeyeceği, bildirilmiştir. Fatih Belediyesince, … ve … numaralı taşınmazların kullanıcıları … ve …’dan ecri misil bedeli alındığı dolayısı ile taşınmazların kullanıcılarının bu kişiler olduğu bildirilmiştir. Davalılardan …’ın … nolu iş yerine ilişkin kiracı veya yapı maliki sıfatı bulunmadığı bu haliyle davalı …’a açılan davada husumet yöneltilemeyeceği, diğer davalı kiracı …’ın ise, meydana gelen yangın olayında atfı kabil kusurunun bulunmadığı alınan bilirkişi raporu ile belirlendiğinden, … yönünden açılan davanın pasif husumet ehliyeti yokluğundan usul yönünden, diğer davalı … yönünden açılan davanın ise ispatlanamadığından reddine dair verilen ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davacının yerinde görülmeyen istinaf talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM; Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/680 Esas, 2019/709 Karar ve 22/10/2019 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-/b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 215,45 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/10/2023