Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1173 E. 2023/1164 K. 02.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1173 Esas
KARAR NO: 2023/1164
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 15. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 21/07/2023
NUMARASI: 2022/904 Esas, 2023/725 Karar
DAVA: MENFİ TESPİT (Ticari İlişkiden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 02/11/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının, müvekkilinden alacaklı olduğundan bahisle İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile 71.605,62 TL tutarında ilamsız icra takibi yaptığını, itirazın icra takip dosyasına ulaşmaması karşısında takibin kesinleştiğini, müvekkilinin hiçbir borcunun olmadığını, davalının eşi …’ın davalıya ait … ve … plaka sayılı minibüslerle müvekkili şirkete servis taşımacılığı hizmeti verdiğini, aralarındaki anlaşma gereği minibüslerin yakıt giderlerinin müvekkilince karşılandığını ve iki adet minibüsün aylık kira ücretinin (davalının eşi …’ın sürücü ücreti ve yakıt giderleri de dahil olmak üzere) 30.000,00 TL olarak kararlaştırıldığını ve minibüsün kira bedelleri ile yakıt giderlerinin tamamen ödendiğini, davalıya ait 2 adet minibüsün müvekkili şirkete servis olarak taşıma hizmetine Ocak 2014 tarihinde başlanıldığını, Ağustos 2014 tarihinde son verildiğini belirterek müvekkilinin, davalıya borçlu bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; tarafların davacı şirketin bir kısım servis taşımacılık işlerinin yapılması hususunda anlaştığını, ücretlendirmenin ise yapılan taşımacılığın mesafesine göre (km hesabı ile) yapılacağının kararlaştırıldığını, bunu göre müvekkili tarafından davacı şirkete her ay sonunda hakediş faturaları kesilerek tebliğ edildiğini ve söz konusu faturaların ticari kayıtlara kaydedildiğini, davacı şirket tarafından tebliğ alınan hiçbir faturaya itiraz edilmediği gibi bu faturalara ilişkin olarak kısmi ödemeler yapıldığını, davacı tarafından davalı müvekkiline yapılan tüm ödemelerin müvekkilin … Güzelyalı Şubesindeki hesabına yatırıldığını, bu hesaba yapılan ödemeler dışında müvekkiline ödenen herhangi bir meblağ bulunmadığını, davacı vekili tarafından yakıt giderlerinin alacaktan mahsup edilmesi gerektiği yönünde bir iddia mevcut ise de taraflar arasındaki anlaşmada böyle bir husus bulunmadığını, böyle bir anlaşma olmadığı gibi bir an için olduğu kabul edilse dahi davacı şirket tarafından ödenip müvekkile yansıtılmış yakıt giderlerine ilişkin herhangi bir fatura bulunmadığını belirterek davanın reddi ile dava sebebi ile müvekkilinin uğramış olduğu zarar sebebi ile İİK.’nun 72.md. gereğince davalı aleyhine yargılama tutarının % 20’sinden az olmamak üzere tazminata hükmedilmesine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 2019/71 ESAS 2019/464 KARAR SAYILI KARARI İLE: Tanzim edilen faturalar, bu faturalara ilişkin yapılan ödemeler ve akaryakıt alımları dikkate alınarak yakıt dahil ve hariç olmak üzere iki seçenekli olarak yapılan hesaplamada davalının yakıt giderlerinin davalıya ait olması durumunda 99.543,45 TL, yakıt giderlerinin davacıya ait olması durumunda 108.601,51 TL alacaklı olduğu, buna göre davalının mezkur icra takibinde 71.605,62 TL asıl alacak üzerinden takip başlatmış olduğu dikkate alındığında davacının yapılan takip tutarının üzerinde borcunun bulunduğu, menfi olarak tespit edilecek bir zararının bulunmadığından bahisle davanın reddine, davacı borçlu aleyhine alacağın %20’si oranında tazminata hükmedilmesine dair karar verilmiştir.
DAİREMİZİN 2019/2316 ESAS 2022/1498 KARAR SAYILI KARARI İLE: Davacı tarafından hem asıl hem de ek rapora itiraz edilmiş olup ek rapora yönelik 14/06/2017 havale tarihli itiraz dilekçesinde taraflara ait ticari defter ve kayıtların incelenmesinin de talep edildiği, davacı vekilinin, taraflara ait ticari defter ve belgelere dava dilekçesinde delil olarak da dayandığı, 6100 sayılı HMK’nun 222/1 maddesi uyarınca, Mahkemenin, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden de karar verebileceği, alınan bilirkişi raporlarına karşı davacının itirazı olduğu gibi bu raporların davacının ödeme iddialarının ispatı bakımından yeterli olduğunun söylenemeyeceği, o halde Mahkemece 6100 sayılı HMK’nun 222. maddesi hükümleri çerçevesinde taraflara ait ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alındıktan sonra bu rapor ile birlikte taraflar arasındaki sözleşme hükümleri ve dosya kapsamında yer alan diğer delililer de değerlendirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi doğru görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 2022/904 ESAS 2023/725 KARAR SAYILI KARARI İLE: Alınan 24/04/2023 tarihli bilirkişi raporunda yapılan tespitler uyarınca, taraflar arasında akdedilen sözleşme mali yönüyle tetkik edildiğinde, davalıya yakıt verileceği ve verilecek yakıtın davalının hakedişinden kesileceği hususlarında sözleşmede madde bulunmadığı, dosyaya beyanda bulunan dava dışı … Ofisi A.Ş.’nin yakıt satış raporlarında davaya konu 2 servis aracından … plakalı araca yakıt verilmediğinin belirtildiği, … plakalı araca ise 6.087.97 TL yakıt verildiğinin tespit edildiği, netice itibariyle davalının, davacıya kestiği fatura toplamı olan 155.092,83 TL’den davacının ödemeleri toplamı 47.506.00 TL düşüldüğünde davacının, davalıya 107.586.83 TL cari hesap borcu olduğu ve yine davalıya verilen yakıtın bu tutardan düşülmesi durumunda da cari hesap borcunun 101.498,86 TL olacağı, davalının mezkur icra takibini 71.605,62 TL asıl alacak üzerinden başlatmış olduğu dikkate alındığında her halükarda davacının yapılan takip tutarının üzerinde borcunun bulunduğu, menfi olarak tespit edilecek bir zararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacı borçlu aleyhine alacağın %20’si oranında tazminata hükmedilmesine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 24.04.2023 tarihli bilirkişi raporu ile İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/50 Esas sayılı dosyasında alınan ve önceki karara dayanak teşkil eden 06.01.2017 tarihli kök rapor ve 25.05.2017 tarihli ek raporun birbiri ile tümüyle çeliştiğini, müvekkilinin, davalıya yapmış olduğu ödeme tutarlarının her iki raporda da farklı ve eksik yazıldığını, müvekkilince yapılan ödemelerin yerel Mahkemece ilgili bankalardan doğrudan celp edilmediğini, ayrıca daha önceki tarihlerde dosyaya sundukları kapalı faturaların da bilirkişi tarafından hiç bir suretle değerlendirilmediğini, müvekkilinin, …, … Bankası, … bankalarından 01.01.2014-01.10.2014 tarihlerine ilişkin yaptığı ödemelerin celbi ile yeniden rapor düzenlenmesi taleplerinin reddedildiğini, önceki raporda müvekkilince, davalıya temin edilen yakıt miktarının 9.072,06 TL olduğu belirtilmiş iken bahse konu raporda bu miktarın 6.087,97 TL olarak hesaplandığını, yine önceki raporda davalının 99.543,45 TL alacaklı olduğu tespit edilmiş iken itiraza konu bilirkişi raporunda bu miktarın 101.498,86 TL olarak belirtildiğini, VUK’na göre, kestiği faturaların karşılığını alamayan davalının 8 gün içerisinde itirazda bulunmasının kanuni gereklilik olduğunu, bahse konu kapalı faturalarda alacak nedeninin ”personel taşıma bedeli” olarak gösterilmiş ise de personel taşımacılığı yapanın müvekkili şirket olduğunu, personel taşıma bedelinin de doğal olarak müvekkilinin hak edişi olduğunu, davalı şirketin alacağının, kendisinden kiralanan araçların kira bedeli olduğunu, incelenen defter kayıtlarına göre davalının, müvekkili şirketten olan alacağının 92,83 TL olduğunun tespit edildiğini, davalının ise ticari defter ve kayıtlarının bulunmadığını, davalı şirket sahibinin eşi …’ın, müvekkili şirkette sürücü olarak çalıştığını, davalıdan kiralanan iki adet minibüsün aylık kira ücretinin (…’ın sürücü ücretide dahil olmak üzere) 30.000 TL olarak kararlaştırıldığını ve müvekkili şirketçe ödemesinin yapıldığını, eksik inceleme ile denetime elverişsiz şekilde düzenlenmiş bilirkişi raporuna dayalı olarak davanın reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına konu borç sebebiyle borçlu olunmadığının tespiti talebine ilişkindir. İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/50 Esas 2017/709 Karar sayılı kararı ile verilen görevsizlik kararı üzerine İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/943 Esas 2018/310 karar sayılı kararı ile karşı görevsizlik kararı verilmiş olup İstanbul 37. Hukuk Dairesinin 2018/2273 Esas 2019/397 Karar sayılı kararı ile İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı yeri olarak belirlenmesine karar verildiği anlaşılmıştır. Davalının, davacı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasında, personel taşıma hizmetinden kaynaklı bakiye alacağa dayalı 71.605,62 TL’nin tahsili amacıyla ilamsız icra takibi başlattığı anlaşılmıştır. Görevsiz İstanbul 9. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2016/50 Esas sayılı dosyasında alınan 06/01/2017 tarihli bilirkişi raporunda özetle; taraflar arasında 01.04.2014 başlangıç tarihli iki araç için iki farklı taşıma sözleşmesi imzalandığını, sözleşmede taşıma bedeli olarak KM. başına 1,1 TL + KDV birim fiyat belirlendiğini, ancak bu fiyata yakıt ve/veya şoför ücretinin dahil olup olmadığının açıklanmadığını, davacı tarafın sözleşmede yazılmamış olsa da kendilerinin vermiş olduğu kart ile … Petrolden yakıt alındığını, bu bedeli nihayetinde davalının ödemesi gerektiğini, neticede davalıya borcu olmadığını savunduğunu, dava dosyasına sunulan davalı delil listesinde isimli verilen fiyatın sektördeki teamüllere göre olduğunu, davalının, 2014 yılında Vergi Dairesine vermiş olduğu dosyada bulunan KDV beyannamelerine göre davacıya KDV dahil net 150.571,51 TL hizmet faturası beyan ederek davacıya fatura tanzim ettiğini, dosyada bu faturaların içeriğine, tutarına vb. yönelik davacı tarafından bir itirazın yapıldığına dair somut bir veri olmadığını, tarafların dava dosyasına celp edilen banka hesap özetlerinden davacının yapmış olduğu ödeme tutarının 41.956 TL olarak belirlendiğini, başkaca bir ödeme belgesine rastlanmadığını, tanzim edilen faturalar, bu faturalara ilişkin yapılan ödemeler ve akaryakıt alımları dikkate alınarak yakıt dahil ve hariç olmak üzere iki seçenekli olarak yapılan hesaplamada, davalının; yakıt giderlerinin davalıya ait olması durumunda 99.543,45 TL, yakıt giderlerinin davacıya ait olması durumunda 108.601,51 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, yapılan hesaplamalara göre, davalı/alacaklının mezkur icra takibinde 71.603,62 TL asıl alacak üzerinden takip başlatmış olduğu dikkate alındığında davacının yapılan takip tutarının üzerinde borcunun bulunduğunu, menfi olarak tespit edilecek bir zararının bulunmadığını bildirmiştir. Bilirkişi 25/05/2017 tarihli ek raporunda; … Petrol AŞ’ den 05.12.2016 tarihli celp yazısı ve kök raporda yer alan bilgilerden mükerrer olmayanların ayrıştırılmasına göre toplam akaryakıt tutarının 8.912,25 TL olarak hesaplandığını, kök raporda davacının borcundan tenzil edilecek olan …’den alınan akaryakıt alımları 9.072,06 TL iken sonradan gelen yeni listede aynı tutarın 8.912,95 TL olduğunu, celp edilen listeler incelendiğinde, tarih ve tutar olarak aynı liste olduklarını ve eski listeye ilave yeni alım olmadığı görüldüğünden daha fazla olan kök rapor tutarına göre işlem yapılması gerektiğini, kök rapordaki hesaplamayı değiştirecek yeni bir belge ve bilginin bulunmadığını, tanzim edilen, itiraza uğramayan davalı faturaları, bu faturalara ilişkin banka aracılığıyla yapılan davacı ödemeleri ve davalıya ait araçların akaryakıt alımları dikkate alınarak yakıt dahil ve hariç olmak üzere iki seçenekli olarak yapılan hesaplamada, davalının; yakıt giderlerinin davalıya ait olması durumunda 99.543,45 TL, yakıt giderlerinin davacıya ait olması durumunda 108.601,51 TL alacaklı olduğunun tespit edildiğini, yapılan hesaplamalara göre, davalı/alacaklının mezkur icra takibinde 71.603,62 TL asıl alacak üzerinden takip başlatmış olduğu dikkate alındığında davacının yapılan takip tutarının üzerinde borcunun bulunduğunu, menfi olarak tespit edilecek bir zararının bulunmadığını bildirmiştir.Dairemizin kaldırma kararı doğrultusunda Mahkemece ticari defter ve belgeler üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş olup bilirkişi 24/04/2023 tarihli raporunda özetle; davacı tarafından incelemeye sunulan 2014 yılına ilişkin ticari defterlerin yasanın öngördüğü şartlarda tutulduğunu, davalı vekilinin, müvekkilinin ticari defterlerinin bulunmadığı bilgisini iletmesi sebebiyle davalının ticari defter kayıtlarının tetkik edilemediğini, davacının, davalı firma ile ticari ilişkisinin 2014 yılında kesilen 31.01.2014 tarihli “Personel Taşıma Bedeli” açıklamalı fatura ile başladığını, son faturanın kesildiği 10.08.2014 tarihinde ticari ilişkinin sonlandığını, davalının bu süre zarfında davacıya toplamda (7 adet fatura ile) KDV dahil 155.092,83 TL fatura kestiğini, faturaların tümünün davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunu, davacının, davalıya toplamda 47.506,00 TL ödediğinin tespit edildiğini, taraflar arasında akdedilen sözleşme mali yönüyle tetkik edildiğinde, davalıya yakıt verileceği ve verilecek yakıtın davalının hakedişinden kesileceği hususlarında sözleşmede madde bulunmadığını, dosyaya beyanda bulunan davadışı firmanın (… Petrol Ofisi A.Ş.) yakıt satış raporlarında davaya konu 2 servis aracından … plakalı araca yakıt verilmediğinin belirtildiğini, … plakalı araca ise, 6.087,97 TL yakıt verildiğinin tespit edildiğini, netice itibariyle, davalının, davacıya kestiği fatura toplamı olan 155.092.83 TL’den davacının ödemeleri toplamı olan 47.506,00 TL düşüldüğünde davacının, davalıya 107.586.83 TL cari hesap borcu olduğunun tespit edildiğini, Mahkemenin, davalıya verilen yakıtın bu tutardan düşülmesini takdir etmesi durumunda ise, cari hesap borcunun 107.586,83 TL’den davalıya verilen yakıt toplamı olan 6.087,97 TL düşüldüğünde davacının borcunun 101.498,86 TL olacağını bildirmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme ilişkisi ihtilafsız olup buna göre davalının, kendine ait … ve … plakalı araçlar ile davacıya servis taşımacılığı hizmeti verdiği sabittir. Davacının, iki aracın aylık kira ücretinin (davalının eşi …’ın sürücü ücreti ve yakıt gideri de dahil olmak üzere) aylık 30.000,00 TL olarak kararlaştırıldığı iddiasının aksine söz konusu araçların her biri için yapılan ve dosya kapsamına sunulan sözleşmelerde, taşıma ücretinin KM bazında 1,1 TL + KDV olarak belirlendiği, yine davacının cevaba cevap dilekçesinde, yakıt ücretinin kendileri tarafından ödendiğine yönelik iddialarının aksine sözleşmede bu yönde bir hükmün bulunmadığı anlaşılmakla taraflar arasındaki geçerli sözleşme hükümlerine göre değerlendirme yapılması gerektiğinden davacının bu yöndeki iddialarına itibar edilmemiştir. Davacı, icra dosyasına sunduğu 13/08/2015 tarihli ödeme emrine yönelik itiraz dilekçesinde, her ay bitiminde yapılan iş karşılığı kadar fatura alındığı ve karşılığında fatura sahibine sağlanan yakıt tedariği yardımı fatura alacağından düşüldükten sonra aylık ödemelerin …’ın banka hesabına yatırıldığı, bankaya yatırılmamış olan toplam 71.605,62 TL’nin, alacaklının iddia ettiği üzere cari hesap alacağı değil kullandığı akaryakıt bedeli olduğu, söz konusu bedele ait kullanım tutarının 2014 yılı sonunda alışverişleri son bulduğundan 2015 yılı Ocak ayında taraflarından fatura edilerek cari hesabın bu şekilde kapatıldığı yönünde beyanda bulunmuştur. Buna göre, davacı, menfi tespit talebine konu edilen icra dosyasındaki 71.605,62 TL (davacı, harca esas değeri 13.500,00 TL olarak belirtmiş olup kısmi menfi tespit talebinde bulunmuştur) bedelin akaryakıt bedeli olduğunu ve davalının fatura alacağından mahsup edilmesi sebebiyle ödenmediğini iddia etmiş ise de, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinde, akaryakıt bedelinin, davacı tarafından ödeneceğine ve davalının fatura alacağından mahsup edileceğine yönelik bir hüküm bulunmadığından davalının ödeme yapmaması geçerli bir sebebe dayanmamaktadır. Öte yandan davacı, ödeme iddiası bakımından dosyaya sunduğu 01/08/2014 tarihli 73.028,91 TL ve 01/06/2014 tarihli 44.690,00 TL bedelli kapalı faturaların değerlendirilmediğini ileri sürmüş ise de, davacı, söz konusu kapalı fatura tarihlerinden çok sonra icra dosyasına sunduğu 13/08/2015 tarihli ödeme emrine yönelik itiraz dilekçesi ile, icra takibine konu edilen 71.605,62 TL’nin akaryakıt bedeli olduğundan bahisle kendisi tarafından ödendiğini belirtmesi sebebiyle söz konusu borcun ödenmediği anlaşıldığından kapalı faturaların bu anlamda bir öneminin bulunmadığı değerlendirilmiş olup davacının bu yöne ilişkin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir.Dairemizin kaldırma kararından sonra davacıya ait ticari defterlerin incelenmesi suretiyle aldırılan bilirkişi raporunda, davalı tarafından davacıya düzenlenen 7 adet toplamda 155.092,83 TL bedelli faturanın davacının kayıtlarında yer aldığı, görevsiz Mahkemece aldırılan bilirkişi raporuna göre ise davalı tarafından davacıya düzenlenen faturaların 6 adet ve toplamda 150.571,51 TL olduğu görülmekle davacının kayıtlarında yer alan 4.521,32 TL bedelli fatura dışında diğer faturaların adet ve miktar olarak birbirini doğruladığı anlaşılmaktadır. Davalı, cevap dilekçesinde bildirdiği … hesabına banka yoluyla yapılan havaleler dışında davacı tarafından bir ödeme yapılmadığını ileri sürerek cevap dilekçesi ekinde davacı tarafından yapılan ödemelere ilişkin banka kayıtlarını sunmuş olup davacı da dava dilekçesinde, ödemelerin elden, banka havalesi ile ve çekle yapıldığını iddia ederek davalıya yaptığı ödemelere ilişkin banka dekontlarını sunmuştur. Mahkemece, davacının … Bankası ve davalının ise … kayıtlarının celp edildiği görülmüştür. Dairemiz kaldırma kararından önce alınan bilirkişi raporlarında, davacı tarafından davalıya 41.956,00 TL ödeme yapıldığı tespit edilmiş olup bu hususun davacının da kabulünde olduğu, rapora yönelik sunduğu beyan dilekçelerinden ve önceki karara yönelik sunduğu istinaf dilekçesinden bellidir. Bu nedenle davacının istinaf dilekçesinde, müvekkilinin …, … Bankası ve … bankası hesabından yaptığı ödemelerin celbedilmediğine yönelik istinaf sebebinin dinlenmesi imkanı yoktur. Kaldı ki bir önceki paragrafta da belirtildiği üzere icra dosyasına konu edilen borcun ödenmediği davacının da kabulünde olduğundan bu yönde bir araştırma yapılmasına da ihtiyaç bulunmamaktadır. Bu nedenle davacının bu hususa yönelik istinaf sebeplerine de itibar edilmemiştir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2022/904 Esas, 2023/725 Karar ve 18/07/2023 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 353/1b-1 bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 269,85 TL maktu istinaf karar harcı davacı tarafça peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 362/1-a bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.02/11/2023