Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1118 E. 2023/917 K. 27.09.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1118 Esas
KARAR NO: 2023/917
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06/07/2023
NUMARASI: 2022/610 Esas, 2023/587 Karar
DAVA: TAZMİNAT (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
BİRLEŞEN İSTANBUL ANADOLU 9.ASLİYE TİCARET MAHKEMESİNİN 2023/283 ESAS, 2023/373 KARAR SAYILI DOSYA
DAVA: TAZMİNAT (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 27/09/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili asıl dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasında İşveren Sorumluluk Sigorta Poliçesi akdedildiğini, poliçe kapsamında, müvekkilinin işyerinde meydana gelebilecek iş kazaları, bu kazalardan doğacak maddi ve manevi tazminat talepleri sigorta örtüsü altına alındığını, dava dışı … tarafından açılan maddi manevi tazminat davasında verilen ilamın icraya konulması neticesinde müvekkilinin, icra dosyalarının birinde 4.218,20 TL maddi tazminat, diğerinde ise 10.313,40 TL manevi tazminat ödediğini, davalı tarafın, ödenen tutarları poliçe limitlerine göre hesaplamadığını ve manevi tazminata yönelik olarak da %50 sorumluluğunu inkâr ederek ödeme yapmaktan kaçındığını, oysa davalının, maddi tazminatın tamamını, manevi tazminatın ise yarısını ödemekle mükellef olduğunu belirterek şimdilik poliçe limitleri dâhilinde, ileride artırmak kaydıyla 4.000,00 TL alacağın 13.06.2022 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası avans faiz oranı ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili birleşen dava dilekçesi ile ise; asıl dava kapsamında talep edilmeyen 2.327,00 TL’nin dava konusu edildiğini belirterek şimdilik poliçe limitleri dahilinde ileride artırılmak üzere 2.327.00 TL alacağın 13.06.2022 tarihinden itibaren T.C. Merkez Bankası avans faiz oranı ile davalıdan alınarak müvekkiline verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, asıl ve birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk derece mahkemesi, asıl ve birleşen davanın kabulü ile, 4.000,00 TL ve 2.327,30 TL alacağın temerrüt tarihi olan 13/06/2022 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine dair karar vermiş olup davalı vekili asıl ve birleşen davaya yönelik verilen hükmü istinaf etmiştir. 02/12/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun’un 41. maddesi ile HMK’nun 341. maddesinin 2. fıkrası değiştirilmek suretiyle 3.000,00 TL’yi geçmeyen mal varlığı davalarına ilişkin kararlar kesin hale getirilmiş ve aynı yasanın 44. maddesi ile HMK’ya eklenen ek madde 1 ile de kesinlik sınırı olan 3.000,00 TL’nin her yıl yeniden değerleme oranında artışa tabi olduğu kabul edilmiştir.Yeniden değerleme sonucunda 2023 yılı için kesinlik sınırı 17.830,00 TL olmuştur. HMK’nun 352. maddesinde; “Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince dosya üzerinde yapılacak ön inceleme sonunda; incelemenin başka bir dairece yapılması gerektiği, kararın kesin olduğu, başvurunun süresi içinde yapılmadığı, başvuru şartlarının yerine getirilmediği, başvuru sebeplerinin veya gerekçesinin hiç gösterilmediği tespit edilen dosyalar hakkında öncelikle karar verilir. Eksiklik bulunmadığı anlaşılan dosya incelemeye alınır.” hükmü gereğince ön inceleme sonucu karar verilecek dosyalara ait şartlar belirtilmiştir. İstinaf kanun yoluna başvuru olanağı bulunmayan kesin nitelikteki kararlara ilişkin olarak HMK’nun 346/1 maddesi uyarınca mahkemesince bir karar verilebileceği gibi Bölge Adliye Mahkemeleri tarafından da istinaf isteminin reddine karar verilebileceği de belirtilmiştir.Somut olayda, davalı aleyhine kabul edilen alacak miktarı; asıl davada 4.000,00 TL, birleşen davada ise 2.327,30 TL olup her bir dava bakımından ayrı ayrı kesinlik sınırının altındadır. Buna göre yukarıda belirtilen yasal düzenlemeler kapsamında davalının aleyhine kabul edilen miktarın karar tarihi itibariyle kesin nitelikte olması nedeniyle ve bu anlamda istinafa kabil bir karar bulunmadığından davalı vekilinin asıl ve birleşen davaya yönelik istinaf başvurusunun HMK’nun 341. ve 352. maddeleri uyarınca usulden reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf kanun yoluna başvuru talebinin, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341. ve 352. bentleri gereğince miktar yönünden REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince asıl ve birleşen davada ayrı ayrı alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcı, davacı tarafından peşin olarak yatırılmış olup yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinden yapılan ön inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 341. ve 352. maddesi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.27/09/2023