Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2023/1037 E. 2023/1073 K. 19.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2023/1037 Esas
KARAR NO: 2023/1073
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 15/06/2023
NUMARASI: 2023/168 Esas
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 19/10/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 2011 yılında kurulduğunu, özellikle 2020 yılı başından itibaren tüm dünyayı etkileyen Pandemiden dolayı müvekkili şirketin de zarar gördüğünü ve 2020 yılı cirosunun düştüğünü, dövizde yaşanan dalgalanmalar ve halihazırda deprem felaketi sebebiyle de finansal sıkıntılar yaşadığını, müvekkili …’nin ise, tek ortağı ve müdürü olduğu şirketin nakit dar boğazına girmesi ve borçlarına vermiş olduğu kefaletler sebebiyle ciddi bir cebr i icra tehtidiyle karşı karşıya kalma ihtimalinin bulunduğunu, davacı şirketin konkordato projesinin başarıya ulaşmasıyla birlikte müvekkili …’nin de şahsi kefaletlerinin bulunduğu borçların sona ereceğini, mevcut halde müvekkillerinin tasfiyesi halinde alacaklıların alacağına tam olarak kavuşmasının mümkün olmadığını, hem alacaklıların alacağına kavuşması hem de şirketin iflasının önlenip ticari hayatına devam edebilmesinin konkordato taleplerinin kabulüne bağlı olduğunu, konkordato taleplerinin kabul edilmesi halinde şirkete ortak olma görüşmeleri devam eden ortak adayları ile sürecin başarılı sonuçlanabileceğini ve sıcak para girişinin sağlanmış olacağını ve müvekkilinin, sektöründeki faaliyetlerine devam ederek borçların belli bir vadede tasfiyesinin sağlanabileceğini, müvekkili şirketin daha önce Çorlu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/202 Esas sayılı dosyası ile konkordato talebinde bulunduğunu, … Dış Tic. Ltd. Şti. ile 10.01.2023 tarihinde gizlilik sözleşmesi ve 11.01.2023 tarihinde hisse devri ön sözleşmesi imzalandığını, bu kapsamda müvekkili şirketin hesabına 17.01.2023 tarihinde 500.000,00 TL ön ödeme gönderildiğini ve müvekkili şirketin de davadan feragat ettiğini, buna dair kararın kesinleştiğini, daha sonrasında ise akdedilen 11.01.2023 tarihli hisse devri ön sözleşmesinin ilgili şirket tarafından feshedildiğini, müvekkili şirketin ise, hem konkordato davasından feragat ettiğini hem de sektörün önde gelen firmalarından birinin ortaklık fırsatını kaçırarak aniden haciz baskısıyla baş başa kalması sebebiyle değişen durum ve koşullar karşısında yeni bir konkordato ön projesi ile tekrar konkordato talep etme zorunda kaldığını, konkordato ön projesinde, müvekkilinin, konkordato teklifi ile borçların tamamını ödeyeceğinin görüldüğünü, ödemelerin yapılması için gerekli konkordato kaynaklarının ortak alınarak sıcak para girişi ve üretilen malların satışları, stokların kar ile satışı ve sermaye artırımı, faaliyet giderlerinin kısıtlanması olarak projede açıklandığını belirterek geçici mühlet kararı verilmesine, gerekli görülmesi durumunda sürenin 2 ay daha uzatılmasına, akabinde 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmesine, gerekli görülmesi durumunda sürenin 6 ay daha uzatılmasına, müvekkilinin malvarlıklarının korunmasına yönelik tedbirlerin alınmasına, son olarak ise yapılacak yargılama ile konkordatonun tasdikine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
MAHKEMENİN 15/06/2023 TARİH VE 2023/168 ESAS SAYILI ARA KARARI İLE: İstinaf başvurusuna konu edilen davacılar tarafından keşide edilen çeklerin yasal yükümlülük tutarlarının banka tarafından ödenmemesi için ek tedbir kararı verilmesine yönelik ihtiyati tedbir talebinin değerlendirilmesi neticesinde Mahkemece, söz konusu çekler yönünden çeki ibraz için bankaya sunan kişilerin yasal yükümlülük tutarlarının bankanın uhdesinde olduğu, ayrıca bunların ödenmesinin yasal mevzuattan kaynaklandığı, çek bedelinin yasal yükümlülük bedelinin banka tarafından ödenmesi halinde ödenen bedelin konkordato projesi kapsamında borçludan talep edilebileceği ve ayrıca verilecek olan ek tedbirin 3. kişi aleyhine olamayacağı gerekçesiyle buna ilişkin ihtiyati tedbir talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Ek tedbir talebinin reddine ilişkin verilen ara karar, yasal süresinde müdahil … Bankası vekili tarafından istinaf edilmiştir. Müdahil … Bankası vekili istinaf dilekçesinde; huzurdaki davanın Çorlu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2022/202 Esas sayılı dosyası ile derdest olduğunu, söz konusu dosyadaki feragat talebinin ve bunun üzerine verilen feragat kararının kesin hüküm teşkil ettiği kabul edilerek davanın kesin hüküm nedeniyle reddi gerektiğini, taraflarınca, çeklerin yasal yükümlülük tutarlarının tamamen ödenmemesi yönünde karar verilmesi değil, dava sonuçlanıncaya kadar ek tedbir kararı verilmesi gerektiğinin düşünüldüğünü belirterek Mahkemece, davacılar tarafından keşide edilen çeklerin yasal yükümlülük tutarlarının bankalarca ödenmemesi talebinin reddine dair verilen kararın kaldırılması ile çeklerin yasal yükümlülük tutarlarının, konkordato talebine dair Mahkemece karar verilinceye kadar ödenememesine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK’nun 285 vd. maddelerinde düzenlenen konkordato talebine ilişkindir. Müdahil … Bankası vekili 13/04/2023 tarihli dilekçesi ile, … plaka, … marka, … tipi, 2017 model araç ile ilgili tedbirlerin kaldırılmasını ve davacılar tarafından keşide edilen çeklerin yasal yükümlülük tutarlarının Bankalarca ödenmemesi için ek tedbir kararı verilmesini talep etmiş olup Mahkemenin, davacılar tarafından keşide edilen çeklerin yasal yükümlülük tutarlarının bankalarca ödenmemesi talebinin reddine yönelik kararına karşı istinaf yoluna başvurduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacılar tarafından keşide edilen çeklerin yasal yükümlülük tutarlarının bankalarca ödenmemesi için ihtiyati tedbir kararının verilip verilemeyeceği, buna ilişkin tedbir kararının konkordatonun amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.İİK’nun 285. maddesinde belirtildiği üzere, konkordatonun amacı, borçlarını, vadesi geldiği halde ödeyemeyen veya vadesinde ödeyememe tehlikesi altında bulunan herhangi bir borçlunun, vade verilmek veya tenzilat yapılmak suretiyle borçlarını ödeyebilmesi veya muhtemel iflastan kurtulmasını sağlamaktır. Konkordatonun başarıya ulaşabilmesi için geçici mühlet kararı veren Mahkemenin, İİK’nun 287/1. fıkrada, 297. maddenin ikinci fıkrasındaki hallerde dahil olmak üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için gerekli gördüğü bütün tedbirleri alacağı belirtilmiştir. Bu hükmün lafzından da anlaşılacağı üzere, borçlunun malvarlığının muhafazası için alınabilecek tedbirler sınırlı değildir. Konkordato talebi üzerine kanunda öngörülmeyen ancak Mahkemece verilebilecek ihtiyati tedbirlerin amacı, konkordato talep eden borçlunun malvarlığı veya işletmesinin bütünlüğünün korunması ve konkordatonun amacına ulaşmasının sağlanmasıdır.”…muhatap bankanın her çek yaprağı için belli miktarda yasal garantisi bulunduğu, bankanın çek yaprağından sorumlu tutulabilmesi için çekin zorunlu unsurları havi geçerli bir çek olması, ibraz süresi içinde muhatap bankaya ibraz edilmiş olması ve ibrazda çekin karşılığının olmaması gerekir. Çek karşılığı olmadığından değil de örneğin rehin, haciz, tedbir, ödeme yasağı gibi hallerin varlığı nedeniyle ödenmemiş ise artık bankanın ödeme yükümlülüğü de doğmayacaktır. (REİSOĞLU Seza, Türk Hukukunda ve Bankacılık Uygulamasında Çek, 2003, Ankara.). Somut olayda, davalı banka çekin keşidecisi olan müşterisinin iflas erteleme davası nedeniyle hesaplarına tedbir konulduğunu ileri sürerek çeke bu yönde şerh koyduğuna ve tedbirin kalktığı da tespit edilemediğine göre, davalı banka çek yaprağı başına ödenmesi gereken güvence bedel tutarını ödemekle yükümlü olmayacağından davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir…” (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 2016/1304 Esas 2017/1532 Karar sayılı ilamı). Somut olayda, müdahil banka tarafından talep edilen ve Mahkemece reddedilen ek tedbir talebi, davacılar tarafından keşide edilen çeklerin yasal yükümlülük tutarlarının Bankalarca ödenmemesini konu edinmektedir. Oysa yukarıda da ifade edildiği üzere, İİK’nun 287/1 maddesi uyarınca Mahkemece hükmedilecek tedbirler, borçlunun malvarlığı veya işletmesinin bütünlüğünün korunmasına ve konkordatonun amacına ulaşabilmesine yönelik olup müdahil bankanın ek tedbir talebi ile sağlanmak istenen korunmanın bu hususa yönelik olduğu söylenemez. Ayrıca HMK’nun 389. maddesi uyarınca, ancak uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği de dikkate alındığında, müdahil bankanın ek tedbir talebinin bu kapsamda olmadığı da açıktır. Öte yandan çeklerde “karşılıksızdır” işlemi, kanuni unsurları taşıyan bir çekin süresinde muhatap bankaya ibraz edilmesi ve karşılığının kısmen veya tamamen bulunmaması halinde hamilin talebi üzerine verilir. İşte muhatap bankanın yasal yükümlülük tutarını ödemesi de bu halde söz konusu olur. Ancak somut olayda, Mahkemenin 07/03/2023 tarihli tensip ara kararı ile, davacı şirket ve davacı … yönünden 07/03/2023 tarihinden itibaren 3 ay süreyle geçici mühlet kararı verilmiş olup 11/04/2023 tarihli ara kararı ile ise, davacıların keşide etmiş olduğu çekler yönünden ibrazı halinde “karşılıksızdır” şerhi yazılmasının ihtiyati tedbiren önlenmesine, 6102 sayılı TTK’nun ilgili hükümleri gereğince, son hamil olan cirantanın kendisinden önceki cirantalara gidebilmesi için “karşılıksızdır” işlemi yapılması gerektiği, bu yüzden de son hamilin haklarının korunabilmesi ve keşideci dışındaki diğer sorumlulara gidilebilmesi amacıyla söz konusu ibraz edilen çeklere “konkordato tedbiri” şerhinin yazılmasına dair karar verildiği anlaşılmakla yukarıda yer verilen Yargıtay ilamından da anlaşılacağı üzere, böyle bir halde müdahil banka, çek yaprağı başına ödenmesi gereken güvence bedel tutarını ödemekle yükümlü de olmayacaktır. Belirtilen gerekçelerle müdahil bankanın istinaf başvurusunda haklı olmadığı değerlendirilmiştir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen ara kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla müdahil banka vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin 2023/168 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 15/06/2023 tarihli ara kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince müdahil banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 269,85 TL istinaf karar harcından müdahil … Bankası Anonim Şirketi tarafından peşin olarak yatırılan 179,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 89,95 TL harcın müdahil bankadan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-Müdahil … Bankası Anonim Şirketi tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1-f bendi gereğince kesin olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi.19/10/2023