Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/840 E. 2022/837 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/840 Esas
KARAR NO: 2022/837
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 15/02/2022
NUMARASI: 2021/728 Esas, 2022/143 Karar
DAVA: İFLAS (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas
(İİK 177))
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili, 15.11.2018 tarihli dava dilekçesinde, davalı şirket aleyhine iş mahkemesine açtıkları davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, mahkeme ilamının takibe konulduğunu, takibin kesinleştiğini,borcun ödenmediğini,daha sonra takibin iflas yolu ile takip şekline çevrildiğini, davalının takibe itiraz ettiğini, alacağın ilama dayalı olması nedeniyle borçlunun borcun olmadığına dair iddialarının dinlenmesinin mümkün olmadığını, ilamın icraya konu olabilmesi için kesinleşmesi şart olan bir ilam türü olmadığını belirterek, öncelikle İİK 177/4.madde hükmü uyarınca ilama dayalı borcunu icra emrine rağmen ödemeyen davalı borçlunun doğrudan doğruya iflasına karar verilmesini bu talebin reddi halinde ise İİK 155 ve devamı maddeleri uyarınca davalı borçlunun borca ve ferilerine yaptığı İtirazın kaldırılmasını ve iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili, davacının müvekkili şirkette işçi olarak gözüktüğü dönemdeki müvekkili şirketin yönetim kurulu başkanına emir veren konumunda olan biri olup aile içi anlaşmazlıklara binaen kötü niyetli ve haksız olarak iş davası açtığını, müvekkili şirketin davacının, babası, amcası ve kuzeninin ortak ve müdürleri olduğu aile şirketlerinden bir tanesi olduğunu, dayanak kararın bekletici mesele yapılması gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
ŞARKÖY ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ ( ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ SIFATIYLA)2018/472 ESAS, 2021/299 KARAR ve 18.10.2021 TARİHLİ KARARI ile; HSK tarafından alınan 07/07/2021 tarih ve 608 numaralı karar ile Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin yargı çevresinin Tekirdağ ilinin mülki sınırları olarak belirlendiğini, akabinde Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin 01/09/2021 tarihinden itibaren faaliyete geçirilmesinin kararlaştırıldığını, gönderme kararı verilerek dosyaların yeni kurulan mahkemeye devredilmesi gerektiği belirtilerek, dosyanın Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI; Mahkemece, davaya dayanak ilk çıkarılan İcra emrine dayanılarak davalı/ borçlunun doğrudan doğruya iflası istenemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Davacı vekili tarafından karar, 20.04.2022 tarihinde istinaf edilmiştir. Karar davacı vekiline 07.04.2022 tarihinde tebliğ edilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 181. madde başlığı “Usul “ dur. Maddede,159,160,164,165 ve 166’ncı maddelerin bu fasıl hükmüne göre vukua gelen iflaslara da tatbik olunacağı belirtilmiştir. İİK 164. maddesinde “ Kanun yollarına başvurma “ başlığı ile 164/2. fıkrasında, bu kararlara karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 345. maddesinde ise istinaf yoluna başvuru süresinin iki hafta olduğu belirtilmiştir.Ne var ki aynı maddede,istinaf yoluna başvuru süresine ilişkin özel kanun hükümlerinin saklı olduğuna yer verilmiştir.Somut yargılamada uygulanması gereken yasa 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununudur.Söz konusu yasa gereğince ise istinaf yoluna başvuru süresi on gündür. Mahkeme tarafından 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 297/1-ç bendi gereğince kanun yolu ve süresi doğru olarak belirtilmiştir. Bu durumda,istinaf eden davacı vekili tarafından, kararın tebliğ tarihi olan 07.04.2022 tarihinden itibaren 18.04.2022 tarihinde tatil saatine kadar istinaf kanun yoluna başvurusunun gerçekleştirilmesi gerekirken, yasal süreden sonra 20.04.2022 tarihinde istinaf kanun yoluna başvurunun gerçekleştirilmiş olduğu anlaşılmıştır. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1. fıkrası gereğince dosya üzerinde yapılan ön inceleme aşamasında başvurunun süresi içinde yapılmamış olduğunun anlaşılması ve aynı yasanın 346/1. fıkrası gereğince kanuni süre geçtikten sonra verilen istinaf dilekçesi hakkında kararı veren mahkeme tarafından istinaf dilekçesinin reddine karar verilebilecekken verilmemiş olması nedeniyle, ön inceleme sonunda istinaf başvurusunun süresi içinde yapılmamış olması dikkate alınarak, işin esası incelenmeksizin başvurunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Davacı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 164/2.fıkrası gereğince, kararının tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde yapılmamış olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1-c bendi gereğince REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken harç peşin olarak alınmış olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf kamun yoluna başvuran davacı üzerinde bırakılmasına, 4- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 164/2.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içindeYargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 30/06/2022