Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/832 E. 2022/872 K. 06.07.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/832 Esas
KARAR NO: 2022/872
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 07/01/2022
NUMARASI: 2019/717 Esas, 2022/9 Karar
DAVA: BANKA TEMİNAT MEKTUBUNUN İADESİ VE DEPO EDİLMESİ (Depo Edilmesi İstemli)
KARAR TARİHİ: 06/07/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili 19/12/2019 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili ile davalı arasında 01/02/2015 ile 01/02/2018 dönemini kapsayan hizmet alım sözleşmesinin mevcut olduğunu, sözleşme kapsamında davalı şirkete entegre tesis hizmeti sunulduğunu, sözleşmede öngörülen 182.131,00 TL teminat bedelinin 29/01/2019 tarihli olarak kesin teminat mektubu şeklinde davalı tarafa sunulduğunu, müvekkilinin yüklendiği edimleri eksiksiz yerine getirdiğini, sözleşmenin sona ermesinden sonra Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezinde ilişiksizdir yazısı almak suretiyle davalı taraftan teminat iadesinin talep edildiğini, davalının mektup iadesi yapmamakla birlikte ihtarname göndererek mektup süresinin dolacağını ve süre uzatılmazsa mektubun bozdurulacağını ihtar ettiğini, sözleşmenin 11.4.maddesi gereğince ve 28.maddesi gereğince teminat iade şartlarının gerçekleştiğini, müvekkilinin hizmet alım işiyle ilgili herhangi bir kişi ve kuruma borcu bulunmadığını, mektubun bozdurulması tehdidi altında olduğunu, teminat mektubunun bozdurulması karşısında ihale aldığı kurum ve kuruluşlar nezdindeki ticari itibarının bozulması riskiyle karşı karşıya bulunduğunu iddia ederek, teminat mektubunun iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili; davacının tüm edimlerini gereği gibi ifa ettiği beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, sözleşmeye aykırı eylemleri ve sözleşme gereğince müvekkilinden haksız şekilde tahsil ettiği bedelleri hukuka aykırı olarak uhdesinde tutması nedeniyle müvekkilini uğradığı zararların tahsili için mahkemenin 2018/533 Esas sayılı dosyasında dava açtığını, davanın derdest olduğunu, müvekkili şirketin mülkiyetinde bulunan fuar alanlarının çevresi açık alanlar ile açık ve kapalı otopark alanlarında entegre tesis yönetimi hizmeti işi için hizmet alımına dair ihaleye çıktığını ve bu kapsamda müvekkili tarafından idari ve teknik şartnameler hazırlandığını, 2018/533 Esas sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunda da davacı firmanın sözleşmeye aykırı davrandığının açıkça ortaya konulduğunu, iddia edildiği gibi sözleşme yükümlülüklerinin gereği gibi ifa edilmediğini, sözleşmenin 11.4.1.maddesi 28.maddesi ve teknik şartnamenin 3.3.maddesinde personelin diğer hakları başlığı altında düzenlemelerin mevcut olduğunu, işçiler tarafından açılan ve müvekkili tarafından ödemesi yapılan dava ve icra takip listesinin mahkemeye ibraz edileceğini, davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu savunarak, reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacı vekilinin 03/08/2021 havale tarihli dilekçesi ile davaya konu teminat mektubunun yenilenmeyerek hükümsüz kaldığını ve bu sebeple davanın konusuz kaldığını beyan ederek konusuz kalan dava için karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmesini talep ettiği, mahkemece … A.Ş.’ye yazılan müzekkereye, bahsi geçen 27.01.2015 tarihli … referans numaralı muhatabı … A.Ş. olan teminat mektubunun vadesinin 31.01.2021 olduğundan 02.02.2021 tarihinde bankalarınca risk çıkışının gerçekleştirildiği, ilgili mektubun nakde çevrilme durumunun olmadığından bahisle cevap verildiğinin anlaşıldığı, dava devam ederken davaya konu teminat mektubunun yenilenmeyerek hükümsüz kaldığı ve bu sebeple davanın konusuz kaldığı anlaşılmakla davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği, HMK 331. maddesinde esastan sonuçlanmayan davada yargılama gideri düzenlenmiş olup, 1. fıkrasında davanın konusuz kalması nedeniyle esastan karar verilmeyen hallerde davanın açıldığı tarihteki haklılık durumuna göre yargılama giderlerinin takdir edilerek hükmedileceğinin belirtildiği, bu nedenle yargılama giderlerinin bu madde kapsamında değerlendirilmesi ve dava tarihindeki haklılık durumuna göre hükmedilmesi gerektiği, mahkemenin 2018/533 Esas sayılı dosyasında alınan 11/12/2020 tarihli bilirkişi heyeti ek raporunun bir örneğinin dosya içerisine alındığı, sonuç kısmında özetle; asıl davada; (İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/533 Esas sayılı dosyası) davacı … A.Ş. tarafından yapılan, maliyet hak ediş artış oranlarına göre sözleşmenin başlangıcı Ocak 2015 ile sözleşmenin bitişi Şubat 2018 tarihleri arasında; davalı … Ticaret A.Ş. tarafından personel brüt ücretlerine yansıtılmayan 820.611,79.-TL eksik ödemenin tespit edildiği, davacı tarafından fazladan ödenen ve davalı yedinde sebepsiz iktisap teşkil eden bu tutarın gerek sözleşmeye aykırılık gerekse sebepsiz iktisap hükümlerine göre iadesinin davacı tarafından talep edilebileceği, birleşen davada; (Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/722 Esas ve 2018/1132 Karar sayılı dosyası) davalı … A.Ş. tarafından faturalara yansıyan fiyat artışı dönemlerine ilişkin faturaların tamamının ödendiği ancak Kasım 2017 dönemi 5.404,98.-TL (kısmen ödeme), Aralık 2017 dönemi 22.054,50.-TL (kısmen ödeme), Ocak 2018 dönemi 72.081,01.-TL (kısmen ödeme), Mart 2018 dönemi 495.411,74.-TL (tamamı ödenmedi), Nisan 2018 dönemi 169.481,81.-TL (tamamen ödenmedi) olmak üzere davacının davacı … A.Ş.’ye icmalen 764.434,04.-TL bakiye tutarda borçlu olduğu ve tarafların borç/alacak bakiyesinde mutabık olduklarının defter ve kayıtlarından tespit edildiği, bu hali ile taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesinin teminat iadesini düzenleyen 11.4.1. maddesi kapsamında davaya konu teminat mektubunun iade şartlarının oluşmadığının kanaatine varıldığı, belirtilen nedenlerle davanın açılmasına davalının sebebiyet vermediği anlaşılmakla yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına ve davalı yararına vekalet ücreti takdirine karar vermek gerektiği belirtilerek, davanın konusuz kalması nedeniyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; dava dilekçesindeki iddialarını özetledikten sonra davanın kusurlu hareketi sonrasında davanın konusuz kaldığı gerçeğinin göz ardı edilerek müvekkili aleyhine vekalet ücretine ve yargılama giderlerine yönelik hüküm tesis edilmesinin hakkaniyete, hukuka ve TMK 2.maddesinde belirtilen dürüstlük kuralına aykırı olduğunu, mahkemenin 2018/533 Esas sayılı dosyada alınan rapor gereğince oluşturulan kanaatinin gerçek dışı olduğu, dava tarihinde müvekkilinin davalıdan alacaklı durumda bulunduğunu, söz konusu dosya incelendiğinde ortaya çıkacağını, dosyada müvekkili lehine 764.434,04 TL alacak ve icra inkar tazminatına hükmedildiğini, müvekkilinin davalından 96.607,06 TL alacaklı çıktığını, ilam sonucunda müvekkilinin borçlu olduğu gerekçesinin açıkça hatalı olduğunu, aleyhe hükmedilen yargılama giderlerinin hatalı olduğunu iddia ederek kararın kaldırılmasını, müvekkili lehine yargılama giderlerine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava; hizmet sözleşmesi kapsamında verilen teminat mektubunun iadesi istemine ilişkindir. Taraflar arasında; iş blokları ve fuar alınları entegre tesis yönetimi hizmet sözleşmesinin varlığı, sözleşme kapsamında davacı yüklenici tarafından davalı işverene verilen, dava konusu 27/01/2015 tarihli muhatabı davalı şirket olan teminat mektubunun … A.Ş tarafından düzenlendiği, bedelinin 182.131,00 TL olduğu ve vadesinin 31/01/2021 tarihinde dolduğu, banka tarafından yargılama aşamasında verilen cevabı yazıya göre 02/02/2021 tarihinde risk çıkışının gerçekleştirildiği konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık; davacı vekilinin dosyaya ibraz etmiş olduğu dilekçe ile teminat mektubunun yenilenmediği ve hükümsüz kaldığı, bu sebeple davanın konusuz kalması da gözetilerek konusuz kalan dava için karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükümde HMK 331.maddesi gereğince yargılama giderlerinden davacı tarafın sorumlu tutulmuş olmasının ve mahkeme kabulünün yerinde olup olmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında iş blokları ve fuar alınları entegre tesis yönetimi hizmet sözleşmesinin düzenlendiği, sözleşmesinin kapsamında davacı yüklenici tarafından davalı işverene dava konusu 27/01/2015 tarihli muhatabı davalı şirket olan 182.131,00 TL bedelli, vadesi 31/01/2021 tarihli olan teminat mektubunun teslim edildiği, taraflar arasında birden fazla hukuki uyuşmazlığın mevcut olduğu, davalı şirket tarafından davacı şirket hakkında mahkemenin 2018/533 Esas sayılı dosyasında derdest olan alacak davasının açılmış olduğu, birleştirilen dosyada ise davacı şirket tarafından davalı şirket hakkında icra takibine konu alacağın tahsili amacıyla başlatılan takibe karşı itirazın iptali ve takibin devamına dair dava olduğu, iş bu davanın ise söz konusu davalardan sonra açılmış olduğu anlaşılmıştır. Dava konusu teminat mektubunun yargılama aşamasında vadesinin dolması ve yenilenmemesi nedeniyle banka tarafından risk çıkışının gerçekleştirildiği ve nakte çevrilme durumunun olmadığı hususu tartışmasızdır. 6100 sayılı HMK’nın 331.maddesinde esastan sonuçlanmayan davada yargılama gider başlığı ile 1.fıkrasında, davanın konusuz kalması nedeniyle davanın esas hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hallerde hakimin davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmedeceği düzenlenmiştir. Taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesinin teminata ilişkin hükümler başlıklı 11.maddesinin 1.bendinin kesin teminat olduğu, 1.1.bentte yüklenicinin işe ilişkin olarak 182.131,00 TL kesin teminat verdiği, 11.4.bentte kesin teminat ve ek kesin teminatın geri verilmesi başlığı altında 11.4.1.bendinde, taahhüdün, sözleşme ve ihale dokümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği, tüm işçilik haklarının işçilere ödendiği ve yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığının tespitinden sonra Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan ilişiksiz belgesinin idareye verilmesiyle kesin teminatların tamamının yükleniciye iade edileceği, aynı sözleşmenin 28.maddede ise işçilik ücreti kıdem ve ihbar tazminatı ile işçilik alacakları düzenlenmiş, maddenin son fıkrasında personelin sigorta ödemeleri vb. edimleri yüklenici tarafından yapılacağı belirtilmiştir. İdari sözleşmenin eki niteliğindeki idari şartnamenin 18.maddesinde kesin teminatın düzenlendiği, teknik şartnamenin 3.3.maddesinde personelin sigorta ödemeleri, işe iade ve buna bağlı buna benzer tüm sosyal hakları ile iş hukuku kanunlarında yönetmelik ve tüzüklerinde belirtilen her türlü sorumluluğun yüklenici tarafından yerine getirileceğine yer verilmiştir. Mahkemenin 2018/533 Esas sayılı dosyasında alınan ve tarafları mahkeme dosya taraflarıyla aynı olan 11/12/2020 tarihli ek bilirkişi raporunda, taraflar arasındaki 29/05/2018 tarihli karşılıklı kaşe ve imzalanan 764.434,04 TL tutarında mutabakat yazısının dosya içerisinde mevcut olduğu, davacı tarafından faturalara yansıyan artış oranı ya da denk tutarda personel brüt ücretlerinde artış yapılmadığı, sözleşme hükümlerine göre davalı tarafından personele sözleşmenin başından sonuna kadar toplam 820.611,79 TL eksik ödeme yapıldığının tespit edildiği, hak ediş hesap cetvellerine göre düzenlenen ve itiraz edilmeyen toplam faturalar için 764.434,04 TL’nin davacı borcu olduğu, davalının yasal defterlerinde aynı tutarda alacaklı olduğu, davacının davalıya faturalara karşılık borçlu olduğu, asıl davada davacının davalı şirkete karşı açmış olduğu davada sözleşme kapsamında hak ediş hesaplamalarında düzenlenen faturalara ilişkin ihtilafın söz konusu olmadığı, fatura ekinde hesaplama cetvellerinin bulunduğu, faturaların defter ve kayıtlara intikal ettiği, davacı tarafından faturalara yansıyan artış oranı ya da denk tutarda davacı tarafından personel brüt ücretlerinde artış yapılmadığı, bazı dönemlerinde personele eksik ödeme yapıldığı, davalı tarafından personel brüt ücretlerine yansıtılmayan 820.611,79 TL eksik ödemenin tespit edildiği, davacı tarafından fazladan ödenen ve davalı yedinde sebepsiz iktisap teşkil eden bu tutarın gerek sözleşmeye aykırılık gerekse sebepsiz iktisap hükümlerine göre davacı tarafından iadesinin talep edilebileceği, birleşik dava yönünden ise davacı tarafından faturaya yansıyan fiyat artışı dönemlerine ilişkin faturaların tamamının ödendiği, davacının davalıya toplam 764.434,04 TL borçlu olduğu, bakiyede mutabık kaldıkları belirtilmiştir. Mahkemece HMK 331.maddesi kapsamında tarafların haklılık durumu taraflar arasında görülen aynı sözleşmeye ilişkin alacak davasına konu bilirkişi rapor ve ek rapor değerlendirilerek tespit edilmiştir. Taraflar arasındaki hizmet sözleşmesinin 11.maddesinde yer verilen teminata ilişkin hükümlerin yukarıda ayrıntılı şekilde belirtildiği üzere 11.4.1.bendinde teminatın iadesi şartı olarak yüklenicinin bu işten dolayı idareye herhangi bir borcunun olmadığı, tespit edildikten sonra Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan ilişiksiz belgesinin idareye verilmesiyle iade edileceği belirtilmiştir. Davacı tarafça her ne kadar ilişiksiz belgesinin ibraz edildiği ve tüm edimlerin yerine getirildiği iddia edilmiş ise de ilgili dosyada alınan bilirkişi raporu ve ek bilirkişi raporlarından özellikle davacı yüklenicinin işçilere dair edimlerini tam olarak yerine getirmediği, bu durumda ilişiksiz belgesinin tesliminin tek başına kesin teminat mektubunun iadesini gerektirmeyeceğinden ve davacı yüklenicinin edimlerini tam olarak yerine getirmiş olduğu kabul edilemeyeceğinden mahkemece dava tarihi itibariyle teminat mektubunun iade şartlarının oluşmadığı ve bu nedenle davalının haklı olduğu gerekçesiyle esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair kurulan hükümde davacı aleyhine vekalet ücreti dahil yargılama giderlerine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle taraflar arasında imzalanan hizmet sözleşmesi ve ekleri ile aynı taraflar arasında görülen alacak davasında düzenlenen bilirkişi raporları, 6100 sayılı HMK’nın 331.maddesi ve ilgili mevzuat sonucunda, teminatın iadesi şartları oluşmadığından esas hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair verilen hükümde davalı yararına yargılama giderlerine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmediğinden ve dava alacak davası olmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/717 Esas, 2022/9 Karar ve 07/01/2022 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harç peşin olarak alınmış olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.06/07/2022