Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/830 E. 2022/803 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/830 Esas
KARAR NO: 2022/803
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 24/02/2022
NUMARASI: 2020/637 Esas, 2022/185 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin kurulduğu 22.11.2016 tarihinden bugüne kadar tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, şirketin … markası ile sektörde … ve … markalarının çizgisinde yer aldığını, ağırlıklı olarak faaliyetlerini kendi satış mağazaları ile sürdürmekte iken sektörde bayi ağı ile çalışan üretici marka konumuna geldiğini, müvekkili şirketin tamamen dış etkenli olarak vadesi gelen borçlarını ödeyememe tehlikesi altında olduğunu, ticari hayatına devam edebilmesinin ancak konkordato projesinin hayata geçirilmesi ile mümkün olacağını belirterek ibraz edilen proje kapsamında geçici/kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI+ Mahkemece, Konkordato talep eden davacı borçlu … TİCARET ANONİM ŞİRKETİ’nin konkordato projesinin İİK’nun 305. maddesindeki tasdik şartlarının gerçekleştiği gerekçesi ile tasdikine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Tasdik kararı 28.02.2022 tarihinde Basın İlan Portalında, 01.03.2022 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde ilan edilmiştir. Karar, alacaklılar … bankası A.Ş. tarafından 01.03.2022, … Bankası A.Ş. tarafından 02.03.2022, … A.Ş. tarafından 03.03.2022, … A.Ş. Tarafından 04.03.2022, … Bankası A.Ş. tarafından 07.03.2022, … Bankası A.Ş. tarafından 07.03.2022, … Bankası A.Ş tarafından 09.03.2022 tarihinde istinaf edildiği, istinafların yasal 10 günlük süre içeresinde olduğu anlaşılmıştır. Alacaklı … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili bankadan kredi kullanan davacı şirketin projesine oylamada red oyu verildiğini, komiser heyetine 30.09.2020 geçici mühlet tarihi itibarı ile; 2.187.986,00 TL alacak bildirimi yapıldığını, borçlunun bir kısım alacağa itiraz ettiğini mahkemece 1.195.337,25 TL alacak üzerinden oylamaya katılmaya karar verildiğini, borçlu itirazının haksız olduğunu, banka alacağının Beşiktaş …Noterliğinin 30/03/2021 tarih … yev. nolu ihtarnamesi ile 1.941.954,92 TL nakit alacak olarak talep edildiğini, borçlunun ihtarnameye itiraz etmediğini, hesabın kat ederek kesinleştiğini, eksik alacak miktarı üzerinden konkordato projesinin tasdik edildiğini, proje ile öngörülen vadenin çok uzun olduğunu, hayatın olağan akışına uygun olmadığını, tek bir borçlu firmayı korumak adına alacaklılarının büyük ölçüde mahfına sebep olunduğunu, konkordato talebinin, İİK’nun 286., 287. ve ilgili diğer maddelerinde yer alan yasal düzenlemelere uygun bulunmadığını, projesinin başarıya ulaşmasının mümkün gözükmediğini, mahkemece itiraza uğrayan alacaklar yönünden depo kararı vermediğini, konkordatonun tasdikine ilişkin tüm kararların usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili bankadan kredi kullanan davacı şirketin projesine oylamada red oyu verildiğini, müvekkili banka tarafından yapılan alacak bildiriminin 1.709.254,55-TL olmasına rağmen borçlu tarafından kabul edilen tutarın 1.499.916,62-TL ve çekişmeli bulunan alacak kısmının 209.337,93-TL olarak belirlendiğini, çekişmeli alacağa ilişkin beyan ve itirazların değerlendirilmediğini, 16.11.2018 tarihi itibariyle 1.709.254,55–TL’ alacaklarının bulunduğunu, faizin dikkate alınması gerektiğini, birçok finans kuruluşu vekilinin tasdik talebinin reddini talep ettiğini, Finans kuruluşlarının alacaklarının doğru tespit edilerek nisaba bu şekilde katılımlarının sağlanması durumunda projenin onaylanmayacağını, davacının, borcunu müvekkili banka kayıtlarına göre ödeyeceğini kabul, beyan ve taahhüt ettiğini, buna rağmen alacağın eksik kaydının usul ve yasaya aykırı olduğunu, davacıların, konkordato ön projesinde iddia ettikleri hususları gerçekleştirebileceklerine yönelik hiçbir somut veri ibraz edemediğini, yalnızca soyut ve genel geçer iddialar ile konkordato talebinde bulunulduğunu, proje ile öngörülen vadenin gereğinden uzun olduğunu, hayatın olağan akışına uygun bulunmadığını, tek bir borçlu firmayı korumak adına alacaklılarının büyük ölçüde mahfına sebep olunduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili banka tarafından davacı borçluya tanınan 02/10/2020 tarihli sözleşme ile teminat mektubu riskinden kaynaklı gayri nakit riskinin bulunduğunu, alacak kaydının 07/10/2020 tarihinde yapıldığını, alacaklarının kabul görmemesinden dolayı konkordato tasdik projesinde oy kullanamadıklarını, davacının Konkordato Raporunda görüleceği üzere Bankacılık Hukuki ilişkisine Dayanan tüm alacaklara yönelik olarak keyfi red seçeneğini kullanarak Konkordato Tasdik Projesinde harici alacaklılar ile anlaşarak tasdik Kararı çıkardığının net bir şekilde ortada olduğunu, herhangi bir iade olmamasına rağmen Teminat Mektubu riskinin kabul görmemesinin Konkordatonun kanundaki amacı ile bağdaşmadığını, ilk derece mahkemesinin 24/12/2021 tarihli ara kararında müvekkili bankaya ait olan teminat metubunun borçlu tarafından bankaya iade edildiği gerekçesi ile müvekkilini nisaba dahil etmediğini, kararın hatalı olduğunu, iade edilen bir teminat mektubu olmadığı gibi sadece beyana esas alınarak yapılan bu işlemin tasdik projesinin onayını doğrudan etkilediğini, HMK 193 Maddesi kapsamında Banka Kayıtlarının Kesin Delil teşkil ettiğini dolayısı ile Banka kayıtları üzerinde herhangi bir inceleme yapılmadan bu konuda karar verildiğini, müvekkili bankanın zarara uğradığını, konkordato komiserinin 23/02/2022 tarihli raporunda Öngülen kaynakların yaratılması durumunda projenin belirlenen vadelerde borçlarının ödeyebileceğinden bahsedildiğini, beklenti ve öngörü kapsamında rapor hazırlandığını, projenin gerçekleşme ihtimalinin bulunmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı … A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; borçlu şirketin müvekkili şirketten kredi kullandığını, borçlu firmanın itirazı üzerine alacakların eksik olarak 2.429.523,02 TL üzerinden kabul edildiğini, bu miktar üzerinden nisaba dahil edildiklerini, itirazlarını karşılayacak bir inceleme yapılmadan konkordato komiserliği kararı yönünde hüküm tesis edildiğini, temerrüt faizinin işletilemeyeceği süre içerisinde anapara alacağının borçlunun kabul ettiği ve mahkemenin hükme esas aldığı miktardan çok daha yüksek olduğunu, mahkemece eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğini, tasdik şartlarının gerçekleşmediğini, konkordato projesinin başarı şansının bulunmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; tasdik edilen projede müvekkil banka alacağının eksik yer aldığını, 13.09.2021 tarihi itibarı ile 1.040.661,84 TL alacak bildiriminde bulunulduğunu,, borçlu tarafından bir kısım alacağa itiraz edildiğini, müvekkili banka alacağının 1.040.661,84-TL olmasına rağmen borçlu tarafından 850.411,39-TL’nin kabul edildiği gerekçesi ile 190.250,45-TL alacağın çekişmeli hale getirildiğini, müvekkili banka alacağının projeye eksik olarak dahil edildiğini, rapordaki ileri tarihli taksitler içerisindeki “faiz”lerin alacak beyanı içerisinde yer almaması gerektiğine ilişkin değerlendirmeler ile alacağın eksik kabulünün, alacağın niteliğine ve taraflar arasındaki hukuki ilişkiye aykırı olduğunu, bu konudaki itirazların değerlendirilmediğini, alacağın eksik kabulünün asgari mantık kuralları ile hak ve nesafet kurallarına da aykırı olduğunu, hesabın kat ettiğini, davacının 13.09.2021 tarihi itibariyle 1.040.661,84–TL borçlu olduğunu, reddedilen alacaklar ile konkordato projesinin oylamasına ilişkin nisapların da hukuka aykırı olarak oluşturulduğunu, Finans kuruluşlarının alacaklarının doğru tespit edilerek nisaba doğru katılımlarının sağlanması durumunda projenin kabul görmeyeceğini, müvekkili bankanın alacağının kısmen kabul edilmesi suretiyle, alacaklılar arasında eşitlik ilkesinin de ihlal edildiğini, tedarikçiden teslim alınmasına ve işletmede kullanılmasına rağmen, malın vadeli bedelinin müvekkili bankaya ödenmemesinin katılım bankacılığı ilkelerine aykırı olduğunu, katılım bankacılığının niteliği gereğince, borçlunun peşin bedelle almaya gücü yetmediği malı, müvekkili Banka katılım hesabı sahiplerinin parası ile satın aldığını, borçlunun bu malın vadeli bedelini ödemesinden elde edilecek kârı da katılım hesabı sahiplerine paylaştırıldığını, uyuşmazlıkta borçlunun, müvekkili Banka ve katılım hesap sahipleri aleyhine haksız ve sebepsiz zenginleştiğini, çekişmeli alacaklar için de, bu bedelin Mahkeme veznesine karşılık olarak yatırılmasına karar verilmesinin talep edildiğini, taleplerinin dikkate alınmadığını, borçlunun açıkça oylama nisabına ulaşmak amaç ve kasdı ile alacaklıları ile görüşmeler yaparak ve anlaşmalı olarak üçüncü kişiler aracılığıyla bazı alacaklılara ödemeler yapılarak, oylamayı da manipüle ettiğini, alacaklarının bir kısmını ödemek veya konkordato kurallarına göre hükümsüz anlaşmalar yapmak suretiyle diğer alacaklıların zararına işlemler yaptığını, konkordato ön projesinde iddia ettikleri hususları gerçekleştirebileceklerine yönelik hiçbir somut veri ibraz edilemediğini, soyut ve genel geçer iddialar ile konkordato talebinde bulunulduğunu, ayrıca proje ile öngörülen vadenin, ticari hayatın olağan akışına uygun olmadığını, tek bir borçlu firmayı korumak adına alacaklılarının büyük ölçüde mahfına sebep olunacak mahiyette tasdik kararı verildiğini, kararın yasaya ve usule aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş.vekili istinaf dilekçesinde; borçlunun ihtarnameye itiraz etmediğini, hesap kat ihtarındaki alacağın kesinleştiğini, 22/09/2021 tarihi itibari ile 2.922.863,93 TL alacak kayıt talebinde bulunduklarını, borçlu tarafından bir kısım alacağa itiraz edildiğini, mahkemece 2.215.822,00 TL alacak üzerinden oylamaya katılmalarına karar verildiğini, borçlu itirazının haksız olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, eksik alacak miktarı üzerinden konkordato projesinin tasdik edildiğini, proje ile öngörülen vadenin çok uzun olduğunu, hayatın olağan akışına uygun olmadığını, tek bir borçlu firmayı korumak adına alacaklılarının büyük ölçüde mahfına sebep olunduğunu, konkordato talebinin, İİK’nun 286., 287. ve ilgili diğer maddelerinde yer alan yasal düzenlemelere uygun olmadığını, davacının sunmuş olduğu konkordato projesinin başarı şansının bulunmadığını, mahkemece itiraza uğrayan alacaklar yönünden depo kararı verilmediğini, komiser heyetinin müvekkili bankanın defter ve belgeleri incelemeden kanaatte bulunduğunu, davacının, konkordato ön projesinde iddia ettiği hususları gerçekleştirebileceklerine yönelik hiçbir somut veri ibraz edemediğini, yalnızca soyut ve genel geçer iddialar ile konkordato talebinde bulunulduğunu, proje ile öngörülen vadenin gereğinden uzun olduğunu, hayatın olağan akışına uygun olmadığını, tek bir borçlu firmayı korumak adına alacaklılarının büyük ölçüde mahfına sebep olunduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş vekili istinaf dilekçesinde; İİK 305. maddede sayılan şartların gerçekleşmediğini, davacı şirketin konkordato talebinin, İİK’nun 286., 287. ve ilgili diğer maddelerinde yer alan yasal düzenlemelere uygun bulunmadığını, konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün gözükmediğini, tasdik kararına konu projenin, şirket kaynakları ile orantılı olmadığı gibi, alacaklılara zarar verme ihtimalinin yüksek olduğunu, ödeme süresinin uzun olmasının faiz ve kar payının ortadan kaldırılması anlamına geleceğinden konkordato tasdik talebi aslında örtülü tenzilat içerdiğini, projenin tamamen alacaklılar aleyhine olduğunu, Konkordato talebine dayanak alınan raporların eksik ve yetersiz olduğunu, hükme esas alınan komiser raporlarında müvekkili banka alacağının eksik ve hatalı olarak yer aldığını, müvekkili banka alacağının nisap dışı bırakılarak çekişmeli hale getirildiğini, bu hususta yapılan itirazların yerel mahkemece dikkate alınmadığını, çekişmeli hale gelen müvekkili banka alacağının nisaba hangi miktar üzerinden katılacağı yönünde tarafsız ve komiser heyeti dışında bir bilirkişiden rapor alınması ve yerel mahkemece karar verilmesi gerektiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Talep, konkordatonun tasdikine ilişkindir. 2004 sayılı İİK‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK ‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkrasında yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut yargılamada, davanın, dava tarihi itibariyle yetkili ve görevli asliye ticaret mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği sabittir. Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde, vekaletnamede konkordatoya ait özel yetkinin mevcut olduğu da anlaşılmıştır. Dosya kapsamından, mahkemece İİK’nın 286. maddesinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak sunulduğu belirtilerek davacı şirket lehine 30.09.2020 tarihinden geçerli olmak üzere 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği ve geçici komiser atandığı, 25.12.2020 tarihli ara kararla geçici mühletin 2 ay daha uzatıldığı, 01.03.2021 tarihli celsede, 28/02/2021 tarihinden itibaren bir yıl süre ile kesin mühlet kararı verildiği, İİK’nın 297, 299, 300, 301 ve 302. maddeleri kapsamında borçlu şirketin mevcudunun kıymeti takdir edilip, alacakların bildirilmesi ve tahkiki tamamlandıktan sonra alacaklılar toplantısının yapıldığı, iltihak süresinin bitiminden sonra komiserin İİK’nın 302/son fıkrası kapsamında konkordato projesinin kabul edilip edilmediğine ve tasdikinin uygun olup olmadığına dair gerekçeli raporunu mahkemeye sunduğu, tasdik yargılaması için duruşma günü belirlendiği ve duruşma gününün İİK’nın 304. maddesi uyarınca ilan edildiği, 24.02.2022 tarihli celsede de istinafa konu tasdik kararının verildiği anlaşılmaktadır. Uyuşmazlık, konkordato tasdik şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmıştır. Konkordato Komiseri 28.01.2022 tarihli tasdik nihai raporunda; 05/02/2021 tarihli Genel Kurul Toplantısında şirket sermayesinin 750.000 TL artırılmasına karar verildiği, 18/02/2021 tarihli, 10270 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen bu karar sonrasında şirkette …’ün %67 oranında 8.542.500,00 TL, …’ün %33 oranında 4.207.500,00 TL hisse ve sermayeye sahip olduğu, Ağustos 2020 yılında şirketin 78 çalışanı varken 2021 kasım ayında bu sayının 49 gözüktüğü, borçlunun 30.11.2021 tarihi itibariyle, Bilanço kalemleri üzerinde yapılan düzeltmeler ve bilirkişi raporlarında yer alan rayiç değerler dikkate alınarak hazırlanan Rayiç Değer Bilançosuna göre Öz varlıklarının 12.817.656,89 TL pozitif’olarak gerçekleştiği, şirketin borca batık olmadığı, şirketin gelir tablolarına göre, 2019 yılında 66.704,078 TL net satış ve (+) 421.894 TL dönem net karı, 01.01.2020- 31.08.2020 döneminde 31.453.057,00 TL net satış ve (+) 35.831,00 TL dönem net karı, 01.01.2020-30.09.2020 döneminde 41.848.982,96 TL net satış ve (+) 290.463,48 TL dönem net karı, 01.01.2020-31.12.2020 döneminde 50.170.397,00 TL net satış ve (+) 801.159,00 TL dönem net karı, 01.01.2021-31.08.2021 döneminde 40.222.761,96 TL net satış ve (+) 1.123.059,71 TL dönem net karı, 01.01.2021-31.10.2021 döneminde 55.448.095,39 TL net satış ve (+) 1.750.086,34 TL dönem net karı, 01.01.2021-30.11.2021 döneminde 57.915.093,20 TL net sattş ve (+) 1.845.529,68 TL dönem net karı elde ettiği, genel olarak dönem net kar oranları ortalamasının %2,17 civarında olduğu, 20.11.2021 tarihinde %2,19 olduğu, borçluya ait 06.01.2022 tarihli revize projede, şirketin özkaynaklarının (+) 11.097.148,00 TL olduğu ve şirketin borca batık durumda olmadığı, konkordato kapsamındaki borç tutarının 33.675.610,24 TL olduğu, olası bir iflas halinde adi alacaklıların alacaklarının %88’ine kavuşabilecekleri, ancak şirketin konkordato teklifinin kabulü halinde ise borçların % 100’ün (faizsiz) ödeneceğinin belirtildiği, 31.03.2022- 31.12.2022 tarihinde borcun %17:si, 01.01.2023-31.12.2023 tarihinde borcun %20’si, 01.01.2024-31.12.2024 tarihinde borcun %20’si, 01.01.2025-31,12.2025 tarihinde borcun %20’si, 01.01.2026- 31.12,2026 tarihinde borcun %20 ‘si, 01.01.2027- 26,02.2027 tarihinde borcun %3’ü’nün ödenmesinin öngörüldüğü, revize projede gelir olarak, ticari faaliyetlerden elde edilecek 15.847.871.06 TL, hazır değerler (dönem dışı nakit mevcudu) 1.023.801,75 TL, ticari alacak tahsilatlarından elde edilecek 5.026.301,72 TL, vadeli çek tahsilatlarından elde edilecek 17.170.978,66 TL, verilen şipariş avansları 3.915.802,13 TL, 1.250.000,00 TL sermaye artışı, 293.292,54 TL vergi alacağı olmak üzere toplam 44.530.047,85 TL kaynak gösterildiği, bu kaynaktan 37.210.951,91 TL borç, 1.070.387,88 TL finansman giderleri, 2.975.088,01 TL kurumsal vergi, 1.927.466,30 TL ticari faaliyet karından sapma giderleri düşüldüğünde davacı şirketin elinde 1.337.153,75 TL kalacağının belirtildiği, komiser heyeti olarak şirketin 30.11.2021 tarihli mali tablolar kapsamında çekişmeli alacaklılar kapsamındaki kesinleşen tutar olan 33.675.610,24 TL’nin şirketin toplam borcu olarak kabul edildiği bu durumda revize projede gelir olarak gösterilen kalemlerin toplam 37.283.353,64 TL olacağı, personel borçları, kamu borçları ve konkordatoya tabi 33.675.610,24 TL borcun mahsubu ile şirketin elinde kalacak tutarın 3.248.528,42 TL olduğu, kaynakların ağırlıklı olarak alacakların (vadeli çekler 16,964,543.32) tahsilinden ve net kardan (9,900,675.00) sağlanmasının öngörüldüğü; çeklerin tahsil kabiliyeti ve borçlu Şirketin geçmiş dönem karlılık tutarları incelediğinde, öngörülen kaynakların sağlanmasının kuvvetle muhtemel bulunduğu, konkordato kaynakları ile ödenmesi gereken tutarın orantılı olduğu, borçlu Şirketin borçlarını daha kısa bir vadede veya faiziyle birlikte ödemesine imkan bulunmadığı, borçlu şirket’in konkordatoya tabi alacaklı sayısının 59, bu alacaklıların alacaklarının toplamının ise 33.675.610,24 TL olduğu, borçlu şirketin konkordato teklifinin 41 (%69) alacaklı tarafından kabul edildiği, kabul eden bu alacaklıların alacaklarının toplamının ise 18.758.667,55 TL (%55,70) olduğu, bu verilere göre borçlu şirketin, İİK m.302 hükmünde yer alan şartın sağlanmış olduğu, İİK m.308/h uyarınca rehinli alacaklılar yönünden anlaşma sağlanamadığından yatırılması gereken bir harç olmadığı, konkordatonun tasdik edilebilmesi için, borçlu Şirket tarafından Harçlar Kanununa ekli 1 sayılı tarifeye göre (33.675.610,24 TL’nin binde 2,27’si) 76.443,64 TL tutarında harcın mahkeme veznesine ödenmesi gerektiği, 30.11.2021 tarihi itibariyle ödenmemiş 188.961,36 TL tutarında işçilik alacağı bulunduğu için alacaklılar bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanması gerektiği, ancak, tasdik duruşma öncesinde şirketin yazılı olarak sunacağı beyan ve müstenidatları ile birlikte bu hususun tekrar değerlendirilmesi gerektiği belirtilmiştir. Davacı tarafça belirlenen harç yatırılmış, 30.11.2021 tarihi itibariyle ödenmemiş 188.961,36 TL tutarında işçilik alacağının 02.12.2021 ve 03.12.2021 tarihlerinde ödendiği, teminata tabi borç kalmadığı yönündeki mahkeme tespiti ile İİK’nun 305. Maddesindeki şartların gerçekleştiği gerekçesi ile komiser heyetinin de hazır olduğu duruşmada konkordatonun tasdikine karar verilmiştir. İcra ve İflas Kanunu’nun 287’nci maddesinin son fıkrası uyarınca geçici mühlet talebinin kabulü, geçici komiser görevlendirilmesi, geçici mühletin uzatılması ve tedbirlere ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamayacağı gibi aynı Kanun’un 293’üncü maddesinin birinci fıkrasına göre de kesin mühlet talebinin kabulüne ilişkin kararlara karşı kanun yoluna başvurulamaz. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 294/3. fıkrasında, tasdik edilen konkordato projesinin aksine hüküm içermediği takdirde kesin mühlet tarihinden itibaren rehinle temin edilmemiş her türlü alacağa faiz işlemesinin duracağına yer verilmiştir. 308/b maddesinin birinci fıkrasında ise, alacakları itiraz uğramış olan alacaklıların tasdik kararının ilan tarihinden itibaren bir ay içinde dava açabilecekleri, ikinci fıkrada, tasdik kararını veren mahkemenin, konkordato projesi uyarınca çekişmeli alacaklara isabet eden payın kararın kesinleşmesine kadar borçlu tarafından mahkemece belirlenen bir bankaya yatırılmasına karar verebileceği düzenlenmiştir. Yasanın ilgili düzenlemesi emredici nitelikte değil takdiri niteliktedir. İİK’nın 299. Maddesinde; “Alacaklılar, komiser tarafından 288 inci madde uyarınca; yapılacak ilânla, ilân tarihinden itibaren onbeş gün içinde alacaklarını bildirmeye davet olunur. Ayrıca, ilânın birer sureti adresi belli olan alacaklılara posta ile gönderilir. İlânda, alacaklarını bildirmeyen alacaklıların bilançoda kayıtlı olmadıkça konkordato projesinin müzakerelerine kabul edilmeyecekleri ihtarı da yazılır.” hükmüne yer verilmiştir. Şu halde ilanda belirtilen süre içinde alacağı bildirmemenin yaptırımı, konkordato nisabının hesabında dikkate alınmamaktır. 300. madde kapsamında, alacaklar hakkında borçlu beyana davet edilir, komiser alacakların varit olup olmadığı hakkında borçlunun defterleri ve belgeleri üzerinde gerekli incelemelerde bulunarak bunların neticesini 302’nci madde çerçevesinde alacaklılar toplantısına sunacağı raporda belirtmek ve alacaklıların bilgi ve takdirlerine sunmak zorundadır. Borçlu, komiserin daveti üzerine, kendisine bildirilen her alacak hakkında cevap vermek zorundadır. Konkordato komiserlerinin kendisine bildirilen alacakları kabul etmek veya reddetmek yetkisi bulunmamaktadır. Bu yetki borçluya aittir. Komiserin borçlunun kabul ettiği bir alacağı reddetme yetkisi yoktur, alacağı kabul etmek zorundadır. Mahkemece 24/12/2021 tarihli ara kararla çekişmeli alacaklarla ilgili karar tesis edilmiş ve alacaklıların hangi oranda nisaba dahil olacakları usulünce belirlenmiştir. İstinaf eden alacaklıların bu yöndeki istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun “Konkordatonun Tasdiki” başlıklı 305. Maddesinde; Madde 305-(Değişik: 28/2/2018-7101/33 md): “ 302’nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır: a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın İflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder ). c) Konkordato projesinin 302’inci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması. d) 206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302’nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır ). e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Somut davada; borçlu şirketin konkordato teklifinin İİK m.302 hükmünde belirtilen nisapla kabul edildiği, konkordato teklifinin borçlunun kaynaklarıyla orantılı olduğunun tespit edildiği, belirtilen sürede teminat ile ilgili rehin işlemlerinin tesis edildiği, teklif edilen tutarın borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olduğu ve İİK.nun 305.maddesinde düzenlenen tasdik şartlarının oluştuğu, mahkemece tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla alacaklıların istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/637 Esas, 2022/185 Karar ve 24/02/2022 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan müdahil alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanuna bağlı tarife gereğince her bir alacaklıdan alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı istinaf edenler tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Müdahillerin yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İİK’nın 308/a maddesi uyarınca kararın taraflara tebliğinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/06/2022