Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/790 E. 2022/1400 K. 17.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/790 Esas
KARAR NO: 2022/1400
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 13. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 22/06/2017
NUMARASI: 2015/103 Esas, 2017/488 Karar
DAVA: ALACAK (Ticari Satımdan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/11/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; dava dışı … Ltd. Şti’nin davacı bankanın Balçova Şubesinden kredi talebinde bulunduğunu, kredinin teminatını teşkil etmek üzere …’ın maliki olduğu taşınmazın teminat olarak gösterildiğini, davacı banka tarafından davalı şirketten ekspertiz talebinde bulunulduğunu, davalı şirket tarafından hazırlanan ekspertiz raporunda, taşınmazın 1.410.000,00 TL değerinde olduğunun bildirildiğini ve söz konusu taşınmaz üzerinde banka lehine 500.000,00 TL bedelli ipotek tesis edilmesi sonrası … İnş. Ltd. Şti.’ne kredi kullandırıldığını, kredi borcunun ödenmemesi üzerine kredi hesaplarının kat edilerek kredi borçlusu ve kefiller aleyhine haciz ve ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takiplerine girişildiğini, ipotekli taşınmazın kıymet takdirinin yaptırıldığını, İcra Hukuk Mahkemesince yaptırılan kıymet takdiri raporunda taşınmaza 130.000,00 TL değer takdir edildiğini, ipotekli taşınmazın talepleri üzerine yapılan satış işlemi sonucunda 70.750,00 TL bedelle 3. kişiye ihale edildiğini, yapılan ilamsız takipte ise İ.İ.K. 143 m. gereği aciz vesikası alındığını, davacı banka ile davalı şirket arasında imzalanmış olan ekspertiz hizmet sözleşmesi hükmü gereği ekspertize konu gayrimenkulun hatalı değer ve tespiti nedeniyle oluşacak banka zararının ödeneceğinin kabul edildiğini, davalı şirketin değerlemede ağır kusuru bulunduğunu, bankanın dava dışı borçlu şirketten dava tarihi itibariyle 600.000,00 TL üzerinde alacağı bulunduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 368.743,00 TL zararın 19.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; zararın öğrenilmesinden itibaren 1 yıllık zamanaşımı süresinde davanın açılmadığını, 900.000,00 TL limitli kredinin teminatı olarak 500.000,00 TL limitli ipotek alındığına göre bankanın gerçekleştirdiği kredi işleminde müvekkil tarafından yapılan değerlemeyi dikkate almadığını, taşınmazın değerlemesi 17.04.2008 tarihinde yapılmış olmasına rağmen ipoteğin 30.10.2008 tarihinde tesis edildiğini, bu süre içinde şartların değiştiğini, davacı bankanın ipotek tesis işlemi sırasında müvekkili şirket tarafından hazırlanan değerlemeye itibar etmediğini, davalının eylemi ile zarar arasındaki illiyet bağının kesildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece, davacı bankanın dava tarihi itibarıyla alacağını asıl sorumlulardan tahsil etme imkanı olup olmadığı, zararın doğup doğmadığı ve miktarının mevcut dosya kapsamına göre henüz net olarak tespit edilmediği, davacının kredi borcunu asıl borçlulardan tahsil için yasal yolları tüketmediği, ayrıca taşınmaz ipoteğinin kredi sözleşmesinin kurulması aşamasında alınmadığı, aciz vesikasının maddi hukuk açısından bağlayıcı olamayacağı, davacı yanın dayandığı BK 98 madde uyarınca, sorumluluğun kapsamının henüz belirlenemediği, davanın erken açıldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiştir.
DAİREMİZİN KARARI Davacı vekilinin hükmü istinaf etmesi üzerine Dairemizin 06/02/2020 tarih ve 2017/2534 Esas, 2020/336 Karar sayılı kararı ile; davacının alacağı tahsili bakımından tüm takip yollarını tükettiği, alacağını tahsil etme imkanı bulunmadığından kesin aciz belgesi düzenlendiği, aciz belgesinin borçlunun mal varlığının alacaklının alacağını karşılamaya yetmediğini gösteren tek ispat aracı olduğu, ilgililerce şikayet veya itiraz yoluyla İcra Hakimliğince ortadan kaldırılmadıkça geçerli olduğu, davacının somut olay sebebiyle talep edebileceği zarar miktarının, kredi alacağı bulunması, kredi borçlularından tahsil edilememesi ve alacak miktarını geçmemesi kaydıyla, taşınmazın değerleme tarihindeki gerçek değeri ile davalının belirlediği 1.410,000,00 TL arasındaki fark kadar olduğunun kabulü gerektiği, taşınmazın eksper raporu tarihindeki değerinin 195.000,00 TL olarak tespit edildiği, buna göre davacının zararı 1.214.350,00 TL ( 1.410.000,00 TL- 195.650,00 TL) olarak hesaplanmış ise de dava tarihi itibariyle davacı banka alacağının 620.884,26 TL olduğu, ancak davacı tarafça fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla dava tarihi itibariyle 368.743,00 TL talep edildiği gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulü ile 368.743,00 TL tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
YARGITAY BOZMA İLAMI Dairemiz kararının davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. HD’nin 28/03/2022 tarih ve 2021/2000 Esas, 2022/1667 Karar sayılı kararı ile; ilk derece mahkemesinde alınan bilirkişi raporlarında gerçek zarar tespitinin hükme elverişli şekilde yapılmadığı, bilirkişiden ek rapor alınarak icra dosyasında davacının dava tarihi itibariyle net alacağı hesaplanarak, bu alacaktan taşınmazın ihaleyle satış bedeli mahsup edilerek gerçek zarar tespiti yapılıp çıkan meblağa hükmedilmesi gerektiği gerekçesiyle Dairemiz kararının bozulmasına karar verilmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, taraflar arasında imzalanan ekspertiz hizmet sözleşmesinin gereği gibi ifa edilmemesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi, erken açılan davanın reddine karar vermiş, hükmün istinaf edilmesi üzerine Dairemizce ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmiştir. Dairemiz kararının davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 6. HD’nce bilirkişi raporunda gerçek zarar tespitinin hükme elverişli yapılmadığı gerekçesiyle Dairemiz kararı bozulmuş, Dairemizce bozma ilamına uyulmuştur. Dosya kapsamından, taraflar arasında düzenlenen 06/08/2007 tarihli ekspertiz hizmet sözleşmesinde, davacı bankanın ekspertiz hizmeti satın alan, davalı şirketin ekspertiz hizmeti veren olduğu, sözleşmesinin 2. maddesinde, sözleşme konusunun, banka tarafından incelenmesi talep edilen tüm gayrimenkullerin ekspertiz raporlarının hazırlanması işi olduğu, sözleşmenin 5.1 maddesinde, eksper, yanında istihdam ettiği kişiler ve iş yaptığı kurum ve kişilerde dahil olmak üzere ekspertize konu gayrimenkulün hatalı değer ve yer tespiti nedeniyle oluşan bankanın zararını ödemeyi gayrikabili rücu olarak kabul ve taahhüt ettiği görülmektedir. Taraflar arasındaki ekspertiz hizmet sözlemesi gereği davalı şirketin, 17.04.2008 tarihinde dava dışı … İnş. Ltd. Şti’ne ait taşınmazın kıymet takdirini 1.410.000,00 TL olarak belirlediği ve taşınmaz üzerine banka lehine 500.000,00 TL limitli ipotek tesis edildiği, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takipte taşınmazın satışa çıkarıldığı, kıymet takdirine itiraz üzerine taşınmazın satışa esas değerinin 130.000,00 TL olarak tespit edildiği, taşınmazın 70.750,00 TL bedelle satıldığı, davacının aynı zamanda aynı alacak hakkında tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla kambiyo senetlerine özgü icra takibi başlattığı, işbu takip dosyasından borçluların haczedilebilir hiç bir malı bulunmadığından alacaklı bankanın talebi üzerine İİK 143. maddesine dayalı olarak 338.914,10 TL alacak için 05/01/2012 tarihli borç ödemeden aciz vesikası düzenlendiği anlaşılmıştır. Davacının alacağın tahsili bakımından tüm takip yollarını tükettiği ve alacağını tahsil etme imkanı bulunmadığından ilamsız takipte kesin aciz belgesi düzenlendiği görülmüştür. Aciz belgesi borçlunun mal varlığının, alacaklının alacağını karşılamaya yetmediğini gösteren tek ispat aracıdır ve ilgililerce şikayet veya itiraz yoluyla İcra Hakimliğince ortadan kaldırılmadıkça geçerlidir. Buna göre davalı şirket tarafından kıymet takdirinin doğru yapılmadığı ve davacının bu nedenle zarara uğradığı anlaşılmaktadır. Yargıtay bozma ilamı doğrultusunda alınan bilirkişi raporunda; ipoteğin paraya çeverilmesi yolu ile yapılan takipte dava tarihi itibarıyla davacı bankanın alacağının 723.019,37 TL olduğu, ancak ipoteğin limit ipoteği olması nedeniyle davacı bankanın bu dosyada 500.000,00 TL talep edebileceği belirtilmiştir. Buna göre bozma ilamında belirtilen ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile takip dosyasında davacı bankanın dava tarihi itibarıyla net alacağı 723.019,37 TL olmakla birlikte, ipoteğin limit ipoteği olması nedeniyle davacı bankanın bu dosyada 500.000,00 TL talep edebileceği, 70.750,00 TL satış bedelinin mahsubundan sonra kalan miktarın davacı bankanın zararını oluşturacağı, davacının talebinin bu miktarın altında kaldığı gözetildiğinde, taleple bağlı kalınarak 368.743,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere: 1-Davacının davasının kabulü ile 368.743,00 TL tazminatın temerrüt tarihi olan 26/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 2-)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 25.188,83 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 6.297,21 TL harcın mahsubu ile bakiye 18.891,62 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-) Davacının yapmış olduğu 2.530,30 TL yargılama gideri, posta masrafı, bilirkişi ücreti ile 6.324,91 TL peşin harç, başvurma harcı olmak üzere toplam 8.855,21 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE 4-) Davacı taraf kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi Gereğince 54.624,02 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 5-)Davalının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde BIRAKILMASINA, İstinaf giderleri yönünden 6-)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırlan 62,80 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,90 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 7-) Davacının yapmış olduğu 673,95 TL yargılama gideri, bilirkişi ücreti ile yatırmış olduğu 148,50 TL istinaf harçları olmak üzere toplam 822,45 TL’nin davalıdan alınarak davacıya VERİLMESİNE, 8-)İstinaf yargılamasının Yargıtay bozma ilamı sonrasında duruşmalı olarak gerçekleştirilmiş olması nedeniyle, kendisini vekil ile temsil ettiren davacı yararına hüküm tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince belirlenen 11.000,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı tarafa VERİLMESİNE, 9-)Davalı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 10-)6100 sayılı HMK’nın 333.maddesi gereğince taraflarca yatırılan gider avansının kullanılmayan kısmının hüküm kesinleştiğinde ve kararın tebliğ gideri karşılandıktan sonra artan kısmın yatıran tarafa İADESİNE, Dair, davacı vekili ile ihbar olunan vekilinin yüzlerine karşı, davalı vekilinin yokluğunda gerekçeli kararın tebliğinden itibaren HMK’nın 361/1.maddesi gereğince iki haftalık süre içerisinde Temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı.17/11/2022