Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/782 E. 2022/836 K. 30.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/782 Esas
KARAR NO : 2022/836
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
DAVA: SIRA CETVELİNE İTİRAZ (İflas Tasfiyesinde Düzenlenen Sıra Cetveline Yönelik Kayıt Kabul Ve Terkin Talebi (İİK 235))
KARAR TARİHİ: 30/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA:
Davacı vekili 18/06/2018 tarihli dava dilekçesinde; İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/41 Esas sayılı dosyasında 16/11/2017 tarihinde Müflis … Bankası A.Ş hakkında iflas kararı verildiğini, İstanbul 1. İflas Müdürlüğünün … iflas sayılı dosyasıyla bankanın iflas tasfiye işlemlerine başlandığını, müvekkilinin müflis bankada mevduat hesabı bulunduğunu, müvekkili alacak talebinin 3. Sırada iflas masasına kaydedildiğini, müvekkilinin 234.914,46 TL alacağının 211.166,94 TL’sinin kabulüne bakiye 23.747,52 TL ‘lik kısmın ise reddine karar verildiğini, masaya kaydı talep edilen alacaklarının Türk Lirası üzerinden kaydına ve alacağın reddedilen kısmına ilişkin itiraz ettiklerini, öncelikle alacaklarının yabancı para olarak iflas masasına kaydını talep ettiklerini, aksi halde müvekkilinin büyük bir hak kaybının olacağını, alacağın yabancı para olarak iflas masasına kaydedilmese dahi fiili ödeme günündeki kur üzerinden Türk parasına çevrilerek iflas masasına kaydedilmesi gerektiğini, TBK madde 99’ yer alan düzenleme gereğince konusu yabancı para olan borçların ödeme günündeki rayiç üzerinden ülke parasıyla ödeneceğini iddia ederek, iflas masası tarafından reddedilen 23.747,52 TL’lik alacak kısmının iflas masasına kaydı ile yabancı para olarak alacaklarının iflas masasına tamamının kabulü doğrultusunda karar verilmesini ve sıra cetvelinin düzeltilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP:
Davalı vekili; müflis bankanın iflas tasfiyesinin İstanbul 1. İflas Müdürlüğünün … İflas sayılı dosyası üzerinden TMSF tarafından önerilen ve icra hakimliğince atanan iflas idaresi tarafından yürütüldüğünü, davacının müflis bankadan alacaklı olduğu gerekçesiyle 576 kayıt numarası ile alacak talebinde bulunduğunu, banka kayıtları üzerinde yapılan incelemede davacının 16.755,97 TL ve 53.589,37 USD (bu miktarın müflis bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı 22/07/2016 tarihli TCMB USD alış kuru(3.0573 ) üzerinden TL’ye çevrilerek uygulanması ile 163.838,78 TL), 2.415,46 EURO (bu miktarın müflis bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı 22/07/2016 tarihli TCMB EURO alış kuru (3.3704) üzerinden TL’ye çevrilerek uygulanması ile 8.141,06 TL ) olmak üzere toplam 188.735,82 TL alacağı olduğunun tespit edildiğini, bu miktara müflis bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı 22/07/2016 tarihinden, iflasın açıklandığı 16/11/2017 tarihleri arasındaki gün sayısına %9 yasal faiz oranının uygulanması ile toplam 211.166,94 TL alacak olarak kabul edildiğini, müvekkilinin harçtan muaf olduğunu savunarak, davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN 2018/837 ESAS,2018/1450 KARAR VE 28/12/2018 TARİHLİ KARARI İLE;
İdari yargı yerinin görevli olduğu gerekçesiyle davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir. Karar davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir.
DAİREMİZİN 2019/1473 ESAS, 2019/2299 KARAR VE 16/12/2019 TARİHLİ KARARI İLE:
Davalı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN 2020/185 ESAS, 2020/411 KARAR VE 22/06/2020 TARİHLİ KARARI İLE:
Davacı vekili tarafından idari yargı yerinde dava açıldığı, İstanbul 2. İdare Mahkemesinin … Sayılı dosyasında 30/01/2020 günü ara kararı ile davanın çözümünün adli yargı mercilerine ait olduğu gerekçesiyle görevli yargı mercinin belirlenmesi amacıyla dosyanın gönderilmesine karar verildiği, davanın çözümünde adli yargı yerinin görevli olduğu sonucuna varıldığı bu nedenle İstanbul 2. İdare Mahkemesinin başvurusunun kabulü ile İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 28/12/2018 tarihli, 2018/837 Esas, 2018/1450 Karar sayılı görevsizlik kararının kaldırılmasına oy birliği ile kesin olarak karar verilmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI:
Mahkemece; dava konusu uyuşmazlıkta, davacının yabancı para cinsi asıl alacağının tutarı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmadığı, TCMB döviz kurları internet sitesinde sürekli ilan edilmekle tüm taraflar ve mahkememizce ulaşılabilir-denetlenebilir durumda bulunduğu, nitekim müflis bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı 22/07/2016 tarihindeki USD ve EURO alış, efektif alış kurunun da, iflasın açıldığı 16/11/2017 tarihindeki alış, efektif alış kurunun da tarafların bilgisi dahilinde ve kabulünde olduğu, mahkemece TCMB internet adresindeki ilanlardan yapılan kontrolde, tarafların anılan tarihlerle ilgili bildirdiği kur rakamlarında bir maddi hatanın-farklılığın da bulunmadığı gözetilerek, taraf defter ve kayıtları incelenerek bilirkişi raporu alınmasına gerek bulunmadığı, davacının kayıt başvurusunda iflas kararı tarihindeki TCMB efektif döviz alış kurundan yaptığı hesabın doğru olduğu, Yargıtay (Kapatılan) 23.HD’nin konuyla ilgili içtihatlarında da belirttiği üzere efektif kurların uygulanması gerektiği, bu nedenle davacının efektif alış kuru üzerinden TL’ye çevirerek yaptığı kayıt başvurusunda haklı olduğu, iflas idaresinin reddettiği ve kur farkından kaynaklanan kısmın da (kayıt başvurusunda ve davada talep edilen tutar gözetilerek taleple bağlılık ilkesi gereği talep kadar hüküm kurulabileceği anlaşılmakla) davacının 1479. sıradaki alacağına ilaveten müflis bankanın iflas masasından düzenlenen sıra cetveline kaydına karar vermek gerektiği, yabancı para cinsi alacaklarının öncelikle yabancı para cinsinden masaya kaydına karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüşse de incelenen kayıt başvurusunda alacağını tamamen TL olarak (TL’ye çevirerek) masaya kayıt talep edildiği, bu nedenle bu talebiyle bağlı olduğu, TBK md 99 kapsamında davacının iflas masasına yabancı para alacak kaydı konusunda seçimlik hakkı bulunmadığı, yukarıda açıklanan emsal Yargıtay içtihatlarında da belirtildiği üzere iflas sıra cetveline yabancı para cinsinden kayıt talebinin alacaklılar arasında eşitsizlik yaratacak nitelikte uygulama olmakla Yargıtay içtihat ve uygulamalarında da kabul görmediği, iflas hukuku prensiplerine aykırı olduğu, kaldı ki davacının TBK md 99 kapsamında seçimlik hakkı olduğu kabul edilse bile bu hakkını kayıt başvurusu sırasında TL cinsinden talep ederek TL şeklinde seçtiği, yaptığı bu seçimi kayıt kabul davasında değiştirerek ilk seçiminden vazgeçemeyeceği, nitekim bu hususta da pek çok emsal içtihat bulunduğu anlaşılmakla, davadaki talebin taleple bağlılık ilkesi gereği reddedilen TL cinsi alacak kayıt başvurusunun reddedilen kısmı hakkında kayıt kabul davası olduğu gözetilerek, buna yönelik hüküm kurulduğu gerekçesiyle davanın kabulüne davacının 23.747,52 TL alacağının 576 kayıt nolu alacağa ilaveten müflis bankanın İstanbul 1. İflas Müdürlüğünün 2017/14 iflas sayılı dosyasında sıra cetveline kaydı suretiyle iflas masasına kayıt ve kabulüne karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ:
Karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir.
Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; haksız davanın reddi gerektiğini, müvekkili iflas idaresi tarafından davacının alacak kayıt talebine konu yabanca para alacağı hakkında karar verilirken TMSF fon kurulunun 10/05/2018 tarih ve 2018/260 sayılı kararı gereğince müflis bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı 22/07/2016 tarihli TCMB, USD ve EURO alış kuru üzerinden hesaplama yapıldığını, fon kurulunun vermiş olduğu 10/05/2018 tarihli kararın uygulanmasının hukuka uygun olduğunu, söz konusu 2018/260 nolu fon kurulu kararı uyarınca yabancı para ve altın cinsinden vadesiz hesaplara müflis bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı, 22/07/2016 tarihi itibari ile TCMB’de ilan edilen döviz alış kurları üzerinden hesaplanacak Türk Lirası karşılıklarına denilerek hesaplamanın hangi tarih ve kur üzerinden gerçekleştirileceğinin belirtildiğini, Sigortaya Tabi Mevduat ve Katılım Fonları ile Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair Yönetmelik m.(6 gereğince; Sigorta kapsamında ödemeler (Değişik ibare:RG-29/9/2011-28069) Türk Lirası olarak yapılır. Döviz cinsinden hesapların (Değişik ibare:RG-29/9/2011-28069) Türk Lirası karşılıkları, kredi kuruluşunun faaliyet izninin kaldırıldığı tarihteki Merkez Bankası döviz alış kurları esas alınarak belirlenir. (Değişik ibare:RG-29/9/2011-28069) Kıymetli maden cinsinden hesapların (Değişik ibare:RG-29/9/2011-28069) Türk Lirası karşılıkları ise, kredi kuruluşunun faaliyet izninin kaldırıldığı tarihteki İstanbul Altın Borsası seans kapanış fiyatına ve Merkez Bankası döviz alış kurlarına göre belirlenir.” düzenlemesi gereğince davacının döviz cinsinden olan mevduat alacağının müflis bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı tarihteki kur üzerinden Türk Lirasına çevrilmesinin usul ve yasaya uygun olduğunu, anılan düzenlemenin faaliyet izni kaldırılan kredi kuruluşlarına yönelik özel bir düzenleme olması nedeniyle diğer düzenlemelerden öncelikle uygulanacağını, emsal İstanbul 3. İdare Mahkemesinin 28/12/2017 tarih, 2017/2283 Esas, 2017/2818 Karar sayılı kararında, döviz cinsi mevduat alacağına bankanın faaliyet izninin kaldırıldığı tarihteki kurun uygulanması gerektiği bu sebeple de davanın reddine karar verildiğini, kararın onanarak kesinleştiğini, karar doğrultusunda alacak talebinin değerlendirilmesi gerektiğini, kurulun vermiş olduğu kayıt kabul kararının hukuka uygun bulunduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE:
Dava, İİK 235.maddesi gereğince kayıt kabul davasıdır.
2247 Sayılı ” Uyuşmazlık Mahkemesinin Kuruluş ve İşleyişi Hakkındaki Kanun “‘un 29.maddesinde; kararların kesinliği ve yayınlanması üst başlığı ile, uyuşmazlık mahkemesinin kararlarının kesin olduğu, Başkanın uygun göreceği kararların Resmi Gazetede yayımlanacağı düzenlenmiştir.Açıklanan nedenlerle ve özellikle kesin olarak verilen uyuşmazlık mahkemesi kararı neticesinde; mahkemenin görevli olması ile ilgili dava şartının mevcut olduğunun kabulü ile dosyanın esastan incelenmesi gerekmiştir. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. m). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Çünkü 235.maddede açıkça 223.maddesi saklı tutulmuştur. İİK 223/3. fıkra son cümleye göre, bu muameleyi yaptırmış alacaklılar hakkında İflas idare memurunun kararlarına karşı kanun yolları, kendilerine tebliğ tarihinden itibaren başlar. İİK 223/3. fıkrasına göre yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle İflas idaresinin kararlarının kendisine tebliğini istememiş olan alacaklı için sıra cetveline itiraz davası açma süresi yukarıda belirtildiği üzere, sıra cetvelinin ilanından itibaren işlemeye başlar.Somut davada, İstanbul 1. İflas Müdürlüğünün… tasfiye sayılı dosyasında vermiş olduğu cevabı yazılarından, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/41 Esas sayılı dosyasında 16/11/2017 tarihinde iflasına karar verilen müflis … Bankası A.Ş’nin sıra cetvelinin 01.06.2018 tarihinde…. Gazetesinde, 04.06.2018 tarihinde Ticaret Sicil Gazetesinde yayınlandığı, davacı tarafından iflas masasına alacak kayıt başvurusunda bulunulduğu, alacağının 576 sırasına kaydedildiği, davacının alacak talebinin 234.914,46 TL olduğu, masa tarafından müflis kayıtlarında alacağın 211.166,94 TL olduğunun tespit edildiği belirtilerek söz konusu miktarın kabulüne bakiye 23.747,52 TL’ lik talebin reddine karar verildiği, kararın davacı tarafa 08/06/2018 tarihinde tebliğ edildiği, davanın 18/06/2018 tarihinde yasal süresi içerisinde açılmış olduğu anlaşılmıştır. Taraflar arasında; davacının müflis bankanın mudilerinden olduğu, müflis bankada Türk Parası ve döviz cinsinden hesaplarının bulunduğu masa tarafından alacak talebinin müflis bankanın bankacılık faaliyet izninin kaldırıldığı, 22/07/2016 tarihindeki TCMB belirtilen kur üzerinden Türk Parasına çevrilerek Türk Lirası üzerinden kabul edildiği, davacının ise yabancı döviz cinsindeki paralarının müflis bankanın iflas tarihindeki kur üzerinden hesaplanarak masaya kayıt ve kabulünü talep ettiği konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Uyuşmazlık; yabancı para cinsinden olan alacağın, müflisin banka olması ve özellikle bankacılık faaliyet izninin kaldırılmasından sonra iflasına karar verilmiş bulunması durumunda hangi tarih itibariyle döviz alış bedeli üzerinden Türk Parasına çevrilerek masaya kaydının gerekip gerekmediğine ilişkindir.Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulunun 22/07/2016 tarih ve 6947 sayılı kararı ile Tasarruf Mevduat Sigorta Fonu’nun 21/07/2016 tarih ve 9029 sayılı yazısında yer alan talebi üzerine 5411 sayılı bankacılık kanunun 107.maddesinin son fıkrası gereğince … Bankası A.Ş ‘nin faaliyet izninin kaldırılmış olduğu konusunda herhangi bir uyuşmazlık yoktur.Sigortaya Tabi Mevduat Ve Katılım Fonları İle Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunca Tahsil Olunacak Primlere Dair Yönetmeliğin 1.maddesinde” Bu Yönetmeliğin amacı, kredi kuruluşları nezdinde bulunan tasarruf mevduatı ve gerçek kişilere ait katılım fonlarının sigortalanmasına ve Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından tahsil edilecek sigorta primlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” şeklinde açıklanmıştır. Yönetmeliğin 2. Maddesinde ise “Bu Yönetmelik, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanununun 63 üncü maddesinin üçüncü fıkrasına dayanılarak hazırlanmıştır.” ifadesine yer verilmiştir. Yönetmeliğin 6.maddesinin üst başlığı ise “Sigortalı mevduat veya katılım fonunun ödenmesi”dir. “Madde 6 (1) Sigorta kapsamında ödemeler (Değişik ibare:RG-29/9/2011-28069) Türk Lirası olarak yapılır. Döviz cinsinden hesapların (Değişik ibare:RG-29/9/2011-28069) Türk Lirası karşılıkları, kredi kuruluşunun faaliyet izninin kaldırıldığı tarihteki Merkez Bankası döviz alış kurları esas alınarak belirlenir. (Değişik ibare:RG-29/9/2011-28069) Kıymetli maden cinsinden hesapların (Değişik ibare:RG-29/9/2011-28069) Türk Lirası karşılıkları ise, kredi kuruluşunun faaliyet izninin kaldırıldığı tarihteki İstanbul Altın Borsası seans kapanış fiyatına ve Merkez Bankası döviz alış kurlarına göre belirlenir.” hükmü yer almaktadır. Söz konusu yönetmelik gereğince yabancı para alacakları ile ilgili olarak Türk Lirası karşılıklarının kredi kuruluşunun faaliyet izninin kaldırıldığı tarihteki İstanbul Altın Borsası Seans kapanış fiyatına ve Merkez Bankası döviz alış kurlarına göre belirleneceği açıkça düzenlenmiştir. Söz konusu düzenleme kapsamında kredi kuruluşlarının iflasına yönelik olarak yabancı para alacaklarına ilişkin masaya kayıt talebi aşamasında Türk Lirası karşılıkları özel olarak düzenlenmiştir. Bu düzenlemenin yer aldığı yönetmelik yukarıda açıkça yer verildiği üzere 5411 sayılı Bankacılık Kanunu gereğince çıkarılmıştır. Her ne kadar kredi kuruluşları haricindeki şirketler yönünden yabancı para alacağına ilişkin talepler iflas tarihi itibariyle döviz kuru karşılığının Türk Lirasına çevrilerek masaya yazdırılması kabul edilmiş ise de iş bu kredi kuruluşları yönünden özel bir düzenleme getirildiğinden ve yönetmelik hükümleri yürürlükte bulunduğundan mahkemece söz konusu yönetmelik hükümleri gereğince masanın kabul etmiş olduğu alacağa, dair hesaplamanın yerinde olduğu gerekçesiyle davacı talebinin reddi gerekir iken iflas tarihi itibari ile TCMB efektif döviz alış kuruna göre yapılan hesaplama gereğince masanın reddetmiş olduğu bakiye alacak miktarının kabulünde isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle ve özellikle kredi kuruluşu olan bankanın faaliyet izninin iflas tarihinden önce kaldırılmış olması ve faaliyet izninin kaldırılmasına dayanak olan 5411 sayılı Bankacılık Kanunu gereğince çıkarılan yönetmelik hükmü kapsamında, faaliyet izninin kaldırıldığı tarih itibari ile döviz kuru üzerinden yapılacak hesaplama sonucunda alacağın masaya kabulü isabetli olduğundan mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul kararı usul ve yasaya uygun görülmemiştir. Ne var ki mahkemece yasanın hatalı yorumlanmış olması yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile hükmün düzeltilerek yeniden esas hakkında takdiren aşağıdaki gibi karar tesis edilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi Yukarıda Açıklandığı Üzere:
1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/508 Esas, 2021/776 Karar ve 19/11/2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA,
3-a) Davacının davasının reddine,
b) Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak karşılanan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 44,80 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,
c)Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince 5.100,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı tarafa verilmesine,
d)Davacının yapmış olduğu yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
e)Davalının yapmış olduğu 17,60 TL yargılama giderinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
f)Taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının ilgili tarafa iadesine,
4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harcın davacı taraftan tahsili ile hazineye irat kaydına,
5-Davalı harçtan muaf olduğundan bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
6-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,
7-Davalının yapmış olduğu toplam 59,50 TL istinaf yargılama giderlerinin davacı taraftan alınarak davalı tarafa verilmesine,
8-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA,
Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/2.bendi gereğince düzeltilerek aynı yasanın 362/1-a bendi kapsamında kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/06/2022