Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/731 E. 2022/674 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/731 Esas
KARAR NO: 2022/674
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 01/03/2022
NUMARASI: 2022/195 Esas, 2022/192 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Kambiyo Senetlerine Mahsus Takipten Doğan İflas (İİK 173))
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesi ile, davalı (Borçlu) … Tic. Ltd. Şti.’nin icra dosyasının diğer borçlusu … Tic. Ltd. Şti. lehine; … bank A.Ş. Çarşı Güneşli Şubesine ait … ve … Seri Nolu 410.000,00 TL bedelli 2 adet çek düzenlendiğini, bahse konu çeklerin … San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından müvekkiline olan borcuna mahsuben ciro edildiğini, borcun ödenmediğini, bu nedenle çek keşidecisi olan davalı şirket ile lehtar şirket hakkında Bakırköy … İcra Dairesince haciz yoluyla ödeme emri gönderildiğini, ödeme emrinin usulüne uygun tebliğ edildiğini ve kesinleştiğini, ödeme emirlerine rağmen herhangi bir ödemede bulunulmadığını, Bakırköy … İcra Dairesi Müdürlüğüne başvuruda bulunularak davalının da içinde bulunduğu dosya borçluları hakkındaki 2 adet icra takibini İ.İ.K. md 43. hükmüne göre Kambiyo Senetlerinde Özgü iflas yolu ile takibe dönüştürdüklerini, söz konusu ödeme emirlerinin tebliğine rağmen davalı (borçlu) şirketin ödeme yapmadığını, borca itirazının da bulunmadığını, bu itibarla İ.İ.K. hükümleri gereğince borçlu davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davalı şirketin iflasına karar verilmesinin talep edildiği, somut olayda HMK 114. Maddesindeki kesin yetki kurallarının uygulanması gerektiği, HMK’nın 114/1 ç maddesi gereğince kesin yetkinin dava şartı olduğu, davalı şirketin adresinin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemeleri yargı çevresi içerisinde bulunduğu gerekçesiyle davanın HMK 114. ve 115. Maddeleri gereğince yetkisizlik nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde; davalı borçlu aleyhine icra takibi yapıldığını, borçluya usulüne uygun ödeme emirlenin tebliğ edildiğini, davalının süresinde yetkiye itirazında bulunmadığını, daha sonra İİK’nın 43. maddesi gereğince kambiyo senetlerine özgü iflas yoluyla takibe dönüştürdüklerini, ödeme emrinin tebliğ edildiğini, bu tebliğ üzerine de herhangi bir yetki ve görev itirazında bulunulmadığını, böylece yetkinin kesinleştiğini, Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemesinin yetkili hale geldiğini, iflas yoluyla başlatılan takipte yetki kamu düzenine ilişkin olmadığından, bu yetkiye itiraz bulunmaması halinde iflas davasında yetkisizlik iddiasının ileri sürülmeyeceğini, taraflar arasında bu şekilde zımni yetki sözleşmesi yapıldığını belirterek kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Davacı tarafından davalı aleyhine icra takibi yapıldığı, borçlunun borca ve yetkiye itiraz etmediği, akabinde İİK 43. Maddesi gereğince takip usulünün değiştirilerek iflas ödeme emri gönderildiği, ödeme emrinin tebliğ edildiği, borçlunun borca ve yetkiye itirazının bulunmadığı, akabinde davacı tarafından İİK 173. Maddesi gereğince davalının iflasına karar verilmesi için iş bu davanın açıldığı anlaşılmıştır. İlk derece mahkemesince, İİK 154. HMK 114. ve 115 maddeleri gereğince davanın usulden reddine karar verilmiş, verilen karar davalı tarafından istinaf edilmiştir. 2004 sayılı İİK‘nın 154. maddenin alt başlığı, “İflas takiplerinde yetkili mercii”dir. Birinci fıkrasında, İflas yoluyla takipte yetkili mercinin, borçlunun muamele merkezinin bulunduğu mahaldeki icra dairesi olduğu, ikinci fıkrasında, merkezleri yurt dışında bulunan ticari işletmeler hakkında yetkili mercinin, Türkiye’de ki şubenin, birden ziyade şubenin bulunması halinde merkez şubenin bulunduğu yerdeki icra dairesi olduğu belirtilmiştir. Üçüncü fıkrada ise, borçlu ile alacaklının yetkili icra dairesini yazılı anlaşma ile tayin etmeleri halinde, söz konusu yer İcra dairesinin dahi iflas takibi için yetkili sayılacağı, ancak iflas davaları için yetki sözleşmesinin yapılamayacağı, iflas davasının mutlaka borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yer ticaret mahkemesinde açılacağına yer verilmiştir. Söz konusu yetki kamu düzenine ilişkin ve kesindir. Aksine yetki sözleşmesi yapılamaz. Yetki itirazında bulunulmamış olsa dahi, mahkemece yetkili olup olmadığı kendiliğinden gözetilir. Tüzel kişilerin yerleşim yeri MK hükümlerine göre belirlenir. TMK’nın 51. maddesinde, tüzel kişinin yerleşim yerinin, kuruluş belgesinde başka bir hüküm bulunmadıkça işlerinin yönetildiği yer olduğu belirtilmiştir. Bu durumda muamele merkezinin, işlerin yönetildiği yer yani tüzel kişinin yerleşim yeri olduğunun kabulü yerinde olacaktır. Yasal düzenlemelerde, şirketin ticaret sicil adresinin muamele merkezi olduğuna yer verilmemiştir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2012/19-643 Esas, 2013/256 Karar sayılı ilamında da, kısaca, iflası istenen kişinin ticaret siciline kayıtlı olduğu yerin muamele merkezi yönünden karine teşkil ederse de, ticaret sicilinde kayıtlı olduğu yerden başka bir yerin muamele merkezi olduğu kanıtlanırsa İflas davasının bu yer ticaret mahkemesinde açılması gerektiği vurgulanmıştır. Somut olayda, davalı şirketin sicil kayıtlarının incelenmesinde; … sicil nolu … Ticaret Limited Şirketi’nin, … Mahallesi … Caddesi … Blok No:… Şişli /İstanbul adresinde sicilde kayıtlı olduğu anlaşılmıştır. 2004 sayılı İİK‘nın 154. maddesinde düzenlenen yetki, kamu düzenine ilişkin ve mutlak yetkidir. Bu şekilde, yetkinin kesin olduğu davalarda, mahkeme yetkili olup olmadığını, davanın sonuna kadar kendiliğinden araştırmak zorundadır. Çünkü, kesin yetki kuralı dava şartıdır (HMK .114/1-ç, m.115). Bu nedenle, kesin yetki hallerinde yetki itirazı, ilk itiraz değildir. Bilindiği üzere, davanın esası hakkında inceleme yapabilmek için gerekli olan şartlara, dava şartları denmektedir. Mahkemenin, gerek kendiliğinden gerek tarafların itirazı üzerine yapacağı inceleme sonunda, dava şartının noksan olduğunu tespit etmesi halinde davayı dava şartı yokluğundan usulden reddetmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle İcra ve İflas Kanunun 154/3. Fıkrası, HGK kararı ve emsal Yargıtay ilamları kapsamında davalı şirketin sicile kayıtlı olduğu yerin İstanbul Mahkemelerinin yetki alanında kaldığı, bu sebeple ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından davacının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere,1-Bakırköy 1. Asliyet Ticaret Mahkemesinin 2022/195 Esas, 2022/192 Karar ve 01/03/2022 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi uyarınca esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı peşin olarak alındığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 164/2 fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/06/2022