Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/729 E. 2022/658 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/729 Esas
KARAR NO: 2022/658
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 30/11/2021
NUMARASI: 2021/670 Esas, 2021/834 Karar
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan
(İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Konkordato talep eden vekili talep dilekçesi ile; müvekkili şirketin tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini, hammadde maliyetlerinde ve banka kredi faizlerindeki artış, pandemi nedeni ile yurt içi ve yutdışı sevkiyatlarında yaşanan sıkıntılar nedeniyle konkordato başvurusu zorunluluğu doğduğunu, şirketin nakit akışının bozulduğunu, konkordato ön projeleri ile konkordatoya tabi borçların konkordatonun tasdiki halinde 6 ay ödemesiz süreden sonra 24 ay eşit taksitler halinde faizsiz olarak ödeneceğini belirterek müvekkilleri lehine geçici mühlet ve sonrasında bir yıllık kesin mühlet verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, konkordato talep eden şirket vekilinin konkordato talebinden feragat ettiği, şirketin fiilen borca batık olduğu, öz sermayesinin ilk açıklanan hal ile kıyaslandığında fevkalade yüksek olduğu, bu haliyle konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün bulunmadığı, şirketin komiserlerinin en baştaki talimatlarına aykırı hareket ettiği, olmayan stokları varmış gibi gösterdiği, yine şirketin fiktif alım ve ödemeler yaptığı, davacı şirketin yüksek tutarda borca batık olduğu, şirket temsilcisinin davet edildiği halde duruşmaya katılmadığı gerekçesiyle konkordato talebinin feragat nedeniyle reddine, geçici mühletin kaldırılmasına ve şirketin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde konkordato talep eden vekili tarafından istinaf edilmiştir. Konkordato talep eden vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkili şirketin geçici mühlet alarak ekonomik durumunu düzeltmeyi amaçladığını, ancak konkordatoya başvurulacağı duyulduğunda şirket alacaklıların haciz ile raporda belirtilen stokları aldığını, sürecin başlaması ile şirket borçlarının şirket yetkilisinin ve aile bireylerinin desteği ile ödendiğini, müvekkilinin konkordato sürecinin hiçbir korumasından yararlanamadığını, bu nedenle taleplerinden feragat ederek olağan ticari hayatına devam etmek istediklerini, şirket temsilcisinin eşi ile yapılan para transferinin mal kaçırma olmadığını, müvekkili şirket yetkilisinin eşinin de tekstil sektöründe faaliyet gösterdiğini ve müvekkili şirket ile temsilcinin eşinin ticari işletmesinin grup şirket olduğunu, borcun diğer işletmeden de istenmesi mümkün olduğundan şirketin içinin boşaltılması ya da mal kaçırmadan söz edilemeyeceğini belirterek iflas kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, hukuki niteliği itibariyle 7101 sayılı Kanun ile değişik İİK’nın 285 ve devamı maddeleri gereğince geçici mühlet ve akabinde kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikine ilişkindir. Konkordato talepleri ile ilgili 2004 sayılı İİK’nın 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada iflasa tabi olan borçlu için, İİK’nın 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yeri mahkemesinin yetkili olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, talebin, borçlu şirketin muamele merkezi asliye ticaret mahkemesinde açıldığı ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde borçlu şirket vekilinin vekaletnamesinde konkordato ile ilgili özel yetkinin mevcut olduğu anlaşılmıştır. Dosya kapsamından, mahkemece İİK’nın 286 maddesinde sayılan belgelerin eksiksiz olarak sunulduğu belirtilerek davacı lehine 12/10/2021 tarihinden geçerli olmak üzere 3 aylık geçici mühlet kararı verildiği ve geçici komiser heyeti atandığı, konkordato talep eden şirket vekilinin 08/11/2021 tarihli dilekçesi ile konkordato talebinden feragat ettiği görülmektedir. Mahkemece, feragat nedeniyle konkordato talebinin reddine, geçici mühletin kaldırılarak borçlu şirketin iflasına karar verilmiş, konkordato talep eden vekili hükmü istinaf etmiştir. Uyuşmazlık, konkordato talebinden feragat eden şirket hakkındaki iflas kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır. Komiser heyeti 17/11/2021 tarihli raporlarında; davacı şirketin rayiç değerlere göre – 20.591.797,31 TL borca batık olduğunu, stoklar açısından kaydi tutarlar ile fili tutarlar arasındaki farkın 34.254.969,33 TL olduğunu, stoklarda olması gereken bu malların akıbetinin ise belli olmadığını, borçlu şirketin 01/10/2021 ile 05/10/2021 tarihleri arasında şirketin %100 hissesine sahip tek yetkilisi olan kişinin eşine ait firmadan alımı yapılan 13.676.145,84 TL tutarındaki mal ve hizmet alımlarının defter kayıtlarına intikal ettirildiği halde bilirkişiler tarafından yapılan fiili sayım sonrasında stoklarda 800.000,00 TL tutarında malın tespit olunduğunu, alımların fiktif nitelikte olduğunu, alımların gerçek olmadığını, bu şekilde davacı şirketin yetkilisinin eşine borçlandırıldığı, şirketin tek yetkilisinin eşine ait firmaya havalelerin dahi yapıldığı, bilirkişi raporu ile tespit olunan miktar ve para ile bu durumun dahi saptandığını açıklamışlardır. İİK 288. Maddesi uyarınca geçici mühlet hakkında da uygulanması gereken İİK ‘nın 292. maddesinde “ Kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile İflasın açılması “ na yer verilmiştir. Madde 292-( Değişik :28/2/2018-7101/20 md): “ İflasa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra aşağıdaki durumların gerçekleşmesi halinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına re’sen karar verir. a)Borçlunun malvarlığının korunması için İflasın açılması gerekiyorsa, b)Konkordatonun başarıya ulaşmayacağı anlaşılıyorsa, c)Borçlu ,297 nci maddeye aykırı davranır veya komiserin talimatlarına uymazsa ya da borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılıyorsa, d) Borca batık olduğu anlaşılan bir sermaye şirketi veya kooperatif, konkordato talebinden feragat ederse. İflasa tabi olmayan borçlu bakımından ise birinci fıkranın (b) vd ( c) bendlerindeki hallerin kesin mühletin verilmesinden sonra gerçekleşmesi durumunda, komiserin yazılı raporu üzerine mahkeme kesin mühleti kaldırarak konkordato talebinin reddine resen karar verir. Mahkeme, bu madde uyarınca karar vermeden önce borçlu ve varsa konkordato talep eden alacaklı ve alacaklılar kurulunu duruşmaya davet eder, diğer alacaklıları ise gerekli görürse davet eder .” hükmünü düzenlemektedir. Somut olayda, konkordato talep eden şirketin konkordato talebinden feragat ettiği, vekilin feragat hususunda özel yetkisinin bulunduğu, komiser heyeti raporunda şirketin borca batık olduğunun tespit edildiği, borçlu şirket vekilinin istinaf talebinde borca batıklık tespitine açık bir itirazının da olmadığı, İİK’nın 292/son fıkrasına göre şirket temsilcinin çağrılmasına rağmen duruşmaya katılmadığı anlaşıldığından mahkemece borçlu şirketin konkordato talebinin feragat nedeniyle reddine ve geçici mühletin kaldırılarak şirketin iflasına karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık bulunmadığından, konkordato talep eden vekilinin istinaf taleplerinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere, 1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/670 Esas, 2021/834 Karar ve 30/11/2021 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince konkordato talep eden vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İcra ve İflas Kanunun 293/3 fıkrası ile aynı yasanın 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.