Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/657 E. 2022/726 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/657 Esas
KARAR NO: 2022/726
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul21. Asliye Ticaret Mahkemesi
ESAS NO: 2019/834
ARA KARAR TARİHİ : 08/03/2022
DAVA: TAZMİNAT (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili, 27.09.2019 tarihli dava dilekçesinde, müvekkili şirket ile asıl işveren … A.Ş arasında akdedilen hizmet sözleşmesi kapsamında çalıştırılan … ve … tarafından müvekkili şirket ile davalı … A.Ş hakkında iş mahkemesine açmış oldukları davalar sonucunda müvekkili şirketin icra takip bedeli toplam 35.000,00 TL takip bedelini 29.09.2017 tarihinde ödediğini, dava konusu rücuen alacak kaynağının davalı …A.Ş ‘nin hizmet alımı kapsamında ihaleyi kazanan davalı şirketlerin değişik zaman diliminde istihdam etmiş olduğu dava dışı işçilerin işten ayrılmaları neticesinde çalıştıkları tüm dönemlere ilişkin yapılan ödemenin davalıların sorumlulukları oranında rücuen tahsiline ilişkin olduğunu, dava dışı işçilerin doğmuş olan alacaklarından her bir davalının kendi çalıştırdığı dönemle sınırlı olmak üzere sorumlu olduklarını, müvekkili şirketin kendi dönemine isabet eden tutardan fazla ifada bulunduğunu, davalı … A.Ş ‘nin sorumluluğunun sadece müvekkili şirketin hissesine tekabül eden rakamla sınırlı olmayıp diğer davalı şirketlerin sorumlu olduğu miktarların yarısından da üst işveren olarak sorumlu olduğunu iddia ederek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla, 24.000,00 TL tutarlı işçilik alacak bedelinin davalılar … Ltd. Şti ve …Ltd.Ştinden sorumluluk oranında ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile tahsiline, mükerrer tahsilat olmamak kaydı ile davalı …A.Ş’ den müşterek müteselsil sorumluluk gereğince şimdilik 12.000,00 TL nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı … Ltd.Şti vekili, dava dışı işçinin müvekkili şirkette 20.07.2010-01.04.2012 tarihlerinde çalışmış olduğunu devir nedeni ile çıkışı yapıldığını, müvekkili şirketten sonrada ihaleyi alan şirketlerde çalışmaya devam ettiğini, dava dışı işçinin farklı işverenler nezdindeki tüm çalışmasının diğer davalı kamu kurumu … Şirketinde geçmiş olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Ltd.Şti vekili, dava dışı işçinin ödemeye esas tüm çalışmasının farklı işverenler nezdinde geçmiş olmakla müvekkili şirkette 15.04.2008-19.07.2010 tarihleri arasında çalıştığını, dava dışı işçinin farklı işverenlerde ki tüm çalışmasını diğer davalı kamu kurumu … Şirketinde geçmiş olduğunu, sorumluluğun … şirketine ait olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … Tic.A.Ş vekili, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin iştirakçi olarak bir kamu şirketi olan ve İBB adına çevre ve atık yönetimine ilişkin kamu hizmetlerini yürüten müvekkili şirketin asli işi olmayan ve uzmanlık gerektiren bazı hizmetleri tabi olduğu 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu çerçevesinde ihale yoluyla temin ettiğini, bu bağlamda 5188 sayılı Özel Güvenlik Hizmetlerine Dair kanun kapsamında ki özel güvenlik hizmeti için ihale yolu ile hizmet satın alındığını, davacı yüklenicinin müvekkiline rücu hakkı bulunmadığını savunarak, davanın müvekkili yönünden reddine karar verilmesini istemiştir. Davacı vekili 08.11.2021 tarihli dilekçe ile rücuen alacak konusu İstanbul 24. İş Mahkemesinin 2014/154 Esas sayılı dosyasının bozma sonrası 2021/218 Esas numarasını aldığını, müvekkili şirketin alacağının tahsilinin zorlaşacağını, alacağın para alacağı olması nedeniyle İİK 257. maddesi gereğince davalıların borcuna yetecek miktarda taşınır, taşınmaz mallarıyla üçüncü şahıslardaki hak ve alacaklarına teminatsız İhtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME ARA KARARI; Mahkemece, davacının dava dışı işçilerden …’ya ait davanın kararının İstanbul BAM tarafından kaldırıldığını, böylece davacının yaptığı ödemeye dair hukuki sebebin sona erdiği, davacı tarafça kesinleşmeden ödeme gerçekleştirildiği, öte yandan davalıların hangi oranda sorumlu olduklarının bu aşamada belirli olmadığı, davalıların mal kaçırma iradelerini gösteren herhangi bir delil sunulmadığı, alacağın belirli olmadığı ve yargılamayı gerektirdiği belirtilerek İhtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 08.03.2022 tarihli ara karar, davacı vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak, iddialarını tekrar ederek, müvekkili şirketin son alt işveren olması nedeniyle diğer davalı şirketlerin sorumlu olduğu tutarları da ödediğini, alınan bilirkişi raporlarının da bu doğrultuda olduğunu, davalı şirketlerin sorumlulukları oranında rücuen tahsili amacı ile dava açtıklarını, yargılama aşamasında davalı şirketlerin mal kaçırma veyahut alacağın tahsilini zorlaştırma gibi durumların olmasının muhtemel olduğunu bu nedenle İhtiyati haciz talebinde bulunulduğunu, talebin yasaya aykırı reddedildiğini, davalı şirketlerden alacaklarının mevcut olduğunun rahatlıkla anlaşıldığını, dosyada alınan bilirkişi raporlarının da her bir davalı şirketin sorumluluğunu hesapladığını, ayrıca İİK 257.maddesi gereğince İhtiyati haciz talep edilebilmesi için alacağın para alacağı olması ve bu alacağın rehinle temin edilmemiş olması gerektiğini, alacağın kaynağı, sebebinin ve alacağın bağlı olduğu belgenin önemli olmadığını, davalıların mallarını başkasına devretmesinin imkan dahilinde olduğunu iddia ederek, İhtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılmasını ve ihtiyati haciz taleplerinin kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE; Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında iş mahkemesi ilamının icra takibi neticesinde ödenen bedelinin üst ve diğer alt işverenlerden rücuen tahsili istemine ilişkindir. Bilirkişi kök ve ek raporu sonrasında, davacının İhtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulmuştur. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 341. maddesinde, istinaf yoluna başvurulabilen kararlar üst başlığı ile ilk derece mahkemelerinin kararlarına karşı istinaf yoluna başvurulabileceği, nihai kararlar, ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddi kararları, karşı tarafından yüzüne karşı verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararları, karşı tarafın yokluğunda verilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz kararlarına karşı yapılan itiraz üzerine verilen kararlara karşı istinaf yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Dosya kapsamından, davacı şirketin yüklenici davalı şirketlerden … A.Ş’ nin idare olarak yer aldığı, “ Güvenlik Hizmet Alım “ Sözleşmesinin imzalandığı, dava dışı işçiler tarafından İş mahkemesine açılan davalar neticesinde ilama konu alacağın davacı yüklenici tarafça ödendiği ve üst işverenle birlikte, diğer alt işverenlere rücuen tazmini için iş bu davayı açtığı, yargılama aşamasındaki İş mahkemesi kararının Yargıtay tarafından bozulmuş olduğu ve davanın yeni esas numarası alarak devam ettiği ve derdest olduğu anlaşılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun dokuzuncu babında ise, 257 vd maddelerde ihtiyati hacze yer verilmiştir. İİK 258/2. fıkrasında, ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının istinaf yoluna başvurabileceği belirtilmiştir. Yasal düzenlemeler kapsamında, davacı vekilinin istinaf talebinin, istinaf yoluna başvurulabilen kararlardan olduğu anlaşılmakla incelenmiştir. İhtiyati hacze konu edilen alacak nedeni, taraf şirketler arasında gerçekleştiği ve talep eden tarafından hizmetlerin verildiği iddia edilen, hizmet sözleşmesi kapsamında çalıştırılan dava dışı işçiler tarafından işçilik alacakları nedeniyle açılan ve İcra takibine konu edilen ve davacı işveren tarafından ödenen işçilik alacaklarıdır. Davacı vekili delil olarak, hizmet sözleşme örneklerini, iş mahkemesi karar örneklerini dosya içerisine ibraz etmiştir. İhtilaf, İİK 257 maddesinde düzenlenen, ihtiyati haciz şartlarının mevcut olup olmadığı ile mahkeme kararının isabetli olup olmadığıdır. İİK’nun 257. maddesinde ihtiyati haciz şartları düzenlenmiştir. Maddede, rehinle temin edilmemiş ve vadesi gelmiş bir para borcunun alacaklısının, borçlunun yedinde veya üçüncü şahıstan olan taşınır ve taşınmaz mallarını ve alacakları ile diğer haklarını ihtiyaten haczettirebileceği belirtilmiş, maddenin 2. fıkrasında ise, 2 bent halinde, vadesi gelmemiş borçlardan dolayı, borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması, borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadı ile mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisi kaçmaya hazırlanır ya da bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunursa ihtiyati haciz istenebileceği düzenlenmiştir. İİK nun 258. hükmüne göre, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için mahkemenin alacağın varlığı hakkında kanaat edinmiş olması yeterlidir. Mahkemenin alacağın varlığına kanaat getirmesinden anlaşılması gerekenin, alacağın usul kurallarına göre kesin bir şekilde ispat edilmesi değildir. Bu hükme göre alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin olarak ispat etmesi aranmamakta, bu konuda mahkemeye kanaat verecek delilleri göstermesi yeterli kabul edilmektedir. Öte yandan, ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi ihtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin yargılamadan farklı olarak, maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. İhtiyati hacizde amaç, ihtiyati tedbire benzer şekilde, Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan ” hukuk devleti ” ilkesinin bir gereği olarak bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. Diğer yandan, ihtiyati haciz kararı verilmesinin şartlarından olan, alacaklıya ilişkin şart, bir alacak için ihtiyati haciz isteyen kişinin alacağın alacaklısı sıfatına sahip olması gerekir. Alacağa ilişkin ise, alacağın vadesinin gelmiş veya vadesi gelmemiş olmamakla birlikte, yasada belirtilen şartların gerçekleşmesi gerekir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muacceliyet temerrüdün zamanla ilgili şartıdır. Hakim, hukuksal işlemlerden doğan alacaklar için yapılan ihtiyati haciz istemlerine karşı öncelikle alacağın muaccel olup olmadığını saptaması gerekir, alacağın muaccel olduğunu alacaklı ispat etmelidir. Alacağın vadesinin gelmiş olması, alacaklının alacağını dava veya takip edebilme yetkisini ifade eder. İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için borçlunun temerrüde düşürülmesi veya alacaklının alacağına kavuşmasına engel olacak davranışlarda bulunması gerekmez. Somut davada, davacı alacağına esas olan iş mahkemesi kararının bozulduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda alacakla ilgili şartın mevcut olduğunun kabulü mümkün görülmemiştir. Diğer yandan, davalıların mallarını başkalarına devretmesinin ise yalnızca iddia kapsamında kaldığı somut bir veri bulunmadığı anlaşılmıştır. Yasal düzenlemeler ve açıklamalar doğrultusunda somut talebin değerlendirilmesi durumunda, İcra ve İflas Kanunun 257. maddedeki ihtiyati haciz şartlarının mevcut olmadığı, aynı yasanın İİK 258. madde kapsamında kanaat getirecek delillerin mevcut olduğu kabul edilse dahi yukarıda yer verildiği üzere alacakla ilgili şartın oluşmadığı, bu nedenle her ne kadar mahkeme gerekçesinde alacağın yargılamayı gerektirdiği ifadesi, geçici hukuki korumalardan olan İhtiyati haczin amacına uygun düşmese dahi sonuç olarak talebin reddinde bir isabetsizlik görülmediğinden davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-İstanbul 21. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/834 Esas sayılı derdest dava dosyasında ki 08.03.2022 tarihli İhtiyati haciz talebinin reddine dair ara karar usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken harcın peşin olarak alınmış olması nedeniyle yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3- İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 4- Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 362/1/f bendi ve ayrıca İİK 258/2 .fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.09/06/2022