Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/651 E. 2022/810 K. 23.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/651 Esas
KARAR NO: 2022/810
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 05/04/2018
NUMARASI: 2015/611 Esas, 2018/353 Karar
DAVA: KAYIT KABUL
KARAR TARİHİ: 23/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin …A.Ş’den olan işçilik alacakları için İstanbul … İflas Müdürlüğünün … sayılı dosyasına alacak kaydı için başvuru yaptığını, ancak müvekkilinin müflis şirket … A.Ş çalışanı olmadığı gerekçesiyle talebinin reddedildiğini, müvekkilinin çalıştığı … A.Ş ile müflis … A.Ş’nin, … A.Ş’ye ait grup şirketi olup, aralarında organik bağ bulunduğunu, şirketin borçlarından kurtulmak için ana şirkete yahut diğer tali şirkete (… A.Ş.’ye) mal kaçırılmasının kanun tarafından himaye görmeyeceğini, aralarında organik bağ bulunan … A.Ş. ile müflis … A.Ş.’nin “nimet ve külfette eşitlik” ilkesi gereğince şirket borçlarından müteselsilen sorumlu olmaları gerektiğini belirterek Gebze 2. İş Mahkemesinin 2009/426 E. ve 2011/392 Karar ve Gebze 2. İş Mahkemesi’nin 2009/901 Esas ve 2011/716 Karar.sayılı ilamına dayalı işçilik alacakları, yargılama gideri ve avukatlık ücreti ile işlemiş faizi olmak üzere toplam 17.017,96 TL alacaklarının iflas masasına kaydını talep ve dava etmişlerdir.
CEVAP Davalı müflis … A.Ş. İflas idaresi cevabında özetle; davanın 15 günlük hak düşürücü süre içinde açılmadığını, davacı müflis şirkette çalışmadığından, müflis şirkete husumet yöneltilemeyeceğini, davacının … A.Ş’nin ana şirket olduğunu ileri sürmesine rağmen, bu şirkete değil de ayrı bir tüzel kişiliği bulunan müflis şirkete husumet yönelttiğini, müflis şirketin, kendisine ait olmayan borçtan sorumlu tutulmasının, iflas masasına alacak kaydı yaptıran alacaklıların haklarını tehlikeye düşüreceğini, faiz talebinin neye göre ve hangi tarihten itibaren istenildiğinin de anlaşılmadığını belirterek davanın reddine savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, davacının dosyası tefrik edilen müflis … AŞ’den kesinleşmiş ilama dayalı işçilik alacağının bulunduğu, davalı müflis … AŞ’nin bağlı ortaklık olarak sorumlu tutulabilmesi için asıl borçlu müflis … A.Ş den alacağını tahsil edememiş olması gerektiği, bu haliyle müflis … A.Ş yönünden açılan kayıt kabul davasının erken açılan dava mahiyetinde bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süre içerisinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkilinin işvereni olan şirket ile davalı müflis şirket arasında organik bağ bulunduğunu, bu nedenle müflis şirketin de alacaktan sorumlu olduğunu, buna ilişkin emsal raporları sunduklarını, davalı müflis şirketin …AŞ’nin hakim ortağı olduğunu, her iki şirketin merkezinin aynı yerde olduğunu, şirketlerin mali tablolarının tek bir raporda düzenlenmiş olmasının aralarındaki mali birliği gösterdiğini, her iki şirketi temsile yetkili kişinin aynı olduğunu, şirketler arasında işçi geçişi yaşandığını, davalı müflis şirketin 31/07/2008 tarihli protokol ile … AŞ’nin 303 çalışanının işçilik alacağını ödemeyi üstlendiğini ve bu işçilerin alacaklarının müflis şirket masasına kaydedildiğini, şirketlerin aynı alanda faaliyet gösterdiklerini, bu nedenlerle iki şirket arasında organik bağ olduğundan davalı müflis şirketin işçilik alacağından sorumlu olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, İİK 235. maddesi gereğince açılmış olan sıra cetveline itiraz ( kayıt kabul) davasıdır. İİK 235. maddede, sıra cetveline itiraz edenlerin, cetvelin ilanından itibaren 15 gün içinde iflasa karar verilen yerdeki ticaret mahkemesine dava açmaya mecbur oldukları, 223’üncü maddenin üçüncü fıkrası hükmünün mahfuz olduğu belirtilmiştir. Maddede düzenlendiği üzere, sıra cetveline itiraz davası açma süresi 15 gündür. Süre, sıra cetvelinin ilanından itibaren başlar. İİK 166. maddedeki gazetelerde yapılan ilanlardan en son ilan tarihinden itibaren işlemeye başlar. İflas masasına alacak yazdırırken, tebligatı kabulü elverişli adres gösterilerek, Adalet Bakanlığınca çıkarılan tarifede gösterilen yazı ve tebliğ giderlerini avans olarak vermek suretiyle, İflas idaresince alınacak kararların kendisine tebliğ edilmesini istemiş olan alacaklılara, alacaklarının kabul veya ret edildiği ayrıca tebliğ edilir (İİK 223. m). Bu alacaklılar için sıra cetveline itiraz davası açma süresi, sıra cetvelinin ilanından itibaren değil, bu tebligatın yapıldığı tarihten itibaren işlemeye başlar. Somut olayda, İstanbul … İflas Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile ilgili vermiş olduğu 14.08.2015 tarihli cevabı yazıda, ek sıra cetveli ilanının 31.05. 2015 tarihli … Gazetesinde ve 04. 06. 2015 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi İle ilan edildiği, alacaklı tarafından masraf yatırıldığı, red kararının 01.06.2015 tarihinde tebliğ edildiği, Davanın, 15.06.2015 tarihinde yani yasal 15 günlük hak düşürücü süre içerisinde açıldığı anlaşılmaktadır. Mahkemece, davacının dosyası tefrik edilen müflis … AŞ’den işçilik alacağı bulunduğu, öncelikle müflis …AŞ’nin iflas dosyası üzerinden alacağın tahsilinin sağlanması gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekili hükmü istinaf etmiştir. İstinaf konusu uyuşmazlık; davalı müflis şirketi çalışanı olmayan davacının işçilik alacağını, davalı müflis şirket iflas masasına kaydının mümkün olup olmadığı, davalı müflis şirket ile davacının işvereni … AŞ arasında organik bağ bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.Tüzel kişilik perdesinin aralanması ( Disregard of the legal entity veya Lifting the Corparete Weil) teorisinin amacı tüzel kişiliğin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanılarak hukuki sorumluluktan kaçınmayı önlemek, hakkaniyet sağlamaktır. Perdeyi aralamak teorisiyle tüzel kişiliğin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanıldığı durumlarda farklı tüzel kişilik savunması kabul edilmeyerek perdenin arkasındaki kişi sorumlu tutulabilmektedir. Başka bir anlatımla perdeyi aralama teorisiyle birlikte tüzel kişinin borcundan üyelerin, üyelerin borcundan tüzel kişinin ya da ana ortaklıkla yavru ortaklıkların özdeş kılınarak sorumlu tutulmasına olanak sağlanmaktadır. ( Coşkun Koçak, Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması 1. Uluslararası Ticaret Sempozyumu 02 Şubat 2008 Marmara Üniversitesi Hukuk FakültesiYayını s.h.58) Emsal Yargıtay kararlarında, şirketlerin ortaklarının aynı olması, şirketlerin iç içe geçmiş olarak ticari faaliyet yürütmeleri, firmalar arasında sıklıkla işçi geçişi olması, şirketin faaliyet konularının aynı olması gibi durumlarda şirketler arasında organik bağın bulunduğu kabul edilmektedir. Emsal Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 15.11.2016 Tarihli, 2016/29064 Esas, 2016/20166 Karar sayılı ilamında, tüzel kişilik perdesinin aralanması sureti ile gerçek işveren veya organik bağ içinde olan tüm işverenlerin sorumlu tutulması gerektiği, organik bağın ise şirketlerin adresleri, faaliyet alanları, ortakları ve temsilcilerinin aynı olmasından, aralarındaki hukuki ilişkilerin tespitinden anlaşılacağı, bu şirketler arasında bulunan organik bağ sebebiyle davalının da işçilik alacaklarından sorumlu olduğu belirtilmiştir. Somut olayda davacı tüzel kişilik perdesinin kaldırılarak alacağının masaya kaydını istenmesine rağmen mahkemece bu husus araştırılmadan davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir. Bu durumda, mahkemece davacının tüm delilleri toplanıp ve konusunda uzman bilirkişiden rapor alınıp, perdeyi aralama teorisinin somut olayda uygulanmasının mümkün olup olmadığı hususunda İİK’nun 203. maddesi de birlikte değerlendirilerek uygun sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerekir. Açıklanan nedenler ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine iadesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 6. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2015/611 Esas, 2018/353 Karar ve 05/04/2018 tarihli kararının HMK’nun 353/1a.6 maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 5-Davacı tarafın yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf yargılaması sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinden yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/06/2022