Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/648 E. 2022/740 K. 09.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/648 Esas
KARAR NO: 2022/740
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 15/11/2021
NUMARASI: 2021/418 Esas, 2021/1203 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 09/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Borçlular, …, … ve … A.Ş. Vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin telekomünikasyon sektöründe 8 adet perakende mağazası ile hizmet verdiğini, son zamanlardaki ekonomik belirsizliklerle birlikte gerek dünya ekonomisindeki çalkantılar gerekse ülke ekonomisindeki sıkıntılar nedeniyle oluşan kur dalgalanmalarının maliyetlerde ciddi bir artış oluşturduğunu, bu durumun müvekkili şirketi finansal olarak dara soktuğunu, müvekkili olduğu şirketin Ankara ile İstanbul arasında köprü pozisyonunda olan ve teknolojik gelişmeleri daha yakından takip etmek ve yeni teknolojik gelişmelere uyumlu iletişim sistemlerini daha hızlı gerçekleştirmek, lojistik depo oluşturmak, maliyetlerini düşürmek ve en önemlisi de son zamanlarda yaşanan ekonomik krizi yönetebilmek gayesiyle şirket merkezini Sakarya iline taşındığını, diğer müvekkillerinin ise …A.Ş.’nin ortağı olduklarını belirterek geçici/kesin mühlet kararı verilerek konkordatonun tasdikini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; teklifin davacının kaynaklarıyla orantılı olduğu, komiser heyeti tarafından çekişmeli alacaklara ilişkin olarak tesis ettiği 22.10.2021 tarihli kararı dikkate alınarak oluşturulan listeye göre borçlu şirketin teklifinin alacaklı sayısı bakımından % 69,23 alacak çoğunluğu bakımından ise % 53,61 oranıyla kabul edilmiş olduğu, nisabın sağlandığı, teminatlandırılması gereken alacak bulunmadığı, harcın yatırıldığı, Borçlu şirketin rehinli alacaklıların hiç biri ile herhangi bir anlaşma sağlayamadığı, bu nedenle İİK 308/e uyarınca rehinli alacaklıların davacı için karar verilebilmesi imkanı bulunmadığı, konkordato talep eden … ve … yönünden konkordato nisabının sağlanamadığı, borçlu şirketin finansal kiralama konusu malların iadesinin bir yıl süre ile ertelenmesi talebinde bulunmuş ise de; finansal kiralama konusu herhangi bir malın tespit edilemediği gerekçesi ile DAVANIN KABULÜ ile; 1-Sakarya Ticaret Sicilinde … Sicil numarası ile kayıtlı davacı … ANONİM ŞİRKETİ’nin konkordato projesinin İİK’nun 305.maddesindeki tasdik şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla TASDİKİ ile, “Konkordatoya tabi borçların %80’inin faizsiz olarak, konkordatonun tasdiki tarihinden sonra geçecek 12 ay ödemesiz dönemden sonra başlayan 60 aylık dönemde aylık eşit taksitler halinde ödenmesine ” 15.11.2021 havale tarihli ödeme planının kararın eki sayılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/a maddesinde, konkordato hakkında verilen karara karşı borçlu veya konkordato talep eden alacaklının kararın tebliğinden, itiraz eden diğer alacaklıların ise kararın ilanından itibaren 10 gün içinde istinaf yoluna başvurabileceği düzenlenmiştir. Aynı Yasanın 306/son fıkrasında, tasdik kararının mahkemece 288’inci madde uyarınca ilan olunacağı, 288. maddede ise ticaret sicil gazetesinde ve Basın- İlan Kurumunun resmî İlan portalında ilan olunacağına yer verilmiştir. İş bu yargılama sonucu verilen tasdik kararı, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde 18.11.2021 tarihinde, Basın İlan Kurumu Resmî Portalı’nda ise 19.11.2021 tarihinde ilan edilmiştir. Bu durumda itiraz eden alacaklıların, son ilan tarihi 19.11.2021 tarihinden itibaren 10 gün sonrasına 29.11.2021 tarihine kadar kararı istinaf etmeleri gerekecektir. Karar, Müdahil alacaklılar … San. A.Ş. tarafından 03.12.2021, Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından 30.11.2021, … A.Ş. tarafından 30.11.2021, … A.Ş. tarafından 27.11.2021, … A.Ş. Tarafından 26.11.2021, … Bankası A.Ş. Tarafından 26.11.2021, … Bankası A.Ş. tarafından 25.11.2021, … T. A.Ş. tarafından 24.11.2021 tarihlerinde istinaf edilmiştir. Müdahil alacaklılar … San. A.Ş. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Alacaklı … San. A.Ş. vekili istinaf nedenleri olarak; sürecin başından beri borçlu taraflarca iyiniyet ve dürüstlük kuralına aykırı iş ve işlemler yapıldığı, konkordato ruhu ile bağdaşmayan bu işlemlerin gerek konkordato komiserliği gerekse yerel mahkemece dikkate alınmadığını, nihai olarak yapılan alacaklılar toplantısı öncesinde konkordato komiserliği tarafından hazırlanan son değerlendirme raporunda davacı … Şirketinin toplam var olan adi borçları bir anda 39.538.310,69-TL’ye düşürüldüğünü, esasen Borçlu şirket tarafından hiç bir ödeme yapılmamasına rağmen alacaklılar toplantısı öncesi konkordato projesine red oyu vermesi muhtemel tüm alacaklıların alacaklarının hukuki ve maddi izahı bulunmayan gerekçelerle fahiş miktarlarda düşürüldüğünü, böylece oy nisabı konkordato talep eden şirket lehine değiştirildiğini, müvekkili şirket’in borçlu … Şirket’inden var olan 1.838.071,74-TL alacağının nihai rapora kadar borçlu tarafından 1.552.386,95-TL olarak kabul edilmekteyken borçlu tarafından müvekkili Şirket’e gönderilen imzasız beyanlar ile alacağın varlığının kabul edildiği ve bu suretle konkordato projesinden ayrı olarak ödeme niyeti olduğu ancak toplantı kapsamında olumlu oy kullanılması gerektiğinin kendilerine iletildiğini, müvekkil şirket tarafından bu teklifin kabul edilmemesi üzerine bu defa yine borçlu yan tarafından alacak miktarı hiç bir gerekçe olmaksızın nihai raporda eksik bildirildiğini ve oy nisabının da buna göre yeniden düzenlendiğini, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin yetkisizlik kararı sonrasında dosyanın tevdi edildiği İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince bu hususta izahat istenilmişse de ilgili izahat sonrasında alacak tutarlarının yine eksik olarak 555.868,62-TL olarak revize edildiğini ve oy nisabına bu şekilde eklendiğini, konkordato komiserliği tarafından da bu durum karşısında herhangi bir işlem yapılmadığını ve salt davacı şirket beyanı nazara alınarak rapor tanzim edildiğini, İİK’nun 300. Maddesine aykırı davranıldığını, müvekkili şirket tarafından ticari kayıtlar ve evraklar ile sabit olan çekişmesiz 1.897.316,78-TL alacağın kaydı konusunda 22.03.2019 tarihinde yerel mahkemeye alacak kaydında bulunulduğunu, bu alacağa borçlu tarafından herhangi bir itiraz yapılmadığını, Konkordato Komiserinin kendini mahkeme yerine koyarak alacağın çekişmeli olup olmadığına ve konkordato çoğunluğunun belirlenmesinde çekişmeli alacağın hesaba katılıp katılmayacağına ve katılma oranına kendi kendine karar verdiğini, alacağın çekişmeli olduğunun kendilerine bildirilmediğini, davacının alacaklıları zarara uğratmak kastı ile hareket ettiğini, projenin iyiniyetli olmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı istinaf nedenleri olarak; davanın imtiyazlı alacaklı konumunda olan müvekkili kuruma ihbar edilmediğini, müvekkili kurumun savunma ve alacağını talep etme hakkını zora soktuğunu, müvekkili kurumun, davadan ve kesin mühlet kararını tebellüğ etmesine müteakip, kurum alacaklarını dava dosyasına bildirdiğini, ancak bildirimlerin konkordato komiser heyeti tarafından dikkate alınmadığını, buna göre nihai rapor tanzim edildiğini, müvekkili kurumun davacı şirketten 30.09.2020 tarihi itibari ile 2.294.530,84 TL alacağı bulunduğunu, komiser heyeti tarafından kurum alacaklarının eksik olarak tespit edildiğini, borçların % 80`nin faizsiz olarak ödenmesine karar verilmesinin yasaya ve usule aykırı olduğunu, müvekkili kurumun faiz alacaklarından feragat etmesinin yasal olarak mümkün olmadığı gibi bu hususta bir anlaşma da bulunmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı … A.Ş. Vekili istinaf nedenleri olarak; borçlu şirketin ve kefillerin dilekçe tarihi itibari ile müvekkili bankaya 62.120,66-TL borçları bulunduğunu, konkordatonun tasdikine ilişkin karar verilmeden önce gerekli araştırmanın yapılmadığını, alacaklılar arasında eşitliği bozan uygulama yaratıldığını, davacının İcra ve İflas Kanunu 286. Maddede sayılan belgeleri eksik verdiğini, belgelerin yetersiz olduğunu, davacının kötü niyetle ve alacaklıları zarara sokmak amacıyla hareket ettiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı … A.Ş. Vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkili bankanın imtiyazlı alacaklı olmasına rağmen, adi alacaklı olarak kabul edildiğini, mülkiyeti davacı şirkete ait İstanbul, Ümraniye, …u Mah, … parselde kain 1.238,64 m2 alanlı “arsa” vasıflı taşınmazın, müvekkili bankadan kullandırılan kredinin teminatı olarak Ümraniye Tapu Sicil Müdürlüğünün 14/03/2017 tarih ve … yevmiye nosu ile 2.derece 25.000.000,00 TL bedelle ipotek tesis edildiğini, davacı şirketin, ipotekli taşınmazı …’a 19/09/2018 tarihinde sattığını, 25/10/2018 tarihinde de konkordato talepli eldeki davayı açtığını, bu satışın konkordato sürecini ve müvekkili bankanın alacak miktarını etkileyen bazı sonuçlarının olduğunu, satış bedelinin akıbetinin belli olmadığını, taşınmaz satışı nedeniyle müvekkili Bankanın, imtiyazlı alacaklılara tanınan haklardan mahrum bırakıldığını, rehinle teminat alınan alacağının maddi sonuçlarınından faydalanmasının engellendiğini, davacının ipotekli taşınmazı 19/09/2018 tarihinde devrettikten sonra İstanbul’da faaliyet göstermesine rağmen 22/10/2018 tarihinde ticaret sicilinde kayıtlı adres merkezini, Sakarya iline taşıdığını, 30/09/2018 tarihli mizana dayanarak 25/10/2018 tarihinde konkordato talebinde bulunduğunu, davacının, konkordato talebinde bulunmadan önce alacaklılar aleyhine mali ve hukuki kayıtlarında hazırlık yaptığını, 05/11/2021 tarihli bilirkişi raporunda projenin başarı şansının bulunmadığının açıkça belirtildiğini, dosyadaki rakamsal verilere göre, İİK’nun aradığı alacaklı nisabının sağlandığını,13/11/2020 tarihli alacaklılar toplantısına ait çizelgede yaklaşık 14 mil. TL alacaklı olduğu görünen 2 alacaklının durumunun tartışmalı olduğunu, bu alacaklıların oylarının toplamdan çıkartılması halinde tasdik karar nisabının sağlanamayacağını, davacının davadan 4 hafta önce devrettiği arsa vasıflı taşınmazda 26/09/2019 tarihinde 43 adet bağımsız bölümlü kat irtifakı tesis edildiğini, bu bağımsız bölümler 05/02/2021 tarihinde … tarafından, 16 tanesi 25/06/2019 tarihinde bir apartman katı merkez gösterilmek suretiyle kurulan bir şirkete, 8 tanesinin …LTD.ŞTİ.’nin ortaklarından …’a, 7 tanesinin de farklı farklı kişilere devredildiğini, 12 tanesine de kendi üzerinde kaldığını, komiser heyetine yapılan beyana rağmen bu devir konusunun hiç araştırmadığını, konkordato projesinin tasdikinde olumlu oy kullanan ….Ltd. Şti.’nin alacağı, davacı şirket ortağından olan alacak olduğunu, alacaklılar listesinde olumlu oy kullanan en büyük alacaklı …Ltd.ŞTİ.’nin listedeki alacak tutarının 10.762.500,00 TL olduğunu, olumlu oy kullanan alacak toplamının yarısını …Ltd. Şti.’nin alacağının oluşturduğunu, …Ltd. Şti.’nin, Antalya Ticaret Sicil Memurluğunun …-… sicil numarasına kayıtlı, ortaklarının … ile … olduğunu, konkordatonun kaderini belirleyen alacak hakkında yeterli inceleme yapılmadığını, alacak tutarına dair farklılıklar olduğunu, 27/10/2021 tarihli Komiser Heyeti raporun 26.sayfasındaki çizelgede, …Ltd. Şti.7nin çekişmeli alacaklılar grubunda olduğu, 05/04/2019 tarihli bildirimde 5.227.000,00 TL alacak bildirdiği, nedense davacı şirket yetkilisi tarafından diğer alacaklıların aksine bu alacaklının alacağının çoğaltılarak 10.762.500,00 TL ye çıkartıldığı, Konkordato komiserinin çekişmeli alacaklara ilişkin sunmuş olduğu 18/10/2021 tarihli raporda ve 27/10/2021 tarihli raporlarda …Ltd. Şti.’nin alacağı ile ilgili beyan ve kabuller konusunda farklılıklar bulunduğunu, komiser heyeti raporlarına göre …Ltd. Şti. lehine 126 nolu hesaplarda görünen paranın, davacı şirketle ticari ilişki nedeniyle değil, şirketin ortaklarına hisse devri karşılığında yapılan ödeme olduğunu, alacaklılar listesinde yer alan … Tic.Ltd. Şti.’nin, 3.500.000,00 TL alacak tutarına sahip olup, projenin tasdiki sırasında olumlu oy kullandığını, Ticaret Sicil Gazetesinde yapılan sorgulamada bu şirketin tek ortaklı bir şirket olduğu, şirketin de 15/01/2020 tarihinde tasfiyeye girdiği ve 06/11/2020 tarihinde alınan Genel Kurul kararıyla sicilden terkin edildiği ve tüzel kişiliğinin sona erdiğinin tespit edildiğini, hal böyleyken, bu şirketin 13/11/2020 tarihli alacaklılar toplantısında nasıl oy kullandığının tespit edilmesi gerektiğini, ayrıca tüzel kişiliği sona eren ve sicil kaydı terkin edilen bu alacaklı şirkete aylık 143.500,00 TL’lik ödeme yapılacağının tasdiklenen proje ödeme planında görüldüğünü, bu durumun araştırılması gerektiğini belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı … A.Ş. Vekili istinaf nedenleri olarak; davacı borçlu aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası üzerinden rehnin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi başlatıldığını, konkordato komiserliğine bildirilen alacak kaydında bu hususun bildirildiğini, ancak komiser raporu ve mahkeme kararında rehin takibinin göz ardı edildiğini, müvekkilin alacağının eksik hesaplandığından konkordato tasdik nisabı hatalı hesaplandığını, müvekkili alacağının oylamaya etki edecek miktarda olduğunu, takip dosyasında … Plakalı (03.08.2016 tarihinde plaka … olarak değiştirilmiştir.) araç üzerinden Rehnin Paraya Çevrilmesi yolu ile icra takibine geçildiğini, alacaklarının çekişmeli bir alacak olmadığını, takibin kesinleştiğini, icra takibine ilişkin yapılan güncel icra kapak hesabı itibarıyla müvekkili alacağının 2.630.792,43 TL (faiz ve masraflar hariç, fazlaya ilişkin talep hakkımızı saklı tutarak) olduğunu, müvekkili şirketin güncel icra kapak hesabına göre alacak kaydı yaptırmasına rağmen komiserlik ve mahkemenin alacak kaydını nisaba ve rapora eksik dahil ettiğini, konkordato komiserinin alacağa konu teminatın değerini belirleyerek kalan alacak miktarını adi alacak olarak belirtmesi gerektiğini, 21.10.2021 tarihli konkordato komiseri nihai raporunda alacağın 1.000.000 TL nakit TM Tazmini Adi Alacak ve 141.800,00 TL Tem. Mek. + Çek Riski (120.000 TL imtiyazlı) şeklinde belirtildiğini, 22.10.2021 tarihli mahkeme ara kararında da alacaklarının konkordato komiserinin belirttiği miktar üzerinden konkordato nisabına dahil edilmesine ve fazlaya dair istemin reddine karar verildiğini, konkordato komiserinin, rehinli taşınırın değerini kıymet takdiri yapılarak tespit etmeden nisaba dahil ettiğini, alacağın eksik hesaplanmasına sebep olduğunu, konkordato tasdik şartlarının oluşmadığını, başarı şansının bulunmadığını, konkordato talebine dayanak alınan raporların eksik ve yetersiz olduğunu, şirketin mali tablolarında gösterdiği borç verilerinin bile doğru olmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı … A.Ş. Vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkili banka alacağının eksik hesaplandığını, bu konuda yapılan itiraza yönelik bir araştırma ve değerlendirme yapılmadığını, Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2018/416 E. 2020/626 K. Sayılı dosyasından yürütülen konkordato davasında, 04.04.2019 tarihinde komiser heyetine 31.03.2019 tarihli Banka alacağının 1.592.671,87-TL olarak bildirildiğini, Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/416 E. 2020/626 K. Sayılı Kararında müvekkili banka alacağının 1.098.000-TL olduğuna karar verildiğini, çekişmeli hale gelen alacak yönünden İstanbul 11. Asliye Ticaret Mah.’nin 2021/45 E. sayılı dosyasında alacak davası açıldığını, mahkemenin çekişmeli alacaklar yönünden yaptığı değerlendirmenin hatalı olduğunu, 22.10.2021 tarihli kesin kararında müvekkili alacağının 1.238.334,84-TL Nakit, 17.525-TL Gayrinakit adi alacak yönünden nisaba dahil edildiğini, bu kararın kesin olarak verilerek, itiraz haklarının kısıtlandığını, konkordato tasdik şartlarının oluşmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, nisabın doğru tespit edilmediğini, projenin başarı şansının bulunmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş. Vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkili bankanın geçici mühletin verildiği 22.10.2018 tarihi itibariyle davacı şirketten toplamda 2.676.886,64-TL alacağı bulunduğunu, alacağın 1.760.000,00-TL’sinin rehinli, 946.128,97-TL’sinin ise adi alacak olarak kaydedildiğini, rehinli alacağa işleyecek faizin hesaba katılmadığını, davacı şirket adına kayıtlı … plakalı araç ile davacının maliki olduğu 3 taşınmazın müvekkili bankaya rehinli olduğunu, müvekkili banka lehine tesis edilen ipotekli taşınmazların ipotek limitleri toplamının 2.480.000,00-TL olduğunu, müvekkili banka lehine rehin/ipotek şerhi verilen malvarlıkları olduğundan iş bu malların kıymet takdiri yaptırılarak kıymet takdiri sonucunda tespit edilen değerin rehinli, kalan alacak miktarının ve rehinli alacağa geçici mühlet tarihinden itibaren işleyen faizin de adi alacak olarak kaydedilmesi gerektiğini, konkordato komiserleri tarafından dosyaya sunulan 27.10.2021 tarihli raporda bilirkişi raporu doğrultusunda ipotekli taşınmazların 30.06.2021 tarihi itibariyle rayiç değerleri toplamını 2.609.083,02-TL olarak belirlediğini, raporda müvekkili banka lehine rehin tesis edilen … plakalı aracın değerinin dikkate alınmadığını, tüm bu değer tespitlerine rağmen müvekkili banka alacağının 1.760.000,00-TL’lik kısmının rehinli alacak olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığını, rehinli araç dışında dahi müvekkili banka alacağı için ipotek tesis edilen taşınmazların değerlerinin 2.609.083,02-TL ve ipotek üst limitinin de 2.480.000,00-TL olduğun açık olduğundan en azından limit kadar kısmının rehinli olarak kabul edilmesi gerektiğini, geçici mühlet tarihi 22.10.2018 tarihinden itibaren rehinli malların satışının yapılacağı tarihe kadar işleyecek faizin hesaplanması ve bu faizin adi alacak olarak kaydedilmesi gerektiğini, bilirkişilerce müvekkili banka gibi diğer tüm rehinli alacaklılara işleyecek faiz ve bu faizin karşılığının limiti aşması durumunda adi alacak olarak kaydedilmesi hususu atlandığından adi alacaklar yönünden nisabın değişeceğinin sabit olduğunu, rehinli alacak hakkında faiz hesaplaması yapılmadığından mahkemece İİK.m.302/6 uyarınca çekişmeli alacakların nisaba hangi oranda katılacağı yönünde tesis edilen kararın ve bu sebeple de adi alacaklılar yönünden tespit edilen nisabı hatalı olduğunu, davacının mevcut kaynaklarının adi alacaklıların %100’ünü ödemeye yetecek durumda olduğunu, 30.06.2021 tarihinde alınan bilirkişi raporunda bu durumun belirtildiğini, şirketin borca batık olmadığını, projedeki tenzilatın kabulünün mümkün bulunmadığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Alacaklı … T.A.Ş. Vekili istinaf nedenleri olarak; tasdik şartlarının oluşmadığını, komiser raporlarının hatalı ve hukuka aykırı olarak düzenlendiğini, nisabın oluşmadığını, davacı tarafın kötüniyetli olduğunu, kesin mühlet kararının ardından alacaklılar toplantısında müvekkili bankanın 1.330.613,40-TL alacağının olduğu bildirmiş ise de borçlu tarafından işbu alacağın 164.054,41-TL’lik kısmının kabul edilmeyerek alacağın bu kısım itibariyle çekişmeli hale geldiğini, Kartal … Noterliğinden keşide edilen 01.11.2018 tarihli ve … yevmiye numaralı ihtarnamede, müvekkili bankanın alacağının 1.330.613,40-TL olduğunun bildirildiğini, 20.08.2021 tarihli dilekçede belirtildiği üzere müvekkil bankanın güncel nakdi alacak miktarının 2.969.919,43-TL ve gayri nakdi alacağının ise 50.720,00-TL olmak üzere toplamda 3.020.639,43-TL olduğunu, müvekkili alacağı nisaba eksik dahil edildiğinden konkordato nisabının hatalı hesaplandığını belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Talep, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordatonun tasdik talebidir. Öncelikle, talebin niteliği ve mahkemece re’sen değerlendirilmesi gereken usul kurallarının incelenmesi uygun görülmüştür.2004 sayılı İİK‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, iflasa tabi olan borçlu için İİK‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkrasında yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut yargılamada, davanın, dava tarihi itibariyle yetkili ve görevli asliye ticaret mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği sabittir. Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde, vekaletnamede konkordatoya ait özel yetkinin mevcut olduğu da anlaşılmıştır.Uyuşmazlık, konkordato tasdik şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmıştır.Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından davanın açılması üzerine, Sakarya 4. Asliye (Ticaret) Mahkemesince 30/10/2018 tarihli tensip ara kararı ile; İİK’nun 286. maddesinde belirtilen belgelerin mevcut olduğu ve bu belgelerin yasada belirtilen koşullara haiz bulunduğu gerekçesiyle İİK’nun 287.maddesi gereğince geçici mühlet talebinin kabulü ile Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğünün … nolu sicilinde kayıtlı davacı … Aş hakkında 22/10/2018 tarihinden başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verildiği, 29/01/2019 tarihli ara kararla geçici mühlet süresinin 2 ay uzatıldığı, geçici mühletler içerisinde konkordato komiseri tarafından şirketin mali durumuna ilişkin olarak raporlar alındığı, konkordato talep eden şirket ve şirket ortakları …, … yönünden konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğu kanaatine ulaşılarak İ.İ.K’nın 289. maddesi gereğince kesin mühlet talebinin kabulüne, şirkete 25/03/2019 tarihinden geçerli olmak üzere 1 yıl kesin mühlet verildiği, 08.08.2019 tarihli ara kararla alacaklılar kurulu oluşturulduğu, 02/09/2020 tarihli ara kararla 7226 sayılı Yasanın Geçici 1. Maddesinin 1/b bendi ve 30/04/2020 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı uyarınca, konkordato talep edenler hakkında verilen uzatılmış kesin mühlet süresinin 22/03/2020-15/06/2020 tarihleri arasında durduğu ve bu sürenin 2 ay 23 güne tekabül ettiği belirtilerek 25/09/2020 tarihinden itibaren 2 AY 23 gün süre daha uzatılmasına karar verildiği, 25/03/2020 tarihli celsede, 1 yıllık kesin mühletin 25/03/2020 tarihinden itibaren 6 ay süre ile uzatıldığı, verilen bu geçici ve kesin süreler sonrasında; Sakarya 4. Asliye Hukuk (Ticaret) Mahkemesi 18/12/2020 tarih, 2018/416 E. 2020/626 K. sayılı kararı ile “”. ..1-Konkordato talebinin … A.Ş. yönünden kabulü ile Sakarya Ticaret Sicil Müdürlüğüne kayıtlı … A.Ş.’nin konkordato projesinin alacaklılar yönünden İİK 305 ve 306. maddeleri gereğince tasdikine, 2-Talep eden şirket’in İ.İ.K 302. Mad. Uyarınca alacaklılar yönünden konkordato projesi kapsamındaki adi borçlarından 39.538.310,69 TL’nin %50’sinin ilk taksit ödemesinin 31/01/2023 tarihinden başlanmak üzere takip eden her ayın sonunda bir olmak üzere 96 ayda ( 8 yılda ) taksitler halinde ödenmesine, Rehinli borçlarından 5.067.825,07 TL’nin ilk taksidi 31/01/2021 den başlamak üzere takip eden her ayın sonunda bir olmak üzere 72 ayda taksitler halinde ödenmesine, İmtiyazlı boçlarından 2.988.841,78 TL’nin (güncel borç tutarı 6.685.430,03 TL) ilk taksidi 31/01/2021 den başlamak üzere takip eden her ayın sonunda bir olmak üzere 36 ayda taksitler halinde ödenmesine, 15.000 TL altındaki borçların 2021 yılında (2021 yılının 4.8.ve12. Aylarında) 3 eşit taksit halinde ödenmesine, 3-İ.İ.K 307/1 mad. Gereğince rehinli alacaklara rehinli olan malların (taşınır ve taşınmazların) muhafazası ve satışının işbu karar tarihinden (18.12.2020) itibaren 6 ay süre ile (18.06.2021 tarihine kadar) ertelenmesine, şirket hakkında verilen diğer tüm tedbirlerin karar ile birlikte kaldırılmasına,. ..8-Konkordato talep eden davacılar … ve … yönünden davanın reddine, ” karar verildiği, kararın bir kısın müdahil vekilleri tarafından istinaf edildiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi 2021/639 E. 2021/862 K. Sayılı Kararı İle “…davacı şirketin önceden … Mah. … Caddesi Hukukçular Tower… Sitesi … Blok Apt. No: … … Kartal/İstanbul adresinde kayıtlı bulunduğu, adres ve ticaret sicil kaydı değişikliğinin 02/11/2018 tarihli 9694 sayılı ticaret sicil gazetesinde yayınlandığı ve ilan edildiği, yayınlanan ticaret sicil gazetesinde davacı şirketin 22/10/2018 tarihi itibarıyla adresinin halen güncel adresi olan … Mahallesi … Sokak … İşhanı Apt. N:… Adapazarı/Sakarya adresinde taşındığı, bu tarihten üç gün sonra eldeki davanın açıldığı, davacı şirketin adresinin her ne kadar Sakarya iline taşınmış olsa da muamele merkezinin halen daha önceki adresi olan Kartal/İstanbul olduğu, şirketin faaliyetlerine yönelik tüm iş ve işlemlerinin ve ticari faaliyetlerinin İstanbul ilinde yürütüldüğü, sicile kayıtlı olduğu Sakarya ilinde herhangi bir ticari faaliyetinin bulunmadığı, dolayısıyla Sakarya ilinin davacı şirket yönünden muamele merkezi olarak kabul edelemeyeceği, bu nedenlerle; ticaret sicil adresinin muamele merkezi olduğu yönündeki karinenin aksinin dosya kapsamı delilere göre sabit olduğu,…” gerekçesi ile “…İstinaf eden asli müdahiller vekillerinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurularının ESASTAN KABULÜNE, SAKARYA 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’nin (Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 18/12/2020 tarih, 2018/416 Esas ve 2020/626 Karar sayılı kararının HMK’nın 353-(1)-b)-2) maddesi gereğince, KALDIRILMASINA, a)Davacı Sakarya Ticaret Sicili Müdürlüğü’nün … nolu siciline kayıtlı (Mersis No: …) … A.Ş.’nin konkordato davasının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 114-(1)-ç) bendinde düzenlenen, yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili bulunmasına dair dava şartı yokluğu nedeniyle aynı yasanın 115/2 fıkrası gereğince usulden REDDİNE, b)Kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Adliyesi Ticaret Mahkemelerine gönderilmesine…” karar verildiği, dosyanın İstanbul Anadolu Mahkemesine gönderildiği, İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından 21/06/2021 tarihli tensip zaptı ile dava dosyası ve eki belgeler üzerinde tasdik koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, davacı şirketin borca batık olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılmasına, bilirkişi olarak Prof. … ile Prof. …’in seçilmelerine karar verildiği, 24/06/2021 tarihli ara kararla, 18/05/2021 tarihinden başlamak üzere İİK 304/ son maddesi gereğince 3 AY SÜRE İLE mühlet kararı verildiği, 22.10.2021 tarihli ara kararla çekişmeli alacaklarla ilgili karar verildiği, 18/08/2021 tarihli celse İİK’nun 304/son mad. Gereği verilen 3 aylık sürenin 18/08/2021 tarihinden itibaren 3 ay süre ile uzatıldığı,15/11/2021 tarihli celsede de konkordatonun tasdikine karar verildiği anlaşılmıştır. Her ne kadar mahkeme gerekçesinde … ve … yönünden konkordato nisabının sağlanamadığı yönünde belirleme yapılmışsa da, gerçek kişiler yönünden hüküm tesis edilmediği, Sakarya 4. Asliye Hukuk Ticaret) Mahkemesi’nin davacılar gerçek kişiler için tesis ettiği ret kararının davacılar tarafından istinaf edilmediği, kararın davacı gerçek kişiler yönünden kesinleştiği, Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesinin 2021/639 E. 2021/862 K. Sayılı kaldırma kararının davacı şirkete ilişkin olduğu, dosyanın yetkisizlikle davacı şirkte yönünden İstanbul Anadolu Adliyesine gönderildiği anlaşılmakla mahkemenin gerekçesinde dava konusu olmayan gerçek kişiler yönünden gerekçe yazması doğru olmasa da bu durum esasa etkili olmadığından eleştirmekle yetinilmiştir. 27.102021 tarihli komiser raporunda;126 Verilen Depozito ve Teminatlar Hesabında kayıtlı olan … firmasına ait 10.703.500 TL’nin kayıtlı olduğu, inceleme sonucunda … şirketine olan borcun kayda alınmasında bu hesabın kullanıldığının görüldüğü, bu tutarın gerçek bir varlık olmadığı, borç ödemede kullanılma kabiliyetinin olmadığı gerekçesiyle rayiç değer bilançosu oluşturulurken düşüldüğü, … Ltd.Şti. den olan alacağın gerek rayiç bilançoyu dolayısı ile borca batıklığı etkileyeceğinden gerekse alacaklılar toplantısındaki oylamanın sonucunu değiştireceğinden en önemli inceleme konularından birisi olduğu, davacı şirketin belirtmesine göre konkordato başvurusunun öncesi dönem olan 2017 yılında … Ltd.Şti. ve bu şirketin sahibi …’ın, davacı şirkete ve davacı şirketin sahibi …’e ve imza yetkilisi …’e toplamda 11.139.000,00 TL para havale ettiği, davacı şirket yetkililerine göre bu havalenin amacının göndericilerin davacı şirkete ortak olması amacından kaynaklandığı, havalelerin bir kısmının açıklamasında gelen havalenin bu amaçla olduğunun tespit edilebildiği, 2017 yılındaki bu havalelerin banka dekontlarından ve muhasebe hesaplanndan tespit edildiğini, şirket adına gelen havalelerin şirket hesaplarında … Ltd.Şti.ye ait 320.02 nolu Satıcılar Hesabına kaydedildiği, havalelere göre … Ltd.Şti’nin toplamda 6.065.000 TL’yi davacı şirkete 5.074.000 TL’yi de şirket hissedarı … adına havale ettiği, şirket adına havale edilen tutarların önce 320.02 nolu hesaba alacak kaydedildiği, daha sonrada aynı dönemde 331.01 nolu … hesabına virman edilmek suretiyle kapatıldığı, …’ün kendisine havale edilen tutarın 3.606.500 TL’sini şahsi hesabından davacı şirketin hesabına 2017 yılında virman yaptığı, bu tutarların da şahsa ait 331.01 nolu hesaba kaydedildiği, 01.03.2017 tarihinde ise şirketin tek hissedarı olan …’ün şirketdeki alacağından karşılamak üzere şirket sermayesini 9.000.000.00 TL arttırdığı ve bu artışın 331 ve 431 nolu hesaplarındaki alacağı ile karşılandığı, … Tic.Ltd.Şti’ den şirkete ortaklık amacıyla alınan tutarların şirket ortağı tarafından sermaye ye ilave edildiği, bu durumda 126 no’lu Verilen Depozito ve Teminatlar hesabında şirketin … Ltd.Şti. den alacağı gözüken 10.703.500 TL’lik tutarın aslen şirket hissedarı …’den alacak olarak 131 no’lu Ortaklar Cari Hesabına borç kaydedilmesi gerektiği, … Tic.Ltd.Şii’nin bilirkişi raporuyla tespit edilmiş alacak tutarının detayını gösteren (raporun 11. sayfasında) tabloya göre borçlu şirketten 10.762.500,00 TL olduğu, alacaklılar listesinde yer alan tüm alacakların fıktif olup olmadığına yönelik dayanak belgelerin (çek ve senetler) incelendiği ve fıktif alacağın bulunmadığı, alacaklılar toplantısının 13.11.2020 tarihinde yapıldığı. davacı şirketin konkordato başvuru tarihinden önce mevcut olan ve alacaklılar toplantısında görüşülen (çekişmeli alacaklara dair bilirkişi raporu ve bu rapor üzerinden sayın mahkemenin vermiş olduğu kararda belirtilen tutarlar ile gayrimenkul rayiç değer tespitleri sonucu değişen tutarlara göre) borç toplamının 53.928.299,95 TL tutarında olduğu, bunun 40.798.843,92 TL TL tutarındaki kısmının adi borç, 5.722.539.27 TL tutarındaki kısmının rehinli borç, 7.406.916.76 TL tutarındaki kısmının kamu borcu olduğu, davacı şirketten adi alacaklı olanlardan %69,23’ünün. alacak tutarının ise % 53,61‘i revize konkordato projesinin kabulü yönünde beyanda bulunduklarından, borçlu şirketin revize etmiş olduğu Konkordato Projesinin İİK, m.302/2-a uyarınca alacaklıların ve alacakların yarısını aşan bir çoğunluk tarafından kabul edilmiş olduğu, buna karşın borçlu şahıslar … ve … açısından projenin İİK. m.302/2-a’daki koşulların sağlanamadığı ve şahıslar açısından konkordato projesinin ret olduğu, davacı şirketin 30.09.2021 tarihli kaydi ve rayiç değer bilançosuna göre borca batık durumda olmadığı, davacı şirket yetkilileri tarafından 26/10/2021 tarihi itibariyle yeni bir proje revizyonu sunulduğu, Bu revize projede alacaklılara sunulan yeni ödeme planı ve tekliflerin önceki plan ve tekliflerden daha avantajlı olduğu, revize projede sunulan yeni teklif ve ödeme planının alacaklılar lehine değiştirilmiş olmasının konkordatonun ruhuna uygun olduğu, 26/10/2021 tarihli son proje revizyonuna göre mahkemenin davacılar hakkında tasdik kararı vermesi halinde Adi Alacaklılara alacaklarının %80’nin 16.12.2022 tarihinden itibaren 60 ayda ödeneceği. adi alacaklılara faiz ödenmeyeceği, işçi alacakları için 196.540,29 TL, geçici mühletten sonra komiser izni ile oluşmuş ve ticari faaliyetin devamı için gerekli olan borçlar için 388.487,44 TL olmak üzere toplam 585.027,73 TL teminat verilmesi gerektiği veya ödenmiş olduğunun belgelenmesi veyahut alacaklının teminat isteğinden feragat yazısı sunulmasının gerektiği, konkordato kapsamında adi alacaklılara teklif edilen tutarın (alacaklarının tamamı) şirketin iflası halinde alacaklıların ellerine geçecek tutardan fazla olacağı, davacı şirketin iflası halinde adi alacaklılara 18.804.449,38 TL kalırken konkordatonun tasdiki halinde adi alacaklılara ödeme kullanılabilecek tutar 46.098.660.59 TL olarak hesaplandığı, borçlu şirketin revize Konkordato Projesinin tasdiki halinde ödenecek harcın 74.090,70 TL olduğu belirtilmiştir. Mahkemece konkordato tasdik şartlarının oluşup oluşmadığı konusunda bilirkişi raporu alınmıştır. 04.08.2021 tarihli bilirkişi raporunda; alacaklılar toplantısının 13.11.2020 Cuma günü saat 13:00’de Serdivan-Sakarya adresinde yapıldığı, Komiser Heyetince hazırlanan gerekçeli raporun 18. sayfasına göre, konkordato teklifinin kabul ret durumunun toplam alacaklı sayısı 78, alacak tutarı 39.538.310,69 TL, kabul oyu veren alacaklı sayısı 54, kabul oyu verenlerin alacak tutarının 21.870.261,94 TL olarak belirtildiği, konkordato nisabının hatalı olduğunu, alacaklılar toplantısında 10.762.500,00 TL’ye karşılık gelen alacak için kabul oyu kullanan … Ltd. Şti.’ye olan borcun şirket ticari defterlerinde 321 numaralı “Borç Senetleri” hesabı altında takip edildiği, fakat çek muavinlerine göre, 321 numaralı “Borç Senetleri” hesabında kayıtlı çeklerin …-…’a verildiği, bu sebeple asıl alacaklının …- … olduğu, kayıtlardaki bu farklılığın muhasebenin veri girişinden kaynaklandığı, 321 numaralı “Borç Senetleri” hesabında konkordato talep eden şirketten alacaklı gözüken …-…’ın aynı zamanda konkordato talep eden şirkete 10.703.500,00 TL borçlu gözüktüğü, bu borcun 126 numaralı “Verilen Depozito ve Teminatlar” hesabı altında takip edildiği, yani konkordato talep eden şirketten alacaklı olan firmanın … Ltd. Şti. değil, … – … olduğu, …-…’ın konkordato nisabında dikkate alınabilecek alacak tutarının ise 10.762.500,00 TL değil [10.762.500,00 TL – 10.703.500,00 TL=] 60.059,00 TL olduğu, konkordato nisabı bu minvalde güncellendiğinde, konkordato teklifi kabul ret durumunun alacaklı sayısı 78, toplam alacak tutarı 28.834.810,69 TL, teklifi Kabul eden alacaklı sayısı 54, alacak tutarının 11.166.761,94 TL olduğu, konkordato talep eden şirketten hem alacaklı hem de konkordato talep eden şirkete borçlu gözüken …-…’ın alacak ve borcu birbirine mahsup edilerek konkordato nisabı yeniden belirlendiğinde, borçlu şirketin İİK m.302, f.3 hükmünde öngörülen nisabı sağlayamadığı, konkordato mühleti içerisinde, ticari mallar ve diğer stoklar ile ilgili olarak güncel rayiç değerlerinin belirlenmesi amacıyla bilirkişi incelemesi yapılması gerekirken, bilirkişi incelemesi yaptırılmadığı, kaydi değerlerin rayiç değer bilançosuna aynen aktarıldığını, bu sebeple rayiç değerlere göre borca batıklığın tespit edilemediği, komiser heyetince gerekçeli raporda yer verilen 30.10.2020 tarihli rayiç değer bilançosuna göre şirketin özvarlık tutarının (+) 4.799.960,71 TL olduğu, komiser heyetince hazırlanan 26/11/2020 tarihli raporun 26. sayfasında “Çekişmeli Alacakların Durumu ” başlığı altında, “Komiserliğimize alacak olarak bildirilen ancak borçlu tarafından kabul edilmeyen ve çekişmeli hale dönüşen bir alacak olmamıştır. ”ifadesinin bulunduğu, ancak dosya kapsamındaki verilere göre, çekişmeli hale gelen alacakların bulunduğu, komiser heyetince çekişmeli alacak prosedürünün yeniden başlatılması gerektiği, borçlu şirketin konkordato nihai projesinde alacaklılara, alacaklarının %50’sini 24 aylık ödemesiz dönemden sonra geçecek 96 aylık süreçte faizsiz olarak ödemeyi teklif ettiği, yani borçlu şirketin konkordato projesi %50 oranında tenzilat ve 2 yılı ödemesiz dönem olmak üzere 10 yıllık vade içerdiği, komiser heyetince hazırlanan gerekçeli raporun 25. sayfasında, şirketin 39.687.398,33 TL tutarındaki borcunu %50 tenzilatlı olarak ödemesinden sonra elinde 19.918.242,99 TL tutarında kaynak kalacağının belirtildiği, Komiser Heyetinin bu hesaplamayı yaparken şirketin borç ödemelerinde kullanabileceği kaynakları değil, şirketin varlıklarının tamamını dikkate aldığı, halbuki orantılılık şartı değerlendirilirken varlıklara değil, borç ödemelerinde kullanılabilecek kaynaklara bakılması gerektiği, fakat bir an için Komiser Heyetinin hesaplamasının doğru olduğu kabul edilirse, şirketin borçlarını tenzilatsız olarak veyahut daha kısa bir sürede ödemesinin mümkün olduğu, zira borç ödemelerinin tamamlanmasından sonra şirketin elinde 19.918.242,99 TL kalması, şirketin alacaklılar üzerinden zenginleşeceği sonucunu ortaya çıkaracağı ki bu durumun, teklifin kaynaklarla orantılı olmadığını göstereceği, alacaklılar listesi incelendiğinde, alacaklıların yaklaşık dörtte birinin gerçek kişi alacaklılar olduğu, bu alacaklılar arasında, borçlu şirketin ortakları … ve … ile aynı soyadı taşıyan … ve … gibi isimlerin de bulunduğu, dosyada görev yapan Konkordato Komiserinin, konkordatoya muvafakat gösteren alacaklıların (özellikle de gerçek kişi alacaklıların) alacaklarının geçerli bir ticari ilişkiden doğup doğmadığı yani konkordato nisabının sağlanabilmesi amacıyla fiktif alacaklılar oluşturulup oluşturulmadığı konusunda inceleme yapmasının uygun olacağı belirtilmiştir. 05.11.2021 tarihli bilirkişi ek raporunda; borçlu şirketin kök rapordan sonraki süreçte dosyaya 26/10/2021 tarihinde alacaklıların lehine teklif içeren yeni bir revize proje sunduğu, projede konkordatoya tabi borçların %80’inin faizsiz olarak, 12 ay ödemesiz, 13. aydan başlamak üzere her ay eşit taksitler halinde 60 ayda ödenmesinin planlandığı, borçlu şirket bu teklife göre hazırladığı nakit akım tablosuna, ilgili projenin 13. sayfasında yer verildiği, yer verilen nakit akım tablosuna göre, borç ödemelerinin tamamlanacağı 2027 yılı sonu itibariyle şirketin elinde 1.051.608,00 TL nakit kaynak kalacağı, Komiser Heyetince hazırlanan gerekçeli raporun 21. sayfasındaki tabloda, rehinli alacaklıların rehinle karşılanan alacaklarının toplamının 5.722.539,27 TL olarak gösterildiği, Komiser Heyetinin, rehinli alacaklıların rehinle karşılanan alacaklarının toplamını, çekişmeli alacaklara ilişkin olarak inceleme yapmakla görevlendirilen bankacılık konusunda uzman bilirkişi … tarafından hazırlanan 14/10/2021 tarihli bilirkişi raporuna göre belirlediği, …’un söz konusu raporu incelendiğinde, İÎK m.294, f.3 hükmüne göre rehinli alacaklılar yönünden faizin işlemeye devam etmesine rağmen, rehinli alacaklılar yönünden geçici mühlet sonrası için faiz hesabı yapılmadığı, rehinli alacaklıların alacaklarının tıpkı adi alacaklılar gibi geçici mühlet tarihi itibariyle hesaplandığı, Geçici mühletin verildiği 25/10/2018 tarihinin üzerinden yaklaşık 3 yıl geçtiği, borçlu şirketin ise bankalara olan borçlarını ödemekte temerrüde düştüğünün aşikar olduğu, bankalarca uygulanan temerrüt faizi oranının en asgari %30 civarında olduğu, bu nedenle somut olayda geçici mühletten sonra rehinli alacaklılar yönünden işleyen temerrüt faizi asgari 5.000.000,00 TL olduğu, işleyen bu faizin rehinle karşılanmadığı varsayımında (ki bu varsayım, konkordato teklifi tenzilat içerdiğinden borçlunun lehine olan bir varsayımdır), borçlu şirket %20 tenzilatla birlikte toplam 4.000.000,00 TL daha faiz ödemek zorunda kalacağı, ayrıca gayrimenkullerin satılacağı tarihe kadar (ki rehinli alacaklılar yönünden anlaşma sağlanamadığından satış gündeme gelecektir) da temerrüt faizi işleyeceği göz önünde bulundurulduğunda, bu tutarın artmasının muhakkak olduğu, Revize projede yer verilen nakit akım tablosunda rehinli alacaklılar için yalnızca 2.703.671,00 TL faiz öngörüldüğü, bu yönüyle nakit akım tablosunda en az 1.3 milyon TL’lik sapma olduğu, şirketin nakit akım tablosunda yer verdiği 1.051.608.00 TL’lik nakit fazlasıyla bu sapmayı telafi edebilmesi mümkünse de faiz hesabının borçlunun en lehine olan varsayımla yapıldığı dikkate alındığında, rehinli alacaklılar yönünden işleyen faiz nedeniyle nakit akım tablosunda nakit açığı yaşanacağı, aynca şirketin revize projede borç ödemelerinin tamamlanacağı 2027 yılı sonuna kadar 14.916.615,00 TL net kar hedeflemişse de geçmiş dönem verilerine bakıldığında, söz konusu hedeflerin gerçekleştirilebilirliğinin zor gözüktüğü, nitekim şirketin 31/12/2020 itibariyle 270.919,00 TL, 30/09/2021 tarihi itibariyle ise 370.644,00 TL dönem net karı raporladığı, tüm bu nedenlerle, şirketin konkordatoyu başarıya ulaştırma ihtimalinin zayıf olduğu, fakat görevlendirilen Komiser Heyetince dosyaya sunulan gerekçeli raporun genelinden, Komiser Heyetinin, konkordatonun tasdikine yönelik görüşünün olumlu olduğu, dosyanın geldiği aşama ve Komiser Heyetinin görüşü dikkate alınarak, borçlu şirkete konkordatoyu başanya ulaştırma adına fırsat verilip verilmeyeceğinin takdirinin mahkemeye ait olduğu, Komiser Heyetinin gerekçeli raporunda, iflas halinde şirketin varlıklarının satılması ve alacaklarının tahsili sonrasında iflas masasına geçecek muhtemel tutarı belirlediği, akabinde şirketin öncelikli olarak ödemesi gereken borçlarının düşümünü yaptıktan sonra iflas halinde adi alacaklıların alacaklarına muhtemel kavuşma oranını hesapladığı hesaba göre konkordatonun iflasa nazaran alacaklıların lehine olduğu, teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklan ile orantılı olup olmadığının incelenmesinin asıl nedeninin, borçlunun kaynaklarıyla alacaklılara, projede yer verdiği tekliften daha iyi bir teklif sunmasının mümkün olup olmadığını tespit etmek olduğu, borçlu şirketin, 26/10/2021 tarihinde sunduğu revize projesini hayata geçirebilmesinin zayıf ihtimal olduğu, hal böyle iken, şirketin alacaklılara, revize projesinde yer verdiği tekliften daha iyi bir teklif sunmasının mümkün olmadığı, bu durumda teklif edilen tutarın borçlunun kaynaklan ile orantılı olduğunun kabul edilmesi gerektiği, kök rapordan sonra dosyada görevli Konkordato Komiserlerinin çekişmeli alacaklarla ilgili süreci işlettikleri, Komiser Heyetinin çekişmeli alacaklarla ilgili olarak bilirkişi görevlendirmesi yaptığı, görevlendirilen bilirkişi …’un ise hazırlamış olduğu 14/10/2021 tarihli raporunu 21/10/2021 tarihinde dosyaya sunduğu, Bilirkişinin, İİK m.294, f.3 hükmüne göre rehinli alacaklılar bakımından mühletten sonra da faiz işlemeye devam etmesine rağmen, rehinli alacaklılar yönünden geçici mühlet sonrası için faiz hesabı yapmadığı, rehinli alacaklıların alacaklarının tıpkı adi alacaklılar gibi geçici mühlet tarihi itibariyle hesapladığı, aynca yine bilirkişinin rehinli ve adi alacaklıların tutarlarını belirlerken yalnızca rehinli malların kıymetlerini dikkate aldığı, rehinli malın kıymetinin üst sınır ipoteğinde belirlenen limitten fazla olduğu durumlarda limit olarak belirlenen tutarın rehinle karşılanan borç olarak değerlendirilmesi gerektiği hususuna dikkat etmediği, tüm bu nedenlerle, Komiser Heyeti tarafından görevlendirilen bilirkişi … tarafından hazırlanan rapordaki hesaplamaların sağlıklı olmadığı, bununla birlikte, mahkemece Komiser Heyetinin (bilirkişi …’un raporu doğrultusunda tanzim ettiği) 18/10/2021 tarihli raporuna göre çekişmeli alacaklara, ilişkin olarak 22/10/2021 tarihinde kesin olmak üzere bir karar verildiğinden Komiser Heyetinin konkordato nisabını, 22/10/2021 tarihli karar üzerinden belirlemiş olmasının yerinde olduğu, kök raporda, alacaklılar toplantısında 10.762.500,00 TL’ye karşılık gelen alacak için kabul oyu kullanan … Ltd. Şti.’nin alacağı hakkında kapsamlı açıklamalara yer verildiği, Kök rapor sonrasında Komiser Heyetince hazırlanan gerekçeli raporun 10. ve 11. sayfalarında, … Ltd. Şti.’nin alacağı hakkında detaylı incelemelerde bulunulduğu, neticede konkordato talep eden şirketin … Ltd. Şti.’ye 10.762.500,00 TL borçlu olduğuna kanaat getirildiği, nitekim gerekçeli raporun sonuç bölümünde 2 no’lu bentte “Buna göre öncelikle alacaklılar listesinde yer alan tüm alacakların fiktif olup olmadığına yönelik dayanak belgelerin (çek ve senetler) incelendiği ve fiktif alacağın bulunmadığı ” şeklinde ifade mevcuttur. Sayın Mahkemenizce, Komiser Heyetinin 18/10/2021 tarihli raporu doğrultusunda tesis edilen 22/10/2021 tarihli kararda … Ltd. Şti.’nin 10.762.500,00 TL üzerinden konkordato nisabına dahil edilmesine karar verildiğinden, gelinen aşamada … Ltd. Şti.’nin alacağı hakkında yeniden bir inceleme yapılmasına gerek görülmediği, çekişmeli alacaklarla ilgili mahkemenin 22/10/2021 tarihli kararı uyarınca toplantıdaki oylamada nisabın sağlandığı, mühlet içerisinde komiserin açık veya örtülü izniyle doğan borçlar yönünden 388.487,44 TL, 206. maddenin birinci sırası kapsamında kalan borçlar yönünden ise 196.540,29 TL tutarında teminat gösterilmesi gerektiği, Konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için 74.090,70 TL tutarında harç yatırılması gerektiği, mahkemece konkordatonun tasdiki koşullarının oluştuğuna kanaat getirilmesi durumunda, “Konkordatoya tabi borçların %80’inin faizsiz olarak, konkordatonun tasdiki tarihinden sonra geçecek 12 ay ödemesiz dönemden sonra başlayan 60 aylık dönemde aylık eşit taksitler halinde ödenmesine ” şeklinde karar verilebileceği, borçlu şirketin, rehinli alacaklıların hiçbiriyle herhangi bir anlaşma sağlayamadığı, bu nedenle ÎİK m.308/h uyarınca rehinli alacaklıları bağlayıcı karar verilebilmesine imkan bulunmadığı belirtilmiştir. 12.11.2021 tarihli bilirkişi 2. Ek raporda; borçlu şirketten ve Konkordato Komiseri …’dan temin edilen belgelerin incelenmesi neticesinde, konkordato talep eden şirketin teminat göstermesi gereken herhangi bir borcunun kalmadığının tespit edildiği, Konkordatonun tasdikine karar verilebilmesi için gerekli harcın 74.090,70 TL olduğu, borçlu şirket vekilinin 11/11/2021 tarihinde sunduğu dilekçede, derdest dosyanın Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen safahatında 50.666,72 TL tutarında harç yatırıldığını, bu nedenle yatırılması gereken bakiye harcın 23.900,00 TL olduğunu belirttiği, dosyada mevcut 12/11/2021 tarihli “Sayman Mutemedi Alındısı” ndan, borçlu şirketin 23.900,00 TL tutarında konkordato tasdik harcı yatırdığının tespit edildiği, şayet Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2018/416 E. sayılı dosyasından 50.666,72 TL tutarında harç yatırılmış ve bu harç iade edilmemişse, konkordatonun tasdiki için gerekli harcın fazlasıyla [50.666,72 TL+23.900,00 TL=74.566,72] yatırıldığı sonucunun ortaya çıktığı, borçlu şirket vekilinin 08/11/2021 tarihli dilekçesinde, finansal kiralama konusu malların iadesinin 1 yıl süreyle ertelenmesi talebinde bulunmuşsa da dosya kapsamından finansal kiralama konusunda herhangi bir malın tespit edilemediği, kaldı ki somut olayda şartların gerçekleştiğinin de ispatlanamadığı, Rehinli malların satışının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilebilmesi için, rehinli malın işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunun ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığın tehlikeye düşeceğinin yaklaşık olarak ispatlanması gerektiği, somut olayda borçlu şirketin bu yönde herhangi bir ispat faaliyeti gerçekleştirmediği, dosyadan rehinli oldukları anlaşılan gayrimenkullerin nitelikleri incelendiğinde, 9 taşınmazın niteliğinin mesken, 1 adet taşınmazın niteliğinin ise tarla olduğunun tespit edildiği, borçlu şirketin, ülkemizde faaliyet gösteren GSM operatörlerinden … bayiliğini yürüttüğü, bu kapsamda ikisi İstanbul Kartal, biri ise Kocaeli Çayırova’da mağazasının bulunduğunu, faaliyet gösterilen mağazaların kira olduğunun anlaşıldığı, kiraladığı taşınmazlarda GSM operatörü bayiliği faaliyeti yürüten borçlu şirket yönünden, 9’u mesken, l’i ise tarla niteliğindeki taşınmazın, borçlu şirketin işletmesinin faaliyeti için neden zorunlu olduğunun anlaşılamadığı, borçlu şirket tarafından, rehinli malların işletmenin faaliyeti için zorunlu olduğunun ve paraya çevrilmesi durumunda ekonomik varlığın tehlikeye düşeceğinin yaklaşık olarak ispatlanamamış olması sebebiyle, rehinli malların satışının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilebilmesinin koşullarının oluşmadığı belirtilmiştir. Konkordatonun tasdiki şartları başlıklı 305.maddesi “302 nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır: a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflâsı hâlinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme hâlinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın iflâs yoluyla tasfiye hâlinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları ile orantılı olması (bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder). c) Konkordato projesinin 302 nci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması d) 206ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklıların alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302 nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır). e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir.” Konkordatonun tasdik edilmemesi ve borçlunun iflâsı başlıklı 308. Maddesi ” Konkordato tasdik edilmezse mahkeme konkordato talebinin reddine karar verir ve bu karar 288 inci madde uyarınca ilân edilerek ilgili yerlere bildirilir. Borçlunun iflâsa tabi şahıslardan olması ve doğrudan doğruya iflâs sebeplerinden birinin mevcut olması hâlinde mahkeme, borçlunun iflâsına resen karar verir.” hükmünü düzenlemiştir. Somut davada, alacaklılar listesine göre, alacaklıların yaklaşık dörtte birinin gerçek kişi alacaklılar olduğu, bu alacaklılar arasında, borçlu şirketin ortakları … ve … ile aynı soyadı taşıyan … ve … gibi isimlerin de bulunduğu, dosyada görev yapan Konkordato Komiserinin, konkordatoya muvafakat gösteren alacaklıların alacaklarının geçerli bir ticari ilişkiden doğup doğmadığı yani konkordato nisabının sağlanabilmesi amacıyla fiktif alacaklılar oluşturulup oluşturulmadığı konusunda detaylı bir inceleme yapmadığı, alacaklılar toplantısında 10.762.500,00 TL’ye karşılık gelen alacak için kabul oyu kullanan … Ltd. Şti.’ye olan borcun şirket ticari defterlerinde 321 numaralı “Borç Senetleri” hesabı altında takip edildiği, fakat çek muavinlerine göre, 321 numaralı “Borç Senetleri” hesabında kayıtlı çeklerin …-…’a verildiği, bu sebeple asıl alacaklının …- … olduğu, kayıtlardaki bu farklılığın muhasebenin veri girişinden kaynaklandığı, 321 numaralı “Borç Senetleri” hesabında konkordato talep eden şirketten alacaklı gözüken …-…’ın aynı zamanda konkordato talep eden şirkete 10.703.500,00 TL borçlu gözüktüğü, bu borcun 126 numaralı “Verilen Depozito ve Teminatlar” hesabı altında takip edildiği, yani konkordato talep eden şirketten alacaklı olan firmanın … Ltd. Şti. değil, … – … olduğu, …-…’ın konkordato nisabında dikkate alınabilecek alacak tutarının ise 10.762.500,00 TL değil [10.762.500,00 TL – 10.703.500,00 TL=] 60.059,00 TL olduğu, konkordato nisabı bu minvalde güncellendiğinde, konkordato teklifi kabul ret durumunun alacaklı sayısı 78, toplam alacak tutarı 28.834.810,69 TL, teklifi Kabul eden alacaklı sayısı 54, alacak tutarının 11.166.761,94 TL olduğu, konkordato talep eden şirketten hem alacaklı hem de konkordato talep eden şirkete borçlu gözüken …-…’ın alacak ve borcu birbirine mahsup edilerek konkordato nisabı yeniden belirlendiğinde, borçlu şirketin İİK m.302, f.3 hükmünde öngörülen nisabı sağlayamadığı, bu yöndeki bilirkişi raporundan sonra komiser heyeti tarafından konkordato talep eden şirketin … Ltd. Şti.’ye 10.762.500,00 TL borçlu olduğuna kanaat getirildiği yönünde tespitte bulunulmuşsa da, 27.102021 tarihli komiser raporunda ki ” davacı şirketin belirtmesine göre konkordato başvurusunun öncesi dönem olan 2017 yılında … Ltd.Şti. ve bu şirketin sahibi …’ın, davacı şirkete ve davacı şirketin sahibi …’e ve imza yetkilisi …’e toplamda 11.139.000,00 TL para havale ettiği, davacı şirket yetkililerine göre bu havalenin amacının göndericilerin davacı şirkete ortak olması amacından kaynaklandığı, havalelerin bir kısmının açıklamasında gelen havalenin bu amaçla olduğunun tespit edilebildiği, 2017 yılındaki bu havalelerin banka dekontlarından ve muhasebe hesaplarından tespit edildiğini, şirket adına gelen havalelerin şirket hesaplarında … Ltd.Şti.ye ait 320.02 nolu Satıcılar Hesabına kaydedildiği, havalelere göre … Ltd.Şti’nin toplamda 6.065.000 TL’yi davacı şirkete 5.074.000 TL’yi de şirket hissedarı … adına havale ettiği, şirket adına havale edilen tutarların önce 320.02 nolu hesaba alacak kaydedildiği, daha sonrada aynı dönemde 331.01 nolu … hesabına virman edilmek suretiyle kapatıldığı, …’ün kendisine havale edilen tutarın 3.606.500 TL’sini şahsi hesabından davacı şirketin hesabına 2017 yılında virman yaptığı, bu tutarların da şahsa ait 331.01 nolu hesaba kaydedildiği, 01.03.2017 tarihinde ise şirketin tek hissedarı olan …’ün şirketteki alacağından karşılamak üzere şirket sermayesini 9.000.000.00 TL arttırdığı ve bu artışın 331 ve 431 nolu hesaplarındaki alacağı ile karşılandığı, … Tic.Ltd.Şti’ den şirkete ortaklık amacıyla alınan tutarların şirket ortağı tarafından sermaye ye ilave edildiği, bu durumda 126 no’lu Verilen Depozito ve Teminatlar hesabında şirketin … Ltd.Şti. den alacağı gözüken 10.703.500 TL’lik tutarın aslen şirket hissedarı …’den alacak olarak 131 no’lu Ortaklar Cari Hesabına borç kaydedilmesi gerektiği, … Tic.Ltd.Şii’nin bilirkişi raporuyla tespit edilmiş alacak tutarının detayını gösteren (raporun 11. sayfasında) tabloya göre borçlu şirketten 10.762.500,00 TL olduğu” yönündeki belirleme göz önüne alındığında, borçlu şirkete ortak amacı ile verilen para nedeni ile alacaklı konuma gelen dava dışı şirketin oylamaya dahil edilmesinin nisabı doğrudan etkilemesi nedeni ile iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığı, kaldı ki, mahkemece alınan bilirkişi raporunda da vurgulandığı üzere, davacı şirketin bankalara temerrütü nedeni ile faiz yükü ile karşılaşacağı, projenin başarı şansınında bulunmadığı, davacı şirketin borca batık olmadığı davacı şirketin konkordato talebinin reddine karar verilmesi gerekirken kabulünün isabetli olmadığı anlaşılmakla, Müdahil alacaklılar … San. A.Ş. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının süresinde olmadığından istinaf başvurularının usulden reddine, diğer müdahillerin istinaf başvurularının kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve konkordato talebinin reddine dair aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Müdahil alacaklılar … A.Ş. Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı ile … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının süresinde olmadığından istinaf başvurularının usulden REDDİNE, 2-Alacaklılar … A.Ş., … A.Ş., … Bankası, … Bankası A.Ş. Ve … T.A.Ş vekillerinin istinaf başvurusunun ayrı ayrı KABULÜ ile İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/418 Esas, 2021/1203 Karar 15/11/2021 tarihli kararının HMK 353/1b-2 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, yeniden HÜKÜM TESİSİNE, 2.a.1-Davacı şirketin konkordatonun tasdiki talebinin REDDİNE, 2.a.2-Kesin mühlet, kesin mühletin sonuçları ve komiser heyetinin görevlerinin yasa gereği kendiliğinden SONA ERDİĞİNE, verilen tedbirlerin kaldırılmasına, 2.a.3-Kararın İİK’nın 308. maddesi yollaması ile İİK. 288. maddesindeki usulle ilanına ve ilgili kurumlara müzekkere ile bildirilmesine, 2.a.4-İlan ve diğer işlemlerin yerine getirilmesi için karardan bir örneğinin ilk derece mahkemesine gönderilmesine 2.a.5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu karar harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile noksan kalan 44,80 TL harcın talep edenden tahsili ile hazineye gelir kaydına,
İstinaf Başvurusu Yönünden; 3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan alacaklı … San. A.Ş. tarafından peşin olarak karşılanan 54,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 26,30 TL harcın alacaklı …San. A.Ş.’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 4-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan alacaklı … A.Ş. tarafından peşin olarak karşılanan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın alacaklı … A.Ş.’den tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 5-Sosyal Güvenlik Kurumu harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 6-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan alacaklı … A.Ş. tarafından peşin olarak karşılanan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın talep eden davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, Alacaklı … A.Ş., tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı, 59,30 istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL istinaf yargılama giderinin talep eden davacıdan alınarak alacaklıya verilmesine, 7-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan alacaklı … A.Ş. tarafından peşin olarak karşılanan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın talep eden davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, Alacaklı … A.Ş tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı, 59,30 istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL istinaf yargılama giderinin talep eden davacıdan alınarak alacaklıya verilmesine, 8-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan alacaklı … A.Ş. tarafından peşin olarak karşılanan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın talep eden davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, Alacaklı … A.Ş tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı, 59,30 istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL istinaf yargılama giderinin talep eden davacıdan alınarak alacaklıya verilmesine, 9-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan alacaklı … Bankası A.Ş. tarafından peşin olarak karşılanan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın talep eden davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, Alacaklı … Bankası A.Ş. tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı, 59,30 istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL istinaf yargılama giderinin talep eden davacıdan alınarak alacaklıya verilmesine, 10-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan alacaklı … T.A.Ş tarafından peşin olarak karşılanan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın talep eden davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, Alacaklı … T.A.Ş tarafından yatırılan 162,10 TL istinaf başvuru harcı, 59,30 istinaf karar harcı olmak üzere toplam 221,40 TL istinaf yargılama giderinin talep eden davacıdan alınarak alacaklıya verilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/a maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere üye Hakim …’nun muhalefeti ile oyçokluğu ile karar verildi.09/06/2022
MUHALEFET ŞERHİ; Talep, İcra ve İflas Kanunun 285 vd maddeleri gereğince konkordatonun tasdiki istemine ilişkindir. Borçlu şirket ve şirket ortakları gerçek kişiler tarafından, 25.10.2018 tarihli dilekçe ile konkordato talep edilmiştir.Mahkeme tarafından gerekçesi açıklanmadan, konkordato talep tarihinden daha önceki tarih olan 22.10.2018 tarihinden itibaren 3 aylık geçici mühlet kararı verilmiştir.22.01.2019 tarihinden itibaren 2 ay süre ile geçici mühlet kararının uzatılmasına, 25.03.2019 tarihinde 1 yıllık kesin mühlet kararı verilmiştir. Sakarya 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin ( Asliye Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla) 2018/416 Esas, 2020/626 Karar ve 18.10.2018 tarihli kararı ile borçlu şirket yönünden konkordatonun tasdikine karar verilmiştir.İlk derece mahkeme kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması neticesinde ise Sakarya Bölge Adliye Mahkemesinin 2021/639 Esas, 2021/862 Karar ve 18.05.2021 tarihli kararı ile yetkinin kesin olması nedeniyle davanın dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.Kararda, kararın kesinleşmesinden sonra ve talep halinde dosyanın yetkili İstanbul Anadolu Asliye Ticaret Mahkemesine gönderilmesine, şirket yararına İİK 287. maddeleri gereğince verilen tüm İhtiyati tedbir kararları ilk derece mahkeme kararı ile kaldırıldırıldığından ve İlan edildiğinden yeniden karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesis edilmiştir.Dosya 17.06.2021 tarihli tevzi formu ile istinaf konusu mahkeme esasına kayıt edilmiştir.Mahkemenin, 24.06.2021 tarihli ara kararının “1” nolu bendi İle borçlu şirket hakkında 18.05.2021 tarihinden başlamak üzere İİK 304/son fıkrası gereğince 3 ay süre ile mühlet kararı ile birlikte kanunda belirtilen muhafaza tedbirleri ve ayrıca bir takım İhtiyati tedbir kararları tesis edilmiştir.18.08.2021 tarihli ara kararla, 24.06.2021 tarihli ara kararla İİK 304/son fıkrası gereğince verilen 3 aylık sürenin 18.08.2021 tarihinden itibaren 3 ay süre ile uzatılmasına dair hüküm tesis edilmiştir.15.11.2021 tarihinde ise istinaf konusu edilen tasdik kararı verilmiştir. Geçici mühlet süresinin başladığı 22.10.2018 tarihinden hüküm tarihi olan 15.11.2021 tarihine kadar geçen süre 36 ay 23 gündür.Ayrıca yetkisizlik sonucu gelen dosyada, yargılama sırasında yeniden tesis edilen İhtiyati tedbir ve muhafaza tedbirleride hükümle birlikte kaldırılmıştır. 28.02.2018 tarihinde kabul edilerek, 15 Mart 2018 tarihli Resmî Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren, “İcra Ve İflas Kanunu Ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun “un 13 vd maddelerinde, 2004 sayılı İİK ‘nun “ Konkordato ile Sermaye Şirketleri ve Kooperatiflerin Uzlaşma Yoluyla Yeniden Yapılandırılması “ üst başlığını taşıyan on ikinci babında değişiklikler yapılmış, İflasın ertelenmesi kaldırarak konkordato yeni bir içeriğe kavuşturulmuştur. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 287. maddesinde geçici mühletin 3 ay olduğu, aynı yasada geçici mühletin en fazla 2 ay daha uzatılabileceği, 289. maddede, 1 yıllık kesin mühlet verileceği, aynı maddede kesin mühletin 6 aya kadar uzatılabileceği, konkordatonun mahkemede incelenmesine dair 304/ son fıkrasında, karar verilinceye kadar mühlet hükümlerinin devamına karar verilebileceği, bu sürenin 6 aydan fazla olamayacağına yer verilmiştir.Yasada belirtilen tüm sürelerden yararlanan borçlu şirketin yararlanması gereken toplam mühlet 29 ay olacaktır.Bu süre, Covid 19 pandemi tedbirleri kapsamında çıkartılan 7226 sayılı yasal düzenleme nedeniyle 2 ay 23 günlük mühletin eklenmesi İle azami 31 ay 23 gün olacaktır.Yukarıda ayrıntılı şekilde yer verildiği üzere mahkeme tarafından tasdik kararı 36 ay 23 gün sonra verilmiş ve yaklaşık 6 aylık bir sürenin geçirilmiş olduğu anlaşılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 304/1. fıkrasında, mahkemenin kesin mühlet içinde kararını vermek zorunda olduğuna yer verilmiştir.Yasal düzenleme emredici niteliktedir, yasa koyucu tarafından sürenin uzayabileceğine dair istisnai bir düzenlemeye yer verilmemiştir.Açık yasal düzenlemelere ve zorunluluğa rağmen süre içerisinde tasdik yargılamasında bir karar verilememişse mahkemenin konkordatonun tasdik talebini reddetmesi gerekecektir.Aksi halde, konkordato yargılaması uzun yıllar devam edebilecek ve mühlet sırasında yapılan işlemlerin etkisi ve anlamı kalmayacaktır. Yukarıda yer verilen yasal düzenlemedeki mühletler yasa koyucu tarafından belirlenmiştir.6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 94/1. fıkrasında, kanunun belirlediği sürelerin kesin olduğu açıkça belirtilmiştir.Diğer yandan aynı yasanın 33. maddesinde hakimin Türk hukukunu resen uygulayacağına yer verilmiştir. İş bu yargılamada, tartışılması gereken diğer bir husus ise yetkisizlik durumunda sürelerin işleyişi olacaktır.Konkordato yargılamasında olduğu gibi mahkemenin yetkisi kesin yetkidir.HMK 114/1-ç bendinde dava şartları arasında, yetkinin kesin olduğu hallerde mahkemenin yetkili bulunması dava şartları arasında sayılmıştır. Aynı yasanın 115/2. fıkrasında ise dava şartı yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verileceği belirtilmiştir.Aynı yasanın çekişmesiz yargı işlerini düzenleyen 382. maddesinde konkordatonun tasdiki de yer almaktadır.385/1. fıkrasında çekişmesiz yargı işlerinde niteliğine uygun düştüğü takdirde basit yargılama usulü uygulanacağı, 385/2.fıkrada, aksine bir hüküm bulunmadıkça resen araştırma ilkesinin geçerli olacağı belirtilmiştir.Yasanın 316 vd maddelerinde basit yargılama usulüne yer verilmiş ve 320/2.fıkrada ise mahkemenin ilk duruşmada dava şartları ve ilk itirazlarla hak düşürücü süre ve zamanaşımı hakkında tarafları dinleyeceği, 322.maddede, bu kanun ve diğer kanunlarda basit yargılama usulü hakkında hüküm bulunmayan hallerde yazılı yargılama usulüne İlişkin hükümlerin uygulanacağı, 138. maddede ise mahkemenin öncelikle dava şartları ve ilk itirazlar hakkında dosya üzerinde karar verileceği, gerektiği takdirde kararı vermeden önce bu konuda tarafları dinleyeceği ifade edilmiştir.Şu halde dava şartı olan mutlak yetki ile ilgili kararın öncelikle verilmesi gerekecektir.Ancak dava şartlarının mevcut olup olmadığı davanın her aşamasında resen araştırılması gerektiğinden daha sonra verilmesine herhangi bir engel mevcut değildir.. Konkordato gibi yasa koyucu tarafından ivedi görülerek tamamlanması amaçlanan ve belirli süreler belirlenen yargılamada, dava şartı yokluğu nedeniyle usulden red kararı ile dosyanın aynı yasanın 20. maddesi gereğince talep halinde yetkili mahkemeye gönderilmesi kararında sürelerin hesabın da hangi kriterler esas alınması gerekecektir. Keza 2004 sayılı yasada buna özgü ayrık bir düzenleme mevcut değildir.Yani sürelerin kesilip başlayacağına dair bir düzenleme mevcut değildir. 6098 sayılı TBK‘nın 158. maddesinde, dava veya def’inin, mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da, o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa alacaklının altmış günlük süre içinde haklarını kullanabileceği belirtilmiştir.Somut yargılamada bu hükmün uygulanmasının mümkün olabileceği düşünülse dahi dosyanın yetkili mahkemeye tevzi edildiği tarih olan 17.06.2021 tarihi itibariyle yasanın belirlediği süreler henüz bitmemiştir.Bu durumda söz konusu maddenin uygulanması mümkün olmayacaktır.Diğer taraftan, 2004 sayılı 287 maddesinde geçici mühlet kararı ile muhafaza tedbirleri ve/ veya İhtiyati tedbir kararları verildiği ve tasdik kararı İle kaldırılmış olduğu dikkate alınarak, ilk derece mahkemesinin 18.12.2020 tarihli tasdik kararı İle birlikte tüm tedbirlerin kaldırılmış olduğu ve istinaf konusu yargılama aşamasında oluşturulan İhtiyati tedbir kararına kadar sürenin durmuş olabileceği ve bu durumda yasal süreler içerisinde tasdike karar verilmiş olduğu kabul edilse dahi yasal düzenlemenin böyle bir ayrık duruma yer vermemesi ve aksi halde ilk derece mahkeme kararlarına yönelik yasa yollarına başvurularda sürelerin uzayabileceği bu hususun ise konkordato amacına uygun düşmeyeceği gibi alacaklıların aleyhine sonuç doğuracağı da düşünüldüğünde uygulama yeri tartışma yaratabilecektir. Aksi halde, birden fazla yetkisiz mahkemede konkordato talebi ve verilecek kararlar, yeniden, yeniden başlatılacak süreler, mağduriyetlerin artmasına neden olabileceği gibi konkordato amacına ve usul ekonomisine de uygun düşmeyecektir. Yargıtay 6. Hukuk Dairesinin 2021/4808 Esas, 2021/1790 Karar ve 25.11.2021 tarihli, “ Bölge Adliye Mahkemeleri Hukuk Dairelerinin Kesin Nitelikteki Kararları Arasındaki Uyuşmazlığın Giderilmesine Yönelik Karar” da yetkisizlik kararı üzerine mahkemece verilecek karar yönünden uyuşmazlık giderilmiş ve konkordato talebi ve niteliği ile ilgili ayrıntıya yer verilmiştir.Ancak yetki sonucu sürelerle ilgili konu uyuşmazlık olmadığı için herhangi bir açıklama mevcut değildir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun konkordato İle ilgili düzenlemesi kapsamında ki süreler kesin olduğundan ve İİK 304/1 fıkrası gereğince kesin mühlet içerisinde karar verilmesine dair emredici düzenlemeye aykırı olarak ve ayrıca yetkisizlik halinde sürelerle ilgili yasada ayrık bir düzenleme ve/ veya ek süre bulunmadığından, diğer taraftan diğer yasaların ilgili hükümleri değerlendirilmeksizin kesin mühlet süresi içerisinde hüküm verilmemiş olduğundan, hükmün işin esası incelenmeksizin bu nedenle kaldırılması ve talebin reddi gerekirken bu konunun tartışma dışı tutularak işin esasına dair hükmün kaldırılmasına yönelik heyetin çoğunluk görüşüne muhalif olduğuma dair görüşümü bu şekilde bildiririm.09/06/2022