Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/647 E. 2022/657 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/647 Esas
KARAR NO: 2022/657
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 04/11/2021
NUMARASI: 2020/700 Esas, 2021/755 Karar
DAVA: İFLAS
KARAR TARİHİ: 26/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi. Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin İstanbul … İcra Müdürlüğünün … E. sayılı icra dosyasındaki alacağı, takip alacaklısı … A.Ş.’den 28/07/2011 tarihinde temlik aldığını, temlikten sonra icra dosyasındaki takip yolu değiştirilerek 12/08/2011 tarihinde davalı borçlu şirkete iflas ödeme emri gönderildiğini, borç ödenmediği gibi herhangi bir itirazında yapılmaması nedeniyle iflas takibinin kesinleştiğini, 12/07/2011 tarihi itibariyle dosya borcunun 92.663,00 TL olduğunu, davalının borcunu ödemek için bugüne kadar herhangi bir girişiminin olmadığını, yapılan araştırmada davlanın borca batık olduğunu, hak ve alacakları üzerinde çok sayıda haciz bulunduğunu ve sicildeki adresini de terk ettiğini belirterek davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep etmiştir.
CEVAP Davalı borçlu, davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI Mahkemece, ilamsız takibe ilişkin ödeme emri ile takip yolunun değiştirilmesi üzerine gönderilen iflas yoluyla takibe ilişkin ödeme emrindeki miktarların farklı olduğu, iflas yoluyla takibe ilişkin ödeme emrinin İİK’nun 43/2 maddesinde öngörülen usule uygun olmadığı, iflas yoluyla ödeme emrindeki borç miktarı ile haciz yoluyla ödeme emrindeki borç miktarının aynı olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; iflas yolu takipteki asıl alacak ile haciz yolu takipteki asıl alacak tutarının aynı olduğunu, haciz yolu ile takibin iflas olarak değiştirilmesinden sonra alacağa geçmiş gün faizinin eklenmesinde usule aykırılık olmadığını, istinaf mahkemesi kararlarının mahkemeleri bağlayacağını, somut davada ilk derece mahkemenin ilk kararının istinaf mahkemesince kaldırıldığını, ancak mahkemenin istinaf mahkemesinin kaldırma gerekçesine uymayarak davayı reddettiğini belirterek kararın kaldırılmasını ve davalının iflasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, İİK’nın 158. Maddesi uyarınca kesinleşmiş icra takibi nedeniyle borçlunun iflasına ilişkindir. İlk derece mahkemesinin 16/05/2019 tarihli kararı ile, iflas davasının muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin hükmü istinaf etmesi üzerine Dairemizin 2020/1380 Esas, 2020/1240 Karar sayılı kararı ile; kanunda öngörülen sürede müdahale veya itirazda bulunmayan müdahale talep edenlerin muvazaa iddiasının dinlenmeyeceği ve davalıya depo emri tebliğ edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hüküm kaldırılmış, mahkemece bu kez iflas takibindeki tutar ile haciz yolu ile takipteki tutarın örtüşmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Takip yolunun değiştirilmesi halinde davacının önceki ödeme emrinde bulunmayan yeni alacak kalemlerini ve yeni takip dayanaklarını sonraki ödeme emrine ekletmesi mümkün değildir. Ancak somut olayda davacı yanca takip yolunun değiştirilmesi üzerine düzenlenen iflas yolu ile ödeme emrinde yeni bir dayanak ya da alacak kalemi bulunmamaktadır. Eklenen tutar, takip aşamasında işlemiş olan faizden ibaret olup bu tutar zaten depo emri hesaplanırken dikkate alınacaktır. Bir diğer ifade ile tebliğ edilen iflas yolu ile takipte ödeme emri içeriğinde gösterilen faiz olmasa bile depo tutarı hesabında, bu faiz de hesaplanacaktır. Hal böyle iken, ödeme emirlerinin farklı borç tutarlarını içerdiğinden söz edilerek davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Nitekim Yargıtay 23. HD’nin 2014/9204 Esas, 2014/733 Karar sayılı kararı da bu doğrultudadır. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1.a.6 bendi gereğince ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurularının esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2- İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/700 Esas, 2021/755 Karar ve 04/11/2021 tarihli kararının HMK 353/1a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılmak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcı davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA,6-Davacı tarafça istinaf yargılama giderlerinin ilk derece mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-6 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/05/2022