Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/62 E. 2022/319 K. 17.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/62 Esas
KARAR NO: 2022/319
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 16/09/2021
NUMARASI: 2018/299 Esas, 2021/652 Karar
DAVA: ALACAK (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA Davacı vekili dava dilekçesi ile; taraflar arasında 22/04/2002 tarihli abonelerin sayaçlarının el bilgisayarı/endeksör ile endeks okuma hizmet alımı sözleşmesi imzalandığını, sözleşmenin 30/12/2005 tarihine
kadar yürürlükte kaldığını, teknik şartmamenin 3.1 maddesinde kaçak elektrik kullanan abonelerin …’a bildirilmesi ile ilgili hizmet bedelinin hüküm altına alındığını, müvekkilinin 2005 yılında 52.158 adet kaçak kullanımı bildirdiğini, ancak sadece 5.958 adetine ait hizmet bedelinin ödendiğini, kalan 46.200 adet için müvekkiline hizmet bedeli ödenmediğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla 104.400,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; sözleşmenin … ile davacı arasında yapılması nedeniyle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davaya konu alacağın zamanaşımına uğradığını, sözleşme gereğince ücrete
hak kazanabilmesi için kaçak ihbarında bulunulmasının yeterli olmadığını, bu ihbar sonucunda, müvekkili kuruluş bünyesinde oluşturulan kaçak elektrik ekipleri tarafından yapılan kontrollerde kaçak elektrik kullanıldığının tutanağa bağlanması ve bundan sonra alacağın tahakkuk ettirilmesinin gerektiğini, bu koşullar gerçekleşmeden ödeme yapılamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ’NİN 22/11/2016 TARİHLİ KARARI, DAİREMİZİN KALDIRMA KARARI VE İLK DERECE MAHKEMESİNİN 16/09/2021 TARİHLİ KARARI İlk derece Mahkemesi 16/09/2021 tarihli kararı ile davanın kabulüne karar verilmiş, kararın istinaf edilmesi üzerine Dairemizin 2017/1423 Esas, 2018/446 Karar sayılı kararı ile; “.. dava konusu ihbarlara ilişkin verilerin eski anzio sisteminde bulunduğu ve 2008 yılında geçişi yapılan abonenet sistemine aktarılmadığı, dolayısıyla bu verilere ulaşılamadığından sözleşmede geçen ve bilirkişi raporuna yansıyan durum kodlarının analizinin yapılamadığı anlaşıldığından öncelikle bu sisteme girilme imkanının bulunup bulunmadığının araştırılarak abonenet sistemi ile karşılaştırma yapılmak suretiyle gerekirse bu konuda uzman yeni bir bilirkişi kurulundan rapor alınmak suretiyle veri analizlerinin yapılması ve mükerrer tutanaklar ile aynı aboneye ilişkin ve aynı hususta yapılan kaçak ihbarlarına ilişkin ayrıca ücret ödenmesi söz konusu olmadığından bunların da ayıklanması suretiyle davacının hak ettiği alacak miktarının saptanması” gerektiğine değinilerek karar kaldırılmıştır. Kaldırma kararından sonra mahkemece; davacının davalıya yapmış olduğu kaçak elektrik ihbarlardan 5958 adetinin tutanağa bağlandığı, 46200 adetinin tutanağa bağlanmadığı, kaçak ihbarlardan yönetmelik hükümlerine uygun ve doğru tespit edilmiş olan 5958 adet kaçak ihbarının bulunduğu, geri kalan ihbarların ise doğru bulguya dayanmadığı ve mükerrerlik arz etmesi sebebiyle davalı idare tarafından tutanağa bağlanmamasının kabul edilir olduğu, tutanağa bağlananlar için ise davalının davacıya hizmet bedellerini ödediği, tutanağa bağlanmayanlar bakımından sözleşme eki teknik şartnameye göre ödeme yapılmadığı ve davacının kaçak ihbar hizmet bedeline hak kazanmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; anzio sistemine fiziken girilmediğini ve davalının çelişkili beyanlarda bulunarak sunmuş olduğu kayıtların dikkate alındığını, hükme esas alınan bilirkişi raporunda 4347 adet ihbar için kaçak hizmet bedeline hak kazanıldığı belirtilmesine rağmen davalı kurumun daha fazla adette, 5958 adet ihbar için ödeme yapmasının raporun güvenirliği konusunda şüphe uyandırdığını, yapılan tespitinde dayanaklarının açıklanmadığını, müvekkilinin yaptığı asılsız ihbarlara ilişkin müvekkiline ceza uygulanacak olup, böyle bir ceza uygulanmadığı dikkate alındığında yapılan kaçak ihbarlarının tamamının doğru olduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME Dava, hizmet alım sözleşmesi kapsamında kaçak ihbarı hizmet bedelinin tahsiline ilişkindir. Dosya kapsamından; taraflar arasında İstanbul Güngören İşletme Müdürlüğü Hizmet alanındaki abonelerin sayaç endeksörlerinin endeksörle okunması, periyodik sayaç değiştirme, borçtan dolayı ceryan kesme-açma, sayaç kaldırma, sayaç mühürleme hizmetlerinin ifasına ilişkin 200/42 sayılı sözleşme bulunduğu, davacının sözleşme kapsamında 46200 adetinin kaçak ihbarı hizmet bedelinin ödenmediğini iddiasıyla işbu davayı açtığı görülmektedir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş, davacı taraf hükmü istinaf etmiştir. Davacı taraf, kaçak elektrik kullanımına ilişkin ihbarları yaptığını ancak davalı tarafın bu ihbarları inceleyip tutanağa bağlamadığından sözleşmeye göre hak ettiği hizmet bedelini alamadığını ileri sürmüş, davalı ise sadece ihbarın yapılmış olmasının ücreti hak etmeye yeterli olmadığını savunmuştur. Taraflar arasında sözleşmenin içeriği ve hükümleri yönünden bir tartışma bulunmamaktadır. Uyuşmazlık, davacı tarafından yapılan kaçak ihbarlarının, davalı … tarafından tutanağa bağlanmaması halinde, davacının ücrete hak kazanıp kazanmayacağı noktasında toplanmaktadır.Dairemizin kaldırma kararından sonra alınan bilirkişi kök ve ek raporlarında; kaçak ihbarlarından uzun bir süre geçtiğinden, hizmet bedelinin ödenmediği ileri sürülen kaçak ihbarlarının tespitinin mümkün olmadığı, davacının kaçak ihbarlarının 5.958 adetinin tutanağa bağlandığı ve ödeme yapıldığı, dava konusu kaçak elektrik ihbarının ise kaçak elektrik kullanıldığına ilişkin doğru bulguya dayanmadığından davalı tarafından tutanağa bağlanmadığı ve hizmet bedeli ödenmediği belirtilmiştir. Benzer hizmet alım sözleşmelerine ilişkin uyuşmazlıklarla ilgili Yargıtay 23 HD’nin 2015/6358 Esas, 2016/4348 Karar ve 2015/6176 Esas, 2016/4017 Karar sayılı kararlarında; Borcundan dolayı elektriği kesilen abonenin salt sayaç numarasının endeksöre girilmesi ve bunun merkezi sisteme “THK YOK/ Tahakkuk Faturalandırılamadı” kodu ile aktarılması tek başına kaçak ihbarı olarak nitelendirilmemeli, abonenin o esnada gerçekten izinsiz olarak elektrik enerjisi kullandığının tespit edilip edilmediği de belirlenmelidir. Diğer yandan, aynı abonenin söz konusu ihlali kesintisiz olarak devam ettirmesi halinde, yüklenicinin, buna ilişkin olarak sadece yaptığı ilk tespit için ücrete hak kazanacağı, sonraki aylarda aynı aboneye ilişkin ve aynı hususta yapılan kaçak ihbarlarına ayrıca ücret ödenmeyeceğinin de kabulü gerektiğine değinilmiştir. Somut uyuşmazlıkta, davacının alacağına dayanak ettiği kaçak elektrik kullanımı ihbarlara ilişkin olarak, abonenin gerçekten izinsiz olarak elektrik enerjisi kullandığının tespitinin mümkün olmadığı, sadece davacının kaçak elektrik ihbarı yapması ile ücrete hak kazanılamayacağı, davalının ödediği ve tutanağa bağladığı 5.958 adet kaçak elektrik kullanıma ilişkin ihbar hizmeti dışında, dosyada mevcut delillere göre davacının dava konusu ettiği kaçak elektrik kullanımı ihbar hizmetine ilişkin alacağının bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece davanın reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğu kanaatine varılarak davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/299 Esas, 2021/652 Karar ve 16/09/2021 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan davacı tarafça peşin olarak karşılanan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361. maddesi gereğince kararın taraflara tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay’da temyiz yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/03/2022