Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/617 E. 2022/702 K. 02.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/617 Esas
KARAR NO: 2022/702
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/12/2021
NUMARASI: 2020/372 Esas, 2021/896 Karar
DAVANIN KONUSU: İflas (Adi Takipten Doğan İtirazın Kaldırılması Ve İflas (İİK 156))
KARAR TARİHİ: 02/06/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin davalıya tıbbi ilaç sağladığını, davalının teslim alarak kullandığı ürünlerin bedelini ödemediğini, davalı aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı dosyası üzerinde icra takibi başlatıldığını, ödeme emrinin 20/12/2013 tarihinde tebliğ edildiğini, 24/12/2013 tarihinde davalı tarafça borca, takibe, işlemiş faize, faiz oranına ve fer’ilerine itiraz edildiğini, İstanbul 42. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/54 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davası açıldığını, mahkemelerin birleşmesi sonucu dava dosyasının İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/547 Esas sayılı dosyasına kaydedildiğini, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/547 Esas 2015/155 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, anılan mahkeme kararının davalı-borçlu tarafından temyiz edilmesi üzerine kısa kararla gerekçeli kararın arasında çelişki bulunduğundan bahisle Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/12619 Esas-2016/3379 Karar sayılı 29.02.2016 tarihli ilamı ile bozulduğunu, mahkemece bozma ilamı doğrultusunda 2016/942 Esas-2016/917 Karar sayılı kararı ile davanın kabulüne karar verildiğini, anılan kararının davalı-borçlu tarafından temyiz edildiğini, bu kez Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2019/2052 Esas-2019/4555 Karar sayılı 30.09.2019 tarihli ilamı ile temyiz isteminin reddine karar verilerek mahkeme kararının kesinleştiğini, davalı-borçlu şirket aleyhine ikame edilen itirazın iptali davasının kesinleşmesini müteakip icra dosyasının yenilenmesinin talep edildiğini ve İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sırasına kayıt edildiğini, geçen süre içerisinde davalı tarafça dosya borcu ödenmediğinden, davalı adına kayıtlı malvarlığı üzerinde alacağın tahsiline engel olacak şekilde başkaca dosyalardan birden fazla haciz bulunduğundan ve borcu karşılayacak başkaca bir malvarlığı da bulunmadığından takip yolu değiştirilerek davalıya iflasa yönelik Örnek 12 ödeme emri ile İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/942 Esas sayılı dosyası ile hüküm altına alınan asıl alacak dışında kalan kalemler yönünden Örnek 4-5 icra emrinin tebliğe çıkartıldığını, davalı tarafça iflas ödeme emrine 28.02.2020 tarihinde itiraz edildiğini belirterek fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla müvekkilinin davalıdan asıl alacak, işlemiş ve işleyecek faiz, diğer fer’iler ve İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/942 Esas sayılı dosyasında hüküm altına alınan alacak kalemleri ile birlikte alacaklı olduğu tutarın yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda tespitine, davalının iflas ödeme emrine yapmış olduğu haksız ve kötüniyetli itirazının kaldırılmasına ve davalı şirketin iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalıya borcunun bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece; davacının davalıdan 191.937,43 TL alacaklı olduğu, depo emrine rağmen borcunu ödemediği gerekçesi ile davanın kabulü ile Davalının İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … esas sayılı takip dosyasında yapmış olduğu itirazının kaldırılmasına, takibin 86.003,50-₺ asıl alacak ve 86.003,50-₺ asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmak sureti ile 17.200,00-₺ inkar tazminatı, 1.488,64-₺ bakiye harç, 833,00-₺ yargılama gideri, 9.630,28-₺ ilam vekalet ücreti, 8.568,27-₺ işlemiş faiz ve (17.200,00-₺ + 1.488,64-₺ + 833,00-₺ + 9.630,28-₺ = 29.151,92-₺) 29.151,92-₺’ye takip tarihinden itibaren yasal faiz oranı uygulanmak sureti ile takibin devamına, 2-İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü’nün … sicil sırasında kayıtlı … A.Ş.’nin iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkili şirketin davacı yana icra takibine konu edilen tıbbi ilaç, malzeme ve ürün alım satımına ilişkin ticari ilişkiden kaynaklı ödenmemiş bir borcu bulunmadığını, İcra dosyasının incelenmesi ve ticari defterler üzerinde yapılacak bilirkişi incelemesi yoluyla müvekkili şirketin davacı şirkete hiçbir borcu olmadığı görülebilecekken bu konudaki itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişi tarafından yalnızca dosya hesabı yapıldığını, gerek icra dosyası gerekse yargılama sırasındaki itirazların değerlendirilmediğini, adil yargılanma haklarının ihlal edildiğini, mahkemenin 11.02.2021 tarihli celsenin 5 no’lu ara kararı ile dosyanın bilirkişiye tevdine karar verdiğini, 22.05.2021 tarihli bilirkişi raporuna karşı 14.06.2021 tarihli dilekçe ibraz edildiğini, itirazların dikkate alınmadığını, davacı şirketin icra takibi kapsamında alacaklı olduğunu iddia ettiği tutarı tahsil etmek için başka bir yol izlemeden direkt iflas yoluna başvurarak müvekkili şirketi zarara uğratmak istediğini, icra dosyası kapsamında yapılan işlemler incelenmeksizin, dosyada haciz işlemlerinin paraya çevrilip çevrilmediği kontrol edilmeksizin, iddia edilen alacağın tahsil kabiliyetinin olup olmadığı tespit edilmeksizin bilirkişi raporu tanzim edildiğini, raporun hesaplama yönünden de hatalı olduğunu, davacının alacaklı olduğuna ilişkin iddialarını kabul anlamına gelmemekle birlikte; raporun değerlendirmeler kısmında 11.10.2019 -19.02.2020 tarihleri arasında uygulanacak olan faiz oranını %18,25 üzerinden hesapladığını oysa bu oranın %13,75 olduğunu, 13.12.2021 tarihli depo kararına esas tutarın hatalı olduğunu, 8.568,27 TL’lik faiz tutarının iki kere hesaplamaya dahil edildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK 154. maddesinde düzenlenen iflas yolu ile takibe karşı yapılan itirazın kaldırılması ile borçlu şirketin iflası istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı şirket tarafından 86.003,50 TL alacağın ferileri ile tahsili amacı ile davalı şirket aleyhinde İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası üzerinden icra takibi başlatıldığı, davalının takibe itiraz etmesi üzerine taraflar arasında İstanbul 42. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/54 Esas sayılı dosyasında itirazın iptali davasının görülüğü, yargılama sırasında mahkemelerin birleşmesi ile dosyanın İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/547 Esasını aldığı, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/547 Esas 2015/155 Karar sayılı kararı ile davanın kısmen kabulüne karar verildiği, kararın davalı-borçlu tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2015/12619 Esas 2016/3379 Karar sayılı 29.02.2016 tarihli ilamı ile kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki bulunduğundan bahisle bozulduğu, bozma sonrası İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/942 Esas, 2016/917 Karar sayılı kararı ile ” davanın kabulüne, itirazın iptaline, takibin 86.003,50 TL. üzerinden devamına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren avans faizi uygulanmasına, %20 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verildiği” kararın davalı-borçlu tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 19. Hukuk Dairesi’nin 2019/2052 Esas-2019/4555 Karar sayılı 30.09.2019 tarihli ilamı ile temyiz isteminin reddine karar verilerek mahkeme kararının 26/01/2021 tarihinde kesinleştiği, davacının takip yolunu değiştirerek 86.003,50 TL. Alacak ve ferileri için davacıya iflas yolu ile adi takip (örnek 11) ödeme emri tebliğ edildiği, ödeme emrinin davalı vekiline 26.02.2020 tarihinde tebliğ edildiği davalı vekili tarafından 28.02.2020 tarihinde borca ve ferilerine itiraz edildiği, davacı vekilinin takip yolunu değiştirdikten sonra aynı takip dosyası üzerinden ayrıca İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/942 Esas sayılı dosyası ile hüküm altına alınan asıl alacak dışındaki 17.200,00 TL inkar tazminatı, 1.488,64 TL bakiye harç, 833,00 TL yargılama gideri, 9.630,28 TL ilam vekalet ücreti, 8.568,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 37.720,19 TL üzerinden davalıya Örnek 4-5 icra emrinin tebliğ edildiği, davacı alacaklı vekili tarafından İİK 156/4.fıkrası gereğince ödeme emrinin tebliğ tarihinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde davalı şirketin muamele merkezinin bulunduğu yerde itirazın kaldırılması ve iflas davasının açıldığı anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacının davalıdan alacaklı olup olmadığı, itirazın iptali ve depo emrinde usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır. İcra ve İflas Kanunu’nun “Ödeme emri ve münderecatı” başlıklı 155. maddesi: “Borçlu iflas yoliyle takibe tabi şahıslardan olup da alacaklı isterse ödeme emrine yedi gün içinde borç ödenmediği takdirde alacaklının mahkemeye müracaatla iflas talebinde bulunabileceği ve borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerek kendisinin iflasa tabi kimselerden bulunmadığına dair itirazı varsa bu müddet içinde dilekçe ile icra dairesine bildirmesi lüzumu ve konkordato teklif edebileceği ilave olunur.” “İflas talebi ve müddeti” başlığını taşıyan 156. maddesi ise: “Ödeme emrindeki müddet içinde borçlu tarafından itiraz olunmamışsa alacaklı bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden iflas kararı isteyebilir. Bu dilekçeye borçlunun ödeme emrine itiraz etmediğini mübeyyin ödeme emri nüshasının raptedilmesi lazımdır. Borçlu ödeme emrine itiraz etmişse takip durur ve alacaklı bu itirazın kaldırılması ile beraber borçlunun iflasına karar verilmesini bir dilekçe ile Ticaret Mahkemesinden isteyebilir. İflas istemek hakkı ödeme emrinin tebliği tarihinden bir sene sonra düşer.” Hükmünü içermektedir. İflasa tabi şahıslardan olan borçlusunu, para veya teminat alacağından dolayı iflas yoluyla takip etmek isteyen alacaklı, yetkili icra dairesine yazılı veya sözlü olarak ya da elektronik ortamda iflas yolu ile takip talebinde bulunabilir. Takip talebinde adi haciz yoluyla takip talebinde yer alan kayıtlardan başka, iflas takip yolunun izlenmek istediği de belirtilir (m. 58/b5). İflas yoluyla takip talebi üzerine icra dairesinin düzenleyeceği ödeme emrinde adi haciz yoluyla takipteki ödeme emrinde yer alması gereken kayıtlar bulunur. İflas yoluyla takipte düzenlenen ödeme emrinde ayrıca iki kayıt daha yer alır. Bu kayıtlar “iflas tehdidi” ve “konkordato teklif edilebileceği” hususlarıdır. İflas yoluyla takipte ödeme emrinde, ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihten itibaren yedi gün içerisinde takip konusu borcun ödenmesi, aksi hâlde alacaklının mahkemeye başvurup borçlunun iflasının talep edebileceği belirtilir.Borçlunun gerek borcu olmadığına ve gerekse kendisinin iflasa tabi kişilerden bulunmadığına dair bir itirazı varsa, bu itirazın da ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde bir dilekçe ile icra dairesine bildirilmesi lüzumu da ödeme emrinde yer alır (Muşul, Timuçin: İcra ve İflas Hukuku Esasları, Ankara 2015, s. 684). Borçlu ödeme emrinin kendisine tebliğinden itibaren yedi içinde ödeme emrine itiraz edebilir. Borçlu anılan süre içinde ödeme emrine itiraz etmezse ödeme emri kesinleşir. Ödeme emrine itiraz etmeyen borçlu, borcunu ve iflas takibinin harç ile giderlerini öderse iflas takibi son bulur; ödemezse alacaklı ticaret mahkemesinde borçluya karşı iflas davası açabilir (Kuru, Baki: İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, İstanbul 2004, s. 950). Genel iflas yoluyla takipte borçlu, ödeme emrini tebellüğ ettiği tarihten itibaren yedi gün içinde bir dilekçe ile icra dairesine başvurup takip konusu borca itiraz ettiği takdirde, takip durur (m. 155, m. 156/3). Alacaklı ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içinde (m.156/son f.) borçlunun muamele merkezinin bulunduğu yerdeki ticaret mahkemesine bir dilekçe ile başvurup, itirazın kaldırılmasını ve borçlunun iflasına karar verilmesini talep edebilir (Muşul, s. 691). Genel iflas yoluyla takipte, gönderilen ödeme emrine karşı yedi günlük süre içinde itiraz etmiş olan borçlu, ödeme emrine itiraz süresi içerisinde ileri sürmediği diğer itiraz sebeplerini, iflas dava dilekçesinin tebliği üzerine vereceği cevap dilekçesinde ilk defa ileri sürebilir. İflas davasının açıldığı ticaret mahkemesinde, icra mahkemesindeki gibi sıkı şekil şatlarına tâbi bir yargılama yapılmayıp, HMK’nın genel hükümleri uygulanır. Basit yargılama usulünün uygulanacağı iflas davasında borçlu evvelce ödeme emrine karşı ileri sürdüğü itiraz sebepleri ile bağlı olmaksızın meselâ, takip konusu borcu ödemiş olduğu ya da borcun zamanaşımına uğradığı itirazını cevap dilekçesinde beyan edebilir. İflas davasında alacaklı, alacağını ispat bakımından İİK’nın 68. maddesinde tahdidi olarak sayılmış bulunan belgelerle bağlı değildir. Alacaklı normal bir alacak davasında olduğu gibi alacağın varlığını HMK’ya göre mümkün olan her türlü delil ile ispat edebilir. Mahkemenin yapacağı inceleme sonucunda borçlunun borçlu olmadığı kanısına varılırsa iflas davasının reddine karar verilir. İflas davasının reddi kararı maddi anlamda kesin hüküm teşkil eder ve alacaklı iflas takibi ve davası konusu yapılmış alacak için borçluya karşı yeni bir alacak davası açamaz. Yapılan inceleme sonucunda alacağın mevcut olduğu kabul edilirse borçlunun itirazının kesin olarak kaldırılmasına karar verilir ve mahkemece aynı zamanda bir depo kararı verilir. Bu depo kararı ile mahkeme, borçluya yedi gün içerisinde faiz ve icra giderleri ile birlikte borcunu ifa etmesini veya o kadar miktarı mahkeme veznesine depo etmesini emreder (m.158, II c. 2). Borçlu yedi günlük depo süresi içerisinde faiz ve giderleri ile birlikte borcu ödemez veya mahkeme veznesine depo etmez ise, mahkemece depo kararından sonraki ilk oturumda borçlunun iflasına karar verilir (Kuru, s. 957). (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2019/(15)6-574 E. 2021/1710 K. Sayılı ilamı) İlama bağlı bir alacağın icra emriyle istenmesine rağmen ödenmemesi durumunda borçlunun doğrudan doğruya iflasının istenebileceği İİK’nın 177/4. Maddesinde düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta, dava dilekçesinde vakıaların anlatımına ilişkin ilk kısımda ve talep sonucunda “müvekkilin davalıdan asıl alacak, işlemiş ve işleyecek faiz, diğer fer’iler ve İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/942 Esas sayılı dosyasında hüküm altına alınan alacak kalemleri ile birlikte alacaklı olduğu tutarın yapılacak bilirkişi incelemesi sonucunda tespitine, davalının iflas ödeme emrine yapmış olduğu haksız ve kötüniyetli itirazının kaldırılmasına ve davalı şirketin iflasına..” karar verilmesini istemekle İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/942 Esas sayılı dosyası ile hüküm altına alınan asıl alacak dışındaki 17.200,00 TL inkar tazminatı, 1.488,64 TL bakiye harç, 833,00 TL yargılama gideri, 9.630,28 TL ilam vekalet ücreti, 8.568,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 37.720,19 TL üzerinden davalıya çıkarılan Örnek 4-5 ödeme emri için İİK’nın 177/4. maddesine dayalı doğrudan iflas isteminin maddi vakıaları olan “ilama müstenit alacağın icra emriyle istendiği halde ödenmediği” maddi vakıasına, ayrıca adi iflas yolu ile yenilen takipte davalı itirazının kaldırılması ile iflas talebine yer verilmekle İİK’nın 156. maddesi gereğince iflas talebinde bulunduğu anlaşılmıştır. Nitekim mahkemece de, depo emrine esas kapak hesabını hem adi iflas yolu ile talep edilen ve davalının itirazı üzerine durdurulan 86.003,50 TL. Ve ferileri üzerinden hemde davacının örnek 4,5 icra emri ile talep ettiği bedel üzerinden hesaplatmış. İtirazında bu bedel üzerinden kaldırılmasına karar verilmiştir. Davacının dayandığı anılan maddi vakıalar hem doğrudan iflas, hem de iflas yoluyla adi takibe itiraz edilmesi üzerine iflas istemine ilişkin olup, İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/942 Esas sayılı dosyası ile hüküm altına alınan asıl alacak dışındaki 17.200,00 TL inkar tazminatı, 1.488,64 TL bakiye harç, 833,00 TL yargılama gideri, 9.630,28 TL ilam vekalet ücreti, 8.568,27 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 37.720,19 TL üzerinden davalıya çıkarılan Örnek 4-5 ödeme emri için talebin İİK’nın 177/4. maddesine dayalı olması sebebi ile bu talebin dosyadan tefriki ile Örnek 11 iflas ödeme emrine esas 86.003,50 TL. ve ferileri üzerinden takibe karşı yapılan itirazın kaldırılması ile depo emrine esas bedelin bu miktarlar üzerinden hesabı ile sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, davacının örnek 4,5 ve örnek 11 icra emrine konu bedelin toplamı üzerinden itirazın kaldırılması ile her iki takip bedeli üzerinden yapılan hesapla depo kararı vermesi isabetli olmamıştır. Bu sebeple ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/372 Esas, 2021/896 Karar, 30/12/2021 tarihli kararının HMK 353/1a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 6-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-4 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.02/06/2022