Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/594 E. 2022/584 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/594 Esas
KARAR NO: 2022/584
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 20/01/2022
NUMARASI: 2020/123 Esas, 2022/42 Karar
DAVA: İFLAS
KARAR TARİHİ: 12/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
DAVA: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkili ile davalı arasındaki ticari ilişki gereği, davalının müvekkiline 07/09/2018 vadeli 350.000,00 bedelli senedi verdiğini, senedin vadesinden ödenmemesi üzerine alacaklarının tahsili için Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile takip başlatıldığını, davalının ödeme emrine 5 günlük itiraz süresi içerisinde itiraz etmemesi nedeniyle takibin kesinleştiğini belirterek davalının iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevabında; müvekkili şirketin deri tedarik ettiği firmaların konkordato ilan ettiği ve müvekkili şirketin alacaklarını tahsil edemediğini, bu nedenle borçlarını ödeyemediğini ve nakit sıkıntısı çektiğini, yapılan takiplerle müvekkili şirketin malvarlığı üzerinde haciz tesis edildiğini ve müvekkili şirketin üretim yapamaz hale geldiğini, davacının dayandığı Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasının güncel borcunun 400.000,00 TL olduğunu, müvekkili şirket nakit sıkıntısı yaşadığından depo kararı verilmesi halinde borcu ödeyemeyeceğini, iflas kararı verilmesi hususunda takdirin mahkemeye ait olduğunu beyan etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacının davalıdan [443.154,41 TL – 13.363,00 TL=] 429.791,41 TL alacaklı olduğu, davacının davalıdan alacağı olmakla birlikte, alacağının dayanağının iflas takibine konu 07.09.2018 vadeli, 350.000,00 TL bedelli senet olmayıp, vadeleri iflas takibinin başlatıldığı tarihten sonraki zamana ait çek ve senetler olduğu, takibe konu 350.000,00 TL’lik senedin davalı ticari defterlerinde kaydına rastlanmadığı, senedin gerçek bir borç ilişkisi içerisinde davacıya verilmediği ve bu bonoya dayalı olarak yapılan takibin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; talimat mahkemesinde müvekkili şirket defterleri incelenerek alınan raporda müvekkilinin davalıdan 429.791,41 TL alacağı bulunduğu ve takip konusu senedin müvekkilinin defterlerine kaydedildiğinin tespit edildiğini, raporda taraflar arasındaki ticari ilişkinin de tespit edildiğini, mahkemenin hükme esas aldığı raporda ise somut belge ve bilgi olmaksızın varsayıma dayalı olarak takip konusu senedin verilmesi ve yapılan iflas takibinin muvazaalı olduğu sonucuna varıldığını belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, Kambiyo Senetlerine Özgü İflas Yoluyla Takip sonucu borçlunun borcu ödememesi, itiraz veya şikayette bulunmaması sonucu davalının iflası istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesi’nin 09/10/2018 tarihli kararı ile davalı şirketin iflasına karar verilmiş, müdahale talebinde bulunan alacaklı …Ltd. Şti’nin karara karşı istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemiz’in 2019/1790 Esas, 2020/158 Karar sayılı kararı ile; müdahil alacaklının, muvazaa iddiasına yönelik tarafların delilleri toplanmadan ve muvazaa iddiası değerlendirilmeden eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle karar kaldırılmış, kararın kaldırılmasından sonra mahkemece takip konusu senedin gerçek bir borç ilişkisi için verilmediği ve takibin muvazaalı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Dosya kapsamından, davacı şirketin Bakırköy … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyasında 18/09/2018 tarihinde, 07/09/2018 vade tarihli, 350.000 TL bedelli senedin tahsili amacıyla kambiyo senetlerine özgü iflas yolu ile icra takibi başlattığı, ödeme emrinin 28/09/2018 tarihinde davalı borçlu şirkete tebliğ edildiği, borçlu şirketin icra takibine karşı herhangi bir şikayet veya itirazda bulunmadığı, davacı şirketin ödeme emrinin tebliğinden itibaren bir yıllık yasal süresi içinde 09/10/2018 tarihinde eldeki iflas davasını açtığı anlaşılmaktadır. 07/12/2021 tarihli ek bilirkişi raporunda; davacının davalıdan alacağı olmakla birlikte, alacağının dayanağının 07.09.2018 vadeli, 350.000,00 TL bedelli senet olmayıp, vadeleri derdest davanın konusu takibin başlatıldığı tarihten sonraki zamana ait çek ve senetler olduğu, dava konusu edilen 350.000,00 TL’lik senedin davalı ticari defterlerinde kaydına rastlanmadığı belirtişmiştir. Buna göre davacının kambiyo senetlerine mahsus iflas yolu ile takibine dayanak senedin davalı defterlerinde kaydına rastlanmadığı, davacının iflas takibine dayanak senetten kaynaklı davalıdan alacağı bulunmadığı anlaşıldığından mahkemece iflas davasının reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/123 Esas, 2022/42 Karar ve 20/01/2022 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL karar ve ilam harcı davacı tarafından peşin olarak karşılandığından yeniden harç alınmasına yer olmadığına, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktiren yer olmadığına, 4-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İİK’nın 164. maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde temyiz kanun yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/05/2022