Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/506 E. 2022/622 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/506 Esas
KARAR NO: 2022/622
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 19/01/2022
NUMARASI: 2021/555 Esas, 2022/67 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285
İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 18/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketlerin son dönemlerde likidite sıkıntısı çektiğini, gerek üretim gücü, gerek sermaye yapısı ve gerekse çalışan ve müşteri kalitesiyle içerisine düştüğü bu likidite sıkıntısı ve ödeme aczini ancak konkordato yoluna başvurmak suretiyle bertaraf edebileceğini, eldeki yeterli stokların ve satışa hazır malların satışı ve nakit akışının düzelmesi için zamana ve konkordatonun sağlayacağı korumaya ihtiyaç duyduğunu belirterek müvekkili şirketler hakkında geçici/kesin mühlet kararı ile konkordatonun tasdikini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, davacı şirketlerden … şirketi borca batık değilse de, bilançodaki dürüstlük ilkesine aykırı muhasebesel işlemleri bulunduğu, iflas verilmediği takdirde faaliyet zararı ile malvarlığının iyice azalacağı, ticari defterlerde komiser uyarılarına rağmen ihmal ve hataların mevcut olduğu, komiser heyetinin borçlu şirkete “konkordato talep tarihinden önce doğan (biriken veya birikmeyen) hiçbir alacağın ödenmemesi ve kayıt dışı hiçbir işlemin yapılmaması, tüm işlemlerin muhasebe kayıtlarının muteber belgelere dayanması, yasal süre içinde ticari defterlere işlenmesi veya e-deftere kaydedilmesi, hesapların ve işlemlerin açık, net ve anlaşılır olmasına” ilişkin açık talimatının bulunduğu, komiser heyeti talimatlarına uygun davranılmadığı, bu aykırı davranışın (parasal miktar çok düşük olduğundan) açıkça alacaklılar zararına kötüniyetle yapıldığını gösteren somut bir durum olmadığından İİK.nun 292/1-c maddesine dayanılmadığı ancak başarıya hiç ulaşmayacağı ve malvarlığının korunması için iflas kararı verilmesi gerektiği gerekçesi ile biri borca batık olan diğeri olmayan her iki davacı şirketin de kesin mühlet ve konkordato taleplerinin reddine, İİK.nun 292/1-a,b maddeleri uyarınca her iki şirketin iflasına, İflas tasfiyesinin basit tasfiye usulüne uygun olarak yapılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ; Karar, yasal süre davacılar vekili tarafından istinaf edilmiştir. İstinaf nedenleri olarak, Otomasyon, Isıtma, Jeneratör ve İnşaat sektörlerinde hizmet veren davacı şirketler tarafından, ekonomik durgunluk, likit piyasasındaki daralma, girdi maliyetlerindeki artışlar gibi etkenlerin şirketlerin çalışmasını olumsuz etkilediği, şirketlerin içinde bulunduğu mali krizin süre verilmesiyle aşılacağı beyan edilerek konkordato talebinde bulunulduğunu, mahkemece “Yaklaşık İspat” kavramının gözardı edilerek, komiser raporları doğrultusunda karar verilmesinde hiçbir hukuka uyarlık bulunmadığını, daha henüz konkordato kesin mühleti dahi verilmeden ve kesin mühlet verilseydi kesin mühlet içinde tartışılıp neticeye bağlanacak ve açıklığa kavuşacak konularla ilgili yerel mahkemenin peşinen karar verdiğini, komiser heyet raporlarının usul ve yasaya aykırı düzenlendiğini, müvekkili şirketlerin bugüne kadar edindiği deneyimler ve piyasadaki itibarı ile sektörde önemli bir yeri olduğu, tam kapasite ile faaliyet gösterdiği ve 30’a yakın çalışanı ile ülke ekonomisi için önemli derecede istihdam kaynağı oluşturduğunu, müvekkili şirketlerin herhangi bir piyasa borcunun bulunmadığını … İnşaat’ın borca batık olduğu yönündeki tespitin hatalı olduğunu, borca batık olmayan … Kontrol Şirketi hakkında da iflas kararı verilmesinin hakkaniyet ile bağdaşmadığını, İİK’nun 292. Maddesinin kesin mühleti düzenlediğini, kesin mühlet kararı verilmeden iflas kararı verilemeyeceğini, Komiser heyeti tarafından hazırlanan 16.11.2021 tarihli raporda “finansal tabloların inceleme kısmında … Kontrol için 768.250,00 TL tutarındaki şüpheli ticari alacaklar için karşılık ayrılmadığı” yönündeki beyanın komiserler tarafından dikkate alınmadığını, yerel mahkemenin bu hususa gerekçeli kararında yer verdiğini, ancak komiser heyeti ile 01.09.2021 ve 28.10.2021 tarihlerinde yapılan toplantıda şüpheli alacak kaleminde yer alan bedelin temelinde kullanılan çeklerin bulunduğunun belirtildiğini, bu şüpheli alacak kısmında yer alan bedele ait çeklerin bir kısmının müvekkili şirketlere ait iş yerlerinden çalındığını, bu hırsızlık olayına ilişkin İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu, (Soruşturma No:2021/187497) bu hususların defaatle komiser heyeti ile paylaşıldığını, çalınan çek listesinin de heyete ibraz ediliğini, ancak bu şüpheli alacak kaleminin karşılığının ne olduğunun belirtilmediğinin beyan edildiğini, davacı şirketlere atanan Geçici Konkordato Komiserler ile şirketlerin ayağa kalması, iflastan tehlikesinden kurtulma adına sağlıklı bir sürecin yönetilemediğini, konkordato süresi içerisinde komiser heyeti ile sadece 2 kez şirket merkezinde yüz yüze toplantı yapılabildiğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordato talebidir. 2004 sayılı İİK‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkradaki yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut olayda, davanın, davacı şirketin muamele merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde davacılar vekilinin vekaletnamesinde özel yetkinin bulunduğu anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacı şirketlerin konkordato projesinin başarıya ulaşmasının mümkün olup olmadığı, kesin mühlet şartlarının oluşup oluşmadığı, iflas kararı verilmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunup bulunmadığı noktasında toplanmıştır. Davacı borçlu şirketler tarafından 13.08.2021 tarihli ihtiyati tedbir istemli dava dilekçesi ile iş bu dava açılmıştır. Mahkemece, 25.08.2021 tarihli ara kararı ile şirketler hakkında, 25.08.2021 tarihinden başlamak üzere 3 ay süre ile geçici mühlet kararı verilmiş, bir kısım ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile geçici konkordato komiseri atanmasına ve geçici komiser heyetinin yapacağı işlemler ve sunacağı raporlar, verilen yetkiler belirlenmiş ve diğer usulü işlemlere ilişkin karar oluşturulmuştur. Duruşma tarihi olarak geçici mühlet süresinin sona ereceği tarihte gözetilerek 19.11.2021 tarihi belirlenmiştir. 19.11.2021 tarihli celsede, geçici mühletin İİK‘nın 287/4. maddesi uyarınca 25.11.2021 tarihinden itibaren bir daha ki celse tarihi olan 19.01.2022 tarihine kadar uzatılmasına, 19.01.2022 tarihli celsede de konkordato talebin reddi ile davacı şirketlerin iflasına karar verilmiştir. Konkordato geçici komiser heyeti 16.11.2021 tarihli raporunda; … Anonim Şirketinin konkordato ön projesinde, bilançonun pasifinde yer alan kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklar toplamının 7.758.086,01 TL’den oluştuğu, konkordatonun sonunda tasdiki durumunda borçların tamamının 2023 yılından itibaren 48 ay vadede eşit taksitlerle ödenmesinin planlandığı, ödeme planlarının vade tarihi ve ödeme tutarları nakit akım tablosu ile uyumlu olmadığı, ödeme planının tarihlerde şüpheye yer bırakmayacak şekilde gün ve gün öngörülen vade tarihlerine göre ayrıntılı şekilde düzenlenmesi ve ödeme planı uyarınca yapılacak ödemenin mutlaka nakit akını tablosu ile uyumlu olması gerektiği, nakit akım tablosuna dayanak olan yıllık proforma gelir tablosunda özellikle 2020 ve 2024 yılları itibariyle iddialı net kâr yükselişleri ve hedeflerinin öngörüldüğü, ancak bu kârlılığın nasıl sağlanacağının yeterince somutlaştırılmadığı, 25.08.2021 geçici mühlet tarihi itibarıyla kısa ve uzun vadeli borçlar toplamının 7.735.130,79 TL düzeyinde göründüğü, konkordato ön projesinde öngörülen toplam borç düzeyinden önemli düzeyde farklılaşmadığı, hazır değerler kaleminin 757.631,59 TL tutarındaki kısmının ise 101-Alınan Çekler hesabında kayıtlı olup çeklerin tahsil kabiliyetinin önem arzettiği, alınan çekler hesabı altındaki teminattaki çeklerin 632.631,59 TL görünmekteyse de kopyaları ibraz edilen çeklerin toplamının 545.631,59 TL olup 87.000,00 TL’lik farka ilişkin açıklama yapılamadığı, konkordato ön projelerinde “faaliyetin devamlılığı ile öngörülen kaynak” ile “stoklardaki azalış” kalemlerinin ayrı ayrı dikkate alınmasının isabetli bulunmadığı, stokların azalışının, esasen satış olduğundan fâaliyetlerden sağlanan bir kaynak olacağı, bu kalemlerin ayrı ayrı kaynaklar olarak ele alınmasının mükerrerlik oluşturduğu, bir önceki raporda bu eksiklikler ve çelişkili tutarlar sebebiyle konkordato projesinin revize edilmesi gerektiğinin belirtildiği, aradan geçen süre zarfında ön projenin revize edilmediği, eksikliklerin giderilmediği, sermaye artırımına ilişkin somut bir adım da atılmadığı, ayrıca şirket ticari defter ve kayıtlarının yanıltıcı olduğu ve şirketin muhasebesel ve finansal olarak dürüst hareket etmediği sonucundan hareketle ticari alacaklar kaleminin de tahsil kabiliyetin olmadığı/zayıf olduğu, şirketin ilk on aylık faaliyet zararının 29.147,42 TL, olması nedeniyle faaliyetin devamlılığı ile öngörülen kaynağın da inandırıcı ve gerçeğe uygun bulunmadığı bu haliyle konkordato ön projesinin uygulanması ihtimalinin çok düşük ve yetersiz okluğu, bu rapor ekinde sunulan 28.10.2021 tarihli toplantı tutanağının ilk maddesinde görüleceği üzere, borçlu şirketin 01.09.2021 tarihinde düzenlenen ve doğrudan tebliğ edilen ilk komiser heyeti kararında istenen belgeleri süresinde ibraz etmediği, 30.09.2021 tarihinde elektronik posta ile istenen belgelerin yine süresinde ibraz edilmediği ve borçlu şirketin ihtar edildiği, 28.10.2021 tarihli ikinci toplantı tutanağında tekrarlanan belgelerin ise yine süresinde teslim edilmediği, borçlu şirketin komiser heyeti talimatlarını olması gerektiği gibi yerine getirmediği, konkordatonun teknik ve karmaşık süreçlerinin takip edilmesi gereken disiplin ve düzenin sağlanamadığı, bu tespitlerin tamamen aynı kişi (…) tarafından aynı şekilde yönetilen diğer borçlu … İnşaat Şirket için de geçerli olduğu, … Ticaret Limited Şirketinin ön projesinde, bilançonun pasifinde yer alan kısa ve uzun vadeli yabancı kaynaklar toplamının 5.560.421,44 TL’den oluştuğu, konkordatonun sonunda tasdiki durumunda borçların tamamının 2022 yılından itibaren 48 ay vadede eşit taksitlerle ödenmesinin planlandığı, borçlu taraflıdan ödeme planları sunulmuş ise de ödeme planlarının vade tarihi ve ödeme tutarları nakit akım tablosu ile uyumlu olmadığı, ödeme planının tarihlerde şüpheye yer bırakmayacak şekilde gün ve gün öngörülen vade tarihlerine göre ayrıntılı şekilde düzenlenmesi ve ödeme planı uyarınca yapılacak ödemenin mutlaka nakit akım tablosu ile uyumlu olması gerektiği, nakit akım tablosuna dayanak olan yıllık proforma gelir tablosunda özellikle 2020 ve 2024 yıllan itibariyle iddialı net kâr yükselişleri ve hedeflerinin öngörüldüğü, ancak bu kârlılığın nasıl sağlanacağının yeterince somutlaştırılmadığı, 25.08.2021 geçici mühlet tarihi itibarıyla kısa ve uzun vadeli borçlar toplamının 4.824.623,88 TL düzeyinde göründüğü, konkordato ön projesinde öngörülen toplam borç düzeyinden aşağıda olduğu, Konkordato ön projelerinde “faaliyetin devamlılığı ile öngörülen kaynak” ile “stoklardaki azalış” kalemlerinin ayrı ayrı dikkate alınmasının isabetli bulunmadığı, Stokların azalışı, esasen satış olduğundan faaliyetlerden sağlanan bir kaynak olacağı, bu kalemlerin ayrı ayrı kaynaklar olarak ele alınmasının mükerrerlik oluşturacağı, bir öncesi raporda bu konudaki eksiklerin giderilerek projenin revize edilmesi gerektiğinin belirtildiği, aradan geçen süre zarfında ön projenin revize edilmediği, eksikliklerin giderilmediği, sermaye arttırımına ilişkin somut bir adım da atılmadığı, şirket faaliyetlerinin takip edildiği dönemde herhangi bir tahsilat yapılmamış olmasından hareketle ticari alacaklar kaleminin de tahsil kabiliyetin olmadığı, şirketin ilk on aylık faaliyet zararının 1.496.942,08 TL olması nedeniyle faaliyetin devamlılığı ile öngörülen kaynağın da inandırıcı ve gerçeğe uygun bulunmadığı bu haliyle konkordato ön projesinin uygulanması ihtimalinin bulunmadığı, … Anonim Şirketinin 31.10.2022 tarihli rayiç değer bilançosu uyarınca 259.657,85 TL artıda olduğu ve borca batık bulunmadığı, … Ticaret Limited Şirketinin 31.10.2021 tarihli rayiç değer bilançosu uyarınca 1.074.651,18 TL ekside olduğu ve borca batık durumda olduğu, … Anonim Şirketi’nin 31/12/2019, 31/12/2020, 25/08/2021 ve 31/10/2021 tarihli gelir tablolarından görüleceği üzere, konkordato sürecinde etkin bir ticari faaliyet yürütemediği, faaliyet zararının artarak devam ettiği ve özellikle şüpheli alacaklara karşılık ayrılması neticesinde zararın mali tablolara da yansıtıldığı ve 31.10.2021 itibariyle net zararın 781.745,00 TL’ye ulaştığı, mali verilere göre … Dış Ticaret Anonim Şirketi’nin konkordato geçici mühlet döneminde, devam eden işlerde önemli bir iş hacmi yakalayamadığı gibi yeni işler ve sözleşmelerde akdedemediği dolayısıyla karlılık sağlayan bir ticaret faaliyet sürdüremedîği, … Dış Ticaret Limited Şirketi’nin 31/12/2019. 31/12/2020, 25/08/2021 ve 31/10/2021 tarihli gelir tablolarından görüleceği üzere, konkordato sürecinde etkin bir ticari faaliyet yürütemediği, faaliyet zararının artarak devam ettiği ve özellikle şüpheli alacaklara karşılık ayrılması neticesinde zararın mali tablolara da yansıtıldığı, 25.08.2021 itibariyle zaten gayet yüksek bulunan 1.496.942,08 TL faaliyet zararının 31.10.2021 itibariyle 2.307.073,00 TL’ye ulaştığı, … Dış Ticaret Limited Şirketi’nin konkordato geçici mühlet döneminde, devam eden işlerde önemli bir iş hacmi yakalayamadığı gibi yeni işler ve sözleşmeler de akdedemediği dolayısıyla karlılık sağlayan bir ticaret faaliyet sürdüremediği belirtilmiştir. Komiser Heyeti 27/12/2021 tarihli raporlarında; … Kontrol şirketi yönünden, borçlunun defter ve kayıtlarının dürüstlük ilkesine uygun şekilde tutulmadığı; defterlerde, sunulan bilançolarda gerçeğe aykırı beyanların mevcut olduğu; kayıtların bir gün içinde olağandışı şekilde değişikliğe uğratıldığı; konkordato sürecinde de mali kayıtların düzenli tutulmadığı, 28/10/2021 tarihli toplantı tutanağından açıkça tespit edildiği üzere, komiser tarafından istenen belgelerin bu konuda İİK m. 292 uyarınca işlem yapılabileceği uyarılmasına rağmen tam üç kez ardı ardına verilmediği; son durumda bir kısım belgelerin süresinden sonra e-posta yoluyla iletildiği; yine komiser talimatlarında yer aldığı üzere, alacakların tahsili için derhal yasal işlem başlatılmadığı; tüm ödemelerin onaya tabi kılınmasına rağmen, ödeme onayı alınmadan borçlu Şirket hesabından nakit çekildiği, para gönderildiği; ısrarlar sonucunda ödeme onayına sunulan bazı ödeme talimatlarının ise bankaya verilmediği; birçok komiser talimatına aykırı davranıldığı, borçlu Şirketin konkordato sürecinde sadece iki ayda 2 aylık sürede 38.792,01 TL zarar ettiği, zararı bu şekilde devam etmesi ile birkaç ay içinde borca batık hale geleceği; işletmenin devamı halinde önemli ve hissedilir ölçüde aktiflerin azalıp pasiflerin artma ihtimalinin bulunduğu; geri dönüşü olmayan bir aktif pasif dengesizliğine yol açabileceği; borçlu Şirketin malvarlığının korunması için iflasın açılması gerektiği, …’a ait … ve … İnşaat şirketleriyle aynı adreste faaliyet gösteren …’ın oğlu …’a ait … şirketinin, … Kontrol şirketiyle de aynı meslek grubundan olduğu, Şirket adresine yapılan ziyaretlerde mevcut personelin her üç şirketin faaliyetlerini de yürüttüğünün gözlemlendiği, bu şirketlerin arasında doğrudan organik bir bağ olduğu ve şirketler arasında mesnetsiz şekilde para akışı gerçekleştiği, … şirketinin borcunun dayanaksız şekilde azaltıldığı, … ve … şirketlerinin aynı meslek grubunda faaliyet göstermeleri birlikte değerlendirildiğinde … şirketi faaliyetlerinin, … şirketi üzerinden yürütülüyor olabileceği, … şirketine menfaat sağlanırken … Kontrol şirketi alacaklılarının zarara uğratılması ihtimalinin bulunduğu, şirket hesaplarına sağlanan nakit girişinin hemen hemen tamamının … şirketi tarafından sağlanması (banka kayıtlarında görülen 04/11/2021 ve 10/12/2021 tarihli ödemeler), maaş ve kira ödemelerinin böylece yapılmasının da bu ihtimali güçlendirdiği, belirtilen hususlar uyarınca, borçlu Şirket’in İİK m. 292/I uyarınca borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiğine dair emareler tespit edildiği belirtilmiştir. İİK.nun 292/son maddesi uyarınca mahkemece davacı şirket yetkilisi çağrılarak dinlenmiştir. 2004 sayılı İİK nın 288/1. Fıkrasında, geçici mühletin, kesin mühletin sonuçlarını doğuracağı ifade edilmiştir. Aynı yasanın 289. maddesinde ise kesin mühlet düzenlenmiş, yasal düzenleme de konkordatonun başarıya ulaşmasının mümkün olduğunun anlaşılması halinde borçluya bir yıllık kesin mühlet verileceği belirtilmiştir. Somut olayda, davacı borçlu şirketlerin konkordato projesinin başarıya ulaşması mümkün görülmemektedir. Bu anlamda, mahkemece, borçlu şirketlere kesin mühlet kararı verilmemesi ve bu talebin reddedilmesi isabetli görülmüştür. Davacı borçlu … İnşaat şirketinin (-) 1.071.651,18 TL borca batık durumda olduğu rayiç değerlere göre tespit edilmiştir. İİK 292. maddesinde ise, iflasa tabi borçlu bakımından, kesin mühletin verilmesinden sonra belirtilen durumların gerçekleşmesi halinde komiserin yazılı raporu üzerine mahkemenin kesin müddeti kaldırarak konkordato talebinin reddine ve borçlunun iflasına resen karar vereceği düzenlenmiştir. Yukarıda ifade edildiği üzere, geçici mühlet, kesin mühletin sonuçlarını doğurur düzenlemesi kapsamında, borca batık … İnşaat şirketi ile borca batık olmayan ancak komiser heyetinin belirttiği eylemleri ile borçlu şirketin malvarlığının korunması gerektiği anlaşılan … Dış Ticaret Anonim Şirketinin iflas kararında da bir isabetsizlik görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle ve özellikle konkordatonun başarıya ulaşamayacağına dair konkordato geçici komiser raporları, rayiç verileri gösteren bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı neticesinde mahkemece kesin mühlet talebinin reddi ile davacı borçlu şirketlerin iflasına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediğinden davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm tesis olunmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/555 Esas, 2022/67 Karar ve 19/01/2022 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1. bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince her bir davacıdan alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar ve ilam harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, 3-Davacıların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerlerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İİK’nun 293/3. fıkrasının atfıyla aynı yasanın 164/2.fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.18/05/2022