Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/262 E. 2022/266 K. 03.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/262 Esas
KARAR NO: 2022/266
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 22/12/2021
NUMARASI: 2021/353 Esas, 2021/1400 Karar
DAVA: İFLAS (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ: 03/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilleri lehine hükmedilen işçilik alacaklarının tahsili için davalı şirket aleyhine Bakırköy … İcra Müdürlüğü’nde ilama dayalı icra takipleri başlatıldığını, gönderilen icra emirlerine rağmen davalı şirketin ödeme yapmadığını belirterek borçlu şirketin İİK md. 177/4 uyarınca iflasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı taraf, süresinde davaya cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece diğer davacılar yönünden dosyayı tefrik edilerek borçlu şirket yetkilisinin dinlenmek için çağrıldığı, ilanların yapıldığı ve iflas avansının yatırıldığı, davacının davalı aleyhine giriştiği ilamlı icra takibine rağmen borcun ödenmediği gerekçesiyle davanın kabulü ile davalı borçlunun İİK’nın 177/4 maddesi uyarınca iflasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkilinin borçlarını ödememe kastı bulunmadığını, borca itiraz etmediğini, müvekkili şirketin taşınmazlarını da devredip satmadığını ve mal kaçırma kastı bulunmadığını, davada hukuki yarar bulunmadığını belirterek kararın kaldırılmasının ve davanın reddini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE HMK’nın 355. maddesi uyarınca kamu düzeni ve istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılan inceleme neticesinde; Dava, İİK’nın 177/1-4 maddesi uyarınca doğrudan iflas istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, davacı tarafın işçilik alacaklarına yönelik ilamın icrası için davalı şirket aleyhine İstanbul … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı ve icra emrinin tebliğine rağmen borcun ödenmediğini belirterek davalının İİK’nın 177/1-4 maddesi uyarınca iflasını talep ettiği görülmektedir.Mahkemece, İİK’nın 177/son fıkrasında belirtilen şartların gerçekleştiği gerekçesiyle davalı şirketin iflasına karar verilmiş, davalı taraf süresinde karara karşı istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık, davanın dayanağı ilam gereğince davalının iflasının istenip istenemeyeceği noktasında toplanmıştır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 2004 sayılı İİK‘nun 177. maddesinde, “Doğrudan Doğruya İflas Halleri“ üst başlığı altında, “Evvelce takibe hacet kalmaksızın İflas”, “Alacaklının talebi” düzenlenmiştir. 177/1.fıkrada, aşağıdaki hallerde alacaklının evvelce takibe hacet kalmaksızın iflasa tabi borçlunun iflasını isteyebileceği ifade edilmiştir. Yasada belirtilen “4” bent ise sırasıyla,”1- Borçlunun malum yerleşim yeri olmaz, taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla kaçar, alacaklıların haklarını ihlal eden hileli muamelelerde bulunur veya bunlara teşebbüs eder yahut haciz yoluyla yapılan takip sırasında mallarını saklarsa; 2-Borçlu ödemelerini tatil eylemiş bulunursa; 3-308. maddede ki hal varsa; 4-İlama müstenit alacak icra emriyle istenildiği halde ödenmemişse,..” şeklinde sayılmıştır. Bu maddedeki ilam kavramından her türlü ilamı değil, para ve teminat alacaklarına ilişkin ilamları anlamak gerekir. İİK’nın 177/4 maddesi gereğince doğrudan doğruya iflas davası açmak için kural olarak ilamın kesinleşmesine gerek yoktur. Ancak, takibin dayanağı ilam için istinaf mahkemesinden ya da Yargıtay’dan “icranın geri bırakılması” kararı alınması halinde ticaret mahkemesi, ilamın kesinleşmesini “bekletici mesele” yapmalıdır. Somut olayda İİK’nın 177/4. maddesi gereğince doğrudan doğruya iflas davası açmak için kural olarak kararın kesinleşmiş olmasına gerek olmadığı, ilam için alınmış icranın geri bırakılması kararı bulunduğunun da ileri sürülmediği, ilama dayalı alacağın tahsili hakkındaki icra emrinin davalı şirkete tebliğine rağmen borcun ödenmediği, davacının iflas avansını yatırdığı, ilanların yapıldığı, şirket temsilcisinin dinlenmek üzere çağrıldıkları ve beyanın alındığı anlaşıldığından mahkemece davalının İİK’nın 177. maddesi gereği iflasına karar verilmesi yerindedir. Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkeme kararında hukuka aykırılık görülmediğinden davalı vekilinin istinaf talebinin HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince esastan reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/353 Esas, 2021/1400 Karar ve 22/12/2021 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan davalı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-b/1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcı davalı tarafından peşin yatırıldığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, 4-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 164/2 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.03/03/2022