Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/215 E. 2022/187 K. 17.02.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/215 Esas
KARAR NO: 2022/187
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 5. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 14/10/2021
NUMARASI: 2020/631 Esas, 2021/759 Karar
DAVANIN KONUSU: Alacak (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 17/02/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/850 esas sayılı dosyasında verdiği dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında 27/05/2006 tarihli … Sözleşmesi akdedildiğini, daha sonra 01/06/2006 tarihli Mutabakat Metni ile 2 yıllık … Kampanya süresinin bir yılını ve ödemelerini davalının garanti ettiğini, 2. yılın ise yanların karşılıklı mutabakatına bırakıldığını, tarafların daha sonra tekrar bir araya gelerek 27/05/2006 tarihli sözleşme ve 01/06/2006 tarihli Mutabakat Metni’nin fesih ve iptali yönünde karşılıklı mutabakata vardıklarını ve bunların yerine geçerli olacak 06/09/2006 tarihli 11 maddelik Mutabakat Metnini kaleme alarak karşılıklı kabul ve imza ettiklerini, davalı şirketin müvekkili şirkete 875.000,00 TL. + KDV ödemeyi kabul ve taahhüt ettiğini, iş bu bedelin müvekkiline ödenmesi doğrultusunda 14/09/2006 tarihli tutanakla müvekkilinin daha önce davacı şirketten teslim aldığı çeklerin … Bankası, … nolu, 03/07/2006 K. tarihli 100.000,00 TL miktarlı, … Bankası … nolu 05/08/2006 K. tarihli, 150.000,00 TL miktarlı çeklere karşılık davalı şirketin … Bankası … nolu hesabından yaptığı 250.000,00 TL’lik ödemenin mahsup edilerek diğer çeklerin iade edildiğini dava konusu olan; … Bankası, … nolu 31/10/2006 K. tarihli, 82.500,00 YTL miktarlı, … Bankası, … nolu 04/11/2006 K. tarihli 200.000,00 TL miktarlı, … Bankası, … nolu 02/12/2007 K. tarihli 200.000,00 TL miktarlı, … Bankası, … nolu 06/01/2007 K. tarihli 200.000,00 TL miktarlı, … Bankası, … nolu 06/02/2007 K. tarihli 100.000,00 TL miktarlı çeklerin keşide edilerek müvekkili şirkete teslim edildiğini, Ancak davalı yanın, … nolu 31/10/2006 K. tarihli, 82.500,00 TL. miktarlı çek ile … nolu 04/11/2006 vadeli, 200.000,00 TL miktarlı çekin ödeme günleri geldiğinde davalı şirketin bankaya çeklerin şirketin temsil ve ilzama yetkili bulunan … ve … tarafından birlikte imza edilmesi gerekirken tek başına … tarafından imzalandığından bahisle ödemeden men talebinde bulunduğunu, çeklerin ödenmediğini, oysa davalı şirketin bir taraftan bu işlemleri yaparken diğer yandan da ödemeden men talimatı verdiği … nolu, 31/10/2006 K. tarihli, 82.500,00 TL. bedelli çeke ” gönderen: …, alıcı: … A.Ş. … çek bedeli açıklamalı olarak 40.000 YTL” ödeme yaptığını, Davalı yanın ödemeden men talimatı vermesi üzerine diğer 02/12/2007 vadeli 200.000.00 TL, 06/01/2007 vadeli, 200.000,00 TL miktarlı, … nolu 06/02/2007 vadeli, 100.000,00 TL bedelli çeklerinde bankaya ibraz edildiğini ve bu çekler de ödemeden men talimatı ve rıza dışı elden çıkmıştır iddiasıyla ödenmediğini, bedelin ödenmesi konusunda ihtar çekerek davalıya 5 günlük süre verildiğini ancak davalı yanın bu süre içinde de müvekkiline olan borçlarını ödemediğini, taraflar arasında ilk olarak 27/05/2006’da sözleşme imza edilirken davalı şirket yönetim kurulu üyeleri …, … ve avukatları … tarafından müvekkiline sunulan imza sirkülerinde “Yönetim Kurulu Başkanı … ile Yönetim Kurulu Başkan vekili veya yönetim kurulu üyelerinden herhangi birisinin şirket ünvanı altına atacakları müşterek imzaları ile şirketi en geniş şekilde temsil ve ilzam etmeye yetkili kılınmışlardır.” ibaresine istinaden … ve …, gerek 27/05/2006 tarihli sözleşmeye ve gerekse bundan sonra yapılan tüm Mutabakat Metinlerine yetkili iki kişi olarak birlikte imza attıklarını, davalıların işlemlerde onay ve icazetlerinin bulunduğunu, müvekkiline teslim edilen 03/07/2006 ve 05/08/2006 K. tarihli çekleri şirket hesabı olan … Bankası … hesabından 250.000,00 TL. ödeyerek müvekkili ile olan sözleşmeleri, ticari bağlantısını ve müvekkiline yapılacak ödemeleri kabul ettiğini bizzat ortaya koyduğunu, sözleşme ve mutabakatlar gereğince müvekkilinin edimlerini yerine getirdiğini, çeklere men talimatı verilmesinin haksız ve kötü niyetli olduğunu, davalı yanın reklam kampanyası sözleşmesinin imza edilmesi tarihinin başlangıcından bu yana müvekkiline eski imza sirkülerini (26/02/2003 tarihli) tevdii ederek hareket etmesinin ticari ilişkinin başından beri hile ve desiselere başvurduğunu ortaya koyduğunu, davacı yanın eski imza sirküleriyle hareket ettikten sonra müvekkilinin sunduğu hizmet bedelini ödemeye gelince bu imza sirküsü geçerli değildir, geçerli olan 01/03/2005 tarihli imza sirküsüdür, yetkisiz temsil ve ilzam vardır iddiasında bulunmasının BK., TTK. ve Yargıtay’ın kararları doğrultusunda kendisini sorumluluktan kurtarmayacağını, davalı şirket yönetim kurulu üye ve ortakları …, … ve … aleyhine İstanbul C.Başsavcılığının 2006/48500 Sor.No, 2006/5877 Büro nosu ile nitelikli dolandırıcılık, kıymetli evrakta sahtekarlık ve karşılıksız çek düzenlemekten ayrıca davalıların çekler rıza dışı elden çıkmıştır söylemleri nedeniyle haklarında iftira suçundan dolayı suç duyurusunda bulunulduğunu belirterek, müvekkili ile davalılar arasında imzalanan 06/09/2006 tarihli mutabakat metninin 8.maddesi gereğince davalıların müvekkiline ödemeyi taahhüt ettikleri 875.000,00 TL + KDV toplam 1.032,500 TL bedelin ödenmeyen 742.500,00 TL’si ile yine mutabakat metninin 10. maddesi uyarınca 500.000 USD cezai şart karşılığı olan 739.800,00 TL’nin tazminini dava ve talep etmiştir.
CEVAP: Davalılar vekili cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddia ettiği sözleşmenin tarafların serbest iradeleri ile oluşmuş bir alım satım akdi olmadığını, açılan davada davacı tarafından kesilen faturanın 250.000,00 TL olduğunu bu paranın da ödendiğini, davacı tarafın dosyaya sunduğu 27/05/2006 tarihli … reklam ve tanıtım kampanyası sözleşmesi gereği ifa için öngörülen sürenin 15/08/2006 tarihi olduğunu, bu belirlenen vadeye rağmen davacının edimini ifa etmediğini ve BK 101. ve devam maddeleri uyarınca temerrüde düştüğünü, 06/09/2006 tarihli mutabakat metnine göre yine davacının edimini ifa etmesi için öngörülen sürenin 12/09/2006 tarihi olduğunu, bu tarihte de davacı tarafın edimini ifa etmeyerek ikinci kez temerrüde düştüğünü, davacı tarafın iki kez mütemerrit olduktan sonraki tarih olan 14/09/2006 tarihinde yetkisiz temsilciye kısmi ifada bulunduğunu, ifanın kabul edilebilmesi için M.K. 687 gereğince menkul mal üzerindeki zilyetliğin devrinin gerektiğini, ayrıca menkul mal tesliminin yetkili temsilciye yapılması gerektiğini, B.K. 87. maddesinde yazılı açık bir ifanın da söz konusu olmadığını, dolayısıyla taraflar arasında B.K. 182.maddesi gereğince uygulanabilir, inikad etmiş ve karşılıklı borç doğuran bir sözleşme olmadığını, 27/05/2006 tarihli sözleşme ile taahhüt edilen ürün yerine başka bir ürün teslimi halinde uyuşmazlığın B.K. 94 ve 194. maddelerine göre çözümlenebileceğini, 06/09/2006 tarihli mutabakat metni incelendiğinde bedelin ödeme tarihinin boş bırakıldığının görüleceğini, bu nedenle muaccel hale gelmiş bir borcunda söz konusu olmadığını, talep edilen cezai şartın sözleşmede sonradan davacı tarafca doldurulduğunu, davacının dayandığı 06/09/2006 tarihli mutabakat metni bedelinin sözleşme bedelinden çok düşük olup, ana para miktarını geçer şekilde cezai şart belirlenmiş olmasının hayatın olağan akışına da ters düştüğünü, mutabakat metinin akdedildiği sırada boş bırakılan cezai şarta ilişkin bölümlerin sonradan elle doldurulmuş olduğunu, tarafların ne parafını ne de imzasını içermediğini, hayatın olağan akışına da ters düştüğünü, bu hususa ilişkin Savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu, İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2006/670 E. sayılı dosyasında menfi tespit davası açtıklarını, davaların birleştirilmesi gerekitğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI: Mahkemece 11/05/2017 tarih, 2014/803 E, 2017/367 K. Sayılı kararı ile davanın Kismen Kabulüne, 742.500,00 TL alacağın davalı Müflis … A.Ş’nin iflas Masasına kayıt ve kabülüne, Cezai şartına yönelik alacak talebinin Reddine, diğer davalılar … ve … hakkında açılan davanın reddine karar verilmiş, karar davalı … A.Ş. vekili tarafından istinaf edilmiştir. Dairemiz, 15/10/2020 tarih, 2020/1669 E. 2020/1881 K.sayılı kararı ile “… davanın 24/11/2006 tarihinde açıldığı, yargılama devam ederken … A.Ş’nin Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/05/2012 gün ve 2010/36 Esas sayılı kararı ile iflasına karar verildiği, kararın 26/6/2012 tarihinde kesinleştiği, şirketin iflasla tüzel kişiliğinin sona erdiği ve davayı takip yetkisinin iflas idaresine geçtiği, … A.Ş adına iflas idaresi memurluğundan alınan vekâletnamenin dosyaya sunulmadığı ve taraf teşkilinin sağlanmadığı…” gerekçesi ile ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmiştir. Mahkemece, dairemiz kaldırma kararından sonra usulü eksiklik giderilmiş, yapılan yargılama sonunda da; Anonim şirketi temsile yetkili olmayan kişiler tarafından 06/09/2006 tarihli sözleşmenin imzalandığı, bu sebep ile bu sözleşmenin davalı şirketi bağlamayacağı iddia edilmiş ise de 06/09/2006 tarihli sözleşmeye uygun olarak davalı şirket tarafından davacıya 250.000-TL lik ödeme yapıldığı, yapılan ödemenin davalı şirketin ticari defterlerinde yer aldığı, borç protokolleri uyarınca düzenlenen çeklerin her iki taraf ticari defterlerinde yer aldığı, sözleşme her ne kadar Anonim Şirketi temsile yetkili kişiler tarafından imzalanmamış ise de; Anonim Şirket tarafından benimsendiği ve sözleşmeye icazet verildiği, bu sebep ile davalı şirketi bağlamayacağının iddia edilmesinin hakkın kötüye kullanımı olduğu, 06/09/2006 tarihli mutabakat belgesindeki cezai şart miktarlarının sonradan doldurulduğu iddiasının ise sözleşme altındaki imza inkar edilmediğinden yazılı belge ile kanıtlanması gerektiği, davalı taraflarca cezai şart miktarlarının rızaları hilafına sonradan doldurulduğuna yönelik her hangi bir yazılı belge sunamadıkları, 14/09/2006 tarihli mutabakat belgesinde çeklerin zamanında ödenmemesi ve her ne suret ile olursa olsun çeklere bloke veya ödemezlik kaydı konulması halinde 06/09/2006 tarihli mutabakat metinin 10. Maddesine yer alan 500.000-USD lik cezai şartın ödeneceği kararlaştırıldığı, davacının çeklerin zamanında ödenmediği ve üzerinde bloke konulduğu iddiası ile 06/09/2006 tarihli mutabakat metninin 10. Mad. Uyarınca 500.000-USD lik cezai şartın da ödenmesini talep ettiği, cezai şartın dava tarihinde geçerli olan 818 sayılı BK nun 158 ve devamı maddelerinde düzenlenen seçimlik cezai şart olup davacı hem alacağın ifasını hemde cezai şartı bir arada isteyemeyeceğinden davacının cezai şart talebinin reddi gerektiği, davalı gerçek kişilerine sözleşmeyi şirket adına imzaladıkları, sorumluluklarının bulunmadığı gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, 742.500,00-TL alacağın davalı müflis … A.Ş’nin iflas masasına kayıt ve kabulüne, cezai şarta yönelik alacak talebinin reddine, davalılar … ve … hakkında açılan davanın reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ: Karar yasal süresi içerisinde davacı vekili ve müflis şirket vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; 06/09/2006 tarihli mutabakat metninin 10. maddesinde düzenlenen cezai şartın ifaya eklenen cezai şart olduğunu, mahkemece hatalı değerlendirme yapıldığını, gerekçenin yerinde bulunmadığını, çeklerin vade tarihi geldiğinde davalı şirket tarafından ilgili bankaya ödemeden men talimatı verildiğini, yetkisiz temsil bahanesi ile verilen ödemeden men talimatı sonucu müvekkili şirketin alacağını çeklerden tahsil edemediğini, davalı şirketin ve yönetim kurulu üyesi diğer davalıların kötü niyetli hareket ettiklerini, TTK’nın 678. Maddesi gereğince çekleri imzalayan yetkisiz temsilcinin şahsi sorumluluğunun bulunduğu halde davanın reddine karar verilmesinin isabetli olmadığını, mahkemece, davalılar … ve …’ın yetkisiz temsilci sıfatıyla hareket ettiği, davalı şirketin yetkisiz temsil ile yapılan işlemleri benimsediği ve icazet verdiği kabül edilerek … ve … yönünden davanın reddine karar verildiğini, ret kararının husumet yokluğu olduğunu, gerçek kişiler lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkeme kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili istinaf dilekçesinde; müvekkili şirket tarafından açılan menfi tespit ve istirdat davası ile davacı … şirketinin açtığı daha sonradan kayıt kabule dönüşen alacak davasının İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/21 E. sayılı dosyasında birleştirildiğini, tarafların tüm taleplerini kapsayacak şekilde bu dosya da üç kez bilirkişi incelemesi yapıldığını, 28.05.2010 tarihli kök ve 27.04.2012 tarihli ek raporda müvekkili … Giyim şirketinin … Film firmasına herhangi bir borcunun olmadığı, tam aksine … Filmden 1.034.453,56 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, aynı bilirkişi heyetinin 30.09.2013 tarihinde düzenledikleri son raporlarında ise daha önce düzenledikleri kök ve ek raporların tam aksine davacının müvekkili … Giyimden 610.000 TL alacaklı olduğunu ifade ettiklerini, bilirkişi heyeti tarafından 28.05.2010 ve 27.04.2012 tarihli kök ve ek raporların dosyaya sunulmasından sonra esası etkiler yeni bir delil-bilgi ve belgenin dosyaya girmediğini, raporlar arasındaki bu fahiş çelişkinin 30.09.2013 tarihli raporda açıklanmadığını, raporun hükme esas alınamayacağını, davanın reddi gerektiğini, mahkemenin aksi bir kanaatte olması halinde dahi müvekkili şirketin olsa olsa en fazla 30.09.2013 tarihli ikinci ek bilirkişi raporunda belirtilen 610.000 TL’lik miktar bakımından sorumlu tutulabileceğini belirterek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, sözleşmeden kaynaklı alacak ve cezai şartın tahsili ile masaya kayıt ve kabulü istemine ilişkindir. Davacı vekili İstanbul 8. ATM’nin 2006/850 esas sayılı dava dosyasında ( daha sonra dosya İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/300 Esasını, daha sonra İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/803 Esasını, dairemiz kaldırma kararından sonrada İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/631 Esasını almıştır.) alacak ve cezai şart isteminde bulunmuş, davalı şirkette İstanbul 12.ATM’nin 2006/670 E sayılı dosyasında (dosya İstanbul 38. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/21 Esasını almıştır.) iş bedeli karşılığı verilen 82.500,00 + 200.000,00 + 200.000,00 + 200.000,00 +100.000,00 = 782.500,00 TL tutarındaki 5 adet çekten dolayı borçlu olunmadığının tespitini talep etmiş, İstanbul 8. ATM’nin 2006/850 E. Sayılı dosyası İstanbul 12. ATM’ nin 2006/670 E. sayılı dosyasında birleştirilmiştir. Eldeki dosyanın 2011/21 Esas sayılı (eski İstanbul 12.ATM’nin 2006/670 E.) dosyasında 19/12/2012 tarihli duruşmada verilen karar gereğince tefrikine karar verilmiş, 2012/300 Esas numarasına kaydedilmiştir. Yargılama devam ederken … Sanayi Ve Tic. A.Ş’nin Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/05/2012 gün ve 2010/36 Esas sayılı kararı ile iflasına karar verilmiş, karar 26/6/2012 tarihinde kesinleşmiştir. Bakırköy … İflas Dairesinin 16.07.2020 tarihli cevabi yazısına göre tasfiyenin basit usulde yürütüldüğü, davacının masaya müracaat ederek 1.482.300,00 TL kayıt talebinde bulunduğu, iflas idaresi tarafından sıra cetvelinin 38. Sırasında dava doyasının sonucunun beklenmesine karar verildiği, dairemiz kaldırma kararından sonra Müdürlükçe müflis adına davaları takip etmesi için Av. …’e yetki verildiği anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, davacının davalılardan alacaklı olup olmadığı noktasında toplanmıştır. Somut uyuşmazlıkta, Bakırköy 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24/05/2012 gün ve 2010/36 Esas sayılı ilamıyla davalı şirketin iflasına karar verilmesiyle bu davalı yönünden dava kayıt kabul davasına dönüşmüştür. İİK’nın 235/3. maddesine göre, kayıt kabul davası basit yargılama usulüne tabi olup, diğer davalılar ile ilgili alacak davası yazılı yargılama usulüne tabidir. Davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı da bulunmamaktadır. Bu durumda mahkemece, iflas eden şirket yönünden davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedildikten sonra, tabi olduğu yargılama usulüne uygun olarak yargılama yapılarak karar verilmesi gerekirken bu husus gözetilmeden davanın esası hakkında karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu sebeple ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Tarafların istinaf başvurusunun esasa ilişkin sebepler incelenmeksizin KABULÜNE, 2-İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2020/631 Esas, 2021/759 Karar,14/10/2021 tarihli kararının HMK 353/1a-4 maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, Dairemiz kararına uygun şekilde yargılama yapılamak ve yeniden bir karar verilmek üzere mahal Mahkemesine İADESİNE, 4-İstinaf yargılaması aşamasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti takdirine YER OLMADIĞINA, 5-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcından peşin alınan 59,30 TL harcın mahsubu ile eksik kalan 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile hazineye gelir kaydına, 6-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununu gereğince alınması gereken 80,70 TL istinaf maktu karar harcının peşin alınan 220,70 TL harçtan mahsubu ile fazla alınan 140,00 TL harcın istem halinde davalı müflis idaresine iadesine, 7-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1a-4 bendi gereğince kesin olmak üzere oybirliği ile karar verildi.17/02/2022