Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/202 E. 2022/588 K. 12.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/202 Esas
KARAR NO: 2022/588
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: BAKIRKÖY 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 09/09/2021
NUMARASI: 2019/462 Esas, 2021/795 Karar
DAVA: KONKORDATO (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 12/05/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA; Borçlular … Tic.Ltd.Şti., … Tic.Ltd.Şti, … Tic.Ltd.Şti, … ve … vekili 28.06.2019 tarihli dilekçe ile konkordato talep eden müvekkili ana grup firması … Ltd.Ştinin 2003 yılında kurulduğunu, grup şirketi olduğunu, şirketin sahiplerinin aile bireyleri olduğunu, şirketin bir diğer ana faaliyet alanlarından olan küçük ev aletlerinin toptancılığına başlayan şirketin 2003 yılından itibaren İstanbul’da ticaret merkezini kurduğunu, müvekkili … Ltd.Ştinin grup şirketlerden biri olduğunu, 2010 yılında kurulduğunu, müvekkili … Şirketinin personel ve mal tedarikçisi olduğunu, … Ltd.Ştinin 2008 yılında kurulduğunu, dünya genelinde nakit bolluğunun azalması, buna bağlı olarak döviz kurlarında başlayan artış, artan jeopolitik riskler ve ülkede yaşanan darbe girişiminin etkilerinin piyasalarda ekonomik sıkıntının baş göstermesine sebep olduğunu, 2018 yılının Haziran ayına kadar hiçbir ödeme sıkıntısı yaşamazken bu tarihten sonra piyasalardaki dengenin bozulması ile gerek müvekkili şirketin alacağının tahsili, gerekse şirketin yapacağı ödemelerde gecikmeler meydana gelmeye başladığını, gecikmelerin mutat hale gelmesiyle tüm sektörde olduğu gibi müvekkili şirkette de nakit ve finansman sıkıntısının baş gösterdiğini, zincirleme etki ile nakit dolaşımı ve iş hacminin ciddi derecede azaldığını, piyasa kurlarında meydana gelen değişikliklerin müvekkili şirketin grup olarak nakit akışının ciddi şekilde bozulmasına neden olduğunu, hem alacaklıların alacaklarına kavuşması, hemde şirketin iflasının önlenip ticari hayatına devam edilebilmesi için konkordato talebinin kabulüne bağlı olduğunu, … şirketi adına kayıtlı taşınmazlar bulunduğunu, her ne kadar ipotekli bulunsa da bu taşınmazlardan şirket faaliyetine özgülenmemiş olanların satışı ve başta ipotek lehtarı bankalar, şirketler olmak üzere borç tasfiyesi sağlanması düşünülerek özellikle banka ve finans kuruluşlarına olan borçların yüksek faizle artışının önüne geçerek malı cebri satışa oranla daha yüksek bedelle satmak ve daha yüksek oranda borç tasfiyesini mümkün kılmak adına nakit girdisi planlandığını, konkordato tasdikinden sonra 1.yılın 2. yarısından başlamak üzere 6 yılda toplam altı ayda bir 11 eşit taksitle alacaklılara ödeme yapılmasının öngörüldüğünü, rehinli alacaklılar ile görevlendirilecek konkordato komiseri nezaretinde İİK. m.308/ h kapsamında görüşerek rehinli alacaklılarla müzakere ve borçların yapılandırılması sürecinin gerçekleştirileceğini, taşınmazın ana grup şirketi … Şirketi ile şirket ortağı olan … adına kayıtlı bulunmakta olup her ne kadar ipotekli bulunsa da bu taşınmazlardan şirket faaliyetlerine özgülenmemiş olanların satışı ve başta ipotek lehtarı bankalar, şirketler olmak üzere borç tasfiyesinin sağlanmasının düşünülerek özelikle banka ve finans kuruluşlarına olan borçların yüksek faizle artışının önüne geçilerek cebri icra satışa oranla daha yüksek bir bedelle satmak ve daha yüksek oranda borç tasfiyesini mümkün kılacak nakit girdisi planlandığını, bu şekilde müşterek borçlu müteselsil kefil olan diğer grup şirketi olan …Ltd.Ştinin aynı oranda borç sorumluluğunun düşeceğini, mühlet öncesi işlemiş faizlerin aynen ödeneceğini, ancak mühlet kararıyla birlikte faiz işlemesi duracağından bu dönem için finansman giderinin oluşmayacağını, müvekkili şirketin borca batık olmaması nedeniyle konkordato ön projesinin vade teklifi içerdiğini, müvekkili …’un müvekkili şirketlerin iki hissedarlarından biri olduğunu, kredi sözleşmelerinde müşterek ve müteselsil kefil kısmında imzalarının görüldüğünü, şirketlerin ödeme güçlüğüne düşmesi ve borçlarını ödeyemez duruma gelmesi / gelecek olması riski nedeni ile müvekkilinin de cebri icra tehdidi ile karşı karşıya kalacağını, konkordato talebinin kabulü halinde alacaklı durumda bulunan finans kurumlarının müşterek borçlu müteselsil kefil aleyhine takip işlemlerine başlayacak olması nedeniyle müvekkili … içinde konkordato talebinde bulunma zorunluluğunun hasıl olduğunu, müvekkili şahıs için konkordato ön projesinde iskonto teklifini içerdiğini, … ve … ve diğer borçluların ön projede öngörüldüğü şekilde borçların ödenmesi halinde müşterek borçlu müteselsil kefil olan kefil …’unda borçlarının ortadan kalkacağını, müvekkili …’unda borçlu şirketlerin iki hissedarlarından biri olup müşterek ve müteselsil kefil durumunda olduğunu, müvekkili gerçek kişinin kredilerde müşterek ve müteselsil kefil kısmında imzaları olduğunu, müvekkili şahsın konkordato ön projesinde iskonto teklifini içerdiğini, müvekkili şirketlerin konkordato ön projesinde öngörüldüğü şekilde borçlarını ödemeleri halinde müşterek borçlu – müteselsil kefil …’un borçlarınında ortadan kalkmış olacağını, müvekkillerinin dilekçe tarihi itibariyle vadesi gelen borçlarını ödeyemeyeceklerini ve takip eden dönemde vadesi gelecek borçlarını da ödeyememe tehlikesi altında olduğunu iddia ederek, 2007 yılından itibaren müvekkili şirketin …, …, … gibi dünyaca bilinen markaların distribütörlüğünü yapmakta olduğundan şirket faaliyetlerinin devamının sağlanması için tensip kararı ile birlikte gerekli tedbir kararları ve 3 ay süre ile geçici mühlet, kesin mühlet kararı ve konkordato talebinin kabulü ile tasdikine karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklılar yargılamaya katılarak yazılı ve / veya sözlü beyan veya itirazlarını sunmuşlardır.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, konkordato talebinin kısmen kabulüne, konkordato talep eden, …, …, … Ticaret Ltd.Şti, … Tic.Ltd.Ştinin konkordato taleplerinin ayrı ayrı reddine, … Tic.Ltd.Ştinin konkordato projesinin İİK ‘nın 305. maddesindeki tasdik şartlarının gerçekleştiği anlaşılmakla tasdikine, ödeme planının İİK 305/ son fıkrası dikkate alınarak ödemesiz döneminin ve taksit yılının mahkemece yeniden düzenlenerek, karar tarihinden itibaren tasdik incelemesine konu bilirkişi raporu ve komiser heyetinin tasdike ilişkin ek raporunda ödeme süresinin uzun olduğu yönünde görüşler dikkate alınarak dosyaya şirket tarafından sunulan ödeme takviminin revize edilerek …Ltd.Ştinin konkordatoya tabi borçlarının 31.01.2022 tarihinden itibaren başlamak üzere 1. taksit olarak 7.058.095,97 TL ve her yıl Ocak, Nisan, Temmuz ve Ekim aylarının son İş gününde yılda 4 ödeme yapılarak 20 eşit taksitle ödenmesi suretiyle 141.161.919,36 TL toplam borcun ödenmesine, dosyaya şirket tarafından sunulan ödeme planındaki borç tutarlarına göre ödeme yapılmasına, bu ödeme planının kararın eki olduğunun bildirilmesine, kesin mühlet sonuçlarının kendiliğinden kalktığının tespitine, İİK 307. maddesi gereğince şartların oluşmaması nedeniyle konkordato talep edenlerin rehinli malların muhafazasının ve satışlarının 1 yıl süre ile ertelenmesi taleplerinin reddine, İİK 308/c maddesi uyarınca konkordatonun tasdik kararıyla birlikte bağlayıcı hale geldiğinin tespitine, İİK 306/2.maddesi gereğince tasdik edilen konkordatonun yerine getirilmesini sağlamak için gerekli gözetim, denetim ve tasfiye tedbirlerini almakla görevli gözetim kayyımı görevlendirilmesine, İİK 308/ b maddesi gereğince alacakları itiraza uğramış alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren 1 ay içinde dava açmakta muhtariyetine, konkordato komiser heyetinin görevine son verilmesine, verilen tüm tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, ( mahkeme hüküm sonucunda, kanun yolu süresi olarak, İİK 308/a maddesinde yer verildiği üzere, itiraz eden alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurabileceği belirtilmiş ve tasdik kararı 306/2. fıkrası gereğince aynı yasanın 288. maddesinde ifade edildiği üzere Basın İlan Kurumun resmî İlan portalında 15.09.2021 tarihinde, ticaret sicil gazetesinde 16.09.2021 tarihinde ilan edilmiştir. ) yasal süre içerisinde, davacı borçlular vekili, müdahil itiraz eden alacaklı … A.Ş vekili, müdahil alacaklı … Bankası A.Ş vekili, itiraz eden alacaklı … Bankası A.Ş vekili, müdahil … Bankası A.Ş vekili, alacaklı … Bankası vekili ve müdahil itiraz eden alacaklı … A.Ş vekili tarafından yasal süre içerisinde istinaf etmiştir. Karar son olarak Türkiye Ticareti Sicili Gazetesinde 16.09.2021 tarihinde ilan edilmiş olması ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/a maddesinde belirtildiği üzere itiraz eden alacaklıların tasdik kararının ilanından itibaren on gün içinde, somut yargılamada 27. 09.2021 tarihinde mesai bitimi sonuna kadar istinaf kanun yoluna başvurmaları gerekirken, alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin dosya gönderme formunda da belirtildiği üzere yasal süreden sonra, 13.10.2021 tarihinde istinaf kanun yoluna başvuru yapmış olduğu anlaşılmıştır. Borçlu davacılar vekili istinaf nedenleri olarak, İİK 307.madde uyarınca rehinli taşınmazların satışının 1 yıl süre ile ertelenmesi talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, gerekçede mahkemece satışın ertelenmesine ilişkin şartların var olduğu belirtilmekte ise de devamında talebin reddedildiğini, çelişkili ifade ile reddedildiğini, tasdik kararında belirtilen ödeme takviminin müvekkili şirket teklifinin aksine ve nakit akışı İle uyumlu olup olmadığı noktasında inceleme yapılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkili … Şirketinin konkordato projesinde teklif ettiği ödeme planının tasdik duruşmasında mahkeme tarafından değiştirilerek tasdik olmuş ise de mahkeme heyeti tarafından projeye kabul oyu vermiş olan alacaklıların hakları düşünülmeden karar verildiğini, davacı projesinde tasdik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 yıl ödemesiz devam eden 5 yıl ödemeli dönem olmak üzere toplam 7 yıllık ödeme planı sunduğunu, mahkemece ödemelerin 31.01.2022 tarihinden itibaren başlamasına karar verildiğini, müvekkilinin ödeme planı ve nakit akışı birlikte değerlendirilerek somut bir ödeme planının tasdike konu olması gerekirken alışılmışın dışında teklif edilenin çok gerisinde bir süreye çekilerek ödeme planı konulmasının müvekkilinin ödeme planı nakit akışında büyük sapmalara neden olarak zora soktuğunu, hiçbir somut bilgi ve mali hesaplamaya dayanılmadan karar verilmesinin hatalı olduğunu, müvekkilinin ticari hayatını devam ettirme adına zora soktuğunu, mahkemenin ödeme planının revizesine gitmesi konusunda inceleme yapılması gerektiğini iddia ederek kararın hukuka aykırı olması halinde kaldırılması gerektiğini belirtmiştir. İtiraz eden alacaklı müdahil … A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, tasdik olunan projenin, gerek taksit sayısı, gerek ödeme süresi ve miktarları bakımından konkordato müessesi İle korunmaya çalışılan hiçbir hakkı korumadığını, usul ve yasaya aykırı olduğunu, 24.12.2009 tarihli alacak bildirimlerinde görüleceği üzere … Şirketinin Kredi Sözleşmesi akdettiğini ve … Şirketi ile gerçek kişilerin müteselsil müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sözleşmeyi imzaladıklarını, temlik eden bankanın 2.052.556,84 TL alacağının … şirketi açısından kabul edildiğini fakat kefil … Şirketi yönünden değerlendirme yapılmadığını, TBK 581. maddesi gereğince, kefalet şartlarının sağlandığını, konkordato dosyasında alacaklarının kabul edildiğini, alacaklının alacağını asıl borçludan talep edebileceği gibi kefildende talep edebileceğini, kefil … şirketi nisabına dahil edilmemiş ise bunun hak kaybı yaratır nitelikte olduğunu, İİK 303/1.maddesi uyarınca, konkordatoya muvafakat etmeyen alacaklının borçtan birlikte sorumlu olanlara karşı bütün haklarını muhafaza edeceğini, müvekkili şirketin … Ltd.Şti yönünden konkordatoya red oyu verdiğini, mahkemece red kararı verildiğini fakat kefil … yönünden konkordato kabul edilmiş olmasına rağmen ödeme planında müvekkilinin yer almadığını, kefilden tahsil etme imkanının ortadan kalktığını kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. İtiraz eden alacaklı müdahil … Bankası A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, konkordato komiserliğine yaptırdıkları alacak kaydının bir kısmının davalı tarafından kabul edildiğini, bir kısmının ise reddedilmiş olduğunu, komiser raporlarında alacaklarının düşük olarak dikkate alındığını, toplam 23.346.814,89 TL alacak kaydı talebinde bulunduklarını, nisapta alacağın 14.210.105,73 TL olarak dikkate alındığını, red oyu kullanıldığını, İİK 302. maddeye açıkça aykırı olduğunu, ayrıca itiraza uğrayan alacaklar için mahkemece pay ayrılmamasınında usul ve yasaya aykırı olduğunu, İİK 308/ b maddesi gereğince hüküm tesis edilmediğini, konkordato projesinin tasdik şartlarının gerçekleşmediğini, komiser nihai raporu incelendiğinde kabul oyu kullanan şirketlerde alacak çoğunluğunun davacının grup şirketleri … Ltd.Şti ve … Ltd.Şti olduğunu, tasdik kararının usule aykırı olup kaldırılması gerektiğini iddia etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, konkordato tasdik şartları oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, projenin tamamen alacaklılar aleyhine ve zararına olduğunu, banka alacağının eksik ve hatalı olarak nisaba katıldığını, alacak bakiyesinin mükerrer mahsup edildiğini, müvekkilinin … şirketine krediler kullandırdığını, projenin gerçekleştirilmesi olacağının bulunmadığını, menfaat dengesinin tasdikle bozulduğunu, alacağın eksik olarak yer aldığını, menfaat dengesinin alacaklı aleyhine açıkça ihlal edildiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Müdahil … Bankası A.Ş vekili istinaf nedenleri olarak, müvekkili bankanın alacak miktarının nisaba dahil edilen alacak tutarının çok daha fazlası olduğunu, rapora itiraz dilekçelerinin dikkate alınmadığını, konkordato komiserlerinin sadece borçlu şirketin menfaatini gözeterek görevini yürüttüğünü, müvekkilinin 3.633.897,95 TL alacağının olup nisaba 867.099,14 TL olarak dahil edilmesine itiraz ettiklerini belirterek, tasdik kararının kaldırılmasını talep etmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş istinaf nedenleri olarak, müvekkilinin alacaklı olduğunu, şirketlerin birbirlerine çarpmaz kefaletleri olup, asaleten ve kefaleten borçlu olduklarını, gerçek kişilerin ise kullandırılan kredilerin müteselsil kefili olmaları nedeniyle kefaleten sorumlu olduklarını, ipotek belgelerinin mübrez olduğunu, alacak talep ettikleri meblağ dikkate alınmadığını, mahkemece itiraza uğrayan alacaklar yönünden depo kararı verilmemiş olmasının da alacaklıların haklarını zedeleyen bir karar olduğunu, depo kararı verilmemesi nedeniyle kararın kaldırılmasını talep ettiklerini, ipotek senedine göre borçlu şirketin asaleten ve kefaleten doğmuş ve doğacak her türlü borçlarından ipotek bedeli ile sorumlu olduğunun düzenlendiğini, çapraz kefaletler bulunduğunu, İİK 303. maddesi gereğince oylamaya muvafakat edilmemesi durumunda kefiller hakkında takip yapılabileceğinin açıkça dile getirildiğini bu nedenle kefaleten sorumluluğun göz ardı edilmesinin hakkaniyete aykırı olduğunu, davacı şirketlerin borca batık durumda olduklarından iflaslarına karar verilmesi gerektiğini, ticari alacaklar ve stokların gerçek değerine indirgendiğinde davacıların borca batık olduğunun anlaşıldığını, konkordatonun tasdik şartlarının olmadığını iddia ederek, tasdik kararının kaldırılmasını ve şirketlerin borca batık olması nedeniyle iflaslarına karar verilmesini istemiştir. Müdahil alacaklı … A.Ş vekili istinaf nedenleri arasında, tasdik talebinin kabulü ile projenin tasdik kararının hatalı ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin … şirketine karşı sahip olduğu ve kefalet ilişkisinden doğan alacağının … tarafından sunulan konkordato projesinde gösterilmediğini, konkordato nisabında dikkate alınmadığını, banka alacağının tasdik edilen projede yer almamasının hukuka aykırı olduğunu, … ile müvekkili şirket arasında imzalanan Kredi sözleşmesinde … Şirketinin müşterek borçlu ve müteselsil kefil olduğunu, geçici mühlet tarihi olan 01.07.2019 tarihi itibariyle 6.314.446,95 TL alacağın olduğu ve nisapta dikkate alınması talebinde bulunduklarını, 07.01.2021 tarihli ara kararla banka alacağının konkordato oylamasında 6.075.652,30 TL üzerinden alacak olarak dikkate alınmasına karar verildiğini, ancak … tarafından müvekkili banka lehine geçerli şekilde kefalet taahhüdünde bulunulduğu hususunda hiçbir çekişme bulunmadığı halde, müvekkili banka alacağının sadece … ile ilgili konkordato nisabının hesaplanmasında dikkate alındığını, buna karşılık borçtan müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla sorumlu olan … ile ilgili konkordato nisabında dikkate alınmadığını, … tarafından sunulan konkordato projesinde gösterilmediğini ve … tarafından borcun ödenmesine yönelik bir taahhüdün yer olmadığını, kefalet borçlusunun salt konkordatoya başvurmuş olmasının geçerli bir biçimde kurulan kefalet taahhüdü kapsamında konkordatonun evvel doğmuş bulunan borcunu sona erdirmeyeceğini, banka alacağının davacı …’ın konkordato projesinde gösterilmesi, davacının ödeme yükümlülüğünü üstlenmesi gerektiğini iddia ederek, tasdik kararının kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini, aksi halde müvekkili banka alacağının … tarafından konkordato projesinde gösterilmesini ve projenin bu doğrultuda revize edilmesini talep etmiştir. Alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekili istinaf nedenleri olarak, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu ve eksik inceleme ile verildiğini iddia ederek, kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Talep, İİK 285 vd maddelerinde düzenlenen konkordatonun tasdiki istemidir. Öncelikle, talebin niteliği ve mahkemece re’sen değerlendirilmesi gereken usul kurallarının incelenmesi uygun görülmüştür. 2004 sayılı İİK ‘nun 285. maddesinde, yetkili ve görevli mahkeme düzenlenmiş, yasada, İflasa tabi olan borçlu için İİK ‘nun 154. maddesine atıf yapılarak ilgili maddenin birinci veya üçüncü fıkrasında yazılı yerlerdeki asliye ticaret mahkemesinin, iflasa tabi olmayan borçlu için ise yerleşim yerindeki asliye ticaret mahkemesinin yetkili ve görevli olduğu vurgulanmıştır. Somut yargılamada, davanın, dava tarihi itibariyle yetkili ve görevli asliye ticaret mahkemesinde açıldığı, yargılamanın yetkili mahkemece gerçekleştirildiği sabittir. Diğer yandan, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 74. maddesinde belirtilen şekilde, vekaletnamede konkordatoya ait özel yetkinin mevcut olduğuda anlaşılmıştır. Uyuşmazlık, borçlu grup şirketlerin, alacaklı bankalarla gerçekleştirdiği kredi sözleşmelerini müştereken ve müteselsilen imzalayarak sorumlu olmaları, şirketlerin kefaletle ilgili sorumlu oldukları miktarlar bakımından alacaklı bankaların nisaba dahil edilip edilmedikleri, konkordato şartlarının tasdik kararı yönünden isabetli olup olmadığı, konkordato komiserine bildirilen alacak miktarının tamamının kabul edilmemiş olması ve buna dair İncelemenin usul ve yasaya uygun olup olmadığı, mahkemece tasdik edilen konkordato projesinin ödeme vadelerine müdahale etmiş olmasının isabetli olup olmadığı, rehinli malların muhafazası ve satışı ile finansal kiralama konusu malların iadesinin ertelenmesine dair İİK 307. madde kapsamında talebin reddi kararının isabetli olup olmadığıdır. Talebin niteliği ve istinaf nedenleri arasında yer verilen bir kısım itirazlar nedeniyle sürecin özetlenerek denetlenmesi uygun olacaktır. Dosya kapsamından, borçlu şirketler ve gerçek kişiler vekilinin 28.06.2019 tarihli dilekçe ile tedbir istemli talepte bulunduğu, 01.07.2019 tarihli tensip ara kararı ile borçlular için 3 ay geçici mühlet kararı, 26.09.2019 tarihli ara karar ile borçlular için 01.10.2019. tarihinden itibaren bir yıl süre ile kesin mühlet verildiği, 21.09.2020 tarihli ara kararla 01.10.2020 tarihinde sona erecek olan 1 yıllık kesin mühlet süresinin taleple bağlılık ilkesi çerçevesinde 31.03.2021 tarihine kadar uzatıldığı, İİK 304. madde gereğince gerekli ilanlar yaptırılarak yargılamada hazır olan konkordato komiseri ve hazır olanlar dinlenildikten sonra hüküm tesis edildiği anlaşılmıştır. 24.12.2020 tarihli Konkordato Komiser Heyeti, çekişmeli alacaklara ilişkin değerlendirme raporunda, borçlu ve 33 alacaklı arasında alacağın varlığı veya miktarı konusunda yaşanan çekişme hakkında rapor hazırlanması görevinin tevdi edildiği, … Ltd.Şti yönünden yapılan incelemede ;alacaklı … Bankası A.Ş ‘nin komiserliğe 3.633.897,95 TL nakdi alacak kaydı yaptırıldığı, kredi sözleşmesine borçlu …’un 15.000.000,00 TL tutarında müteselsil kefil olduğu, bu nedenle … borcunun tamamının rehinsiz borç olarak kabul edildiği, toplam borçtan çek bedellerinin mahsubu ile geriye kalan 1.608.128,74 TL tutarın konkordato oylamasında dikkate alınması gerektiği, … Bankası A.Ş’nin komiserliğe Genel Kredi Sözleşmelerinden kaynaklanan 01.07.2019 itibarı ile bakiye 6.273.340,04 TL tutarında nakdi, 14.210,00 TL gayri nakdi kredi alacak kaydı yaptırıldığı, borçlu şirketin toplam 8.039.921,91 TL borç bildirdiği, borçlu şirketin ana para borcuna banka tarafından faiz işletilmesi sebebiyle alacağı reddettiğini, banka alacağının rehinle teminat altına alınmadığı, bu nedenle 01.07.2019 tarihli tedbir kararı ile şirket borçlarına faiz işletmemesi gerektiği, bankanın kat ihtarnamesinde bildirdiği ana para tutarından yine bankanın tahsil ettiği borçluya ait çek bedellerinin mahsubundan sonra 2.908.296,19 TL ‘nin konkordato oylamasında dikkate alınması gerektiği, … Bankası A.Ş vekili tarafından toplam 14.210.105,73 TL nakdi ve 157.470,00 TL gayri nakdi alacak kaydı yaptırıldığı, şirketin toplam 13.056.609,56 TL borç bildirdiği, banka alacağının rehinle teminat altına alınmadığı, konkordato oylamasında 9.260.305,73 TL olarak dikkate alınması gerektiği, … Ltd.Şti açısından yapılan inceleme ve değerlendirme; … Bankası A.Ş’nin genel kredi sözleşmelerinden kaynaklanan 01.07.2019 itibari ile bakiyesi 50.750,00 TL tutarında alacak kaydı yaptırıldığı, borçlunun borcu bulunmadığını beyan ettiği, alacaklının genel kredi sözleşmesini sunduğu ancak herhangi bir kredi hesap cüzdanını sunmadığı, bu sebeple herhangi bir alacağının bulunmadığının kabul edildiği, … Bankası A.Ş ‘ nin, … Ltd.Ştinden genel kredi sözleşmesinden kaynaklanan toplam 5.485.249,12 TL alacak kaydı yaptırdığı, adi alacak kapsamında olduğu, oylamada 5.112.654,20 TL olarak dikkate alınması gerektiği, … Bankası A.Ş ‘nin genel kredi sözleşmelerinden alacağının adi alacaklar kapsamında olduğu konkordato oylamasında 5.206.651,27 TL üzerinden alacak dikkate alınması gerektiği, … Ltd.Şti açısından, … Bankası A.Ş nin genel kredi sözleşmesine istinaden alacağının adi alacaklar kapsamında olduğu konkordato oylamasında 626.979,01 TL üzerinden katılması gerektiği, … Bankası A.Ş ‘nin genel kredi sözleşmelerinden alacağının adi alacaklar kapsamında olduğu, konkordato oylamasında 1.000.000,00 TL üzerinden dikkate alınması gerektiği, … Bankası A.Ş ‘nin genel kredi sözleşmelerinden alacağının konkordato oylamasında 5.165.386,89 TL üzerinden dikkate alınması gerektiği, … açısından yapılan değerlendirmede, … Bankası A.Ş tarafından … ve … Ltd.Ştine nakdi ve gayri nakdi kredilerden …’un kefaleten sorumlu olduğunu beyan ederek 15.816.018,31 TL alacak kaydı yaptırdığı, sunulan belgeler incelendiğinde alacaklı bankanın … Şirketine kullandırmış olduğu kredilere …’un kefaletleri nedeni ile alacak kaydı yaptırdığı anlaşılmakla birlikte 15.816.018,31 TL borcun asli borçludan alacak talebinde bulunduğundan feri borçlu bakımından alacak kaydının kabul edilmeyeceği, bankanın konkordato nisabına dahil edilmemesi gerektiği, … açısından yapılan inceleme ve değerlendirmede, … Bankası A.Ş tarafından … Şirketinin ve … Şirketinin nakdi ve gayri nakdi kredilerinden …’un sorumlu olduğunu belirterek 1.228.936,18 TL alacak kaydı yaptırıldığı, borcun asli borçlusundan alacak talebinde bulunduğundan feri borçlu için alacak kaydı kabul edilmeyeceği belirtilmiştir. 07.01.2021 tarihli çekişmeli alacaklar ile ilgili ara kararda, 24.12.2020 tarihli konkordato komiser heyetinin çekişmeli alacaklara İlişkin değerlendirme raporuna göre, alacaklıların konkordato oylamasında nisapta dikkate esas alınacak alacak miktarlarının tespit edilerek, gerçek kişi borçluların borçlu şirketlerin kullanmış olduğu kredilerde kefaletleri bulunmasına rağmen asıl borçludan alacak talebinde bulunulduğu, feri borçlu bakımından konkordato nisabına dahil edilemeyeceğine İlişkin karar verilmiştir. 11.05.2021 tarihli çekişmeli alacaklara İlişkin ara kararda. … Şirketi yönünden, … Bankası A.Ş ‘nin çekişmeli alacaklara İlişkin değerlendirme raporuna itiraz etmediği, oylamada 2.908.296,19 TL olarak dikkate alınmasına, … Bankası A.Ş ‘nin krediler ve kefalet borçlarınında dikkate alınması gerektiğini belirttiği, 14.210.105,73 TL alacakla nisapta oylamaya katılmasına, … Şirketi yönünden, … Bankası A.Ş’nin itirazında belirtilen gayri nakdi krediler için henüz risk oluşmadığı, ayrıca kefalet borçlarının mükerrerlik oluşturmaması açısından asıl borçlu açısından dikkate alındığı, bankanın … Şirketinden olan alacağının bir kısmının rehinli olduğu bankaya ipotekli taşınmazın değerinin 10.575.000,00 TL olduğu, 3.540.061,33 TL alacak üzerinde rehin bulunduğu bu sebeple alacağın tamamı rehinli olduğundan konkordato oylamasına katılmamasına, … Şirketi yönünden, … Katılım Bankasının birinci raporda belirtildiği üzere alacaklılar toplantısına katılmamasına, … Bankası A.Ş ‘nin … Şirketi yönünden alacaklılarının tamamının rehinli alacaklıkar kapsamında değerlendirildiği, kefalet borçlarının ise mükerrerlik oluşturmaması açısından dikkate alınmadığı, … Bankası A.Ş ‘nin talebi bakımından diğer bir itirazı olan kefalet alacaklarının da borca eklenmesi talebinin mükerrerlik açısından kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. 21.06.2021 Tarihli konkordato komiser heyeti gerekçeli raporunda, konkordato komiserleri olarak görevlendirmeleri üzerine borçlu şirketlerin 08.07.2019 tarihinde şirketin fabrika adresi olan Hadımköy – Arnavutköy-İstanbul adresine gidildiği, bilgi verildiği, İİK 301. maddesi gereğince, 07.06.2021 tarihinde alacaklılar toplantısının yapıldığı, borçlu şirketlerden … şirketi yönünden öngörülen çoğunlukla kabul edildiği, rehinli alacaklılardan sadece … A.Ş ile müzakere edildiği, rehinli alacaklı İle anlaşma sağlanamadığı, borçlu … Şirketinin 01.07.2019 tarihinden itibaren 23, aylık çalışan sayısının olduğu, 2020 yılı boyunca ortalama işçi sayısının 48 kişi olduğu, 2021 yılı 5 aylık dönemde ortalama 38 çalışanı olduğu, şirketin ticari defterlerinin birbirini teyit eder şekilde tutulduğu, 30.04.2021 mali verilerine göre şirketin rayiç özkaynaklarının (+)86.375.154,99 TL tespit edildiği, borca batık olmadığı, şirket kayıtlarında bulunan gayrimenkullerin 28.01.2021 güncel değerine göre (+)14.630.000 TL değer artışı olduğu, markaların toplam değerinin 1.204.218,96 TL olduğu, konkordatoya tabi borç tutarının 141.161.919,36 TL olduğu, konkordatoya tabi olmayan borç tutarının 32.021.107,09 TL olduğu, katılımcıların oylarına sunulan borç nisap tutarının 141.161.919,36 TL olduğu, rehinle teminat altına alınan borçlar toplamının 51.964.892,23 TL olduğu, alacaklılarla görüşmelerde bir anlaşmaya varılamadığı, … Şirketinin 30.04.2021 tarihli rayiç değer bilançosunda özkaynaklarının (+)119.509.894,68 TL olduğu, öngörülen karlılığın ve net satışlarının 30.04.2021 itibarı ile konkordato projesinde hedeflenen satış hasılatının altında kaldığı, ilerleyen dönemlerde hedeflediği karlılığın sürdürülmesi ile brüt satış karlılığını ve dönem karlılığını elde edeceğinin düşünüldüğü, 07.06.2021 tarihinde alacaklılar toplantısı gerçekleştirdiği, toplantıya katılan 10 alacaklıdan 2 alacaklının kabul oyu, 6 alacaklının red oyu ve toplantıya katılan 2 alacaklının ise oy hakkını iltihak süresinde kullanmak istediğinin görüldüğü, … Şirketinin alacaklı sayısının 45, konkordatoya tabi olan toplam alacak miktarının 141.161.919,36 TL olduğu, iltihak süresi içinde 30 alacaklının kabul oyu kullandığı, borçlu şirket için grup şirketleri olan … ve … Şirketinin alacaklarına karşılık da oy kullandığı, alacaklıların kullandığı kabul oyunun 106.836.598,42 TL olduğu, kabul oyu içerisinde grup şirketlerinin oy miktarının 65.642.523,13 TL olduğu, bu oy miktarı gözardı edildiğinde kabul oyunun 41.194.075,29 TL olacağı ve oy adedi 30 olacağı ve bu şartlar dahilinde de %55 oranında ki oy oranıylada ve oy sayısında yeterli çoğunluğun sağlanmış olduğu, 45 alacaklının toplam alacak miktarının 141.161.919,36 TL olduğu, sonuç olarak, … Şirketinin İİK ve yönetmeliğe uygun olarak konkordato projesinin İİK 302. maddesi gereğince gerekli olan nisap ve çoğunluk ile kabul edilmiş olduğu, ayrıca grup şirketlerin nisap ve çoğunluktan düşülmesi halinde dahi konkordato projesinin İİK 302. maddesi gereğince gerekli olan nisap ve çoğunluk İle kabul edilmiş olduğu, … Şirketinin İİK 308/ h kapsamında rehinli alacaklılarla anlaşma sağlanamadığı, … ve … Şirmetleri yönünden İİK 302. madde gereğince nisap ve çoğunluk sağlanamadığı, konkordato projesinin tasdik koşulunun sağlanamadığı, borçlu gerçek kişilerin borçlarının kefalet borcu niteliğine sahip olması ve projeye ilişkin oylama nisabı ve çoğunluğunun sağlanaması nedeniyle projenin red edilmiş olduğu, borçlu şirketlerin borca batık durumda olmadığı, … Şirketinin 320.437,56 TL tasdik harcı ödemesi gerektiği, teminat gösterilmesini gerektirir borç / alacak ilişkisinin olmadığı belirtilmiştir. 27.08.2021 tarihli bilirkişi heyet raporunda, komiser heyetinin geçici mühletin verildiği 01.07.2019 tarihinden bu yana yaklaşık 2 yıl 2 ay olduğu, 25.05.2021 tarihli konkordato revize ön projesinde konkordatonun tasdikine karar verilmesi halinde İİK 307. maddesi gereğince rehinli malların muhafazasının ve satışının 1 yıl süre ile ertelenmesinin talep edildiği, konkordato komiser heyeti tarafından düzenlenen raporda İİK 307. madde gereğince değerlendirme yapılmadığı, … Şirketinin 25.05.2021 tarihli konkordato revize ön projesinde proforma nakit akış tablosu ve proforma gelir tablosu bulunmadığından ve şirketin borç ödeme kaynakları rakamlarla ortaya konulmadığından, başarıya ulaşma ihtimali bulunup bulunmadığı hakkında değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı, komiser heyetinin gerekçeli raporunun 22. sayfasında, konkordatonun başarıya ulaşabileceğinin belirtildiği, komiser heyeti 2 yıl 2 ay nezaret ettiğinden önemli olduğu, borçlu şirketin teklifinin alacaklıların lehine olduğunun söylenebileceği, borçlunun teklifinin kaynaklarla orantılı olup olmadığının değerlendirilirken varlıklara değil, borç ödemelerinde kullanılabilecek kaynaklara bakılması gerektiği, somut olayda borçlu şirketin tüm aktiflerinin borç ödemede kullanabilecekmiş gibi şirketin tüm aktiflerinin rayiç değerinin gözönünde bulundurarak değerlendirme yapıldığı, halbuki şirketin tüm aktifini paraya çevirerek bunları borç ödemesinde kullanmasının mümkün olmadığı, neticede şirketin faaliyetlerine devam edebilmesi için bazı demirbaş, makina, taşıt ve stokların ( asgari de olsa) şirketin elinde kalmasının elzem olduğu, kanunda, teklifin borçlunun kaynaklarıyla orantılı olması şartına yer vermesinin sebebinin, borçlunun daha kısa sürede ve/ veya daha fazla tutarda ödeme imkanı bulunmasına rağmen bundan kaçınmasının önüne geçmek olduğu, orantılılık şartı bağlamında değerlendirme yapabilmek için, satışı halinde borçlu şirketin faaliyetlerinin etkilenmeyeceği malların listesini hazırlayarak bu satışlardan elde edilecek kaynakları, alacakların tahsili suretiyle sağlanabilecek kaynakları, ödemelerin tamamlanacağı tarihe kadar geçecek süreçte faaliyetlerden elde edebilecek net kar tutarını belirlemesi ve buna göre borçlunun konkordatoya tabi alacaklılara faiz yahut borçlarını teklif edilenden daha kısa bir sürede ödeyebilmesinin mümkün olup olmadığının değerlendirilmesi gerektiği, borçlu şirketin nihai projede alacaklılara alacaklarının, tasdik kararının kesinleşmesinden itibaren 2 yıl ödemesiz olmak üzere toplam 7 yılda ödenmesini teklif ettiği, tasdik kararının kesinleşmesininin 2 yılı bulabileceği, bu nedenle bu 2 yıllık ödemesiz dönemin tasdik kararının kesinleşmesi ile birlikte başladığı takdirde borçlu şirkete geçici mühletin verildiği tarihten itibaren 2 yıl 2 ay nazara alındığında adi alacaklıların yaklaşık 6 yıl boyunca hiçbir tahsilat yapamamış olacakları bu teklifin hakkaniyete uygun olmadığı, İİK 305. maddesinin son fıkrasında ki mahkemenin konkordato projesini yetersiz görürse kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir hükmünü işleyebileceği, borçlu şirket için teminat gösterilmesi gereken herhangi bir borcunun bulunmadığı, İİK 307. f.1 hükmü çerçevesinde rehinli malların muhafazasının ve satışının 1 yıl süre ile ertelenmesine karar verilebilmesi için rehinli alacaklıların konkordatonun tasdikine İlişkin duruşmadan önce yazılı görüşlerini sunmaya davet edilmeleri ve ayrıca tasdik duruşmasına çağrılmalarının gerektiği belirtilmiştir. 06.09.2021 tarihli konkordato komiser heyeti ek raporda, sonuç olarak, borçlu … Şirketinin nakte çevrilebilir net aktif değeri olan 222.603.883,76 TL ‘nin konkordato kapsamında ki borçlarını karşılamaya yeterli olduğu, teklifin kaynakları İle orantılı olduğu, proje ödeme planının süresinin uzun olduğu görüşünün heyetçede aynı mihvalda değerlendirildiği, ödemesiz dönem olmadan toplam 5 yıl vadede ödeyebileceği kanaati İle sürenin kısaltılması ve/ veya ödeme başlangıcının tasdik kararı tarihine çekilmesinin mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir. Mahkeme tarafından, bilirkişi rapor ve konkordato komiser rapor İle ek raporuna göre, İİK 305/ son fıkrası gereğince konkordato projesindeki ödeme planı, rapor ve konkordato komiser ek raporuda dikkate alınarak, kendiliğinden ödeme takvimi revize edilerek borçlu şirketlerden … Şirketi yönünden hüküm tesis edilmiştir. Alacaklı … Bankası A.Ş tarafından, borçlu … Şirketinin dosyası için alacaklılar kuruluna sunulan dilekçe ve ekleri ile alacaklarının banka İle borçlu şirket arasında imzalanan genel kredi sözleşmesi kapsamında toplam 6.287.550,44 TL olduğu belirtilerek gereği talep edilmiştir. Dilekçe ekinde genel kredi sözleşmesi mevcuttur. Müşterisi … Şirketi olan 17.10.2016 tarihli kredi sözleşmesinde grup şirketleri … ve … Ltd.Şti müteselsil kefil olarak yer almaktadır. Alacaklı … Bankası A.Ş tarafından konkordato komiserliğine yapılan alacak bildiriminde, borçlu … Şirketine, …, … şirketi ve gerçek kişilerin müştereken ve müteselsilen kefaletleriyle kullandırılan toplam 14.210.105,73 TL alacaklarının bulunduğu beyan edilmiştir. Alacaklı … A.Ş şirketi tarafından, … Ltd.Şti ile ilgili konkordato komiserlerine bildirilen alacaklarına dair dilekçelerinde … şirketi ile 21.12.2016 tarihli 15.000.000,00 TL bedelli genel kredi sözleşmesi ile adı geçen şirkete kredi kullandırıldığı, … şirketi ve … şirketi ile gerçek kişi borçluların müteselsil kefalet ilişkileri olduğunu belirterek alacağın kabulünü talep etmiştir.Alacaklı … Bankası A.Ş vekilinin konkordato komiserliğine ibraz etmiş olduğu 19.12.201 9 havale tarihli dilekçelerinde, müvekkili banka ile borçlu şirketlerin akdettikleri genel kredi sözleşmeleri kapsamında müşterek borçlu ve müteselsil kefil olarak borç altına girdiklerini belirterek alacaklarının kaydedilmesini talep etmiştir. Alacaklı … Bankası tarafından 18/12/2019 tarihli alacaklılar kuruluna sunulan dilekçe ile 692.979,01 TL alacaklarının kaydını talep etmiştir. Alacağa esas olan 17.10.2016 tarihli genel kredi sözleşmesinde, müşterinin … şirketi, … Şirketinin ve … şirketlerinin ise müteselsil kefil oldukları tespit edilmiştir. Borçlu şirketlerin alacaklı bankalardan kullanmış oldukları genel kredi sözleşmelerinde müşteri veya müteselsil kefil olarak yer aldıkları anlaşılmaktadır. Borçlular tarafından aksi iddia edilmemiştir. Alacaklılar toplantısında yalnızca asıl borç miktarına yer verilerek nisapta o miktar üzerinden hesaplama yapılmıştır. Yukarıda ayrıntılı olarak yer verildiği üzere, konkordato komiserlerine ait 24.12.2020 tarihli çekişmeli alacaklara dair raporda asıl borçludan alacak talebinde bulunulduğu feri borçludan talepte bulunulamayacağı veya mükerrer tahsilat olacağı gerekçeleri ile nisapta dikkate alınmamasına karar verildiği veya bankaların tasdik kararı verilen … Şirketinin müşterek ve müteselsil kefaletle borçlu olduğunu ve talepte bulundukları alacak talepleri ile ilgili herhangi bir karar oluşturulmadığı anlaşılmıştır. İstinaf eden alacaklılardan, … A.Ş, … Bankası A.Ş, … A.Ş vekilleri tarafından, asıl borçlular haricinde, kefil olan borçlularında aynı zamanda alacak hesaplarında nisapta dikkate alınması gerektiğini iddia etmişlerdir. Mahkemenin, borçluların, müşterek ve müteselsil kefaletten kaynaklanan borçlarının nisapta neden yer almayacağına dair gerekçesinde isabet görülmemiştir. Şöyle ki, 6098 sayılı TBK m 581. maddede kefalet sözleşmesi düzenlenmiştir. Maddede, kefalet Sözleşmesi, kefilin alacaklıya karşı, borçlunun borcunu ifa etmemesinin sonuçlarından kişisel olarak sorumlu olmayı üstlendiği sözleşme olarak tanımlanmıştır. 585. maddede adi kefalet düzenlenmiş, adi kefalette alacaklının borçluya başvurmadıkça kefili takip edemeyeceği ancak, istinai haller arasında, borçlu aleyhine yapılan takibin sonucunda kesin haciz belgesi alınması, borçlu aleyhine Türkiye’de takibin imkansız hale gelmesi veya önemli ölçüde güçleşmesi, borçlunun iflasına karar verilmesi ve borçluya konkordato mehli verilmiş olması sayılmıştır. Aynı yasanın 586.maddesinde ise iş bu yargılamada değerlendirilmesi gereken müteselsilen kefalete yer verilmiştir. TBK 586/1. fıkrada “ Kefil, müteselsil kefil sıfatıyla veya bu anlama gelen herhangi bir yükümlülük altına girmeyi kabul etmişse alacaklı, borçluyu takip etmeden veya taşınmaz rehnini paraya çevirmeden kefili takip edebilir. Ancak, bunun için borçlunun, ifada gecikmesi ve ihtarın sonuçsuz kalması veya açıkça ödeme güçlüğü içinde olması gerekir “, 2.fıkrada, alacağın teslime bağlı taşınır rehni veya alacak rehni ile güvence altına alınmışsa, rehnin paraya çevrilmesinden önce kefile başvurulamayacağı, ancak alacağın rehnin paraya çevrilmesi yoluyla karşılanamayacağının önceden hakim tarafından belirlenmesi veya borçlunun İflas etmesi ya da konkordato mehli verilmesi halinde rehnin paraya çevrilmesinden önce de kefile başvurulabileceği belirtilmiştir. 590. maddede ise, kefilin takibi başlığı ile borçlunun iflası sebebiyle asıl borç daha önce muaccel olsa bile belirlenen vadeden önce kefile karşı takibat yapılamayacağı, 2. fıkrada, bütün kefalet türlerinde kefilin aynı güvence karşılığında hakimden mevcut rehinler paraya çevrilinceye veya borçlu aleyhine yapılan takip sonucunda kesin aciz belgesi alınıncaya veya konkordato kararına kadar kendisine karşı yöneltilen takibin durdurulmasına karar verilmesini isteyebileceği belirtilmiştir. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 202. maddesinde “ Müflisin kefil olduğu borçlar” başlığı ile müflisin kefil olduğu borçların vadeleri gelmese bile masaya zimmet olarak kaydolunacağı, 203. maddesinin başlığı ise “ Müşterek borçluların bir zamanda iflası” dır.203/1. fıkrasında, bir borcu birlikte taahhüt edenlerin İflas muamelelerinin bir zamana tasadüf ederse alacaklının alacağının tamamını müflislerin her birinin masasından isteyebileceği belirtilmiştir. 6098 sayılı TBK 594. maddesi başlığı ise Bildirim, iflasta ve konkordatoda kayıt” dır. 594/2. fıkrada “ Asıl borçlunun iflasına karar verilmiş veya borçlu konkordato istemişse, alacaklı, alacağını kaydettirmek ve haklarının korunması için gerekeni yapmak zorundadır. Alacaklının, borçlunun İflas ettiğini veya borçluya konkordato mehil verildiğini öğrendiği anda durumu kefile bildirmesi gerekir”. 3. fıkrada ise, alacaklının yukarıdaki fıkralarda öngörülen gereklerden birini yerine getirmezse, bundan dolayı kefilin uğradığı zarar miktarınca ona karşı haklarını kaybedeceği belirtilmiştir. Somut yargılamada, hem asıl borçlu şirket/ şirketlerin hemde müteselsilen kefil olan şirket/ şirketlerin konkordato talep ettikleri çekişmesizdir. Bu durumda, yasal düzenlemeler dikkate alınarak, müştereken ve müteselsilen kefalet ilişkisinden kaynaklanan sorumlulukları nedeniyle alacaklı bankaların buna dayanan alacak istemlerinin kabul edilen miktarlarının borçlu şirketlerin borçları arasında yer alacağı (adi alacak olması halinde) ve nisapta temsil edilmesi gerektiği dikkate alınarak hesaplama yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yasada yer almayan mükerrer tahsilat gerekçesi ile buna ilişkin talebin reddi isabetli olmamıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 305. madde başlığı “ Konkordatonun tasdiki Şartları “ dır. Madde 305-(Değişik :28/2/2018-7101/33 md): “ 302’nci madde uyarınca yapılan toplantıda ve iltihak süresi içinde verilen oylarla kabul edilen konkordato projesinin tasdiki aşağıdaki şartların gerçekleşmesine bağlıdır: a) Adi konkordatoda teklif edilen tutarın, borçlunun iflası halinde alacaklıların eline geçebilecek muhtemel miktardan fazla olacağının anlaşılması ; malvarlığının terki suretiyle konkordatoda paraya çevirme halinde elde edilen hasılat veya üçüncü kişi tarafından teklif edilen tutarın İflas yoluyla tasfiye halinde elde edilebilecek bedelden fazla olacağının anlaşılması. b) Teklif edilen tutarın borçlunun kaynakları İle orantılı olması ( bu kapsamda mahkeme, borçlunun beklenen haklarının dikkate alınıp alınmayacağını ve alınacaksa ne oranda dikkate alınacağını da takdir eder ). c) Konkordato projesinin 302’inci maddede öngörülen çoğunlukla kabul edilmiş bulunması. d) 206’ncı maddenin birinci sırasındaki imtiyazlı alacaklarının tam olarak ödenmesinin ve mühlet içinde komiserin izniyle akdedilmiş borçların ifasının, alacaklı bundan açıkça vazgeçmedikçe yeterli teminata bağlanmış olması (302’nci maddenin altıncı fıkrası kıyasen uygulanır ). e) Konkordatonun tasdikinin gerektirdiği yargılama giderleri ile konkordatonun tasdiki durumunda alacaklılara ödenmesi kararlaştırılan para üzerinden alınması gereken harcın, tasdik kararından önce, borçlu tarafından mahkeme veznesine depo edilmiş olması. Mahkeme konkordato projesini yetersiz bulursa kendiliğinden veya talep üzerine gerekli gördüğü düzeltmenin yapılmasını isteyebilir “dir. Somut yargılamada yukarıda yer verildiği üzere tasdik kararı verilen borçlu şirket … Şirketi yönünden, öncelikle müştereken ve müteselsilen sorumluluğu olduğu genel kredi borçlarının hesapta dikkate alınmaması nedeniyle gerekli olan nisabın sağlanmış olduğuna dair kabulden bu aşamada söz edilemeyecektir. Kabule göre ise mahkeme tarafından, borçlu şirketin ödeme planına dair vadelerin ve sürelerin İİK 305/ son fıkrası gereğince alacaklılar lehine revize edildiği anlaşılmaktadır. İİK 305. maddedeki konkordato koşullarının bir arada bulunması halinde mahkeme konkordatoyu tasdik edecektir. Mahkemenin bu aşamada geniş bir takdir yetkisi bulunmaktadır. Tasdik yargılamasında re’sen araştırma ilkesi geçerlidir. Tasdik yargılaması esnasında konkordatonun feshi ( m.308/f) sebeplerden biri gündeme gelmişse mahkeme tasdik talebini reddecektir. Konkordatonun feshi sebebi ilgililerden birisi tarafından ileri sürülebileceği gibi mahkemece sebebin varlığı resen dikkate alınabilir. Tasdik yargılamasında mahkeme, komiserin raporunu, alacaklılar toplantısı kararlarını ve alacaklıların yaptığı itirazları değerlendirmeye tabi tutarak karar verecektir. Bu değerlendirme sonucunda mahkeme borçlunun teklifinin yetersiz olduğu kanaatine varırsa teklifin artırılmasını borçludan isteyebilecektir (m.305,f.2). Bu aşamada mahkeme takdir yetkisini kullanacaktır. Gerekli düzeltmeyi yaparak konkordatonun hakkaniyete uygun ve özellikle konkordatoyu kabul etmeyen akacaklılar da dahil tüm alacaklılar için adil hale gelmesini sağlayabilir. Mahkemenin bu kapsamda yapacağı müdahalenin kapsamına, borçlu tarafından konkordato projesinde belirtilen uzun vadelerin kısaltılması da girmelidir. Böylelikle, mahkeme, konkordatoyu kabul etmeyen alacaklılar bakımından kullanılamaz derecedeki uzun vadelere engel olabilecektir. Ancak, bu konuda gerekli görülen düzeltmelerin yapılması için borçlu şirketin iktisadi durumu dikkate alınmalıdır. Aksi halde infazı imkansız vadeler konkordatonun feshi sonucunu getirebilecektir. Mahkemece buna dair rapor alınmaksızın karar verilmiş olması isabetli olmamıştır. Şöyle ki borçlu şirketin iktisadi yapısı gereğince infazı mümkün olmayacak ve fesih sonucuna götürecek vade / ödeme takviminin konkordatonun amacına uygun düştüğünden söz etmek mümkün olmayacaktır. İtiraz eden alacaklı vekilleri tarafından, borçlu şirket tarafından reddilen alacak miktarının haksız olduğu, çekişmeli alacak incelemesinin yeterli olmadığı iddia edilmişse de borçlu, bildirilen alacağı reddedebilir, bu takdirde reddedilen alacak çekişmeli ( nizalı ) alacak haline gelir ve bu alacağın konkordato çoğunluğunun hesaplamasında dikkate alınıp alınmayacağına, dikkate alınacaksa ne oranda dikkate alınacağına basit inceleme neticesinde mahkeme karar verir ( m.302.f.6).Söz konusu fıkrada, çekişmeli veya geciktirici koşula bağlı yahut belirli olmayan bir vadeye tabi alacakların hesaba katılıp katılmamasına ve ne oranda katılacağına mahkemenin karar vereceği, şu kadar ki bu iddialar hakkında ileride verilecek hükümlerin saklı olduğuna yer verilmiştir. Şu halde, alacak miktarının eksik ve /veya yanlış hesaplandığı iddialarının iş bu yargılamada alacak iddiasının ayrıntılı şekilde incelenmesi, talebin niteliği ve konkordato süreleri dikkate alındığında çok zor veya imkansız olabileceği gibi yasanın 302.f.6 bendi kapsamında ise hukuki yararı dahi tartışmalı olacaktır. Bu nedenle buna dair istinaf nedenlerinin kabule göre yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 302. maddesinde “ Alacaklılar toplantısı ve projenin kabulü için gerekli çoğunluk “ düzenlenmiştir.Maddede, oylamada sadece konkordato projesinden etkilenen alacaklıların oy kullanabileceği ( İİK m.302.,f. 4, c.1), 206.maddenin birinci sırasında yazılı imtiyazlı alacakların alacaklıları ve borçlunun eşi, anası, babası ve çocuğu, alacak ve alacaklı çoğunluğunun hesabında dikkate alınamayacağı belirtilmiştir. Yasanın düzenlemesi tahdidi olup yorum yoluyla genişletilemeyeceği kabul edilmektedir. Somut yargılamada, borçlu şirketin alacaklılarından yine diğer borçlu şirketler … Ltd.Şti ve … Ltd.Şti ‘dir. Toplantıya katılarak oylamada kabul oyu kullanmışlardır. Bu duruma konkordato komiser heyet raporunda ayrıntılı olarak yer verilmiş ve oylamaya katılmamaları halinde dahi nisabın sağlanacağı beyan edilmiştir. Grup şirketlerin alacaklarından dolayı oylamaya katılmalarında usul ve yasaya aykırı bir husus yoktur. Ne var ki grup şirketlerin alacaklarının dayanakları dosyadan anlaşılamamaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 292. maddesinde “ Kesin mühlet içinde konkordato talebinin reddi ile iflasın açılması “ başlığı ile 292/1-c bendinde, borçlunun alacaklıları zarara uğratma amacıyla hareket ettiği anlaşılırsa düzenlemesine yer verilmiştir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 382. maddesinde yer alan çekişmesiz yargı işleri arasında, konkordato mühleti verilmesi, komiserin atanması, konkordatonun tasdikide yer almaktadır. Aynı yasanın 385/2. fıkrasında, çekişmesiz yargı işlerinde aksine bir hüküm bulunmadıkça resen araştırma ilkesinin geçerli olacağı belirtilmiştir. Şu halde mahkeme tarafından oylamada oy kullanmasında yasal bir engel olmamakta birlikte, grup şirketlerin veya şirket hissedarların alacakları için oy kullandıkları durumunda, bu durumun alacaklıları zarara uğratma amacıyla yapılıp yapılmadığı hususu üzerinde durularak bir karar verilmesi gerekirken bu konunun tartışma yapılmamış olması isabetli olmamıştır. Her ne kadar somut yargılamada grup şirketlerin oylamaya katılmamalarının sonuca etkili olmayacağı komiser raporlarında açıklanmış ise de bu durum alacaklılardan … Bankası A.Ş vekili tarafından istinaf konusu yapılmış olduğundan ve resen inceleme kuralı gereğince açıklanmasına gerek görülmüştür. Açıklanan nedenlerle ve özellikle, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun ilgili hükümleri, 6098 sayılı TBK hükümleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun ilgili hükümleri çerçevesinde, hakkında tasdik kararı verilen borçlu şirket tarafından, diğer borçlu şirketler ile itiraz eden alacaklı bankalar arasında gerçekleştirilen kredi sözleşmeleri kapsamında, kredi sözleşmelerinde müştereken ve müteselsilen sorumluluğu olan kefaletleri nedeniyle asıl borçlu şirketle birlikte sorumlu olacağı ve kefaletten kaynaklanan ve konkordatoya tabi olan alacaktan dolayı alacaklıların ve alacak miktarlarının nisaba dahil olacağı dikkate alınarak, bu konuda bilirkişi raporu alınmak suretiyle tasdik kararı verilen borçlu … Şirketi yönünden gerekli nisap oranının sağlanıp sağlanmadığının tespiti ve uygun sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ve yasanın hatalı yorumu ile hüküm tesisi isabetli olmamıştır. Bu nedenle, itiraz eden alacaklı vekillerinin istinaf başvurusunun kabulüne dair takdiren aşağıdaki gibi hüküm tesis edilmiştir. Borçluların tüm ve itiraz eden alacaklıların diğer istinaf nedenlerinin şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun ise süresinde yapılmamış olması nedeniyle reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1- Konkordato talep eden borçlular vekilinin tüm ve itiraz eden alacaklıların diğer istinaf nedenlerinin hükmün kaldırılma sebepleri nedeniyle şimdilik incelenmesine YER OLMADIĞINA, 2- İtiraz eden alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığının istinaf başvurusunun, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/a maddesi gereğince tasdik kararının İlan tarihinden itibaren 10 gün içinde istinaf yoluna başvurulmamış olması nedeniyle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 352/1- c bendi gereğince REDDİNE, 3- İtiraz eden alacaklılar, … A.Ş vekili, … Bankası A.Ş vekili, … Bankası A.Ş vekili, … Bankası A.Ş vekili, … Bankası A.Ş vekili, … A.Ş vekilinin istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE, 4-Bakırköy 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2019/462 Esas, 2021/795 Karar ve 09.09.2021 tarihli kararının KALDIRILMASINA, 5- Dosyanın Dairemiz kararına uygun şekilde yeniden bir karar verilmek üzere mahal mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 6- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harçtan peşin olarak karşılanan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın istinaf kanun yoluna başvuran Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı haricindeki diğer başvuran alacaklı eksik yatıranlardan tahsili HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 7- Alacaklı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı harçtan muaf olduğundan harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 8- İstinaf kanun yoluna başvuranların yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin talebin niteliği gereğince kendi üzerlerinde BIRAKILMASINA, 9- Talebin niteliği ve duruşma yapılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine YER OLMADIĞINA, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1-a/6. fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.12/05/2022