Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2004 E. 2023/159 K. 09.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2004 Esas
KARAR NO: 2023/159
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 06/10/2022
NUMARASI: 2018/988 Esas, 2022/962 Karar
ASIL DAVA : İFLAS (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
BİRLEŞEN DAVA: İFLAS (Doğrudan Alacaklı Tarafından Talep Edilen İflas (İİK 177))
KARAR TARİHİ: 09/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; Müvekkili şirketin … A.Ş. çatısında … ve … markaları altında kurulu ve sermayesinin tamamı …’e ait olan bir şirket olduğunu, aynı grup içerisinde yer alan ve özelleştirme ile satın alınan Kangal Termik Santral ve Soma Termik Santrallerinden elde edilen elektriğin Türkiye genelinde satışını yaptığını, bu kapsamda davalı … A.Ş. ile 24/11/2015 tarihinde “Elektrik Alım-Satım Anlaşması ” başlıklı protokol imzalandığını, bu satım işi her ne kadar ana sözleşmeye göre başlamış ise de her ay alınacak elektriğin miktarı ve ücreti konusunda mail yolu ile mutabakata varıldığını ve bu mutabakata göre satım işlemi gerçekleştirildiğini, ödemeler ve faturalar konusunda taraflar arasında bir ihtilaf bulunmadığını, ödemelerin tamamının banka üzerinden yapıldığını ve faturaların e- fatura olarak tanzim edildiğini, bu nedenle fatura içeriklerine itirazın mümkün olmadığını, davalı …’nin ancak yaptığı ödemeleri belgelendirmek durumunda olduğunu, müvekkilinden aldığı elektriği kendi bulduğu serbest tüketicilere ve grup şirketlerine satan … firmasının serbest tüketicilerden yaptığı tahsilatları müvekkili şirkete aktarmadığı için aleyhine Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, takibe borçlu şirket tarafından itiraz edildiğini ve itirazın Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/76 Esas 2017/1062 Karar sayılı kararı ile kaldırıldığını, borçlu şirket aleyhine devam eden süreçten doğan alacaklar için de Konya … İcra Müdürlüğü’nün … Esas sayılı dosyası ile takip yapıldığını, borçlu şirketin bu takibe itiraz etmediğini ve takibin kesinleştiğini, diğer icra dosyası üzerinde ihtiyati haciz kararı bulunması nedeni ile hem o dosyadan ve hem de işbu icra dosyasından geçen süre içerisinde borçlunun malvarlığının araştırıldığını, bilinen adresine hacze gidildiğini, tüm bankalara haciz ihbarnamesi gönderildiğini, tapu, trafik, sgk ve vergi dairesi kayıtlarının araştırıldığını ancak hacze kabil bir malının bulunamadığını, borçlu şirket ortaklarının tekstil ve enerji alanında 19 şirkete sahip olduğunu, şirket ortaklarının tüm faaliyetleri tek bir şirket ile yapabilecek iken her bir iş ile ilgili farklı bir şirket kurarak bu şirketin borç ve alacağını diğer şirketlerin sorumluluğundan kurtarmaya çalıştıklarını, tüm bu şirket ortaklarının tüzel kişilik perdesini kullanarak alacaklılarının alacaklarının tahsiline engel olmak niyeti ile hareket ettiklerini, neticeten davalı şirketlerin ve şahısların tüm malvarlıkları üzerine iflas muhafaza tedbiri şerhi konulmasına, UYAP üzerinden araştırma yapılarak davalıların alacaklı oldukları tüm dosyaların borçlularına tebligat çıkartılarak ödemelerin davalı şirketlere ve şahıslara yapılmamasına, davalı şirketlere ait tüm ruhsatlara iflas muhafaza tedbiri kararının uygulanmasına, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna yazı yazılarak tasfiye halinde olan şirketlerin tasfiye bakiyelerine tedbir konulmasına, davalı … firmasının doğrudan iflasına, takibe yapılan itirazın kaldırılarak iflasına, aktif ve pasifinin tespit edilerek kalan tüm malvarlığının satılarak alacakları oranında ödenmek suretiyle tasfiye edilmesine, davalıların müvekkil açısından her birinin tüm malvarlıkları ile birlikte sorumlu tutulmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; Öncelikle açılan davada her ne kadar davalı olarak … Enerji gösterilmiş ise de dava sonucunda diğer tüzel kişilerin iflas kapsamında olduğunu, … A.Ş. ve … Tic. A.Ş. ile ilgili olarak; bu şirketlerin davalı … ile bir ilgisinin olmadığını, bu şirketlerin davalı şirket ortakları ile bir ilgisinin de söz konusu olmadığını, bu şirketler yönünden vekilliğin de söz konusu olmadığını, … Danışmanlık ile ilgili olarak; dava dilekçesinde belirtildiği üzere adi ortaklık söz konusu olmadığını, bu şirket yönünden de vekilliğin söz konusu olmadığını,.. İle ilgili olarak; davalı şirketin ortaklık yapısı içinde bu şekilde bir şirketin söz konusu olmadığını, önceki dilekçelerden kopyala yapıştır yapılarak hatalı olarak yazıldığını, … Tekstil ile ilgili olarak; söz konusu şirket adresinin Şişli-İstanbul olduğunu, bu nedenle yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, … Enerji ve … Enerjisi ile ilgili olarak; davalı … ile söz konusu şirketlerin ortaklarının aynı açılan davada tüzel kişilik perdesinin kaldırılması koşullarının varlığı için yeterli olmadığını, …, … Enerji, … Enerjisi, … Enerji, … Enerji, … Enerji ile ilgili olarak; söz konusu şirketlerin yatırım yapması mümkün olmadığı için tasfiye haline girdiklerini, … Enerji ile ilgili olarak; işbu şirketin sermayesinin 50.000,00 TL olup tamamının ödendiğini, herhangi bir yatırımı ve malvarlığının söz konusu olmadığını, … Enerji ve … Enerji ile ilgili olarak; söz konusu şirketlerin rehinli olduğunu, yurtdışında bulunan bir şirkete rehin edildiklerini, bu şirketler yönünden açılan davanın bu şirkete ihbarının gerekeceğini, … Enerji ile ilgili olarak; bu şirketin yatırımının … Bankası tarafından karşılanmış olması nedeniyle şirket hisselerinin ve şirketin yatırımına ait yatırım alacaklarının tamamının rehin edildiğini, … Enerjisi ile ilgili olarak; bu şirketin ticaret sicil kaydının kapatıldığını, davacı tarafından müvekkili şirket aleyhine yapılan Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına yapılan itirazın geri alındığını, itirazın iptali davası aşamasında İcra Müdürlüğüne başvuru yapılarak itirazın geri aldığını, haciz konulan 3. kişilerdeki alacakların da alacaklıya ödenmesi yönünde beyanda bulunulduğunu, davalı şirketin sadece ayni ortaklık yapısı olan … A.Ş.’ye enerji satışı yaptığını, diğer şirketlere herhangi bir satışının söz konusu olmadığını, bu satışın söz konusu borcun oranının hileli bir satışın varlığı için söz konusu olamayacağını, davalının sadece davacıdan enerji alımı yapmadığını, ayrıca davalı şirketin davacı adına bir satış yapmadığını, satışları kendi adına yaptığını, bu nedenle satış bedelinden tahsil edilen alacağı davacıya aktarmasına gerek olmadığını, davalı şirketin ekonomik anlamda zor durumda kalmasının başlıca sorumlusunun davacı olduğunu, davalı şirketin sıkıntılar baş gösterdiğinde davalı şirket ortakları tarafından yeni bir şirket kurulmadığını, davalı şirket ortaklarının mal kaçırma gibi bir düşünceleri olamayacağını, şirket kayıtlarında davalı şirketin şirket ortaklarına borçlu olduğunu, şirket kayıtlarında davalı …’ın 121.712,07 TL, davalı… ın 134.604,83 TL …’ın 330.120,88 TL, … Enerji San. A.Ş.’nin ise 5.136.579,17 TL alacaklı olduğunu belirterek neticeten davanın usul ve esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
MAHKEMENİN 2018/1132 ESAS SAYILI DOSYASI; Davacı vekili dava dilekçesinde; Borçlu şirketlerin ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi ve/veya temsilcisinin kardeş ve aynı kişiler olup tekstil ve enerji alanında faaliyet yürüten davalı şirketleri olduğunu, davalı şirketlerin ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi ve/veya temsilcilerinin tüm bu faaliyetleri tek bir şirket ile yapabilecek iken her bir iş ile ilgili farklı bir şirket kurarak bu şirketin borç ve alacağını diğer şirketlerin sorumluluğundan kurtarmaya çalıştıklarını, tüm bu şirketler arasında Yargıtay içtihatları ve doktrinde belirtildiği şekilde tam bir irtibat ve organik bağ bulunmakta ve belirlenen kriterlerin tamamının bu şirketler için aynen var olduğunu, yapılacak yargılamalar sırasında şirketlerin para hareketleri, çektikleri kredilere olan kefaletleri, enerji ruhsatlarındaki kefaletleri ve devirleri, muhasebe hareketleri, tanık beyanları vs. ile bu durumun açıkça ortaya konulacağını, tüm davalı şirketler ve ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi ve/veya temsilcileri olan davalıların tüzel kişilik perdesini kullanarak alacaklılarının alacaklarını tahsiline engel olmak niyeti ile hareket ettiklerinden kötüniyetli sayılmaları gerektiğini, bu şirketlerden … San. ve Tic. A.Ş.’nin, … şirketinden alacağı varmış gibi icra takibi başlattığını ve … şirketinin alacaklarına haciz koyarak tahsilatını yaptığını, üstelik bu tahsilatları iflasın istendiği sırada dahi devam ettirdiğini belirterek ilk inceleme tensibi ile işbu davanın öncelikle Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/988 esas sayılı dosyası üzerinden derdest olan doğrudan iflas veya olmadığı taktirde itirazın kaldırılarak iflas ve tüzel kişilik perdesinin çapraz kaldırılması dava dosyası ile birleştirilmesine ve aynı tensip ile yasa gereği zorunlu olan veya mahkemece uygun görülecek tüm iflas muhafaza tedbirlerinin alınmasına, … şirketinin tüm malvarlıkları hakkında İflas Muhafaza Tedbiri uygulanmasına, tüm kayıtlar üzerine İflas Muhafaza Tedbiri şerhi konulmasına, tüzel kişilik perdesinin çapraz kaldırılması istenen diğer tüm davalı şirketlerin tüm malvarlıkları hakkında İflas Muhafaza Tedbiri uygulanmasına, tüm kayıtlar üzerine İflas Muhafaza Tedbiri şerhi konulmasına, iflası istenen … şirketi ile tüzel kişilik perdesinin çapraz kaldırılması istenen davalı şirketlerin ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi ve/veya temsilcisi olan davalılar …, … ve … ‘ın kendileri 1. ve 2. derece kan ve sıhrı hısım ve akrabaları ile eşlerinin tüm malvarlıkları hakkında İflas Muhafaza Tedbiri uygulanmasına, tüm kayıtlar üzerine İflas Muhafaza Tedbiri şerhi konulmasına, iflası istenen … şirketi ile tüzel kişilik perdesinin çapraz kaldırılması istenen davalı şirketlerin şirket ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi ve/veya temsilcisi, şirket ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi ve/veya temsilcisinın 2. derece kan ve sıhri hısımları ile eşlerinin mal varlığına ilişkin defter tutulmasına, UYAP üzerinde araştırma yapılarak tüm davalıların alacaklı oldukları tüm dava ve icra dosyaların üzerine ihtiyati tedbir kararı konulmasına, alacaklı oldukları dava ve icra dosyalarının borçlu ve davalılarına tebligat çıkartılarak ödemelerin borçlu şirket ile tüzel kişiliğinin kaldırılması istenen diğer tüm şirketlere ve ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi ve/veya temsilcilerine yapılmamasına, ödemelerin mahkeme veznesine yapılmasına, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ve tespit edilecek diğer bakanlık ve kurumlara yazı yazılarak davalı şirket ile tüzel kişiliğinin kaldırılması istenen diğer tüm şirketlerine ait tüm ruhsatlara ve kayıtlara (yenilebilir enerji, maden, elektrik üretim vs) İflas Muhafaza Tedbiri kararının uygulanmasına, İstanbul Ticaret Sicil Memurluğuna yazı yazılarak tasfiye halinde olan şirketlerin tasfiye bakiyelerine tedbir konulmasına, Mahkemece diğer uygun görülecek tüm tedbirlerin resen uygulanmasına, davalı … Şirketi ile diğer davalı şirketlerin tüzel kişilik perdesinin çapraz kaldırılarak müvekkili açısından her birinin tüm malvarlıkları ile birlikte sorumlu tutulmalarına, TTK’da öngörülen tüm tedbirlerin resen alınmasına, bu tedbirlerin iflası istenen … şirketi ile tüzel kişilik perdesinin kaldırılması istenilen şirketlerin şirket ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi ve/veya temsilcilerinin şahıslarının, tüm şirket ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi ve/veya temsilcilerinin eş ve çocukları ile 3. dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarının (1. ve 2. derece) tüm taşınır, taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları ile tasfiye bakiyeleri üzerine uygun görülecek şekilde ihtiyati tedbir (iflas muhafaza tedbiri) kararı verilmesine, varsa tüm kayıtlar üzerine şerh konulmasına, tedbir kararının teminatsız olarak verilmesine, işbu dosya üzerinden görülen davanın kesinleşmesine kadar kendiliğinden devamına, Mahkemece başkaca uygun görülecek ve yasada gösterilen tedbir kararlarının alınması (defter tutulması dahil) ve ilk inceleme tensibi ile hüküm altına alınmasına, davalı şirketler ve gerekse davalı şirket ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi ve/veya temsilcisi olan davalıların ortağı ve/veya temsilcisi olduğu davalı şirketlerin tüzel kişilik perdelerinin çapraz olarak kaldırılmasına, ilk inceleme tensibi ile birleştirme kararı verilmediği taktirde TTK’da iflas ile ilgili öngörülen tüm tedbirlerin resen alınmasına, bu tedbirlerin iflası istenen … şirketi ile diğer tüm davalı şirketlerin; şirket ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi ve/veya temsilcisinin şahıslarının, tüm şirket ortakları ve/veya yönetim kurulu üyesi ve/veya temsilcisinin eş ve çocukları ile 3. dereceye kadar kan ve sıhri hısımlarının (1. ve 2. derece dahil) tüm taşınır, taşınmaz malları ile 3. kişilerdeki hak ve alacakları üzerine tasarrufu engellemek üzere ihtiyati tedbir konulmasına, tedbir kararının teminatsız olarak verilmesine, işbu dosya üzerinden görülen davanın ve birleştirilmesi istenen Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/988 esas sayılı dosyası üzerinden yütütülmekte olan davada verilecek kararın kesinleşmesine kadar kendiliğinden devamına, Mahkemece başkaca uygun görülecek ve yasada gösterilen tedbir kararlarının resen talep olmaksızın alınmasına (defter tutulması dahil) karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince, asıl dosyada; yapılan yargılama, toplanan ve sunulan deliller, icra dosyası, bilirkişi raporu, ticaret sicil kayıtları ve tüm dosya içeriğine göre davalının itirazının kaldırılması, kesinleşen takibe ve usulüne uygun düzenlenip tebliğ edilen depo kararına rağmen davalı şirket tarafından depo emrinde belirlenen borç ödenmediğinden davalı şirketin iflâsına karar verildiği, birleşen dosyada ise; alacaklıların alacaklarını semeresiz bırakmak amacıyla dava dışı borçlu şirketin malvarlığının usulsüz işlemler ile davalı şirketlere aktarılmış olduğuna, davalı şirketlerin tüzel kişiliğinin hukuken kötüye kullanılması amacıyla kurulmuş olduğuna, yani mezkur şirketlerin kuruluşunun hile veya bir kanun veya sözleşme hükmünü yahut bir mahkeme kararını dolanmak kastı taşıdığına ilişkin somut bir delile rastlanmadığını, tam aksine, mali inceleme kısmında, … şirketine 2016 yılının ilk altı ayında 4.056.075,16 TL ve ikinci altı ayında ise 1.233.533,70 TL nakit çıkışı yapılmış olduğu, buna müteakip … şirketinden 2017 yılında 11.394.746,56 TL ödeme alındığı ve 2018 yılında (icra dosyalarından) 2.866.081,13 TL net ödeme yapılmış olduğu, … şirketinin ihtilaf konusu dönemden sonra davalı … A.Ş.’ye nakit aktarımının davalı … A.Ş. lehine olduğu, … şirketine ilk altı ayında …’den 738.625,67 TL nakit girdisi olduğu, son altı ayında …’ye 587.893,30 TL nakit çıkışı olduğu, dolayısıyla nakit aktarımının … A.Ş. lehine olduğu, … şirketine ilk altı ayında 630.556,89 TL nakit çıkış işlemi olduğu, son altı ayında … şirketinden 274.527,00 TL giriş işlemi gerçekleşmiş olduğu, yıllara sari olan borç rakamları için ise senet alınmış olduğu, … şirketi için ilk altı ayında 407.727,00 TL ve ilk altı ayında 796.526,70 TL nakit çıkışı gerçekleşmiş olduğu, 2017 yılında 319.452,48 TL nakit giriş işleminin olduğu, yıllara sari olan borç rakamları için senet alınmış olduğu, … şirketi için 2016 yılı ilk altı ayında 1.432.651,32 TL nakit çıkış işlemi olduğu, ikinci altı ayında 382.900,00 TL nakit girişin olduğu, 2017 ve 2018 yılında 48.643,89 TL nakit girişlerinin olduğu ve yıllara sari olan borç rakamları için senet alınmış olduğu tespit edildiği, davacı … A.Ş. ile davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş. arasında 24.11.2015 tarihinde “Elektrik Alım-Satım Anlaşması” başlıklı protokol imzalandığı ve bu protokol kapsamında taraflar arasındaki ticari ilişkinin 31.12.2015 tarihinde başladığı, diğer davalılar ile … A.Ş. arasındaki ticari ilişkinin 2012 yılından beri devam ettiği, bu itibarla davalılar arasındaki ticari ilişkinin davacı ile ticari ilişki başlamadan 4 yıl öncesinden beri süregeldiği, davacı ile davalı … A.Ş. arasında ticari ihtilafın başlangıcı olarak kabul edilebilecek (davacı yanca kısmen tahsil edilen fatura tarihi olan) 31.08.2016 tarihinden sonra davalı … A.Ş. ile diğer davalılar arasında nakit akışının davalı … A.Ş. lehine olduğu ve … A.Ş.’nin net aktifinde azalma oluşturacak nitelikte diğer davalı tüzel kişilere nakit aktarımının görülemediği anlaşıldığından asıl borçlu şirkettin borcundan dolayı davalıların sorumlu tutulabilmesi için gerekli şartların oluşmadığı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirir bir durum söz konusu olmadığı gerekçesiyle birleşen davanın reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Mahkemece birleşen dava yönünden verilen karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; Yargıtay Hukuk Daireleri ile Hukuk Genel Kurulu kararları ışığında birleşen davanın şartlarının oluştuğunu, şöyle ki, şirketlerin aynı hissedarlardan oluşan aile tipi şirketler olduğu, şirketlerin faaliyet konularının aynı olduğu, davalı ortakların tüm şirketlerde kurucu ortak ve yönetici olarak görev yaptığı, şirket adreslerinin aynı olduğu ve aynı yerden yönetildiği, davaya sunmuş oldukları taraf şirketler arası mail üzerinden yapılan yazışmalardan görüleceği üzere davalı şirketlerin birbirlerinin yerine geçerek müvekkili açısından tek şirket gibi hareket ettiği, yine taraf şirketler arası yapılan görüşmelerde gerek diğer şirketlerin gerekse ortakların malvarlıklarının … şirketinin borcuna yönelik teminat olarak gösterildiği (Malvarlıklarının birbirine karışması), bilirkişi raporunda da sabit olduğu üzere davalı … A.Ş.’nin ortaklardan alacaklar hesaplarına bakıldığında, 2017 yılı başında ortaklardan alacağın yaklaşık 870 bin TL civarında olmasına karşın, 2017 yılı sonunda bu alacağın 27,3 milyon TL yükseldiği, bu yükselişin yurt dışı alacaklarının virmanından kaynaklandığı, buna rağmen … şirketine olan borçların ödenmediği ve bu sebeple müvekkili şirket ve diğer 3. kişilerin alacağının tahsilinin imkansız kılındığı, bilirkişi raporuyla sabit olduğu üzere davalı … ve … Şirketlerinin defterlerini sunmamış olmaları sebebiyle defter ibrazından kaçınmış olduğu, dosyaya sunmuş oldukları ve taraflarınca tespit edilen davalı ortakların yurt dışı şirketlerinn olduğu ve davalı şirketlerin ve ortaklarının birlikte hareket ettiğine ilişkin basına verdikleri demeçler olduğu, … şirketinin diğer davalı şirket ve ortaklardan alacağı bulunmasına rağmen tahsil etmemesi sebebiyle müvekkili şirket ve diğer 3. kişilerin alacağının tahsilinin imkansız kılındığı ve diğer şirketlerin aktifinde azaltma yaratmadığı, … şirketinin diğer şirketlerden alacaklığının bulunmasına rağmen icra dosyasında şirketlere İİK 89/1’e göre gönderilen birinci haciz ihbarnamesine gerçeğe aykırı itiraz edildiği ve bu sayede … şirket alacaklılarının zarara sokulduğu, diğer davalı … Şirketi’nin şirket ortaklarının bir olması ve çalışmalarını tek elden yürütmesinden kaynaklı olarak, gerçekte hiçbir fatura veya başkaca bir alacak olmamasına rağmen İstanbul … İcra Müdürlüğünün … esas sayılı dosyası ile … şirketinin alacaklı olduğu kurum ve hakedişleri bilmesi avantajından yararlanarak … şirketinin alacağına, alacak haczi koyarak müvekkili şirketin alacağının tahsiline engel olduğu, bir şirketin alacağını aynı ortak ve temsilcilerin diğer şirket ortak ve temsilcisi olarak imzaladığı hususları dikkate alındığında davanın kabulü için gerekli şartların oluştuğunu, Yargıtay kararları doğrultusunda birleşen davanın reddi bakımından “… şirketinin diğer şirketlere nakit aktarımın olmaması” gerekçesinin de doğru olmadığını, resmi usulde olmasa bile … şirketin malvarlığının hesaplarda ve demirbaş kayıtlarında olması gerekirken şirketin yapılan hacizlerden de açıkça anlaşılacağı üzere hiç bir malvarlığı bulunmadığını, sadece nakit aktarımıyla mal kaçırma mümkün olmadığı gibi davalıların alacaklıların alacağını tahsilini imkansız hale getirme yönündeki hareketleri, defter ve kayıtlarda olmamasına rağmen kambiyo senedi imzalayarak yine kendi diğer şirketini alacaklı gösterip … şirketinin, müvekkil şirketin temsilcisi olduğu için yapmış olduğu ve gerçekte bedelleri müvekkili şirkete ait alacakları üzerine alacak haczi koyup tahsil edilmesi, şirketin diğer davalı şirketler lehine alacağını tahsil etmemesi ve böylelikle üçüncü kişilerin zarara uğratılması, özellikle tüzel kişiliğin bilinçli (kötü niyetli) olarak zarara uğratılarak ve alacağı tahsil edilmeyerek … şirketinin yetersiz sermaye ile faaliyete devam etmesi hususlarının da dikkate alınması gerektiğini, davalılar arasında “Faaliyet alanı”, “Ortaklık yapısı”, “Yönetim ve temsili” “Şirket merkezlerinin aynı binanın giriş atındaki ayrı ayrı odalar olarak gösterilmesi”, “hiçbir ticari işlem yok iken senet ile borçlandırıp müvekkil şirkete ödenmesi gereken bir bedele 89/1 haciz konulup tahsil edilmesi”, “tüm şirketlerin aynı avukat tarafından temsil edilmesi”, “bu şirketlerle iş yapan kişiler nezdinde iktisadi bir bütünlük içerisinde tek bir şirketle iş yapılıyor algısı oluşturmaları” konularında büyük ve derin kesişme varken mahkemenin salt para transferi olmaması sebebiyle davayı reddetmesinin doğru olmadığını, bu algı neticesinde ticaret yaparken güçlü bir yapıya sahip görüntüsü oluşturularak şirketlerinden birinin borca batırılması ya da içinin resmi hesaplarının yanında çoğunun gayri resmi şekilde boşaltılıp iş alanının diğerine kaydırılması işlemleri ile hakkın kötüye kullanılarak müvekkili şirket dahil tüm alacaklıların zarara uğratıldığını, bilirkişi raporlarında yer alan icra takibi ile ilgili olarak defter kayıtlarında böyle bir alacağın var olup olmadığı, takibe müstenidi kıymetli evrakın hangi alacaktan kaynaklandığı ve gerçek borç olup olmadığı gibi konularda bilirkişi incelemesi yaptırılmadığını, şirketlerin BA ve BS formlarının vergi dairelerinden getirtilmediğini ve bunlar üzerinde diğer müdahilleri de kapsar şekilde inceleme yaptırılmadığını, eksik inceleme yapıldığını belirterek ilk derece mahkemesinin birleşen dava yönünden verdiği kararının kaldırılmasını talep ve istinaf etmiştir. Bir kısım davalılar vekili istinafa cevap dilekçesinde, davacının istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: İstinafa konu birleşen dava, asıl davanın davalısı ve asıl borçlu … Enerji San. ve Tic. A.Ş. ile davalılar arasında organik bağ olduğundan bahisle tüzel kişilik perdesinin aralanarak dava konusu icra takiplerinden kaynaklanan alacaklardan davalıların sorumlu tutulması istemine ilişkindir.Mahkemenin 19/10/2018 tarihli tensip tutanağı ile, dava dilekçesinde, davalı şirketin borcunun tüzel kişilik perdesinin aralanarak dava dışı şirketlerden de tahsili talep edildiğinden bu şirketler ve gerçek kişilerin davalı olarak gösterilmemesi sebebiyle bu şirketler ve gerçek kişiler aleynhine dava açılması için ara karar oluşturulması üzerine davacı tarafından işbu birleşen davanın açıldığı anlaşılmıştır. Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesine sunulan 11/03/2020 havale tarihli bilirkişi raporunda; Davacı şirketin 2016-2017-2018 yılları ticari defterlerinin usulüne uygun tutulduğu, davacı şirketin ticari defterlerine göre 01/02/2017 takip tarihi itibariyle davalı şirket … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’den 25.087.467,74 TL alacaklı olduğu, iş bu dava konusu edilen Konya … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyasına ait 31/12/2016 tarih ve … nolu fatura tutarı olan 4.873.323,30 TL tutarında alacağı olduğu, faturanın BS formlarında beyan edildiği, davacı tarafın takip tarihi olan 01/02/2017 tarihinden itibaren değişen oranlarda faiz talep edebileceği, taraflar arasında akdedilen sözleşme ve bu sözleşme gereği icra takip dosyasında yer alan talepleri doğrultusunda icra takip tarihi olan 01/02/2017 tarihi itibariyle 69.534,98 TL gecikme zammı, gecikme zammına ait hesaplanan KDV ise 12.516,30 TL olduğu yönünde görüş bildirmiştir. Bilirkişiler 21/02/2022 havale tarihli bilirkişi raporunda; Asıl dava konusunun, Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. dosyasında fatura alacağının tahsili amacıyla yürüttüğü takibe yapılan itirazın iptali ve davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin iflası talebinden ibaret olduğu, birleşen dava konusunun ise, asıl dava davalıları yönünden tüzel kişilik perdesinin çapraz kaldırılması talebinden ibaret olduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı Tasfiye Halinde … Enerji Üretim A.Ş.’nin 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı Tasfiye Halinde … Enerji Üretim A.Ş.’nin 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 2013,2014,2015,2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı … Enerjisi Üretim A.Ş.’nin 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. Ltd. Şti.’nin 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı … Üretim A.Ş.’nin 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı … San. ve Tic. A.Ş.’nin 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı … Enerji Üretim A.Ş.’nin 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı … Enerji Üretim A.Ş.’nin 2012, 2013, 2014, 2015, 2016, 2017 ve 2018 yılları ticari defterlerinin lehine delil niteliğinin bulunduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin ticari defterleri ile ilgili olarak; davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin Sayın Mahkemece belirlenen inceleme gününde ticari defterlerini sunmadığı ve yerinde inceleme talebi bulunmadığından ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, davalı … Enerji San. ve Tic, A.Ş.’nin ticari defterleri ile ilgili olarak; davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin Sayın Mahkemece belirlenen inceleme gününde ticari defterlerini sunmadığı ve yerinde inceleme talebi bulunmadığından ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, Konya 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2020/14 Tal. Sayılı dosyasına sunulan bilirkişi raporunda, davacı şirketin ticari defterlerine göre 01.02.2017 takip tarihi itibariyle davalı şirketin … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’den 25.087.467,74 TL alacaklı olduğunun tespit edildiği, asıl dava konusu olan iflas yoluyla takibin Konya … İcra Müdürlüğü’nün… E. sayılı dosyası ile 01.02.2017 tarihinde başlatıldığı, takibe dayanak olarak davacının düzenlediği 31.12.2016 tarih ve … nolu 4.873.323,30 TL tutarındaki faturanın her iki taraf ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, takip tarihi itibariyle davacının, davalıdan 24.747.440,12 TL cari hesap borcunun olduğu noktasında taraf ticari defterlerinin birbirleri ile uyumlu olduğu, takip konusu fatura alacağı yönünden davacının davalıdan 4.873.323,30 TL alacaklı olduğunun tartışmasız olduğu, asıl dava yönünden; Konya … İcra Müdürlüğü’nün … E. sayılı dosyası ile takip konusu yapılan 31.12.2016 tarih ve … nolu fatura tutarı olan 4.873.323,30 TL tutarındaki fatura açısından takip tarihi itibariyle davacının davalıdan 4.873.323,30 TL (faturaya dayalı asıl alacak) ve 856.850,40 TL takip öncesi gecikme faizi olmak üzere ceman 5.730.173,70 TL alacaklı olduğu, birleşen dava yönünden; davacı … A.Ş. ile davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş. arasında 24/11/2015 tarihinde “Elektrik Alım-Satım Anlaşması” başlıklı protokol imzalandığı ve bu protokol kapsamında taraflar arasındaki ticari ilişkinin 31/12/2015 tarihinde başladığı, diğer davalılar ile … A.Ş. arasındaki ticari ilişkinin 2012 yılından beri devam ettiği, bu itibarla davalılar arasındaki ticari ilişkinin davacı ile ticari ilişki başlamadan 4 yıl öncesinden beri süregeldiği, davacı ile davalı … A.Ş. arasındaki ihtilafın başlangıcı olarak kabul edilebilecek (davacı yanca kısmen tahsil edilen fatura tarihi olan) 31.08.2016 tarihinden sonra davalı … A.Ş. ile diğer davalılar arasında nakit akışının davalı … A.Ş. lehine olduğu ve … A.Ş.’nin net aktifinde azalma oluşturacak nitelikte diğer davalı tüzel kişilere nakit aktarımının görülemediği, bu bakımdan dava dışı borçlu şirkettin borcundan dolayı davalı şirketin sorumlu tutulabilmesi için gerekli şartların oluşmadığı yönünde görüş bildirmişlerdir. Mali müşavir bilirkişi 01/06/2022 havale tarihli ek bilirkişi raporunda; Bir sonraki celse tarihi olan 30/06/2022 tarihi itibariyle depo emrine esas olacak; 4.873.323,30 TL asıl alacak + 856.850,40 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.730.173,70 TL takipte kesinleşen alacak, 4.410.184,02 TL takipten 30/06/2022 tarihli celseye kadar işlemiş faiz, 122.501,74 TL icra vekalet ücreti, 36,00 TL icra masrafları (başvurma ve vekalet harcı) ile 260.722,90 TL tahsil harcı olmak üzere toplam 10.523.618,36 TL hesap edildiği, mahkemenin celse tarihinden sonra karar vermesi halinde 1 günlük faiz tutarı 4.873.323,30 TL / 365 x 419,20 (aylık %1,60 üzerinden) – 2.563,50 TL olarak hesap edildiği, neticeten; 30/06/2022 celse tarihi itibariyle depo emrine esas alacak, vekalet ücreti ile faiz ve ferilerin toplamı 10.523.618,36 TL olarak hesap edildiği yönünde görüş bildirmiştir. İstinafa konu edilen uyuşmazlık bakımından çözülmesi gereken husus, asıl davanın davalısı ve asıl borçlu … Enerji San. ve Tic. A.Ş. ile davalılar arasında organik bağ bulunup bulunmadığı ve tüzel kişilik perdesinin aralanması ile birleşen davanın davalılarının alacaktan sorumlu tutulup tutulamayacağı noktalarında toplanmaktadır. Tüzel kişilik perdesinin aralanması (Disregard of the legal entity veya Lifting the Corparete Weil) teorisinin amacı tüzel kişiliğin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanılarak hukuki sorumluluktan kaçınmayı önlemek, hakkaniyet sağlamaktır. Perdeyi aralamak teorisiyle tüzel kişiliğin ayrılığı ilkesinin kötüye kullanıldığı durumlarda farklı tüzel kişilik savunması kabul edilmeyerek perdenin arkasındaki kişi sorumlu tutulabilmektedir. Başka bir anlatımla perdeyi aralama teorisiyle birlikte tüzel kişinin borcundan üyelerin, üyelerin borcundan tüzel kişinin ya da ana ortaklıkla yavru ortaklıkların özdeş kılınarak sorumlu tutulmasına olanak sağlanmaktadır (Coşkun Koçak, Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması 1. Uluslararası Ticaret Sempozyumu 02 Şubat 2008 Marmara Üniversitesi Hukuk FakültesiYayını s.h.58). “…Bu noktada tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisine değinmek gerekirse; bu teori ancak istisnai ve sınırlı durumlarda titizlikle uygulanması gereken bir teoridir. Bu teoriye ihtiyatlı bir biçimde yaklaşılmalı; istisnai bir teori olduğundan mümkün olduğunca dar yorumlanmalı ve bu teorinin uygulanmasına ancak tüzel kişilik kavramının arkasına saklanılarak dürüstlük kuralına aykırı davranıldığı, kendisine tanınan hakkın kötüye kullanılarak üçüncü kişilerin zarara uğratıldığı, zarara yol açan tüzel kişinin sorumluluğuna hükmedebilmek için ise başka bir yasal nedene dayanılmasının mümkün olmadığı durumlarda başvurulmalıdır. Zira tüzel kişilik perdesinin aralanması, tüzel kişilerin borçlarından dolayı başkalarının sorumlu tutulamayacağı ilkesinin özellikle şirketlerin sadece sermayeleri ile sorumlu olacakları ve tüzel kişilerin borçlarından dolayı ortakların sorumlu tutulamayacağı kuralının önemli bir istisnasını teşkil etmektedir (Çamoğlu, Ersin: Ticaret Ortaklıkları Bağlamında Perdenin Kaldırılması Kuramı ve Yargıtay Uygulaması, BATİDER, C. 32, S. 2, 2016, s. 12). Anlaşılacağı üzere tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi her somut olayın özelliği gözetilerek değerlendirilmeli ve TMK’nın 2. maddesi gereğince dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı gözetilerek tüzel kişiliğin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kullanılıp kullanılmadığı, tüzel kişiliği düzenleyen normların dışına çıkılıp çıkılmadığı incelenmelidir. Borçlu şirketin yanında aynı ana şirkete bağlı bir kardeş şirketin sorumluluğuna gidilebilmesi tüzel kişilik perdesinin aralanması suretiyle mümkün olabilmektedir. Bu durum sadece ana ve kardeş şirket için değil, aynı zamanda grup veya holding sistemi içinde yer alan kardeş şirketler arasında da söz konusu olabilmektedir. Tüzel kişilik perdesinin aralanması genellikle kardeş şirketler arasında söz konusu olduğundan, ana şirket ile kardeş şirket ve ortaklar arasındaki karmaşık ilişkiler zinciri net bir şekilde ortaya konulmalıdır. Bu noktada bu  şirketlerin   ekonomik anlamda bağımsız  şirket  vasfında olup olmadığının araştırılması büyük önem taşımaktadır. Çünkü kardeş  şirketler arasında perdenin aralanması teorisine başvurabilmek için tek bir iktisadi işletmenin yürütüldüğü farklı faaliyetler için birbirinden bağımsız tüzel kişiliklerin kurulmuş olması gerekmektedir. Hukuken iki farklı tüzel kişilik gibi görünen bu şirketler aslında özdeştir, alacaklılardan mal kaçırmak ya da sorumluluktan kurtulmak amacıyla kötü niyetli olarak iki farklı tüzel kişilik gibi kurulmuştur. Ayrıca bunların üretim, pazarlama ve ihracat faaliyetleri birbirini tamamlayıcı nitelikte olup, şirketler aslında tek ve aynı iktisadi işletmeye vücut vermektedir (Öztek, Selçuk/Memiş, Tekin: Şirketler Hukuku ve İcra İflas Hukuku İlkeleri Karşısında Borçlu Şirketin Alacaklılarının Hakim Ortağa Karşı Korunması, E. Ulusoy (Editör), I. Uluslararası Ticaret Hukuku Sempozyumu, Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi, İstanbul 2008, s. 209)…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2021/(19)11-659 Esas 2022/82 Karar sayılı ilamı). “…Tüzel kişilik perdesinin çapraz olarak kaldırılması genellikle kardeş şirketler arasında söz konusu olduğundan, esas (ana) şirket ile bağlı şirket ve ortaklar arasındaki karmaşık ilişkiler zinciri net bir şekilde ortaya konulmalıdır. Bu noktada bu şirketlerin ekonomik anlamda bağımsız şirket vasfında olup olmadığının araştırılması büyük önem taşımaktadır. Çünkü kardeş şirketler arasında perdenin kaldırılması teorisine başvurabilmek için tek bir iktisadi işletmenin yürütüldüğü farklı faaliyetler için birbirinden bağımsız tüzel kişiliklerin kurulmuş olması gerekmektedir. Hukuken iki farklı tüzel kişilik gibi görünen şirketler aslında özdeştir, alacaklılardan mal kaçırmak ya da sorumluluktan kurtulmak amacıyla kötü niyetli olarak iki farklı tüzel kişilik gibi kurulmuş iseler de bunların üretim, pazarlama ve ihracat faaliyetleri birbirini tamamlayıcı nitelikte olup, şirketler aslında tek ve aynı iktisadi işletmeye vücut vermektedir (Öztek/Memiş, s:209)…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2020/19-94 Esas 2020/358 Karar sayılı ilamı).”…Tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasına benzeyen bir başka kavram organik bağ kavramıdır. Tüzel kişilik perdesinin aralanmasında olduğu gibi organik bağ kavramında da bir tüzel kişinin borçlarından bir başka tüzel kişinin sorumluluğuna gidilmektedir. Bu hâliyle organik bağ kavramının da kaynağını TMK’nın 2. maddesinde yer alan dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı oluşturmaktadır(Öztek/Memiş, s. 210).Ancak organik bağ kavramı, tüzel kişilik perdesinin aralanmasına göre daha geniş bir anlama sahip olsa da organik bağın varlığı, tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Başka bir deyişle şirketler arasında organik bağ tespit edilse dâhi tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasındakinden de istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir. Şirketler arasında ortakların akraba olması tek başına organik bağ veya tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir olmadığı gibi şirketlerin aynı faaliyeti yürütüyor olması da organik bağ için yeterli değildir (Baycık, Gaye: İşverenin Tespitinde Birlikte İstihdam ve Tüzel Kişilik Perdesinin Kaldırılması Kurumları, İş Uyuşmazlıklarında Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkemeleri Kararları Değerlendirme Toplantısı (Seminer Bolu/Abant – 06 Nisan 2019), Türkiye İnşaat Sanayicileri İşveren Sendikası, Ankara 2019, s. 20)…” (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2021/(19)11-659 Esas 2022/82 Karar sayılı ilamı). Davalıların kuruluş tarihleri, faaliyet adresleri ve konuları, mevcut ve eski yönetim kurulu üye ve yetkilileri incelendiğinde, asıl davanın davalısı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 17.03.2010 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin … Mh. … Sk. No:.. Şişli” olduğu, faaliyet konusunun “Enerji santralleri inşaatı (hidroelektrik santrali, termik santral, nükleer enerji üretim santralleri vb.)” olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu, yetkililerinin de aynı kişiler olduğu, davalı tasfiye halinde … Enerji Üretim A.Ş.’nin 06.04.2012 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin “… Mah. … Cad. … Sok. No… …” olduğu, faaliyet konusunun “Elektrik enerjisi üretimi” olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu, yetkililerinin de yine aynı kişiler olduğu, davalı tasfiye halinde … Enerji Üretim A.Ş.’nin 06.04.2012 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin “… Mah. … Cad. … Sok. No….” olduğu, faaliyet konusunun “Elektrik enerjisi üretimi” olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu, yetkililerinin de yine aynı kişiler olduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 08.11.2013 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin “… Mah. … Cad. .. Sok. No….D…” olduğu, faaliyet konusunun “Enerji projelerine yönelik mühendislik ve danışmanlık faaliyetleri (kömür, petrol ve gaz gibi enerji yakıtları kullananlar ile nükleer, su, , rüzgar ve diğer enerjiler için santrallere ve enerji iletim ve dağıtım hatlarına yönelik hizmetler)” olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu, yetkililerinin de yine aynı kişiler olduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 01.07.2008 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin “… Mah. … Sk. No:.. B Şişli” olduğu, faaliyet konusunun “Elektrik enerjisi üretimi” olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu, yetkililerinin de yine aynı kişiler olduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 08.11.2013 tarihinde kurulduğu faaliyet adresinin “… Mah. … Cad. … Sok. No…” olduğu, faaliyet konusunun “Enerji projelerine yönelik mühendislik ve danışmanlık faaliyetleri (kömür, petrol ve gaz gibi enerji yakıtları kullananlar ile nükleer, su, güneş, rüzgar ve diğer enerjiler için santrallere ve enerji iletim ve dağıtım hatlarına yönelik hizmetler)” olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu, yetkililerinin de yine aynı kişiler olduğu davalı tasfiye halinde … Enerjisi Üretim A.Ş.’nin 09.10.2012 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin “… Mah. … Cad. … Sok. No…” olduğu, faaliyet konusunun “Enerji projelerine yönelik mühendislik ve danışmanlık faaliyetleri (kömür, petrol ve gaz gibi enerji yakıtları kullananlar ile nükleer, su, güneş, rüzgar ve diğer enerjiler için santrallere ve enerji iletim ve dağıtım hatlarına yönelik hizmetler)” olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu, yetkililerinin de yine aynı kişiler olduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 16.09.2010 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin “… Mah. … Tic. .. Blok … N:…” olduğu, faaliyet konusunun “Elektrik enerjisi üretimi” olduğu, yönetim kurulu üyesi ve yetkilisinin … olduğu, eski yönetim kurulu üyeleri ve yetkililerinin …, … ve … olduğu, davalı … Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’nin 01.02.1990 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin “… Sok. … Apt. No:…” olduğu, faaliyet konusunun “Kumaş toptan ticareti (manifatura ürünleri dahil)” olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu, yetkililerinin de yine aynı kişiler olduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 16.09.2010 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin “… Mah. … Blok K:.. N:…” olduğu, faaliyet konusunun “Elektrik enerjisi üretimi” olduğu, yönetim kurulu üyesinin …ve … olduğu, yetkilisinin … olduğu, eski yönetim kurulu üyelerinin …, …, …, … ve … olduğu, eski yetkililerinin ise … ve … olduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 20.01.2010 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin “.. Mah. … Cad. … Sok. … Sit.No… ” olduğu, faaliyet konusunun “Elektrik enerjisi üretimi” olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu, yetkililerinin de yine aynı kişiler olduğu, eski yetkilisinin … olduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 08.11.2013 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin “… Mh. … Cad. .. Sokak No:…” olduğu, faaliyet konusunun “Mimarlık faaliyetleri ve mimari danışmanlık faaliyetleri” olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu, yetkililerinin de yine aynı kişiler olduğu, davalı tasfiye halinde … Üretim A.Ş.’nin 09.10.2012 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin “… Mh. … Cad. … Sokak No:…” olduğu, faaliyet konusunun “Enerji projelerine yönelik mühendislik ve danışmanlık faaliyetleri (kömür, petrol ve gaz gibi enerji yakıtları kullananlar ile nükleer, su, güneş, rüzgar ve diğer enerjiler için santrallere ve enerji iletim ve dağıtım hatlarına yönelik hizmetler)” olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu, yetkililerinin de yine aynı kişiler olduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin 08.11.2013 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin “… Mh. … Cad. … Sokak No:…” olduğu, faaliyet konusunun “Elektrik enerjisi üretimi” olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu, yetkililerinin de yine aynı kişiler olduğu, davalı tasfiye halinde … Enerji Üretim A.Ş.nin 06.04.2012 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin “.. Mh. .. Cad. … Sokak No:…” olduğu, faaliyet konusunun “Elektrik enerjisi üretimi” olduğu, yönetim kurulu üyelerinin …, … ve … olduğu, yetkililerinin de yine aynı kişiler olduğu, davalı tasfiye halinde … Enerji Üretim A.Ş.’nin 14.09.2012 tarihinde kurulduğu, faaliyet adresinin “… Mh. … Cad. … Sokak No:… ” olduğu, faaliyet konusunun “Gazlı yakıtlar ve bunlarla ilgili ürünlerin toptan ticareti (LPG (bütan ve propan), tüpgaz, doğalgaz (LNG, CNG) vb. dahil, şebeke üzerinden yapılanlar hariç)” olduğu, yönetim kurulu üyeleri ve yetkililerinin … ve … olduğu, eski yönetim kurulu üyesi ve yetkilisinin ise … olduğu anlaşılmıştır. Davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş. İle davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin, ticari defterlerini sunmadığı ve yerinde inceleme talebinin de bulunmadığından ticari defter ve belgeleri üzerinde inceleme yapılamadığı, bu iki davalı şirket dışında kalan diğer davalı şirketlere ait incelemeye sunulan ticari defterlerin lehlerine delil niteliğinin bulunduğu, asıl davanın davalısı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin diğer davalı şirketlerle ticari ilişki içerisinde bulunduğu, cari hesap işlemlerinin 2012 yılından beri süre gelmekte olduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin, diğer davalılara 8.046.601,13 TL adat, 106.699,60 TL kira ve 2.319.802,42 TL ise satış faturası düzenlendiği, dava konusu alacağın başlangıcının 2016 yılı olduğu dikkate alındığında nakit işlemlerinin 2016 yılı sonrası değerlendirilmesi neticesinde, en yüksek işlem gören şirketler …, …, …, …, … şirketlerinin olduğu, … şirketine 2016 yılının ilk altı ayında 4.056.075,16 TL ve ikinci altı ayında ise 1.233.533,70 TL nakit çıkışı yapılmış olduğu, … şirketinden 2017 yılında 11.394.746,56 TL ödeme alındığı ve 2018 yılında (icra dosyalarından) 2.866.081,13 TL net ödeme yapılmış olduğu, … şirketinin ihtilaf konusu dönemden sonra davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’ye nakit aktarımının davalı … A.Ş. lehine olduğu, … şirketinden ilk altı ayında 738.625,67 TL nakit girdisi olduğu, son altı ayında … şirketine 587.893,30 TL nakit çıkışı olduğu, nakit aktarımının davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş. lehine olduğu, … şirketine ilk altı ayında 630.556,89 TL nakit çıkış işlemi olduğu, son altı ayında …’den 274.527,00 TL giriş işlemi gerçekleşmiş olduğu, yıllara sari olan borç rakamları için ise senet alınmış olduğu, … şirketine ilk altı ayında 407.727,00 TL ve 796.526,70 TL nakit çıkışı gerçekleşmiş olduğu, 2017 yılında 319.452,48 TL nakit giriş işleminin olduğu, yıllara sari olan borç rakamları için senet alınmış olduğu, … şirketi için 2016 yılının ilk altı ayında 1.432.651,32 TL nakit çıkış işlemi olduğu, ikinci altı ayında 382.900,00 TL nakit girişinin olduğu, 2017 ve 2018 yılında 48.643,89 TL nakit girişlerinin olduğu ve yıllara sari olan borç rakamları için senet alınmış olduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin, diğer davalılara ayrıca 3.209.462,23 TL senet vererek bu senetlere karşılık olarak davalılardan (2016 yılı sonrası) 14.628.932,88 TL senet almış olduğu, 2016-2018 yılları arasında toplamda 25.999.816,87 TL banka kredi borcunun azalmış olduğu, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş. tarafından ihtilafın başladığı tarihten sonra diğer davalılar … Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’ye 800.000 TL’ye yakın nakit çıkışı ile … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’ye 645.000 TL’ye yakın nakit çıkışı olduğu, 2017 yılında … Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’den, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’ye 320.000 TL’ye yakın nakit geri dönüşünün olduğu, bunun yanı sıra … Tekstil San. ve Tic. A.Ş.’den, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’ye 2018 yılında yaklaşık 1,83 milyon TL senet verilmiş olduğu, … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’den, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’ye 2017 yılında yaklaşık 5,15 milyon TL senet verilmiş olduğu, ihtilaf konusu dönemde davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin, alınan ve verilenler düşüldüğünde diğer davalılardan aldığı net senet toplamının 11,4 milyon TL olduğu, dolayısıyla, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’den, diğer davalılara tek yönlü bir para çıkış işlemine rastlanılmadığı, davalılardan … şirketinin 2018 yılında yapmış olduğu tahsilatlar yönünden; 2017 yılında davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’ye 11.394.746,56 TL nakit aktarımında bulunmasının yanı sıra ihtilaf konusu dönemden sonraki nakit aktarımının davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin lehine olduğu, 2018 yılının sonunda davalı … şirketinin davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’den icra ödemelerinden sonra dahi 2.111.831,79 TL cari hesap alacağı bulunduğu,davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin ortaklardan alacaklar hesaplarına bakıldığında, 2017 yılı başında ortaklardan alacağın yaklaşık 870.000 TL civarında olmasına karşın, 2017 yılı sonunda bu alacağın 27,3 milyon TL yükseldiği, yükselin yurtdışı alacaklarının ortaklara virmanından kaynaklandığı, asıl dava konusu takip tarihi (01.02.2017) itibariyle davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin ortaklar …’dan 647.699,20 TL ve …’dan 564.744,60 TL olmak üzere toplam 1.212.443,80 TL alacaklı olduğu hususları bilirkişi heyeti raporunda ayrıntılı bir şekilde incelenerek ortaya konmuştur. Somut uyuşmazlıkta, davacı taraf, tüzel kişilik perdesinin çapraz olarak kaldırılmasına dayanarak asıl davanın davalısı … Enerji San. ve Tic. AŞ’den olan alacaklarından davalıların da sorumlu olduğunu iddia etmektedir. Öğretideki görüşlerin de ortaya konması suretiyle tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisine ilişkin kapsamlı açıklamalara yer veren yukarıdaki Yargıtay ilamları dikkate alındığında, tüzel kişilik perdesinin aralanarak perdenin ardında yer alan kişilerin sorumlu tutulması bakımından yapılacak değerlendirmede her somut olayın özelliği ile TMK’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı ilkelerinin gözetilmesi gerekir. Ayrıca bu teori, ancak istisnai ve sınırlı durumlarda titizlikle uygulanması gereken bir teori olduğundan mümkün olduğunca dar yorumlanmalıdır. Somut olayda, davacı ile asıl davanın davalısı … Enerji San. ve Tic. AŞ arasında 24/11/2015 tarihinde Elektrik Alım/Satım Anlaşması imzalandığı, bu anlaşma ile satıcının, alıcıya elektrik enerjisi satmayı ve alıcının ise, satıcıdan elektrik enerjisi satın almayı taahhüt ettiği, taraflar arasındaki bu ticari ilişkinin 31/12/2015 tarihinde başladığı, davacı tarafından düzenlenen faturaların cari hesap ilişkisi çerçevesinde tahsil edildiği, ihtilaf 31/08/2016 tarihli faturadan kaynaklansa da ticari ilişkinin 31/12/2016 tarihine kadar devam ettiği, ancak davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş. ile diğer davalılar arasındaki ticari ilişkinin ise 2012 yılından beri süregeldiği, bu ticari ilişki kapsamında davalının, diğer davalılara 10.473.103,15 TL tutarında adat, kira ve satış faturası düzenlediği, yine verdiği senetlere karşılık daha fazla senet aldığı, 2016-2018 yılları arasında da davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin banka kredi borcunun azalmış olduğu, ayrıca davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin ortaklar …’dan 647.699,20 TL ve …’dan 564.744,60 TL olmak üzere toplam 1.212.443,80 TL alacaklı olduğu hususları dikkate alındığında davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin, diğer davalılara tek yönlü bir para çıkış işleminin bulunmadığı, ihtilaf konusu 31/08/2016 tarihli faturadan sonra da diğer davalılar ile aralarındaki nakit akışının davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin lehine olduğu gibi net aktifinde azalma oluşturacak nitelikte bir nakit aktarımının da bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan davalıların yukarıda incelenen kuruluş tarihleri, faaliyet adresleri ve konuları, mevcut ve eski yönetim kurulu üye ve yetkilileri dikkate alındığında kısmen yada tamamen benzerlikler görüldüğü, şirketler arasındaki organik bağ, şirketlerin adreslerinin, faaliyet alanlarının, ortaklarının, temsilcilerinin aynı veya benzer olmasından somut olayın özelliğine göre diğer delillerle desteklendiğinde tespit edilebilir ise de organik bağın varlığının tespiti, tek başına tüzel kişilik perdesinin kaldırılması için yeterli değildir. Yani organik bağın varlığı, tek başına tüzel kişilik perdesinin aralanmasını gerektirmemektedir. Çünkü tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanmasında her iki şirketin faaliyet alanı, ortaklık yapısı, ortakları gibi konularda öyle büyük ve derin bir kesişme vardır ki; bu şirketlerle iş yapan kişiler nezdinde iktisadi bir bütünlük içerisinde tek bir şirketle iş yapılıyor algısı oluşmaktadır. Tüzel kişilik perdesinin aralanması ve alacağın perdenin arkasında yer alanlardan istenebilmesi için sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığının yani başka bir deyişle TMK’nun 2. maddesinde düzenlenen dürüstlük kuralı ve hakkın kötüye kullanılması yasağı ilkelerine aykırı davranıldığının da somut verilerle ispatlanması gerekmektedir. Oysa dosya kapsamına yansıyan bu yönde bir somut delil yoktur. Bilirkişi heyeti tarafından sunulan raporda yapılan tespitlerde de görüleceği üzere, davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin, diğer davalılarla olan ticari ilişkilerinde tek yönlü bir para çıkışı olmaması, net aktifinde azalma oluşturacak nitelikte bir nakit aktarımının bulunmaması, ihtilaf konusu 31/08/2016 tarihli faturadan sonra da diğer davalılar ile aralarındaki nakit akışının lehine olması dikkate alındığında sırf alacaklıdan mal kaçırmak ve onu zarara uğratmak amacıyla kötü niyetli işlemler yapıldığı ve diğer davalı şirketlerin bu amaçla kurulduğu hususlarının ispatlandığı söylenemez. Kaldı ki diğer davalı şirketlerin tamamı, davacı ile davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş. arasındaki ticari ilişki başlamadan önce kurulmuştur. Ayrıca hem davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş. hem de diğer davalılar, aralarındaki ticari ilişkilerini başlangıcından itibaren kendilerine ait lehlerine delil niteliği bulunan ticari defterlerine kaydettiği, ticari ilişki dökümünün aksine aralarındaki alacak ve borçlandırma işlemlerinin hileli yahut muvazaalı olduğuna dair somut bir delile rastlanmadığı, özellikle davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş. tarafından borçlulardan mal kaçırma amacıyla şirket aktiflerini diğer davalılar lehine azaltıcı işlemler yapılmadığı gibi davalılar ile aralarındaki nakit akışının davalı … Enerji San. ve Tic. A.Ş.’nin lehine olduğu ve net aktifinde azalma oluşturacak nitelikte bir nakit aktarımının da bulunmadığı, şirketler arasında iktisadi bütünlük olduğunun ispatlanamadığı hususları nazara alındığında Mahkemece birleşen dava yönünden tesis edilen karar isabetlidir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle, ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere,1-Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2018/988 Esas, 2022/962 Karar 06/10/2022 tarihli kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğundan, 6100 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL maktu istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Davacının yapmış olduğu istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından istinaf vekalet ücreti taktirine yer olmadığına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 164/2. fıkrası gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.09/02/2023