Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/2002 E. 2023/222 K. 23.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/2002 Esas
KARAR NO: 2023/222
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: TEKİRDAĞ ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2022
NUMARASI: 2021/285 Esas, 2022/861 Karar
DAVA: ALACAK (Kooperatif Aidat Borcundan Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 23/02/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, kooperatifin 23/08/2021 tarihli ihtarname ile borcu ödemesi, aksi halde ihraç edilebileceğini ihtar ettiğini, ihtardan sonra müvekkilinin ana borcunun büyük kısmını ödediğini, ancak ihtarnamade temerrüt faiz oranının yıllık % 24 olarak belirlendiğini, faiz oranına dair genel kurul kararının toplantı ve karar nisabı olmadan alınması nedeniyle geçersiz olduğunu, ayrıca söz konusu kararda belirtilen faiz oranının, yasal faiz oranının yüzde yüz oranını aştığını, davalı kooperatifin ancak yasal faizin yüzde yüzüne kadar gecikme faizi talep edebileceğini belirterek müvekkili açısından gecikme faizinin yasal faiz olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP Davalı vekili cevabında; davacının faiz oranına ilişkin iddiasının konut kooperatiflerinde uygulanabileceğini, oysa müvekkilinin yapı kooperatifi ve ticari bir işletme olup tacir olduğundan ticari işlerde faiz oranının serbestçe belirlenebileceğini, genel kurul karar kararlarının tüm ortaklar için bağlayıcı olduğunu, davacının gecikme faizine ilişkin genel kurulu kararına itiraz etmediğini, ayrıca kararda karar yeter sayısının bulunduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacının tespit davası açmasında güncel hukuki yararının bulunduğuna dair dosyada delil bulunmadığı, iddia edilen hususta eda davası açılabileceği gerekçesiyle davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ Karar yasal süresinde taraf vekilleri tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; genel kurulun kararlaştırdığı faiz oranının yasanın emredici hükümlerine aykırı olduğunu, faiz kararının mahkeme yoluyla düzeltilmesi yada iptal edilmesi dışında bir seçenekleri bulunmadığını, müvekkilinin bu faiz oranı üzerinden tahakkuk ettirilen alacak nedeni ile ihraç edildiğini, bu nedenle bu davayı açmakta hukuki yararı bulunduğunu belirterek kararın kaldırılmasını ve davanın kabulünü talep ve istinaf etmiştir.Davalı vekili istinaf nedenleri olarak; müvekkili lehine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, 1.000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek vekalet ücreti yönünden hükmün düzeltilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE Dava, kooperatif aidat alacağına uygulanan temerrüt faizinin tespiti istemine ilişkindir.Mahkemece, davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş, taraflar hükmü istinaf etmiştir.1-Davacının istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede;Davacı vekili, davalı kooperatifin aidat alacağına uyguladığı temerrüt faizinin yasanın emredici hükümlerine aykırı olduğunu belirterek uygulanan faiz oranının düzeltilmesini istemiş, mahkemece davacının tespit davası açmasında güncel hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.Davacının dava hakkına sahip olması, dava açılabilmesi için yeterli değildir. Bundan başka, davacının dava açmakta hukuki yararı bulunmalı, davacı hakkına kavuşmak için mahkeme kararına muhtaç olmalıdır.Tespit davalarında ise; hukuki ilişkinin varlığının, hemen tespit edilmesinde davacının korunmaya değer bir hukuki yararının bulunması gerekir. Bu da, üç şartın birlikte varlığına bağlıdır. a)Davacının bir hakkı veya hukuki durumu, güncel (halihazır) bir tehlike ile tehdit edilmiş olmalı;b)Bu tehdit nedeniyle, davacının hukuki durumu tereddüt içinde olmalı ve bu husus davacıya zarar verebilecek nitelikte bulunmalı;c)Yalnız kesin hüküm etkisine sahip olup, cebri icraya yetki vermeyen (icraya konulamayan) tespit hükmü, bu tehlikeyi ortadan kaldırmaya elverişli olmalıdır (Yargıtay 23. HD’nin 2013/909 Esas, 2013/1982 Karar sayılı kararı).Somut davada, dava tarihi itibarıyla davalı kooperatif, yasanın emredici hükümlerine aykırı olarak, yasal sınırları aştığı iddia edilen faiz kısmı yönünden herhangi bir icra takibi başlatmamış ya da dava açmamıştır. Yukarıda belirtilen Yargıtay emsal kararında da açıklandığı üzere, davacının bu durumda menfi tespit davası açması mümkün iken, faiz oranının tespiti yönünden açtığı davada, güncel korunmaya değer bir hukuki yararı bulunmamaktadır. Bu nedenle mahkemece davanın hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir. 2-Davalı kooperatifin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; Davalı kooperatif vekili, lehlerine maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek hükmü istinaf etmiştir.Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13. maddesinde tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti, davanın görüldüğü mahkeme için tarifenin ikinci kısmında belirtilen maktu ücretlerin altında kalmamak kaydıyla (yedinci maddenin ikinci fıkrası, dokuzuncu maddenin birinci fıkrasının son cümlesi ile onuncu maddenin son fıkrası hükümleri saklı kalmak kaydıyla,) tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği, ancak hükmedilen ücret kabul veya reddedilen miktarı geçemeyeceği düzenlenmiştir.Somut uyuşmazlıkta, ret edilen toplam alacak tutarı 1.000,00 TL olup yargılamada kendisini vekille temsil ettirmiş bulunan davalı lehine, ret edilen kısım dikkate alındığında 1.000,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesinde de isabetsizlik bulunmamaktadır.Açıklanan nedenler ile ilk derece mahkemesi kararında hukuka aykırılık görülmediğinden, tarafların istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1.b.1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1-Tekirdağ Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/285 Esas, 2022/861 Karar ve 30/06/2022 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince ayrı ayrı esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 171,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,90 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL harçtan davalı tarafından peşin olarak yatırılan 80,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 99,20 TL harcın davalıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Taraflarca yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.23/02/2023