Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1963 E. 2022/1640 K. 29.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1963 Esas
KARAR NO: 2022/1640
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
ARA KARAR TARİHİ: 01/11/2022
NUMARASI: 2021/598 Esas
DAVA: TAZMİNAT
KARAR TARİHİ: 29/12//2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, davalı sigorta şirketi tarafından, … nolu 27/11/2019 – 27/11/2020 vade tarihli Ticari Risk Sigorta Poliçesi ile teminat altına alınan, müvekkili şirketin Malatya, Darende – Güdül’de bulunan Güdül II Hidro Elektrik Santralinde, yakın civarda yaşanan depremler akabinde, yağan yoğun yağmur neticesi oluşan sel sularının havuza girmesi, yükleme havuzu duvarının yıkılması ve binanın ve diğer muhteviyatların hasar görmüş olması nedeniyle müvekkili şirketin büyük hasara, zarara ve kar kaybına uğradığını, davalıya söz konusu hadise neticesinde meydana gelen hasar ve zararların tazmini için başvuru yapılmış ise de sigorta şirketi tarafından gerekçe gösterilmeksizin TTK, BK, Sigorta genel ve özel şatları ile yüksek yargı kararlarına ve sair yasal mevzuata aykırı olarak hasar tazmin taleplerinin reddedildiğini, İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/187 D. İş dosyası kapsamında alınan rapor ile hasarın sigorta teminatı altında olduğunun sabit olduğunu belirterek davanın kabulü ile aynı zamanda dava miktarının yüksekliği, sorumlulukları sabit olan davalının mal kaçırma ihtimali, davada haklılıklarına kanaat getirilmesi halinde tahsilatın imkansızlaşacağı hususları dikkate alınarak ihtiyati haciz ve ihtiyati tedbir taleplerinin kabulü ile davalı şirketin hisseleri, davalı şirketin tüm marka ve patent hakları, davalı şirket adına kayıtlı olan ve uyaptan tespit edilecek olan tüm taşınır ve taşınmaz mallar, davalı şirkete adına kayıtlı araçlar üzerine her türlü devir ve intikal işlemleri ile her türlü tasarrufu önler mahiyette İİK, HMK gereğince teminatsız olarak ihtiyati tedbir ihtiyati haciz kararı verilmesini talep etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde; hasara konu söz konusu yapının müvekkili sigorta şirketinin tayin ettiği eksperler ile ODTÜ öğretim üyesi Prof. … tarafından ziyaret edilerek gerekli gözlemler ve değerlendirmeler yapılması neticesinde hasara ilişkin düzenlenen raporda hasarın, teminat haricinde olduğu tespitinin yapıldığını, meydana gelen hasar müvekkili sigorta şirketi tarafından poliçe ile teminat altına alınmış herhangi bir ani gelişimli doğa olayından kaynaklanmayıp süreç içerisinde dolusavak duvarlarının soketlerinden ayrılması sonucunda gerçekleştiğini ve bu sebeple teminat haricinde olduğunu ve kötü niyetli ihbar sebebiyle aksinin ispatının davacı taraf üzerinde olduğunu, her ne kadar hasar teminat haricinde olsa da dosyaya sunulmuş müvekkili sigorta şirketi aracılığı ile alınmış eksper raporunda bilgilendirme amaçlı hasar hesaplaması yapılmış olup yapılan inceleme hükme esas alınabilecek nitelikte olduğundan davacı tarafından talep edilen asılsız ve fahiş bedellerin kabulünün mümkün olmadığını belirterek dava ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece Mahkemesi 01/11/2022 tarihli ara kararı ile, alacağın varlığının yargılama yapılmasını gerektirdiği, bu bakımdan İİK. 257. maddesindeki şartlar ve yaklaşık ispat kriterlerinin henüz sağlanmamış olduğu, yaklaşık ispat ölçütü ile yargılama sırasında sunulacak delillere göre talep halinde ihtiyati haciz şartlarının her zaman yeniden değerlendirilebileceğinden bahisle ihtiyati haciz talebinin reddine karar verilmiştir
İSTİNAF NEDENLERİ; Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde; taraflarınca sunulan deliller ile dava dilekçesi birlikte değerlendirildiğinde müvekkilinin haklılığının ortaya konarak ispatlandığını, müvekkilinin hakkının elde edilmesinin önemli ölçüde zorlaşmaması veya tamamen imkansız hale gelmemesi adına ihtiyati haciz ve tedbir taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerekirken reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf taleplerinin kabulü ile ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddine ilişkin kararın kaldırılmasını ve celse arası yapılacak inceleme ile davalının taşınır mallarına, Uyap ve Takbis sorgusunun yapılarak taşınmaz mallarına, banka hesaplarına, 3. şahıslar nezdindeki alacaklarına, taşınmazlarına her türlü tasarrufu önler mahiyette teminatsız olarak, ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve istinaf etmiştir. Davalı vekili istinafa cevap dilekçesinde istinaf talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, oluşan hasarın sigorta poliçesi kapsamında tazmini talebine ilişkin olup dava kapsamında ayrıca ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talep edilmiştir. Mahkemenin 20/10/2022 tarihli celsesinde, davacı vekilinin ihtiyati tedbir talebinin tedbire konu hususta uyuşmazlık konusu olmadığından, ihtiyati haciz talebinin yaklaşık ispat şartları oluşmadığından reddine karar verilmesi üzerine davacı vekilinin 01/11/2022 tarihli ara kararı istinaf ettiği anlaşılmıştır. İhtiyati tedbir, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun onuncu kısım birinci bölümde geçici hukuki korumalar üst başlığı ile ihtiyati tedbirin şartları ise 389 maddede düzenlenmiştir. Maddede, mevcut durumda meydana gelebilecek bir değişme nedeniyle hakkın elde edilmesi önemli ölçüde zorlaşacağından ya da tamamen imkansız hale geleceğinden veya gecikme sebebiyle bir sakınca yahut ciddi bir zarar doğacağından endişe edilmesi hallerinde, uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebileceği belirtilmiştir. Yani ihtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yasanın düzenlediği şartların varlığı gerekli olmakla birlikte, şartların varlığı halinde bir davada her konuda ihtiyati tedbir kararı verilmemekte yalnızca uyuşmazlık konusu hakkında ihtiyati tedbir kararı verilebilmektedir. İhtiyati tedbir kararı verilebilmesi için yasanın düzenlediği şartların varlığı yanında ihtiyati tedbire konu şeyin uyuşmazlığa konu olması gerekir. Yani uyuşmazlık konusu olmayan bir şey üzerinde ihtiyati tedbir kararı verilemez. Somut olayda davacı tarafça üzerinde ihtiyati tedbir uygulanması talep edilen şeyler uyuşmazlık konusu olmadığından Mahkemece tesis edilen ihtiyati tedbirin reddine yönelik 01/11/2022 tarihli ara kararda bir isabetsizlik bulunmamaktadır. İhtiyati haciz ise, İİK’nin 257 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. 257. madde uyarınca, ihtiyati haczin vadesi gelmiş bir para borcu için istenebileceği, vadesi gelmemiş borçtan dolayı ihtiyati haciz istenebilmesi için borçlunun muayyen yerleşim yerinin olmaması veya borçlunun taahhütlerinden kurtulmak maksadıyla mallarını gizlemeye, kaçırmaya veya kendisinin kaçmaya hazırlanması, yahut kaçmış olması veya bu maksatla alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması gereklidir. İİK’nın 258/1 fıkrasına göre de, alacaklının, alacağı ve icabın da haciz talepleri hakkında, mahkemeye kanaat getirecek delilleri göstermeye mecbur olduğu hükme bağlanmıştır. Bu hükme göre,ihtiyati haciz kararı verilebilmesi için, kesin bir ispat aranmamakta, özellikle hukuki bir işlem söz konusu olduğunda, alacağın varlığının ve muaccel olduğunun yazılı bir belgeye veya belgeler zincirine dayanmasının tercih edilmesi gereken bir seçenektir (Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 2013/18723 Esas 2014/1804 Karar sayılı ilamı). Taraflar arasında 27/11/2019-27/11/2020 tarihleri arasında geçerli … poliçe numaralı Ticari Risk Sigorta Poliçesi tanzim edildiği, meydana gelen hasar üzerine davacı tarafından yapılan başvuru üzerine davalı tarafça … Ltd. Şti. tarafından sunulan ekspertiz raporu ve belgelerin incelenmesi sonucunda, sigortalı kıymetlerde meydana gelen hasarın, poliçede mevcut teminatlara konu olmaması sebebiyle hasar tazminat talebininin poliçe teminat kapsamı içinde değerlendirilemeyeceği bildirilmiştir. İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/187 D.İş dosyası kapsamında Darende Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat üzerine 2021/30 Tal. Sayılı dosyada alınan bilirkişi raporunda, Güdül II Hidroelektrik Santralında 26.11.2020 günü saat 19:00 sıralarında yağan yağmur neticesinde oluşan taşkın-sel sularının, 2013 yılından beri çalışan ve hiçbir problemi bulunmayan tesisin yöredeki depremler, özellikle 24 Ocak Elazığ – Malatya Depremi ve artçıları neticesinde yükleme havuzu etrafındaki birbirleri ile dilatasyonlar ile bağlı ağırlık duvarlarında kısmen açılmaya ve çatlamaya neden olduğu, gelen taşkın-sel sularının yükselerek çalkantı oluşturduğu ve sonra Yükleme Havuzunun, Cebri boruya yükleme kanalı ile mil boşaltım kanalının olduğu yerdeki Duvarını yerinden sökerek sol sahilde bulunan Dolusavak üstüne, dolusavağın da çalışmasını engelleyecek şekilde devirmiş olduğu ve dışarıya taşamadığı için havuz içinde türbülans yaparak karşı duvarlara çarparak sol sahildeki 6-7 anoyu yıkmış olduğu ve yıkılan duvarlardan taşarak santral binasını basmış olduğu, santral binasının üst katına kadar suların yükselmiş olduğunu ve binanın içinin çamur mil tabakası altında kalmış olduğu bildirilmiştir. Prof. Dr. … tarafından … Sigorta Şti.’ne sunulan raporda, hasar başlangıcını tetikleyen nedenin net olarak anlaşılamadığı, söz konusu bölgede yapılan gözlemlerde zeminde görünen bir oturmaya veya yer kaymasına rastlanmadığı, bu nedenle, doğrudan zeminle ilişkilendirilebilecek bir hasardan söz etmenin yerinde olmayacağı, temel altınna önceden su sızması gibi nedenlerden dolayı temelde önceden bir hareket olmuş olabileceği, havuzun doldurulması ile birlikte bu bölgedeki hareketin devam etmesinin de hasara yol açabileceği, ancak, duvar temellerinin incelenmesi ve hasar öncesi bir hareket başlangıcı olup olmadığının tespit edilebilmesinin mümkün olmadığı, yapıda, daha önce bölgede meydana gelen depremlerle ilişkilendirilebilecek bir hasar olma olasılığının da irdelendiği, buna göre, havuz yapısında deprem kaynaklı bir. mevcut hasar oluşmuş olma ihtimalinin oldukça düşük olduğu bildirilmiştir…. Ltd. Şti. tarafından hazırlanan 25/01/2021 tarihli ticari risk sigorta poliçesi hasar ekspertiz raporunda, yapılan inceleme ve bilirkişi raporuna göre hasarın yer kayması veya deprem nedeniyle meydana gelmediği, donatısız ve temele fiziksel bağlantısı olmayan, hidrostatik yüke kendi ağırlığı ve sürtünme etkisi ile karşı koyan dolusavak duvar bloklarının soketlerinden kurtularak su tahliye kanalına doğru kayması nedeniyle söz konusu hasarın meydana geldiği, bu nedenle havuzda meydana gelen hasarın teminat harici olduğu bildirilmiştir. Mahkemece Darende Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat üzerine 2021/30 Tal. Sayılı dosyada alınan, 31/08/2022 tarihli bilirkişi heyeti raporunda, söz konusu tesisin yükleme havuzu ve duyarında gerçekleşen yıkımların onarıldığı, hasar gören yapısal elemanlara ait hiçbir yapı kalıntısı, hafriyat, mausubat’a rastlanmadığı, zemin yüzeyinde herhangi bir oturma gözlenmediği, bu aşamada sistemin yapısal hasarına neden olan sebeplerin geoteknik açıdan değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, ancak geoteknik deprem mühendisliği pratiklerinin 120 km’lik mesafede yerel zemin koşullarına da bağlı olarak farklı seviyelerde yapısal hasar oluşturabilecek yer hareketlerinin olabileceğini gösteren örnekler içerdiği, öyle ki 24.01.2020 tarihinde Elazığ-Sivrice Çevrimtaşı köyünde gerçekleşen aletsel büyüklüğü Mw 6.8, PGA 6.30 g olan depremin 100 km mesafedeki Malatya kent merkezinde yapısal hasarlara yol açtığı bildirilmiştir. Somut olayda, yukarıda özetlenen raporlarda da görüleceği üzere dava konusu edilen iddialar ile ilgili alınan raporlarda hasarın meydana geliş sebebine ilişkin farklı tespitler bulunduğundan hasarın poliçe kapsamında olup olmadığı henüz belli değildir. Ayrıca Mahkemenin, davacı vekilinin ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz taleplerinin reddedildiği 20/10/2022 tarihli celsesinde, davalının rapora itirazları kabul edilerek önceki raporu tanzim eden inşaat mühendisi ve makine mühendisi ile sonradan atanan jeoloji uzmanından ek rapor alınması için Darende Asliye Hukuk Mahkemesine talimat yazılmasına karar verildiği, bu raporun ise henüz tanzim edilip dosyaya sunulmadığı anlaşılmıştır. Gelinen aşama itibariyle yaklaşık ispat açısından dosya kapsamı ve mevcut delil durumunun yeterli olmadığı, buna göre ihtiyati haciz kararı verilmesi için yaklaşık ispat koşulu ve İİK’nun 257. maddesinde öngörülen koşullar oluşmadığından ilk derece mahkemesinin ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin kararı isabetlidir. Açıklanan sebeplerle ilk derece mahkemesince tesis edilen ihtiyati tedbir ve ihtiyati haciz talebinin reddine ilişkin ara kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/598 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 01/11/2022 tarihli ara kararında hukuka aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 TL harç davacı tarafından peşin olarak yatırıldığından yeniden harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti taktiren yer olmadığına, 4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu 353/1b-1 bendi ile aynı kanunun 362/1.f Maddesi gereğince kesin olarak oybirliği ile karar verildi.29/12/2022