Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1902 E. 2023/31 K. 12.01.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1902 Esas
KARAR NO: 2023/31
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ: 24/05/2018
DAVA: KOOPERATİFİN FESİH VE TASFİYESİ
KARAR TARİHİ: 12/01/2023
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı kooperatifin ortaklarına konut yapmak amacıyla kurulduğunu, ancak kuruluşunu müteakip amacı doğrultusunda herhangi bir faaliyetinin bulunmadığını, ortak kaydı yapılmadığını, kurucu 7 ortağın kooperatifle ilgilenmediklerini, mevcut durumda kooperatifin genel kurul yaparak fesih ve tasfiye kararı almasının mümkün olmadığını, çünkü kurucu 7 ortağın bilgisinin mevcut olmadığını, bu nedenle fesih ve tasfiyenin zaruri olarak Mahkeme kararı ile olması gerektiğini belirterek davalı kooperatifin fesih ve tasfiyesine karar verilmesini dava etmiştir. Davalı kooperatif tarafından davaya cevap verilmemiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: İlk derece mahkemesince; davalı kooperatifin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi istenmiş ise de, kooperatifin zaten tasfiye halinde olduğu, davacının da tasfiye memuru olarak görevlendirildiği, dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı, hukuki yararın HMK’nın 114/1-h maddesi gereğince dava şartı olduğu, aynı kanunun 115. maddesine göre dava şartlarının varlığının davanın her aşamasında mahkemece kendiliğinden gözetilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın usulden reddine dair karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar yasal süresinde davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir.Davacı vekili istinaf dilekçesinde, cevap dilekçesinde belirtmiş olduğu hususları tekrarlayarak ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞIMASI VE GEREKÇE: Dava, davalı kooperatifin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. “…Bu durumda mahkemece, davalı kooperatifin davadan önce tasfiye haline girdiği ve sicilden terkin edilmediği, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 81/6.maddesi hükmüne göre kooperatifin olağan genel kurul toplantılarını üç yıl üst üste yapmamış olmasının kooperatifin sicilden terkin edilmesi sonucunu doğurmayıp kooperatifin tasfiye haline girmesini sağlayacağı, tasfiye halindeki davalı kooperatifin zaten tasfiye halinde olduğu gözetilerek, davalı kooperatifin yine bu amacı sağlayan feshinin dava edilmesinde davacının hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle, davanın HMK’nın 114/1-h ve 115/2 madde hükümleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerekirken, davanın konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi doğru olmamış,…” (Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2015/5266 Esas 2016/2070 Karar sayılı ilamı). Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün yazı cevabında, davalı kooperatifin tasfiye halinde olduğu ve henüz terkin edilip kapanmadığı bildirilmiştir. Tasfiye halinde olan davalı kooperatifin tasfiye memurlarının … ile davacı … olduğu görülmüştür. Somut olayda, davacı vekili, davalı kooperatifin fesih ve tasfiyesi ile birlikte sicil kaydının terkinini de talep etmiş ise de tüzel kişiliği haiz olan kooperatifin tüzel kişiliği, ticaret sicilinden silinmesi (terkini) ile sona erebileceği, tüzel kişiliğin sona ermesi için de, tasfiye işlemlerinin eksiksiz tamamlanması gerektiği, davalı kooperatifin ise zaten tasfiye halinde olduğu, davacının ise tasfiye memuru olduğu, tasfiye halinde olması sebebiyle davalı kooperatifin yine bu amacı sağlayan feshinin dava edilmesinde hukuki yararın bulunmadığı anlaşılmakla Mahkemece tesis edilen karar isabetli olup davacı vekilinin istinaf sebepleri yerinde görülmemiştir. Açıklanan sebeplerle ilk derece mahkemesince tesis edilen kararda usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Yukarıda açıklanan nedenlerle;1-İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/459 Esas, 2018/582 Karar ve 24/05/2018 tarihli kararı usul ve yasaya uygun bulunduğundan davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1.b-1 bendi gereğince esastan REDDİNE,2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 179,90 TL istinaf karar harcından davacı tarafından peşin olarak yatırılan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 144,00 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA,3-İstinaf incelemesi aşamasında duruşma yapılmadığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına,4-Davacı tarafından yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 361/1. fıkrası uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.12/01/2023