Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/1899 E. 2022/1600 K. 22.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/1899 Esas
KARAR NO: 2022/1600
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ: 30/06/2022
NUMARASI: 2022/332 Esas, 2022/657 Karar
DAVANIN KONUSU: Konkordato (Adi Konkordatodan Kaynaklanan (İİK 285 İla 308/h))
KARAR TARİHİ: 22/12/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dosya incelendi.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1148-2020/550 E.K. sayılı kararı ile davalı şirketin konkordato projesinin tasdikine karar verildiğini, tasdik edilen proje kapsamında davalı borçlu şirketin üzerine düşen hiçbir yükümlülüğü yerine getirmediğini ve iş bu dava tarihine kadar herhangi bir ödeme yapmadığını, tasdik edilen projeye uyulmadığını belirterek davalı borçlu şirket lehine verilen konkordato tasdik kararının müvekkili alacaklı hakkında kısmen feshine ve tüm tedbirlerin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
CEVAP: Davalı vekili cevap dilekçesinde, Müvekkili şirket hakkında, İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1148 E. sayılı dosyasından, 05.12.2018 tarihinde geçici mühlet, 18.04.2019 tarihinde kesin mühlet ve 03.12.2020 tarihinde konkordato tasdiki kararı verildiğini, müvekkili şirket, tasdik edilen konkordato projesine uygun olarak borçlarını kısmen ödediğini, ödemeye devam edeceğini, ancak bilindiği üzere dünya genelinde ortaya çıkan Covid-19 salgını nedeniyle birçok iş yerinde faaliyetlerin durdurulduğunu, üretim yapılamadığını, nakit ihtiyaçları karşılanamaz hale geldiğini, salgının etkilerinin ortadan kaldırılması amacıyla idari otoriteler tarafından alınan kararlar nedeniyle birçok sektörde ciddi anlamda daralmalar olması, hammadde fiyatlarının artması, döviz kurunun aşırı yükselmesi ve sair nedenlerle ülkemiz açısından ekonomik krize yol açtığını, bu durumun, hali hazırda konkordato sürecinde olan müvekkili şirketin ekonomik olarak iyice zor durumda kalmasına, borçlarını ödemesinde gecikmeler yaşamasına neden olduğunu, öte yandan yaşanan Rusya – Ukrayna savaşı da ekonomiyi olumsuz yönde etkilediğini, ancak konkordato kurumunun ekonomik kriz anlarında nakit dengesi bozulan şirketlerin iyileşmesini sağlayan bir yasal hak ve düzenleme olduğu gözetildiğinde müvekkili şirket hakkında verilen konkordato tasdiki kararının kısmen feshedilmesinin kanunun amacına aykırı olacağını, müvekkili şirket tarafından konkordato planına uygun olarak davacıya en kısa zamanda ödeme yapılacak olup konkordatonun kısmen feshini gerektirir bir durum bulunmadığını, nitekim konkordato kurumu ile amaçlanan ekonomik faydaya ulaşılabilmesi için müvekkili şirket hakkında verilen konkordato tasdiki kararının tüm alacaklılar açısından devamı gerektiğini, bu kapsamda, davacının haksız ve hukuki mesnetten yoksun taleplerinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEME KARARI: Mahkemece, bilirkişi raporu, mahkemenin 2018/1148 E. 2020/550 K. sayılı dosyasına sunulan kayyım raporu ve davalı savunmasından anlaşıldığı üzere tasdikine karar verilen konkordato projesi kapsamında alacaklılara ve davacıya 28/12/2021 tarihinde ilk taksit ödemesinin yapılması gerektiği, davacının kredi borcunu ödemeyen davalıdan alacaklı olduğu ve davalı tarafından davacıya ilk taksit ödemesinin yapılmadığı, davacı yönünden konkordatonun kısmen fesih koşullarının oluştuğu dikkate alınarak davanın kabulü ile mahkemenin 2018/1148 E. 2020/550 K. kararıyla 03/12/2020 tarihinde tasdikine karar verilen konkordatonun İİK 308/e maddesi uyarınca davacı yönünden feshine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, İcra ve İflas Kanunun 308/e/2. fıkrası gereğince, kararın tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içinde davalı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Davalı vekili istinaf nedenleri olarak, konkordato kurumu ile amaçlanan ekonomik faydanın yansımalarının müvekkili şirket açısından görülmeye başlandığını, zira müvekkili şirketin faaliyetine devam ettiğini, personel maaşlarının düzenli olarak ödendiğini, konkordato kapsamında alacaklılara ödemeler yapıldığını, özkaynaklarının ve kârının arttığının kayyım raporları ve şirket kayıtları ile sabit olduğunu, konkordato projesinin başarıya ulaşması için konkordato kararının tüm alacaklılar yönünden devam etmesi gerektiğini, hal böyle iken, dosya kapsamında alınan bilirkişi raporunda müvekkili şirket hakkında kayyım raporunda yer alan olumlu değerlendirmelere değinilmediğini, yalnızca Ocak ve Şubat aylarına dair müvekkili şirketin ödeme yapamadığına yönelik açıklamalarda bulunulduğunu, bilirkişi raporundaki eksiklikler sebebiyle taraflarınca rapora itiraz edilmişse de mahkemece itirazları değerlendirilmemiş, ek rapor alınmasına yönelik taleplerinin ise reddedildiğini, eksik değerlendirmeleri havi bilirkişi raporunu hükme esas alan yerel mahkeme kararının bu yönüyle de hatalı olup kaldırılması gerektiğini, müvekkil şirketin, dünya genelinde meydana gelen ekonomik kriz nedeniyle nakit sıkıntısına düştüğünü, alacaklarını tahsil edememesi üzerine ödemelerde gecikmeler olduğunu ancak müvekkili şirket tarafından konkordato planına uygun olarak davacıya en kısa zamanda ödeme yapılacak olup konkordatonun feshini gerektirir bir durum bulunmadığından bahisle istinaf taleplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının ortadan kaldırılmasına karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRMESİ VE HUKUKİ NİTELENDİRME: Dava, İcra ve İflas Kanunun 308/e maddesi gereğince konkordatonun kısmen feshi istemine ilişkindir. Davalı şirket hakkında, konkordatonun tasdikine kararı verildiği ve kararın onanarak kesinleştiği konularında herhangi bir uyuşmazlık yoktur. Uyuşmazlık, konkordato projesi kapsamında süresinde ödeme yapılmadığından davacı yönünden konkordato projesinin kısmen feshine karar verilip verilemeyeceği noktasında toplanmaktadır. 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunun 308/e maddesinde “Konkordatonun kısmen feshi” düzenlenmiştir. 308/e. maddesinin 1. fıkrasında, kendisine karşı konkordato projesi uyarınca ifada bulunulmayan her alacaklının konkordato uyarınca kazanmış olduğu yeni hakları muhafaza etmekle birlikte konkordatoyu tasdik eden mahkemeye başvurarak kendisi konkordatoyu feshettirebileceği, 2. fıkrada ise fesih talebi üzerine verilecek hükmün tebliğden itibaren on gün içinde istinaf yoluna başvurulabileceği, Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde temyiz yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Yasal düzenleme kapsamında, davacının, fesih davası açma hakkına sahip ve konkordato projesi kapsamında ifada bulunulmayan alacaklı olduğu, davanın görevli ve yetkili olan konkordatonun tasdikine karar veren mahkemede açıldığı, kısmen fesih talep edilen konkordato tasdik kararının onanarak kesinleştiği, genel ve özel dava şartlarının mevcut olduğu kanaatine varılmıştır. Dosya kapsamından, davalı şirket hakkında, mahkemenin 2018/1148 Esas, 2020/550 Karar sayılı ve 03/12/2020 tarihli kararı ile konkordato projesinin İİK 305. madde kapsamında tasdik şartlarının gerçekleştiği gerekçesiyle konkordato projesinin tasdik edildiği, hükümde, davacının adi konkordatoya tabi olan borçlarının toplamı İİK m.306 kapsamında tenzilat yapılmadan 71.427.407,87 TL olup alacak miktarı 30.000,00 TL den az olan alacaklılara 28/10/2021 tarihinde tek seferde olmak üzere toplam 1.047.297,74 TL ödenmesine, geriye kalan ve alacak miktarı 30.000,00 TL ve 30.000,00 TL’den fazla olan alacaklılara 28/12/2021 tarihinden başlamak üzere 48 ay eşit taksitle ödenmesine, adi konkordatoya tabi alacaklıların faiz alacaklarından vazgeçmiş sayılmalarına, komiser heyetinin 01/12/2020 tarihli raporunun iş bu tasdik kararının eki sayılmasına karar verildiği, tasdik kararının, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 21/04/2022 tarih ve 2021/4735 Esas – 2022/2362 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği görülmüştür.Dosya kapsamında bulunan 01.04.2022 tarihli kayyım raporunda; tasdik edilen proje kapsamında 28.12.2021, 28.01.2022, 28.02.2022 ve 28.03.2022 tarihli ödemelerin yapılmadığının rapor edildiği görülmüştür. Mahkemece alınan 12/05/2022 tarihli bilirkişi raporunda; mahkemenin 2018/1148 E. 2020/550 K. sayılı dosyasında, …’nin şirketinin konkordato projesinin İİK m. 305 hükmü uyarınca tasdik edildiği, alacak miktarı 30.000,00-TL ve 30.000,00-TL’den fazla olan alacaklılara 28/12/2021 tarihinden başlamak üzere 48 ay eşit taksitle ödenmesine karar verildiği, Kesin Mühlet Konkordato Komiser Heyeti tarafından mahkemeye sunulan “Alacaklılara Yapılacak Ödemelerin Gösterildiğine Dair Rapor”da davacı … Bankası Anonim Şirketi’nin davalı şirketten 2.176.297,92 TL alacaklı olduğu ve aylık taksit tutarının da 45.339,54 TL olduğu, davalı şirketin ticari defterlerine göre, davacı şirkete olan borçların 300.04 ve 400.03 nolu detay hesaplarda izlendiği, detay hesaplardaki 31.12.2021 itibariyle mevcut olan bakiyenin 2022 yılı içerisinde de aynen yer aldığı, muhasebe açılış kaydı dışında ilgili hesapta herhangi bir muhasebe kaydının yapılmadığı, davalı tarafından davacıya 2022 yılı içerisinde herhangi bir ödemenin yapılmadığı, davalı tarafından 2022 yılı içerisinde davacıya ödeme yapılmamasının sonucu olarak, mahkemece karara bağlanan konkordato ödeme planı kapsamında 28.12.2021, 28.01.2022, 28.02.2022, 28.03.2022 ve 28.04.2022 tarihlerinde davacıya yapılması gereken ödemelerin yapılmadığı, mahkemenin 03.12.2020 tarihli gerekçeli kararıyla kayyım olarak tayin edilen … tarafından mahkemeye sunulan 01.04.2022 tarihli 8 nolu Kayyım Raporu ile, tasdik edilen proje kapsamında 28.12.2021, 28.01.2022, 28.02.2022 ve 28.03.2022 tarihlerinde yapılması gereken ödemelerin yapılmadığı, ancak muhtelif alacaklılara 15.03.2022 tarihinde 28.12.2021 ödemelerine mahsuben ödeme yapıldığının mahkemenin bilgisine sunulduğu, kayyım tarafından mahkemeye sunulan 8 nolu Raporda muhtelif alacaklılara 15.03.2022 tarihinde 28.12.2021 ödemelerine mahsuben ödeme yapıldığı ifade edilmiş ise de, yapılan bu ödemeler içerisinde davacının bulunmadığı ve davacıya herhangi bir ödemenin yapılmadığının bildirildiği görülmüştür. Konkordato koşullarına göre ödenmesi gereken borcun veya borç taksitlerinin vadeleri gelmeden açılan fesih davasının reddi gerekir. Asliye Ticaret mahkemesince tasdik edilen ödeme projesinde belirtilen vadelerde öngörülen taksitlerin ödenmemesi halinde fesih davası açılabilir. Projede öngörülen ödeme vadelerinin gerçekleştiği takdirde tasdik kararı kesinleşmese dahi bu sonuç değişmez (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02.03.1989 Tarihli, 1290/1256). Fesih davasında mahkeme, davanın açıldığı tarihte temerrüde düştüğünü saptadığı borçluya borcu ödemesi konusunda süre veremez (Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 18.01.1977 tarihli, 12063/148). Borçlunun konkordato projesinin öngördüğü ödeme vadesinden önce yaptığı ödemenin başka bir nedenle gerçekleştirildiği saptanmadığı takdirde, konkordato borcuna mahsup edilmesi gerekir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 02.03.1989 tarihli, 699/1243). Fesih davası açıldığının ilanına gerek yoktur. Zira madde 304/2’ye yollama yapmamıştır. Ayrıca fesih davası, sadece fesih davası açan kimsenin alacak hakkını ilgilendirir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesinin 26.12.1988 tarihli, 9007/7880). Konkordato komiseri fesih davası açamayacağı gibi borçlunun da böyle bir hakkı yoktur. (Av. Sümer Altay – Av.Ali Eskiocak, 7101 Sayılı Kanun’la yapılan Düzenlemelerin Işığında, Konkordato ve Yeniden Yapılanma Hukuku, 4. Bası, 341-351 sayfa). Konkordatonun feshi ile ilgili açıklamalar kapsamında somut dava değerlendirildiğinde, davalı şirkete atanan kayyım tarafından ibraz edilen rapor, mahkemece alınan bilirkişi raporu ve davalı vekilinin beyanlarından, konkordato projesinin tasdikinden sonra davalı borçlunun davacı alacaklıya hiçbir ödeme yapmadığı bu suretle konkordatonun kısmen feshi şartları oluştuğu anlaşılmakla davalının istinaf başvurusunun reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M: Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere; 1-Dosya kapsamı ve delil durumuna göre İlk Derece Mahkemesi kararı usul ve yasaya uygun olduğundan HMK’nın 353/1.b.1 Maddesi gereğince davalı tarafın istinaf başvurusunun esastan REDDİNE, 2-Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 harç peşin alındığından başkaca harç alınmasına YER OLMADIĞINA, 3-Davalı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, İcra ve İflas Kanunun 308/e-2 maddesi gereğince kararın tebliğ tarihinden itibaren on gün içinde Yargıtay nezdinde Temyiz Kanun Yolu Açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.22/12/2022