Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi 2022/189 E. 2022/341 K. 24.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
17. HUKUK DAİRESİ
DOSYA NO: 2022/189 Esas
KARAR NO: 2022/341
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ARA KARAR TARİHİ: 08/12/2021
NUMARASI: 2021/767 Esas
DAVA: İTİRAZIN İPTALİ (Hizmet Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 24/03/2022
6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. Maddesi uyarınca dosya incelendi,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA: Davacı vekili 03/12/2021 tarihli dava dilekçesinde; müvekkili şirketin 3996 sayılı kanun hükümlerine göre Kuzey Marmara Otoyolunun işletme hakkının sahibi olduğunu, davalının ise işletme hakkı müvekkiline ait olan otoyollarını kullanmış olan şirket olduğunu, 6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğünün Hizmetleri Hakkındaki Kanunun geçiş ücretini ödememe ve güvenliğin ihlali başlıklı 30.maddesi gereğince geçiş ücretlerini ödemeden geçiş yapan araç sahiplerinden işletici şirket tarafından geçiş ücreti ödemeden giriş çıkış yaptığı mesafeye ait geçiş ücreti ile birlikte bu ücretin 4 katı tutarında cezanın genel hükümlere göre tahsil edileceği hükmünün mevcut olduğunu, davalının 06/04/2021 ile 12/05/2021 tarihleri arasında birçok kez geçiş ücreti ödemeksizin müvekkili şirketin işletmesinde olan otoyollardan ihlalli geçiş yaptığını, bedeli ödenmeden yapılan geçiş ücretlerinin 15 günlük sürede de ödenmemesi nedeniyle davalı hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının takibe ve borç ile ferilerine itiraz ettiğini, itirazlarının tamamının takibi durdurmak için yapıldığının ortada olduğunu, davalı tarafın ödeme emri ekinde yer alan belgelere itirazınında mesnetsiz ve hukuka aykırı olduğunu, HGS / OGS sisteminin müvekkili şirketin kontrolünde olan bir sistem olmadığını, müvekkili şirketin sadece geçiş ücretini talep eden bir şirket olduğunu, okuyucu cihazların müvekkili şirkete ait olmadığını, başka şirketin bünyesinde olduğunu, takibe yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli olduğunu iddia ederek, davalı adına kayıtlı menkul, gayrimenkul ve araçlar ile banka kayıtları üzerine İİK m.257 gereğince teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasını, aksi halde %20’den fazla olmamak üzere belirlenecek teminat tutarı üzerinden ihtiyati haciz işlenmesine, davalının haksız ve hukuki dayanaktan yoksun itirazının iptali ile takibin devamına ve %20’den az olmamak üzere icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİNİN 08/12/2021 TARİHLİ ARA KARARI: Mahkemece; davacının alacağının temini açısından davalı adına kayıtlı bulunan menkul ve gayrimenkuller, araçlar ile banka hesapları üzerine teminatsız olarak ihtiyati haciz konulmasını talep edilmişse de, takip ve dava konusu ihlalli geçişleri gösterir kayıt ve belgelerin şu aşamada dosyada mübrez olmadığı, bir başka deyişle yaklaşık ispat koşulu hasıl olmadığı, talebin yargılama ve tahkikat gerektirdiği gerekçesiyle ihtiyati haciz isteminin şu aşamada reddine karar verilmiştir.
İSTİNAF NEDENLERİ: Karar, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf edilmiştir. Davacı vekili istinaf nedenleri olarak; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek ilk derece mahkeme kararının kaldırılarak haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiğini, ret kararı verilmesinin emsal yargı kararları karşısında hukuka aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca her ne kadar mahkeme kararında dava konusu ihlalli geçişleri gösterir kayıtlarının dosyada olmadığı belirtilmiş ise de davaya konu geçişlere ilişkin geçiş listesi, geçiş görüntüleri, geçiş ücretlerinin neden tahsil edilemediğini gösterir provizyon cevaplarının davanın açıldığı gün 03/12/2021 tarihinde delil dilekçesinin ekinde CD olarak mahkemeye sunulduğunu, belirtilen gerekçe ile ihtiyati haciz talebinin reddi yönünden verilen kararın hukuka aykırı olduğunu, müvekkili şirketin alacaklı sıfatına sahip olduğunu iddia ederek, ilk derece mahkemesinin 08/12/2021 tarihli ihtiyati haciz talebinin reddine dair ara kararının kaldırılmasını ve ihtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Talep, İİK 258/2 fıkrası gereğince ihtiyati haciz talebinin reddi kararının kaldırılması istemidir. 2004 sayılı İİK’nın 258/sonuncu fıkrasında ihtiyati haciz talebinin reddi halinde alacaklının istinaf yoluna başvurabileceği düzenlenmiştir. Davacı, iş bu yasal düzenleme kapsamında, istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Uyuşmazlık; ihtiyati haciz şartlarının oluşup oluşmadığı, ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığına ilişkindir. Dosya kapsamından; davacı şirket tarafından davalı şirket hakkında İstanbul … İcra Müdürlüğünün … Esas sayılı takip dosyasında 47.080,50 TL geçiş ücreti ile geçiş ücretinin 4 katı tutarındaki 188.322,00 TL ceza tutarı olmak üzere toplam 235.402,50 TL alacağın tahsili amacıyla 24/06/2021 tarihinde ilamsız icra takibi başlattığı, davalı borçlu şirketin takibe karşı yasal sürede borcu bulunmadığını belirterek itiraz ettiği, davacı şirketin ise iş bu itirazın iptali davasını açtığı, davacı şirket vekili tarafından dosyaya ibraz edilen 03/12/2021 tarihli dilekçe ile delilleri hakkında yazılı beyanda bulunduğu, beyan dilekçesinde, ihlalli geçişlerin yapıldığı anlara ilişkin fotoğraflar ve provizyon sorgu sonuçlarına ilişkin excell listesinin dilekçe ekinde CD formatında mahkemeye sunulduğunun belirtildiği, dosya içerisinde İGB bilgileri dökümü adı altında araç plakalarının geçiş tarihlerinin, geçiş ücretlerinin, ceza tutarlarının ayrı ayrı belirtildiği listenin dokuman şeklinde mevcut olduğu anlaşılmıştır. İcra ve İflas hukukundaki İhtiyati haciz müessesi, medeni usul hukukundaki İhtiyati tedbir ve idare hukukundaki yürütmenin durdurulması müesseseleri gibi hukuki koruma önlemidir. Geçici hukuki koruma önlemleri toplumsal barışın sağlanması açısından da önem taşımaktadır. Geçici hukuki himaye tedbirlerinin düzenleme nedeni, bireylere etkin hukuki himaye sağlanmasıdır. Bu da Hukuk devleti ilkesinin bir gereğidir (AY m.2).Geçici hukuki koruma önlemleri, henüz hüküm verilmeden bireylerin acil hukuki korunma ihtiyaçlarının karşılanmasıdır. 2004 Sayılı İİK’nın 257 ve devamında ihtiyati haciz düzenlenmiştir. İhtiyati haciz şartları 257. Maddede, 258. Maddede ise ihtiyati haciz kararına yer verilmiştir. 258. Maddenin ilk fıkrasında alacaklının alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecbur olduğu ifade edilmiştir. Bir alacak için İhtiyati haciz isteyen kişinin o alacağın alacaklı sıfatına sahip olması gerekir. Yani ancak alacağın alacaklısı İhtiyati haciz isteyebilir. Bu durum hakimin maddi hukuku araştırması gerektiği sonucunu beraberinde getirmektedir. Hakim, ibraz edilen delilerden İhtiyati haciz isteyen kişinin alacaklı sıfatına sahip olduğuna kanaat getirirse İhtiyati hacze İlişkin şart gerçekleşmiş demektir (İİK m.258/1). Alacaklı, alacağı ve icabında haciz sebepleri hakkında mahkemeye kanaat getirecek deliller göstermeye mecburdur. İbraz edilen ispat vasıtası, iddia edilen hakkın varlığını ispatlamaya elverişli olmalıdır. Diğer yandan, alacaklının, alacağının varlığını ve muaccel olduğunu tam ve kesin şekilde ispat etmesi aranmamaktadır. Öte yandan, İhtiyati haciz kararı verilebilmesi için alacağın yargılamayı gerektirmemesi şeklinde bir koşulda kanunda öngörülmemiştir. Diğer hukuki himaye tedbirlerinde olduğu gibi İhtiyati hacizde de amaç, davaya ilişkin bir yargılamadan farklı olarak maddi hukuka dayanan hak bakımından nihai bir karar verip uyuşmazlığı sona erdirmek değildir. Bireylere etkin hukuki himaye sağlamaktır. Talep edilen alacağın ise vadesinin gelmiş olması gerekir ( İİK m.257/1). Alacağın muaccel olduğu an, ya tarafların anlaşması veya bir ihbar yada kanun hükmü veya hukuki ilişkinin mahiyeti ile belirlenir. Muacceliyet ile temerrüdü karıştırmamak gerekir. Muaccel bir borcun borçlusu alacaklının ihtarıyla mütemerrüt olur. Diğer yandan alacağın rehinle temin edilmemiş olması gerekir. Vadesi gelmemiş alacaklarda İhtiyati haciz kararı verilmesinin şartları İİK 257/2. fıkrada sınırlı şekilde sayılmıştır. İhtiyati hacizde teminat ise, İİK 259.maddede düzenlenmiştir. Maddede, İhtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayacağı zarardan dolayı Hukuk Usuli Muhakemeleri Kanunun 96’ncı ( HMK 87.m) maddesinde yazılı teminat vermeye mecbur olduğu belirtilmiştir. Bu konuda hakimin takdir yetkisi bulunmadığından ve İhtiyati haczin dayanağı ilam veya ilam niteliğinde bir belge olmadıkça teminat alınmadan İhtiyati haciz kararı verilemez. İhtiyati hacizde ihtiyaten haczedilen mal ve haklar, alacaklının açtığı veya yaptığı veya açmayı yahut yapmayı düşündüğü dava ve İcra takibinin konusu değildir. Halbuki İhtiyati tedbirde, tedbir konulan şey dava konusudur. Tedbir isteyenin amacı ileride açacağı davada tedbire konu olan belli bir mal üzerinde hak elde etmektir. İhtiyati haciz sadece para ve teminat alacakları hakkındaki davalarda veya icra takiplerinde söz konusu olduğu halde, İhtiyati tedbir kural olarak paradan başka şeyler ( haklar, menkuller, gayrimenkuller ) hakkındaki davalarda uygulanır. Bu nedenle şartlarının mevcudiyeti halinde tazminat alacaklarında İhtiyati haciz kararı vermek, İhtiyati haciz kurumunun amacına uygun bir uygulama olur ( Doç.Dr.Adnan Deynekli, Dr.Mustafa Saldırım, Öğretide ve Uygulamada İhtiyati Haciz,3 bası ). Somut davanın, açıklanan yasal düzenlemeler ve genel İlkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, mahkemenin İhtiyati haciz talebinin red gerekçesi usul ve yasaya uygun bulunmamıştır. Dosya kapsamından, İİK 258. maddede yer verilen, kanaat getiren delillerin gösterilmiş olduğunun kabulü ile ihtiyati haciz kararı verilmesi gerekirken, talebin yasada düzenlemesi olmayan gerekçelere binaen reddine dair karar verilmesi yerinde bulunmamıştır. Diğer yandan, İhtiyati haciz talep eden tarafın, teminatsız İhtiyati haciz kararı verilmesi istemi ise, İİK 259. madde kapsamında olanaklı değildir. Diğer yandan, mahkemece ara kararın sonuç bölümünde kararın tebliğ tarihinden ifadesi yerine öğrenilmesinden itibaren ifadesine yer verilmiş olması da isabetli bulunmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı tarafın, davalıdan alacağına dair yasada ifade edilen kanaat getiren delilleri dosyaya sunduğu, ihtiyati haciz talebinde kesin ispatın aranmayacağı hususları dikkate alınarak, İİK 257 vd maddeleri gereğince, İhtiyati haciz talebinin kabulüne karar verilmesi gerekirken, talebin reddi ve red gerekçesi yerinde görülmemiştir. Ancak, söz konusu hata yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyeceğinden karar düzeltilerek yeniden esas hakkında hüküm tesisi uygun görülmüş ve davacının istinaf başvurusunun kısmen kabulüne karar verilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M:Gerekçesi yukarıda izah edildiği üzere: 1-Davacının istinaf başvurusunun kısmen KABULÜNE, 2-İstanbul 14. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2021/767 Esas sayılı derdest dava dosyasında verilen 08/12/2021tarihli ara kararın KALDIRILMASINA, 3-a) Davacının ihtiyati haciz talebinin İcra ve Kanunun 257/1. fıkrasına uygun görüldüğünden kısmen KABULÜNE, b)İcra ve Kanunun 259. maddesi uyarınca, İhtiyati haciz isteyen alacaklının hacizde haksız çıktığı takdirde borçlunun ve üçüncü şahsın bu yüzden uğrayabilecekleri muhtemel zarar ve ziyanlarını karşılamak üzere alacağın %15 ‘i oranında nakit veya kesin ve süresiz banka teminat mektubu ibraz olunduğunda davalının menkul, gayrimenkul ve üçüncü şahıslarda olan hak ve alacaklarının borç tutarı ( dava esas değeri 235.402,50 TL )ile sınırlı olmak kaydıyla İcra ve İflas Kanunun 257. maddesi gereğince İHTİYATEN HACZİNE, c)İhtiyati haciz kararının teminatın ibrazından sonra İcra ve İflas Kanunun 261. maddesi gereğince yetkili İcra dairesince infazına, d) Davacının teminatsız olarak İhtiyati haciz talebinin İİK ‘nın 259. maddesi gereğince ve şartları olmadığından reddine, 5- Hüküm tarihinde yürürlükte bulunan 492 sayılı Harçlar Kanununa bağlı tarife gereğince alınması gereken 80,70 harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 59,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 21,40 TL harcın davacıdan tahsili ile HAZİNEYE İRAT KAYDINA, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından vekalet ücreti hakkında karar verilmesine yer olmadığına, 7-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin mahkemece verilecek esasa dair kararda değerlendirilmesine, 8-Dosyanın gerekli işlemlerin yerine getirilmesi için ilk derece mahkemesine gönderilmesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme neticesinde, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-b/2 bendi ile aynı kanunun 362/1-f bendi ve İİK’nun 258/son fıkrası gereğince kesin olmak üzere oybirliğiyle karar verildi.24/03/2022